iltasyazilim
FD Üye
İstanbul Silivrikapı'da, sur bedenleri arasında bulunan Bizans hipojesi (mezar odası) yıkılma tehlikesi yaşıyor Hipoje 1988 yılında, surların restorasyonu sırasında, 37 Kule'nin güneyinde Prof Dr Ümit Serdaroğlu tarafından bulunmuş ve İS 4 yüzyıla tarihlenmişti
İstanbul'un en eski yapılarından Silivrikapı Hipojesi ilgisizlikten yıkılıyor , içerisinde ateş yakılıyor
1989 yılında büyükşehir belediyesi tarafından restone edildi Ancak zaman içinde büyük bir tahribata sahne oldu
Hırsızlar, 1993 yılında duvarı üç kez delerek iç mekânı kaplayan mermer kabartmaları dışarı çıkardılar Sökülme sırasında kırılan kabartmalar daha sonra mali polis tarafından Gaziosmanpaşa'da ele geçirildi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne teslim edildi Kabartmalar birleştirildi, kalıpları çıkarılarak kopyaları mezardaki yerlerine yerleştirildi Yine mezardaki freskolar (duvar resimleri) restore edilerek koruma altına alındı Ama önlemler vandallığa engel olamadı
Yetkililerin Silivrikapı Hipojesi'ne ilgisizliği 1999 yılında haber konusu oldu Bugün hayatta olmayan Prof Dr Ümit Serdaroğlu o dönemde yaptığı açıklamada 'Bu mezar 4 yüzyıldan günümüze kalabilmiş, yapı tipi itibarıyla ender eserlerden biri Biz kapısını açtığımızda yüzyıllardır içeriye kimse girmemişti İskeletler, lahitler, kabartmalar, her şey yerli yerindeydi' diyor ve mezarın korunmasının sorumluluğunun büyükşehir belediyesine ait olduğunu söylüyor (Hürriyet, 15 Nisan 1999)
Yapının orijinal kabartmaları İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Yardımcısı Zeynep Kızıltan, Silivkapı Hipojesi'ni koruma sorumluluğunun kanun gereği büyükşehir belediyesinde olduğunu ancak kendilerine başvurulduğu takdirde uzman desteği verebileceklerini söylüyor İÜ Öğretim Üyesi ve Bizans sanatı uzmanı Doç Dr Engin Akyürek, korumanın eseri günyüzüne çıkarmaktan bile önemli olduğunu söylüyor: 'Çünkü gelecek kuşaklar onu anlayıp, sizden daha iyi koruyabilir' diyor
Silivrikapı Hipojesi yıkılıyor Çatısı çöküyor, dış duvar kaplamaları dökülüyor Kapısı yok, içerisinde ateş yakılıyor İs ve tahribat nedeniyle iç duvardaki freskolar, belki de restore edilemeyecek derecede zarar görmüş durumda 1600 seneye direnen tarihi yapı, İstanbul'un göbeğinde, vandalizme yenik düşüyor İstanbul, bir dünya mirasını daha yitiriyor
Yazı ve Fotoğraflar: Gökhan Tan Kasım 2006
İstanbul'un en eski yapılarından Silivrikapı Hipojesi ilgisizlikten yıkılıyor , içerisinde ateş yakılıyor
1989 yılında büyükşehir belediyesi tarafından restone edildi Ancak zaman içinde büyük bir tahribata sahne oldu
Hırsızlar, 1993 yılında duvarı üç kez delerek iç mekânı kaplayan mermer kabartmaları dışarı çıkardılar Sökülme sırasında kırılan kabartmalar daha sonra mali polis tarafından Gaziosmanpaşa'da ele geçirildi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne teslim edildi Kabartmalar birleştirildi, kalıpları çıkarılarak kopyaları mezardaki yerlerine yerleştirildi Yine mezardaki freskolar (duvar resimleri) restore edilerek koruma altına alındı Ama önlemler vandallığa engel olamadı
Yetkililerin Silivrikapı Hipojesi'ne ilgisizliği 1999 yılında haber konusu oldu Bugün hayatta olmayan Prof Dr Ümit Serdaroğlu o dönemde yaptığı açıklamada 'Bu mezar 4 yüzyıldan günümüze kalabilmiş, yapı tipi itibarıyla ender eserlerden biri Biz kapısını açtığımızda yüzyıllardır içeriye kimse girmemişti İskeletler, lahitler, kabartmalar, her şey yerli yerindeydi' diyor ve mezarın korunmasının sorumluluğunun büyükşehir belediyesine ait olduğunu söylüyor (Hürriyet, 15 Nisan 1999)
Yapının orijinal kabartmaları İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Yardımcısı Zeynep Kızıltan, Silivkapı Hipojesi'ni koruma sorumluluğunun kanun gereği büyükşehir belediyesinde olduğunu ancak kendilerine başvurulduğu takdirde uzman desteği verebileceklerini söylüyor İÜ Öğretim Üyesi ve Bizans sanatı uzmanı Doç Dr Engin Akyürek, korumanın eseri günyüzüne çıkarmaktan bile önemli olduğunu söylüyor: 'Çünkü gelecek kuşaklar onu anlayıp, sizden daha iyi koruyabilir' diyor
Silivrikapı Hipojesi yıkılıyor Çatısı çöküyor, dış duvar kaplamaları dökülüyor Kapısı yok, içerisinde ateş yakılıyor İs ve tahribat nedeniyle iç duvardaki freskolar, belki de restore edilemeyecek derecede zarar görmüş durumda 1600 seneye direnen tarihi yapı, İstanbul'un göbeğinde, vandalizme yenik düşüyor İstanbul, bir dünya mirasını daha yitiriyor
Yazı ve Fotoğraflar: Gökhan Tan Kasım 2006