Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
AFAD ve Kandilli bilgilerine nazaran 15 Mart 2022 Salı günü deprem oldu mu merak ediliyor. Türkiye'nin dört bir yanında etkin fay çizgileri bulunması sebebiyle vatandaşlar deprem haberlerine ağır ilgi gösteriyor. ‘Son sarsıntı nerede oldu’ ve ‘deprem mi oldu’ sorularına karşılık aranıyor. AFAD ve Kandilli Rasathanesi, ülkemizde ve komşu ülkelerde yaşanan zelzeleleri liste halinde takipçileriyle paylaşıyor. Pekala İstanbul'da sarsıntı mi oldu, az evvel nerede zelzele oldu? İşte 15 Mart Salı Kandilli Rasathanesi ve AFAD’ın yayınladığı son depremler sayfası…
AFAD ve Kandilli Rasathanesi 15 Mart Salı günü gerçekleşen deprem verilerini paylaşıyor. Ülkemizde küçük çaplı sarsıntıların yanında vakit zaman huzursuz edici sarsıntılar de yaşanabiliyor. İşte AFAD son depremler listesi ve Kandilli Rasathanesi son zelzeleler listesi!
15 Mart 2022 AFAD ve Kandilli Son Depremler
AFAD ve Kandilli Rasathanesi, ülkemizde ve komşu ülkelerde meydana gelen zelzeleleri liste halinde takipçileriyle paylaşıyor. AFAD ve Kandilli Rasathanesi’nin paylaşımlarına bakarak çevrenizde deprem gerçekleşip gerçekleşmediğini denetim edebilirsiniz.
KANDİLLİ RASATHANESİ SON SARSINTILAR LİSTESİ
AFAD SON ZELZELELER SAYFASI
Deprem Neden Olur?
Ülkemizin %92'si deprem bölgesi olarak isimlendirilmekte ve nüfusumuzun %95'inin zelzele riski altında yaşadığı bilinmektedir. Tarih boyunca canımızı çok yakan zelzele nasıl meydana geldiğine ayrıntılı bakalım...
Deprem Nasıl Oluşur?
Yer kabuğunda yaşanan kuvvetli kırılmalardan ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsması olayına ''deprem'' denmektedir.
Depreme ilişkin dalgaların şiddetini, nerede ve nasıl meydana geldiğini, ölçüm aletlerini ve zelzeleyle ilgili tüm kayıtları tutarak değerlendirmesini yapan bilim koluna da ''sismoloji'' deniyor.
Kıtaların ve okyanusların üzerinde durduğu, yer kürenin dış kısmında 70-100 km kalınlığında bir katman bulunur. Bu katmana ''taş küre'' ya da ''litosfer'' denilir. Litosfer ile çekirdek ortasında ise, kalınlığı 2.900 km olan manto ismindeki katman bulunur.
Manto katmanı üste yanlışsız devamlı bir kuvvet oluşturur. Bu oluşan kuvvet, konveksiyon akımlarıyla (katı yüzey ile akışkan ortasında gerçekleşen ısı transferi) taş kürede bulunan kabukları parçalayarak ''levhalar'' oluşturur. Bu levhalar üstünde taşıdığı kıtalarla birlikte, bizlerin hissedemeyeceği bir süratte hareket ederler.
Hareket eden levhalar dünyanın muhakkak bölgelerinde(buralara sarsıntı bölgesi deniyor) birbirleriyle çarpışır, sürtünür ve ittirir. Birbiriyle sıkışan levhaların kurtulmalarına mahzur olan bir sürtünme kuvveti bulunur. Levhaların hareketine devam edebilmesi için sürtünme kuvvetinden kurtulmaları gerekir.
Birbirlerini iten ve sıkışan levhalar, sürtünme kuvvetinden kurtulduğu an büyük bir güç ortaya çıkar. Bu güç harekete sebep olur ve şok dalgası üzere etrafına süratle yayılır. Sarsıntının tesiriyle yeryüzünde bazen gözle görülebilen bazen de kabuğun altında kalan, kilometrelerce uzanan ''fay'' ismi verilen arazi kırıkları oluşur. İşte bu zelzelenin oluşum halidir.
Bunun için öncelikle Kuzey Anadolu Fay sınırının tarihini, özelliklerini ve ülkemizdeki tesirlerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Üstte gördüğünüz üzere fay hattı Erzincan'dan başlayıp Marmara Denizi'ne kadar ulaşıyor.İlçeler ve semtler bazında risk bazında bir dağılım yapmak mümkün.
1., 2., 3., 4. ve 5. risk bölgeleri olarak ilçe ve semtleri ayırabiliriz. Burada bilhassa yeni binalar bazında da değinmemiz gereken yerler var. Yapılaşma açısından en yeni binalardan oluşuyor diyebileceğimiz ilçe Sultanbeyli.
Burada uzmanların bilhassa belirttiği değerli bir noktaya da değinmemiz gerekiyor. Çarpık kentleşmenin en fazla görüldüğü Avrupa Yakası'nın riski Anadolu Yakası'na nazaran daha yüksek.
Binaların yapısı, taban etüdü, dayanıklılık ve pek çok farklı faktör aslına bakarsanız İstanbul'un geneli için bir risk yaratıyor. 1999 zelzelesinden sonra yapılaşmadaki kanunlar ve yönetmelikler yeni pek çok binanın daha güçlü olmasını da sağladı.
