18 Mart Canakkale Şiirleri
18 Mart Canakkale savaşı ile ilgili aradığınız şiirleir burada bulabilirsiniz18 Mart gunune ozel yazılmış şiirler
Mehmetciğin Turkusu
Siperlerden taşan, yanık bir turku;
Canakkale asla gecilmez diyor
Duşmanın cokluğu, yıldırmaz Turk’u
Mehmetciğin gucu olculmez diyor
Anam, kuşağıma dikti bir kese
Kınalı kocuna, kondurdu buse
Ne cıkar, yamalı olsa elbise!
Esaret gomleği bicilmez diyor
Sokulur, atılır elbet bu illet
Bir Turk icin, silik yaşamak zillet
Allaha inanmış, necip bir Millet
Duşman karşısında kuculmez diyor
Vatan, bir butundur, kimse bolemez
Kudurmuş sırtlanlar, tek taş alamaz
İstese de, umduğunu bulamaz
Her ceşmenin suyu icilmez diyor
İmanlı goğsumuz celikten kalkan
Asil yureğimiz kaynayan volkan
Pişman olur bize catmaya kalkan
Albayrak ustunde uculmaz diyor
Mermimiz biterse, yeter sungumuz
Cesarette, yoktur bizim dengimiz
Son nefere kadar, surer cengimiz
Savaş meydanından kacılmaz diyor
Cephede versek de, binlerce şehit
Yerini doldurur, şanlı mucahit
Hepimiz ant ictik, Rabbim de şahit
Olmeden, bu boğaz acılmaz diyor
Conkbayırı, zığındere, kanlısırt
Saldırıya gecti, bir suru ackurt
Simalar rengarenk, hava, kan, barut
Burada, kim kimdir secilmez diyor
Bir gun, gun yuzune cıkar gercekler
Cennette boy verir, solmaz cicekler
Duştuğu toprakta dirilecekler
Şahadet şerbeti sacılmaz diyor
Kanımızla yazdığımız destanı;
Okusun, Avrupa, varsa irfanı
Onların, olsaydı biraz vicdanı
Bir insan, bu kadar alcalmaz diyor
İstiklalim icin veririm canı
Namusum uğrunda dokerim kanı
Duşmana ciğnetmem’’ Cennet Vatanı
Bir başka diyara goculmez diyor
Canakkale, asla gecilmez diyor
Mehmet Postallı
CANAKKALE ŞEHİT VERİYOR
Canakkale kan dokuyor
Analar babalar atalar ağlıyor
Duşman askeri doğru durmuyor
Canakkale şehit veriyor
Kim bilir hangi asker
Kim bilir hangi vatan
Yok olup gidiyorlar bu dunyadan
Gozleri bile yaşarmadan
Ana kucacı asker ocağı
Canakkaledeki duşmanları
Duşunmeden şehit olan asker
Kendi vucudunu sper eder
Şimdi kurtuldu tum turkiye
Askerlerin sayesinde
Sende onem ver vatanınla devletine
Hic bir zaman duşmana ezdirme
Canakkale Destanı
Yaşamaz olumu goze almayan
Zafer, goz yummadan koşana gider
Bayrağa kanının alı calmayan,
Gozyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi
Gurleyen sesinle doldur gokleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kacar da coşana gider
Bu yolda herkes bir ey delikanlı
Diriler şerefli oluler şanlı
Yurt icin doğuşen başı dumanlı
Her zaman bu şandan, o şana gider
Faruk Nafiz Camlıbel
18 Mart Canakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi duvelin gemilerinden yukselen,
Top,tufek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dovuşuyordu,
Ve Canakkale kahramanca,
Duşmana selam veriyordu,
Kukruyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa duşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer olunceye kadar,
Dovuşeceksiniz aslanlar,
Gorecek butun dunya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatceler,Ayşeler,Fatmalar
Ali Osman Yılmaz
Canakkale Şavaşı
Bir şavaş vardı Canakkale’de
Şehit kan verdi goz gore gore!
Yaş 565 demedi,
Şehit etti Turkiye’yi!
Gazisi var şehidi,
Canını verdi bu vatana!
Gercek bir imanla,
Kazandı bu savaşı
Yenilgiye duştu karşı taraf,
Silah bol,iman az
Vatan sevgisi yoktu,
Gonulde buyuk eksik var
Canakkale Destanım
Canakkale şanımsın,
En buyuk destanımsın
Binlerce Mehmetciğe,
Bağrında kabristanımsın
Canakkale şerefim,
Binlerce neferlerim
Dalgalanır ruzgarıyla,
Bayrağım nefeslerinin
Gokyuzunden hilal duştu,
Al olmuş ten uzerine
Yıldız kopardı melekler,
Sundular şehitlerime
Ay yıldız kucaklaştı,
Kanlarımızla bayraklaştı
Canakkale gecilemedi,
Şehitlerimle destanlaştı
Erdinc Sert
Canakkale
Gun gecmiş,yıl gecmiş ne yazar
Her karış torağında bin,şehit bir mezar
Yeryuzunde yaşadıkca,tek dişi canavar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Sen rahat uyu ey şanlı şehit
Golgesinde golgelen al bayrağın
Hangi kem goz sana edebilir nazar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Yedi cihana yeter yazdığın destan
Gok kubbe ay,yıldız sana verir selam
Canakkaleyi duşmana yaptınya mezar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Dunya dondukce Canakkale yine gecilmez
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Şefik Aydemir
Canakkale ile Atam
Atam senin sayende herşey oldu,
Sana minnettarız Atam
Canakkale savaşında
Duşmanları yenip
Vatanı milleti kurtardın Atam
O,duşuncelerine,fikrine,
Sevgine,saygına,
Cesaretine,yeteneğine,
Hayranım Atam
CANAKKALE DİYARINDA
Denize takılan kilit
Dunyayı kaldıran yiğit
Alaylar var toptan şehit
Canakkale diyarında
Kahraman şehit cavuşlar
Şehitliğe ucan kuşlar
Savaşta yeni buluşlar
Canakkale diyarında
18 Mart Canakkale Zaferi hakkında şiirler
Canakkale Şehidlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara’ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerde gosterdiği vahşetle “Bu bir Avrupalı!
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi,
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahud kafesi!
Eski Dunya, Yeni Dunya, butun akvamı beşer,
Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında,
Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi HindU, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela…
Hani, ta’Una da zuldur bu rezil istila!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlUki asil,
Ne kadar gozdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yuz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yuzsuz
Sonra mel’undaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle mudhiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o arslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurmede yer
O ne mudhiş tipidir: Savrulur enkazı beşer…
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tUfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Cunku te’sisi İlahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevki’i mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’i beşer;
Bu goğuslerse Huda’nın ebedi serhaddi;
“O benim sun’i bedi’im, onu ciğnetme dedi
sım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmeyecek
ŞUheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rukU olmasa, dunyada eğilmez başlar…
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gomelim gel seni tarihe desem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab…
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
“Bu, taşındır diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da rida namıyle,
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan,
Yedi kandilli Sureyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehli salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin’i,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran…
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cenberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a’sara gomulsen taşacaksın… Heyhat!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana aguşunu acmış duruyor Peygamber
Mehmet Akif Ersoy
18 Mart Canakkale savaşı ile ilgili aradığınız şiirleir burada bulabilirsiniz18 Mart gunune ozel yazılmış şiirler
Mehmetciğin Turkusu
Siperlerden taşan, yanık bir turku;
Canakkale asla gecilmez diyor
Duşmanın cokluğu, yıldırmaz Turk’u
Mehmetciğin gucu olculmez diyor
Anam, kuşağıma dikti bir kese
Kınalı kocuna, kondurdu buse
Ne cıkar, yamalı olsa elbise!
Esaret gomleği bicilmez diyor
Sokulur, atılır elbet bu illet
Bir Turk icin, silik yaşamak zillet
Allaha inanmış, necip bir Millet
Duşman karşısında kuculmez diyor
Vatan, bir butundur, kimse bolemez
Kudurmuş sırtlanlar, tek taş alamaz
İstese de, umduğunu bulamaz
Her ceşmenin suyu icilmez diyor
İmanlı goğsumuz celikten kalkan
Asil yureğimiz kaynayan volkan
Pişman olur bize catmaya kalkan
Albayrak ustunde uculmaz diyor
Mermimiz biterse, yeter sungumuz
Cesarette, yoktur bizim dengimiz
Son nefere kadar, surer cengimiz
Savaş meydanından kacılmaz diyor
Cephede versek de, binlerce şehit
Yerini doldurur, şanlı mucahit
Hepimiz ant ictik, Rabbim de şahit
Olmeden, bu boğaz acılmaz diyor
Conkbayırı, zığındere, kanlısırt
Saldırıya gecti, bir suru ackurt
Simalar rengarenk, hava, kan, barut
Burada, kim kimdir secilmez diyor
Bir gun, gun yuzune cıkar gercekler
Cennette boy verir, solmaz cicekler
Duştuğu toprakta dirilecekler
Şahadet şerbeti sacılmaz diyor
Kanımızla yazdığımız destanı;
Okusun, Avrupa, varsa irfanı
Onların, olsaydı biraz vicdanı
Bir insan, bu kadar alcalmaz diyor
İstiklalim icin veririm canı
Namusum uğrunda dokerim kanı
Duşmana ciğnetmem’’ Cennet Vatanı
Bir başka diyara goculmez diyor
Canakkale, asla gecilmez diyor
Mehmet Postallı
CANAKKALE ŞEHİT VERİYOR
Canakkale kan dokuyor
Analar babalar atalar ağlıyor
Duşman askeri doğru durmuyor
Canakkale şehit veriyor
Kim bilir hangi asker
Kim bilir hangi vatan
Yok olup gidiyorlar bu dunyadan
Gozleri bile yaşarmadan
Ana kucacı asker ocağı
Canakkaledeki duşmanları
Duşunmeden şehit olan asker
Kendi vucudunu sper eder
Şimdi kurtuldu tum turkiye
Askerlerin sayesinde
Sende onem ver vatanınla devletine
Hic bir zaman duşmana ezdirme
Canakkale Destanı
Yaşamaz olumu goze almayan
Zafer, goz yummadan koşana gider
Bayrağa kanının alı calmayan,
Gozyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi
Gurleyen sesinle doldur gokleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kacar da coşana gider
Bu yolda herkes bir ey delikanlı
Diriler şerefli oluler şanlı
Yurt icin doğuşen başı dumanlı
Her zaman bu şandan, o şana gider
Faruk Nafiz Camlıbel
18 Mart Canakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi duvelin gemilerinden yukselen,
Top,tufek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dovuşuyordu,
Ve Canakkale kahramanca,
Duşmana selam veriyordu,
Kukruyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa duşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer olunceye kadar,
Dovuşeceksiniz aslanlar,
Gorecek butun dunya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatceler,Ayşeler,Fatmalar
Ali Osman Yılmaz
Canakkale Şavaşı
Bir şavaş vardı Canakkale’de
Şehit kan verdi goz gore gore!
Yaş 565 demedi,
Şehit etti Turkiye’yi!
Gazisi var şehidi,
Canını verdi bu vatana!
Gercek bir imanla,
Kazandı bu savaşı
Yenilgiye duştu karşı taraf,
Silah bol,iman az
Vatan sevgisi yoktu,
Gonulde buyuk eksik var
Canakkale Destanım
Canakkale şanımsın,
En buyuk destanımsın
Binlerce Mehmetciğe,
Bağrında kabristanımsın
Canakkale şerefim,
Binlerce neferlerim
Dalgalanır ruzgarıyla,
Bayrağım nefeslerinin
Gokyuzunden hilal duştu,
Al olmuş ten uzerine
Yıldız kopardı melekler,
Sundular şehitlerime
Ay yıldız kucaklaştı,
Kanlarımızla bayraklaştı
Canakkale gecilemedi,
Şehitlerimle destanlaştı
Erdinc Sert
Canakkale
Gun gecmiş,yıl gecmiş ne yazar
Her karış torağında bin,şehit bir mezar
Yeryuzunde yaşadıkca,tek dişi canavar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Sen rahat uyu ey şanlı şehit
Golgesinde golgelen al bayrağın
Hangi kem goz sana edebilir nazar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Yedi cihana yeter yazdığın destan
Gok kubbe ay,yıldız sana verir selam
Canakkaleyi duşmana yaptınya mezar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Dunya dondukce Canakkale yine gecilmez
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar
Turk milleti aynı destanı yine yazar
Şefik Aydemir
Canakkale ile Atam
Atam senin sayende herşey oldu,
Sana minnettarız Atam
Canakkale savaşında
Duşmanları yenip
Vatanı milleti kurtardın Atam
O,duşuncelerine,fikrine,
Sevgine,saygına,
Cesaretine,yeteneğine,
Hayranım Atam
CANAKKALE DİYARINDA
Denize takılan kilit
Dunyayı kaldıran yiğit
Alaylar var toptan şehit
Canakkale diyarında
Kahraman şehit cavuşlar
Şehitliğe ucan kuşlar
Savaşta yeni buluşlar
Canakkale diyarında
18 Mart Canakkale Zaferi hakkında şiirler
Canakkale Şehidlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara’ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerde gosterdiği vahşetle “Bu bir Avrupalı!
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi,
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahud kafesi!
Eski Dunya, Yeni Dunya, butun akvamı beşer,
Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında,
Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi HindU, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela…
Hani, ta’Una da zuldur bu rezil istila!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlUki asil,
Ne kadar gozdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yuz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yuzsuz
Sonra mel’undaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle mudhiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o arslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurmede yer
O ne mudhiş tipidir: Savrulur enkazı beşer…
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tUfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Cunku te’sisi İlahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevki’i mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’i beşer;
Bu goğuslerse Huda’nın ebedi serhaddi;
“O benim sun’i bedi’im, onu ciğnetme dedi
sım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmeyecek
ŞUheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rukU olmasa, dunyada eğilmez başlar…
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gomelim gel seni tarihe desem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab…
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
“Bu, taşındır diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da rida namıyle,
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan,
Yedi kandilli Sureyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehli salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin’i,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran…
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cenberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a’sara gomulsen taşacaksın… Heyhat!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana aguşunu acmış duruyor Peygamber
Mehmet Akif Ersoy