Türkiye'nin 12 aylık cari fazlası, temmuzda 4 milyar 445 milyon dolarla Ocak 2002'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Ekonominin yüksek büyüme performansı gösterdiği 2010 ve 2011 yıllarında cari işlemler hesabı da tarihi zirveleri görmüştü. Ekim 2011'de 76,1 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaşan yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, hem alınan tedbirler hem de büyümenin tarihi ortalamalara yaklaşmasıyla düşüşe geçti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Eylül 2018'de kamuoyuna açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) sonrasında başlayan ekonomideki yeniden dengelenme süreci ödemeler dengesi tarafında etkisini gösterdi. Hem hükümetin hem de ekonomi yönetiminin sorunlar karşısında hızlı ve etkin kararları ödemeler dengesi tarafında meyvelerini verdi.
Geçen yılın mayıs ayında 57,9 dolar seviyesinde gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, o tarihten bu yana her ay kademeli düşüşünü sürdürerek 2018 yıl sonunda 27 milyar dolara indi.
2019 yılında da cari açıktaki gerileme hızla devam etti ve haziranda 1,1 milyar dolar cari fazla verildi. Türkiye'nin 12 aylık cari işlemler hesabı, temmuzda 4 milyar 445 milyon dolarla Ocak 2002'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Böylece AK Parti'nin tek başına iktidara geldiği 2002 yılından bu yana en yüksek yıllıklandırılmış cari fazla görüldü.
Aynı zamanda temmuzda aylık 1 milyar 158 milyon dolarla bu yılın en yüksek cari fazlası verildi.
"Çekirdek cari denge 45,6 milyar dolar fazlaya yükseldi"
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, temmuzda cari işlemler dengesinin 1,16 milyar dolar fazla verdiğini, geçen yılın aynı ayında ise 2,2 milyar dolar açık verildiğini anımsattı.
Son 12 aylık cari dengenin 4,4 milyar dolar fazla ile (GSYH'ya oranla yüzde 0,6) belirgin iyileştiğine dikkati çeken Bürümcekçi, Ocak 2002'den beri en yüksek fazla düzeyine ulaşıldığını belirtti.
Bürümcekçi, ağustos ayı gümrük dış ticaret öncü verilerinin geçen yıla göre çok sınırlı düşük dış açığa işaret ederek, cari fazladaki yükselişin sonuna yaklaşıldığını düşündürdüğünü söyledi.
Manşet verideki iyileşmenin yanı sıra, cari dengenin temel eğilimi açısından takip edilen enerji dışı cari dengenin 41 milyar dolar fazlaya ve çekirdek cari dengenin de 45,6 milyar dolar fazlaya yükseldiğini ifade eden Bürümcekçi, "Türkiye ekonomisinin sert daralma/büyüme dönemlerinde manşet ve çekirdek açıkta belirgin azalış/artış eğilimi görülmesinin doğal olduğunu hep vurgulamaktayız. Nitekim, son bir yıl içinde ekonomik aktivitede önce durgunluk sonra da resesyon yaşanması ile enerji ve altın dışı açıkta belirgin iyileşme eğilimi gözlenmekte. Dış talebin küresel krize göre daha güçlü seyretmesi sayesinde ise cari dengedeki iyileşme 2001 krizine benzer boyutlara ulaşacak gibi görünmektedir." diye konuştu.
Bürümcekçi, cari işlemlerde temmuz ayında gözlenen iyileşmede, dış ticaret açığının geçen yıldan düşük açık ve hizmetler dengesinin yüksek fazla vermesinin ana etken olduğunu söyledi.
"Ağustos sonunda 5 milyar dolar fazlaya ulaşabiliriz"
Haluk Bürümcekçi, cari dengedeki güçlü iyileşme döneminin sona ermiş olabileceğini, bundan sonraki seyrin büyümeye bağlı olacağını belirtti.
Önceki yıl cari açığı artıran faktörlerin başında gelen enerji ticaretindeki gelişmelerin devam edip etmeyeceğinin kritik olduğunu ifade eden Bürümcekçi, petrol fiyatlarının son dönemdeki gerilemeyle 2018 yılı ortalamasının (72 dolar) altına inmesinin cari açığı azaltıcı etki getirmeye devam ettiğini söyledi.
Bürümcekçi, altın ticaretinde ise geçen yıl ilk yedi ayda verilen 8,2 milyar dolar net açığın bu yıl aynı dönemde 4,1 milyar dolara gerilediğini ve bu eğilimin de devam edebileceğini dile getirdi.
Turizm gelirlerinin, turist sayısının artış eğilimini koruması ile toparlanma göstermeye devam edeceğinin altını çizen Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ancak, ilk yarıda ekonomik aktivite dipten toparlanmaya geçse de zayıf kalan milli gelir büyümesi baz etkisinin de devreye girmesiyle daha güçlü artışlar kaydedebilir. Bu gelişmenin, dış ticaret açığında yıllık bazda karşılaştırmalarda da artış getirebileceğini düşünmekteyiz. Ayrıca, AB pazarı ve genel olarak küresel çapta büyümede gözlenen yavaşlamanın ihracat artış hızımızı olumsuz etkilemeye başladığı izlenmektedir. Bu doğrultuda, ağustos sonunda 5 milyar dolar fazlaya ulaşmasını beklediğimiz son 12 aylık açığın, 2019 yıl sonunda hafif açık verebileceğini düşünmekteyiz."