Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

17. Yuzyılda Osmanlı Mimari Eserleri

17. Yuzyılda Osmanlı Mimari Eserleri
0
144

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
85
Puan
48
F-D Coin
0
17 Yuzyıl Osmanlı Mimari Eserleri hakkında bilgi
17 Yuzyıl Osmanlı Mimari Eserleri nelerdir
Osmanlı Mimari Eserleri 17 Yuzyıl


17 Yuzyılda Osmanlı Mimari Eserleri
Osmanlı Devleti'nin, Balkanlar'daki hakimiyeti yaklaşık 500 yıl surmuştur Bu uzun donem boyunca MuslumanTurk kulturune ait onemli eserler inşa edilmiş, bolgenin gayrimuslim halkları da bu zengin kulturden faydalanmıştır


Osmanlı Devleti imar calışmalarına buyuk onem vermiş; yollar, kopruler, camiler, medreseler inşa etmiş, ardında sayısız eser bırakmıştır Ancak kultur mirası, mimari eserlerle sınırlı değildir; Balkan topraklarında yerleşen MuslumanTurk gruplar, beraberlerinde halk ve tasavvuf edebiyatını, ceşitli sanat kollarını, yemeicme kulturunu, daha doğrusu MuslumanTurk medeniyetinin butun unsurlarını bu bolgeye taşımış, yaygınlaştırmış ve gunumuze kadar yaşamasını sağlamışlardır

Ornek olarak Turk yemek kulturune ait bircok unsur bugun Balkanlar'da gelenek haline gelmiştir; bu cercevede pide, borek, kebap, dolma, somun, gevrek, sarma, helva, boza, salep, kahve, şerbet, kadayıf, baklava, fincan, bardak, tas, cezve gibi sayısız kavram Balkan kulturune gecmiştir Bugun Balkan ulkelerinde gezen bir turist, hemen her adımında Osmanlı'dan kalma bir eserle karşılaşmakta, o kulturun izlerini takip edebilmektedir Uzun yıllar boyunca ihmal edilen ve ancak son zamanlarda yeni yeni ilgi gormeye başlayan bu eserler 500 yıl boyunca kok salmış bir kulturu temsil etmektedir


Mimari Eserler


Balkanlar'da, Osmanlı donemine ait Turk şehir mimarisinin en guzel ornekleri verilmiştir Bu cercevede şehir merkezlerine camimescit, tekkezaviye ve turbe gibi dini yapılar; han, bedesten, kervansaray, arasta ve carşı gibi ticari yapılar; imaret, hamam, kopru, su kemeri, ceşme ve saat kulesi gibi sosyal yapılar; mektep, medrese ve kutuphane gibi eğitim merkezleri; kale, kuleocak, burc ve tabyalar gibi askeri yapılar inşa edilmiştir


Mimari zenginliğin de İslam ahlakının uluslara kazandırdığı bir vasıf olduğunu belirtmek gerekir İslam oncesinde Ortadoğu ve Orta Asya halkları mimari yonden oldukca geri bir duzeyde olmalarına karşın, İslam ahlakıyla şereflenmelerinin ardından, diğer pek cok kulturel alanda olduğu gibi mimari alanında da buyuk bir yukseliş yaşamışlardır Kuran'da Hz Suleyman'ın estetik zevkini ve yaptırdığı buyuk mimari eserleri bildiren ayetler tum Muslumanlar icin yol gosterici olmuştur:17 Yuzyılda Osmanlı Mimari Eserleri

Suleyman icin de, sabah gidişi bir ay, akşam donuşu bir ay (mesafe) olan ruzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuz buyukluğunde canaklar ve yerinden sokulmeyen kazanlar yaparlardı (Sebe Suresi, 1213)

Bu şuurla yapılan mimari eserleri, İslam tarihinin her doneminde gormek mumkundur Osmanlı ise bu alandaki zirveyi temsil etmektedir Turk mimari tarihinin unlu isimlerinden Ekrem Hakkı Ayverdi, uzun araştırmalar sonucunda yayınladığı Avrupa'da Osmanlı Mimarisi adlı eserinde, Osmanlı'nın sadece Balkanlar'da 15787 adet mimari yapı inşa ettiğini ortaya koymuşturSadece Bulgaristan'daki mimari eserlerin sayısı 3399 adettir; bu sayı, 2356 adet camimescit, 142 medrese, 273 mektep, 174 tekkezaviye, 42 imaret, 116 han, 113 hamamılıcakaplıca, 27 turbe, 24 kopru, 16 kervansaray, 74 ceşme, saat kuleleri, hastaneler, bedestenler, kutuphaneler ve ceşitli sanat eserlerinden meydana gelmiştir Gunumuzde bu eserlerin buyuk bir kısmı yok olmuştur; orijinal halini koruyan eser sayısı ise cok azdır

Vardar Nehri uzerinde, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılan Taş Kopru (Fatih Koprusu) ve Samokov'da bir Turk ceşmesi

Bu mimari yapılardan Romanya Babadağ'daki Sarı Saltuk Turbesi; Arnavutluk Kruya'da Sarı Saltuk Turbesi; BosnaHersek Blagay'da Sarı Saltuk Turbesi; Bulgaristan ObrocişteBalcık'ta Akyazılı Tekkesi ve İmareti; Kostendil'de Koca İsnak Paşa Koprusu, Uludere Harmanlı Koprusu; Budapeşte'de Gul Baba Turbesi; Kosova Priştine'de Sultan Murat Hudavendigar Turbesi; Uskup'te Sultan Murat Camii, Kurşunlu Han; Filibe'de Sultan Murat Hudavendigar Camii, Karagoz Paşa Medresesi, Hunkar Hamamı, Şahabeddin Paşa Hamamı; Saraybosna'da Gazi Husrev Bey Camii; Sofya'da Mahmut Paşa Camii ve Kervansarayı, Şumnu'da Şerif Halil Paşa Camii, saat kulesi; Yunanistan Kavala'da Mehmet Ali Paşa Medresesi, yeniden inşa edilen Mostar Koprusu; ManastırBitola, Pirlepe'de saat kuleleri; Pec'te Kazım Paşa Camii gibi ceşitli ornekler gunumuze kadar ulaşmıştır Ancak ne var ki, bu yapıların bazıları bakımsız ve ihmal edilmiş durumdadırlar

Ozellikle Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Macaristan gibi ulkelerdeki eserler, Eski Yugoslavya'da bulunanlara gore cok daha kotu durumdadır Turk kultur mirasının bir parcası olan bu onemli eserler, yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar İhmal ve bakımsızlığın yanı sıra yıkılmayan bazı onemli tarihi binaların farklı amaclarla kullanılması, bilincsiz bir şekilde tadilat calışmalarında bulunulması, eserlerin ideolojik olarak tahrip edilmesi bu mimari yapıların tukenmesine yol acmaktadır Turkiye'nin bu eserlerin restorasyonu ve korunması icin girişimde bulunması, Balkan ulkeleriyle bu konuda iş birliği imkanları araması son derece isabetli bir politika olacaktır

Macaristan'da Osmanlı'dan kalan en buyuk mimari eser olan Gazi Kasım Paşa Camii şu anda kilise olarak kullanılıyor can kubbesi, Hunyadi Yanoş heykeliyle yuz yuze Pec'in en kalabalık meydanına bakıyor17 Yuzyılda Osmanlı Mimari Eserleri

Macaristan'ın her yerinde Osmanlı'nın izlerine rastlamak mumkun İşte, Kanuni doneminde kuşatılmasına rağmen, kışın bastırması sebebiyle alınamayan, 1596 yılında III Mehmed tarafından fethedilen Eğri Kalesi'nden bir gorunum III Mehmed, bu zaferden dolayı, Osmanlı tarihinde Eğri Fatihiolarak anılır


Edebiyat Mirası

Balkanlar'da, Osmanlı yonetimi tarafından surdurulen imar faaliyetleri, bilim, kultur ve sanat konusunda onemli ilerlemelere yol acmıştır Ozellikle bu donemde inşa edilen medrese, mektep, tekke ve zaviyeler, yeni bilim ve sanat insanlarının yetişmesini sağlamıştır Nitekim II Beyazıd doneminden itibaren yazılı metinler ureten sanatcılara rastlanmaya başlanmıştır Balkanlar, Osmanlı İmparatorluğu icinde, sanatcı, bilim ve devlet adamı ureten bir merkez haline gelmiştir 1617 yuzyıllar arasında, devlet icinde gorev alan 22 sadrazam Bosnalı'dır 16 yuzyıla gelindiğinde, Osmanlı edebiyat eserlerinin buyuk bir kısmı da Balkanlar'da uretilir olmuştur

Bu konuda onemli eserler veren Kultur ve Turizm Bakanlığı Musteşarı Mustafa İsen yaptığı araştırmalara dayanarak bu konuyu şoyle acıklamaktadır:

Osmanlı sarayından başlanarak taşrada şehzade sancakları ve beyler, kendi konumlarına uygun bir sanatcı kadrosunu maiyetlerinde bulunduruyorlardı Boyle bir kadro, yoneticiliğin şartlarından sayılıyordu Osmanlı Rumelisi ozel konumu nedeniyle cok sayıda akıncı ailesinin de barınma yeriydi Bu yuzdendir ki akıncı beyleri, cevrelerinde maiyetlerindeki serdengectileri surekli istim uzerinde tutacak dervişmeşrep şairlere ihtiyac duyarlar ve onları himaye ederlerdi Bu ve buna eklenecek başka sebepler yuzunden Rumeli adeta şairler ocağıdır

Ayrıca İsen'in araştırmasında, şair tezkirelerine dayanarak Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Yugoslavya gibi Balkan ulkelerinde yaşamış cok sayıda Osmanlı şair ve edebiyatcısını da tanıtılmaktadır

Balkanlar'da Turk edebiyatının tasavvuftan halk edebiyatına kadar her turunde onemli eserler verilmiş, bu edebi anlayış, bolgede kok salmış ve yerel halkların kulturuyle kaynaşmıştır Balkan ve Turk grupların arasındaki kultur alışverişi, ortak bir kulturun temelini oluşturmuştur Bolgede konuşulan Slav ve Turk dilleri alışverişe girmiş, sayısız Turkce kokenli kelime, cok sayıda atasozu, deyim, fıkra Balkan kulturunde yerini almıştır Bunun en guzel orneklerinden biri Nasrettin Hoca'dır Anadolu'dan goc eden Turkmenlerle Balkanlar'a ulaşan Nasrettin Hoca fıkraları yerel halk tarafından benimsenmiş ve kendi halk kulturlerine maledilerek sahiplenilmiştir:

SırpcaHırvatca'da Turkce kokenli kelimelerin sayısının 7000 dolayında olduğu yıllar once tespit edilmiştir Bulgarca'da bunların sayısının 5000 dolayında olduğu BTsonev tarafından ortaya atılmıştı Ancak yapılan en yeni araştırmalar Bulgarca'daki Turkce kokenli kelimelerin 6500'un uzerinde olduğunu gostermektedir

Unlu Bulgar mizah yazarı Radoy Ralin, Bulgarca'da kullanılmakta olan Turkce kokenli atasozlerinin sayısının 500 olduğunu soyluyor Bulgarlar arasında bilinen Nasrettin Hoca fıkralarının 900, ceşitleriyle birlikte 2000 dolayında olduğunu yazıyor Sava Popov
Turk edebiyatının Balkanlar'da geniş olarak ozumsenmiş olduğunu gosteren ornekleri artırmak mumkundur Bu konuda yapılmış cok sayıda bilimsel araştırma, Slav ve Turk kulturunun kaynaşarak ortak ve zengin bir edebi kultur oluşturduğunu, Balkan kulturunde Turk izlerini takip etmenin kolay olduğunu ortaya koymaktadır

alıntı
 
858,465Konular
981,138Mesajlar
29,533Kullanıcılar
TUNCAMMSon üye
Üst Alt