Vücudumuzun sıvı ve su dengesi çok önemlidir. Erkeklerin günlük sıvı ihtiyacı 3,7 litre
iken kadınların günlük sıvı ihtiyacı 2,7 litredir. Peki, günde ne kadar su içmeliyiz ve içtiğimiz
sıvılar vücudumuzda ne gibi etkiler yapıyor?
SU: Organlarımızda su atım miktarlarına bakacak olursak; böbreklerden yaklaşık
1500ml/gün, deriden yaklaşık 500ml/gün, barsaklardan 300ml/gün, solunumla ise
300ml/gün’dür. Yani günde yaklaşık 2,5 litre su/sıvı kaybı olmaktadır. Bu nedenle günde en
az 2litre su tüketmek önemli bir yer tutar. Tüketilen besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere
taşınması, hücrelerin yaşamsal faaliyetleri için gerekli olan biyokimyasal tepkimelerde, organ
ve dokuların çalışması, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin vücut dışına atılması,
vücut ısısının denetimi ve eklemlerin kayganlığı için olabilmesi gereklidir. Florid, kalsiyum
ve magnezyum gibi elzem mineralleri içerir. Aynı zamanda ‘0’ kaloridir!
Su dışındaki içecekleri,
1)Çay, kahve
2)Besin değeri olanlar: Süt, ayran, meyve suları
3)Kolalı ve kolasız gazozlar
4)Alkollü içkiler
5)Bazı bitki çiçek, yaprak ve tohumlarından yapılan çaylar: Adaçayı, ıhlamur, nane, kuşburnu
Olarak sınıflandırabiliriz. Bu içeceklerden ise toplumumuzda en çok tüketilen çaydır. Diğeri
ise kahvedir.
ÇAY: Çayın demlenirken suya geçen ögelerden yararlanırız. Yararlanılan ögelerden bir
tanesi kafeindir. İki-üç dakika 180 ml suda demlediğimiz çayda 30 mg civarında kafein
varken demlenme süresi arttıkça kafein miktarı da artmaktadır. Çay kafein yanında
metilksantinler içerir ve bu iki madde mide salgısını uyarmaktadır. Bu nedenle ülser sıkıntısı
olan kişilerin çay tüketimlerine dikkat etmesi gerekmektedir. Aynı zamanda kafein anneden
fetüse geçebilmektedir bu nedenle gebelerin çay tüketimlerine dikkat etmesi gerekmektedir.
Ancak siyah çay besinlerdeki hem olmayan demirin biyo yararlılığını azaltacak olan okside
olmuş fenolik öğeler içerir bu nedenle anemiye eğilimli kişilerin, gebelerin ve çocukların
yemekle birlikte çay içmemelerine dikkat etmesi gerekmektedir. Yemek ile çay içmenin
arasında en az 1 saat olması gerekmektedir. C vitamininin fenollerin demir bağlayıcı etkilerini
azalttığı bilinmektedir bu nedenle çay içilmek isteniyorsa limonlu çay tercih edilmelidir. İshal
yaşayan kişilerin de çay tüketimini sınırlandırması gerekmektedir çünkü çayın içerisinde
bulunan tanen ve fitatlar minerallarin emilimini azaltacak ve yetersizliğe neden olacaktır. Bu
nedenle çayı tüketmemeleri gerekir. Anti-bakteriyel özelliği vardır. Çay, flavonoidler olarak
adlandırılan antioksidanların önemli bir kaynağıdır.
Miyokard enfaktüs riskini %11 oranında azaltmak istiyorsak günde 3 bardak çay tüketiminin
olumlu etkilerinin olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. İçilen sade çayda protein, yağ ve
karbonhidrat gibi makro besin öğeleri hemen hemen yoktur. Ve şeker eklenmediğinde
çayında kalorisi 0’dır!
KAHVE: Kahve dendiğinde aklımıza hemen ‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır’ sözü
gelir, üzerine yıllar boyunca dostluklar kurulmuş birçok güzel muhabbete eşlik etmiş olan
Türk kahvesi herkes tarafından sevildiği gibi sağlığımız için faydaları da saymakla bitmiyor.
İlerleyen yaştaki kadınların kahve tüketimine daha çok dikkat etmesi gerekmektedir çünkü 3
fincandan fazla kahve tüketilmesi kalsiyum kaybını tetikleyecektir ve kemik erimesi riskini
arttıracaktır. Yapılan bir araştırmada günde 3 fincan kahve tüketilmesi Alzheimer hastalığına
yakalanmayı önlemektedir. Houston Kanser merkezinde yapılan çalışma ise kahvenin
erkeklerde prostat kanseri riskini azalttığını göstermektedir. İşte sevindirici haber kahve de ‘0’
kaloridir!’ Ancak süt ve şeker eklemesiyle tüketildiğinde kalorisi artmaktadır. Kahve kafein
içerir ve yapılan bazı çalışmalarda kafeinin metabolik hızı %2-12 arttırdığı gözlenmiştir.
Günlük alınabilecek maksimum kafein için; kahve tüketimini günlük en fazla 2-3 fincan
olmalıdır.