18 Mart Canakkale Zaferi İle İlgili Anılar
Canakkale Savaşı Anıları
Kendi cenaze namazını kılan askerler
Babamın dostlarındandı dimdik yururduHani Allahtan başka kimsenin onunde eğilmemiş tipler vardır ya, oyle biriydi Ben cok kucuktum, evimize misafir gelirdi Oğul diye seslenirdi hep Bağdaş kurmaz, diz coker oyle otururdu Gaz lambası ışığında daha bir heybetli gorunurdu gozume Hep bitip tukenmek bilmeyen harp hatıraları anlatırdı Canakkale, Gazze, Kafkas cephelerini dolaşmış, Sakarya, Dumlupınarda savaşmış Ancak İzmirin kurtuluşundan sonra koyune donebilmişti Anlattıklarında hep acı, kan, cefa vardı Kolay mı kazanılmıştı bu vatan? Olum neydi ki? Şerbet icmek kadar kolaydı Biz kendi cenaze namazımızı kendimiz kıldık Canakkalede derdi sık sık Olur muydu?
Kirte muharebeleri sırasında bolukler arka siperlerde hucum sıralarını beklemektedirler On siperlerdekiler ileri fırlamış boğuşuyorlar Yuzbaşı hucum icin emir bekliyor Butun asker sungu takmış siperden fırlamak icin hazır Sinirler gergin! Butun dudaklar kıpır kıpır dualar okuyor, Kelimei Şehadet getiriyor Sure uzuyor Yuzbaşı erlere sesleniyor: Yavrularım Aslanlarım Biraz sonra Cenabı Rabbul Alemin huzuruna varacağız Abdestsiz gitmeyelim Haydi! Tufeklerimizin kabzalarına ellerimizi surup, hep beraber teyemmum edelim
Teyemmum edilir Bekleme devam etmektedir Biraz sonra Yuzbaşı: Cocuklarım! Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz Onumuzde biraz daha zaman var İleride arkadaşlarımız şehit oluyor Hem onlar icin, hem de vakit varken, kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım
Kabe Karşımızda
Arkadan Oflu Ali cavuş bağırır ER KİŞİ NİYETİNE?
O gun yapılan hucumda, kendi cenaze namazını kılan pek az kişi sağ kalabilmişti
Onlar Allaha verdiği sozu tuttular
************************************
Turk kurşunlarından kacamıyorlardı
Duşman askeri oylesine korkmuştu ki, Ertuğrul Koyuna girmiş olan buyuk nakliye gemisinden inmeyi reddettiler Komutanlar ve subaylar kılıclarını cekmişlerdi ve adamları merenlerden aşağı gonderiyorlardı Ama hicbiri Turk kurşunlarından kacamıyordu Binbaşı Mahmut Sabri
Ben hakkımı helal ettim
Kocadere koyunde buyuk bir sargı yeri kuruluyor Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gurunlu, kimi Halepli cok sayıda yaralı getiriliyor
Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Koyundendir ve yarası oldukca ağırdır Zor nefes alıp vermektedir Alcalıp yukselen goğsunu biraz daha tutabilmek icin komutanının elbisesine yapışır Nefes alıp vermesi oldukca zorlaşır ama tane tane kelimeler dokulur dudaklarından: Olme ihtimalim cok fazla Ben bir pusula yazdım Arkadaşıma ulaştırın Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: BenBen koylum Lapseki`li İbrahim onbaşıdan 1 Mecit borc aldıydımKendisini goremedim Belki olurum Olursem soyleyin hakkını helal etsin
Sen merak etme evladım der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar Az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sozu de: Soyleyin hakkını helal etsin olur
Aradan fazla zaman gecmez Oraya surekli yaralılar getiriliyor Bunlardan coğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit duşuyor Şehitlerin uzerinden cıkan eşyalar, kunyeler komutana ulaştırılıyor İşte yine bir kunye ve yine bir pusula Komutan goz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır Pusulayı acar, hıckırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır Ellerini yuzune kapatır, ne titremesine nede goz yaşlarına engel olamaz
Pusuladaki not: Ben Beybaş Koyunden arkadaşım Halil`e 1 mecit borc verdiydim Kendisi beni goremedi Biraz sonra taarruza kalkacağız Belki ben donemem Arkadaşıma soyleyin ben hakkımı helal ettim
******************************
Bekir Cavuş
Reşit Paşa vapuruna bir gun Bekir Cavuş isminde bir ağır yaralı getirdik Onu cephenin on saflarında bulmuştuk Bir ayağı kangren olmuştu Hemen Reşit Paşa vapurunda ameliyat masasına yatırdık Ayağını kestik Bir tek ayağı ile kalmıştı ama vaziyeti cok tehlikeli idi Kangren cok ilerlemişti Aynı zamanda pek fazla kan kaybetmişti Adeta olmesini bekliyorduk
O gece sabaha karşı kamaramın kapısı hızlı hızlı vuruldu Kalktım dışarıda bir ses:
Canakkale Menzil Hastanesindeki Turk yaralıları
Başhemşire Başhemşire diye bağırıyordu
Hemen giyinip fırladım, genc bir Alman hastabakıcısı:
Hani ayağını kestiğimiz yaralı yok mu? Bekir Cavuş mu?
Evet Ne oldu peki?
Kendisine bir hal geldi hemşire, tek bacağıyla ayağa kalktı Odanın icinde dolaşmak istiyor
Hemen koştum Bekir Cavuş yaralarından kanlar aka aka ayağa kalkmıştı Yanına koştum Bileğinden tuttum, muthiş ateşi vardı
Aman Bekir Cavuş dedim Ne yapıyorsun? Bu hal ile ayağa kalkılır mı?
Bekir Cavuş kendini kaybetmiş bir halde idi
Aman dedi Ne diyorsun? Emir geldi, emri yerine getirmek lazım! Tabi kalkacağım
Ve sabaha karşı Bekir Cavuş kollarımız arasında dunyaya gozlerini busbutun kapadı Bu adamcağız son dakikasına kadar kumandanın emrini, kendisine verilen vatan vazifesini yapmaktan başka bir şey duşunmuyordu Son dakikasında bile ne annesini ne sevdiğini duşunuyordu
Kansız beyaz dudaklarından cıkan en son cumle:
Emri yapamadım, oldu
Fakat ben ona kani idim ki Bekir Cavuş vazifesini son derece yapmıştı
İlk Turk Hemşiresi: SAFİYE HUSEYİN (ELBİ)
**************************************************
Turk askerinin cesareti
Mevzilerimize yaklaşan Turk saflarını gorebiliyorduk Olağanustu bir cesaretle carpışıyorlardı ve ateşimiz karşısında yıkılan bir safın yerini alan bir diğeri bize karşı yuruyor, sağ kalanlar korunmalı bir yerde toplanıp tekrar uzerimize geliyorlardı Yuzbaşı Robert Whigham
*********************************************
Turkler dunyanın en cesur insanlarıydı
Turklerin icinde iriyarı biri vardı, neredeyse iki metrenin ustunde olmalıydı Bizimki de en az onun kadar iriydi Sanırım prestij icin iri adamlarını secmişlerdi İkisinde de beyaz bayraklar vardı ve ortada duruyorlardı Ben oluleri gomenlerden biri değildim ama siperin kenarında oturdum ve bir sure sonra yanlarına gidip Turke sığır kavurması ikram ettim Gulemsedi, cok sevinmiş gorundu ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi Jacko adını verdiğimiz Turk askerlerinden ben de bizimkilerin hepsi de pek hoşlanmıştı Onun icin kotu bir soz soylendiğini duymadım, temiz dovuşurlerdi ve dunyanın en cesur insanlarıydı En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, adeta fanatik insanlardı Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda cok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık Er Henry Barnes
alıntı
Canakkale Savaşı Anıları
Kendi cenaze namazını kılan askerler
Babamın dostlarındandı dimdik yururduHani Allahtan başka kimsenin onunde eğilmemiş tipler vardır ya, oyle biriydi Ben cok kucuktum, evimize misafir gelirdi Oğul diye seslenirdi hep Bağdaş kurmaz, diz coker oyle otururdu Gaz lambası ışığında daha bir heybetli gorunurdu gozume Hep bitip tukenmek bilmeyen harp hatıraları anlatırdı Canakkale, Gazze, Kafkas cephelerini dolaşmış, Sakarya, Dumlupınarda savaşmış Ancak İzmirin kurtuluşundan sonra koyune donebilmişti Anlattıklarında hep acı, kan, cefa vardı Kolay mı kazanılmıştı bu vatan? Olum neydi ki? Şerbet icmek kadar kolaydı Biz kendi cenaze namazımızı kendimiz kıldık Canakkalede derdi sık sık Olur muydu?
Kirte muharebeleri sırasında bolukler arka siperlerde hucum sıralarını beklemektedirler On siperlerdekiler ileri fırlamış boğuşuyorlar Yuzbaşı hucum icin emir bekliyor Butun asker sungu takmış siperden fırlamak icin hazır Sinirler gergin! Butun dudaklar kıpır kıpır dualar okuyor, Kelimei Şehadet getiriyor Sure uzuyor Yuzbaşı erlere sesleniyor: Yavrularım Aslanlarım Biraz sonra Cenabı Rabbul Alemin huzuruna varacağız Abdestsiz gitmeyelim Haydi! Tufeklerimizin kabzalarına ellerimizi surup, hep beraber teyemmum edelim
Teyemmum edilir Bekleme devam etmektedir Biraz sonra Yuzbaşı: Cocuklarım! Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz Onumuzde biraz daha zaman var İleride arkadaşlarımız şehit oluyor Hem onlar icin, hem de vakit varken, kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım
Kabe Karşımızda
Arkadan Oflu Ali cavuş bağırır ER KİŞİ NİYETİNE?
O gun yapılan hucumda, kendi cenaze namazını kılan pek az kişi sağ kalabilmişti
Onlar Allaha verdiği sozu tuttular
************************************
Turk kurşunlarından kacamıyorlardı
Duşman askeri oylesine korkmuştu ki, Ertuğrul Koyuna girmiş olan buyuk nakliye gemisinden inmeyi reddettiler Komutanlar ve subaylar kılıclarını cekmişlerdi ve adamları merenlerden aşağı gonderiyorlardı Ama hicbiri Turk kurşunlarından kacamıyordu Binbaşı Mahmut Sabri
Ben hakkımı helal ettim
Kocadere koyunde buyuk bir sargı yeri kuruluyor Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gurunlu, kimi Halepli cok sayıda yaralı getiriliyor
Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Koyundendir ve yarası oldukca ağırdır Zor nefes alıp vermektedir Alcalıp yukselen goğsunu biraz daha tutabilmek icin komutanının elbisesine yapışır Nefes alıp vermesi oldukca zorlaşır ama tane tane kelimeler dokulur dudaklarından: Olme ihtimalim cok fazla Ben bir pusula yazdım Arkadaşıma ulaştırın Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: BenBen koylum Lapseki`li İbrahim onbaşıdan 1 Mecit borc aldıydımKendisini goremedim Belki olurum Olursem soyleyin hakkını helal etsin
Sen merak etme evladım der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar Az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sozu de: Soyleyin hakkını helal etsin olur
Aradan fazla zaman gecmez Oraya surekli yaralılar getiriliyor Bunlardan coğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit duşuyor Şehitlerin uzerinden cıkan eşyalar, kunyeler komutana ulaştırılıyor İşte yine bir kunye ve yine bir pusula Komutan goz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır Pusulayı acar, hıckırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır Ellerini yuzune kapatır, ne titremesine nede goz yaşlarına engel olamaz
Pusuladaki not: Ben Beybaş Koyunden arkadaşım Halil`e 1 mecit borc verdiydim Kendisi beni goremedi Biraz sonra taarruza kalkacağız Belki ben donemem Arkadaşıma soyleyin ben hakkımı helal ettim
******************************
Bekir Cavuş
Reşit Paşa vapuruna bir gun Bekir Cavuş isminde bir ağır yaralı getirdik Onu cephenin on saflarında bulmuştuk Bir ayağı kangren olmuştu Hemen Reşit Paşa vapurunda ameliyat masasına yatırdık Ayağını kestik Bir tek ayağı ile kalmıştı ama vaziyeti cok tehlikeli idi Kangren cok ilerlemişti Aynı zamanda pek fazla kan kaybetmişti Adeta olmesini bekliyorduk
O gece sabaha karşı kamaramın kapısı hızlı hızlı vuruldu Kalktım dışarıda bir ses:
Canakkale Menzil Hastanesindeki Turk yaralıları
Başhemşire Başhemşire diye bağırıyordu
Hemen giyinip fırladım, genc bir Alman hastabakıcısı:
Hani ayağını kestiğimiz yaralı yok mu? Bekir Cavuş mu?
Evet Ne oldu peki?
Kendisine bir hal geldi hemşire, tek bacağıyla ayağa kalktı Odanın icinde dolaşmak istiyor
Hemen koştum Bekir Cavuş yaralarından kanlar aka aka ayağa kalkmıştı Yanına koştum Bileğinden tuttum, muthiş ateşi vardı
Aman Bekir Cavuş dedim Ne yapıyorsun? Bu hal ile ayağa kalkılır mı?
Bekir Cavuş kendini kaybetmiş bir halde idi
Aman dedi Ne diyorsun? Emir geldi, emri yerine getirmek lazım! Tabi kalkacağım
Ve sabaha karşı Bekir Cavuş kollarımız arasında dunyaya gozlerini busbutun kapadı Bu adamcağız son dakikasına kadar kumandanın emrini, kendisine verilen vatan vazifesini yapmaktan başka bir şey duşunmuyordu Son dakikasında bile ne annesini ne sevdiğini duşunuyordu
Kansız beyaz dudaklarından cıkan en son cumle:
Emri yapamadım, oldu
Fakat ben ona kani idim ki Bekir Cavuş vazifesini son derece yapmıştı
İlk Turk Hemşiresi: SAFİYE HUSEYİN (ELBİ)
**************************************************
Turk askerinin cesareti
Mevzilerimize yaklaşan Turk saflarını gorebiliyorduk Olağanustu bir cesaretle carpışıyorlardı ve ateşimiz karşısında yıkılan bir safın yerini alan bir diğeri bize karşı yuruyor, sağ kalanlar korunmalı bir yerde toplanıp tekrar uzerimize geliyorlardı Yuzbaşı Robert Whigham
*********************************************
Turkler dunyanın en cesur insanlarıydı
Turklerin icinde iriyarı biri vardı, neredeyse iki metrenin ustunde olmalıydı Bizimki de en az onun kadar iriydi Sanırım prestij icin iri adamlarını secmişlerdi İkisinde de beyaz bayraklar vardı ve ortada duruyorlardı Ben oluleri gomenlerden biri değildim ama siperin kenarında oturdum ve bir sure sonra yanlarına gidip Turke sığır kavurması ikram ettim Gulemsedi, cok sevinmiş gorundu ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi Jacko adını verdiğimiz Turk askerlerinden ben de bizimkilerin hepsi de pek hoşlanmıştı Onun icin kotu bir soz soylendiğini duymadım, temiz dovuşurlerdi ve dunyanın en cesur insanlarıydı En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, adeta fanatik insanlardı Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda cok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık Er Henry Barnes
alıntı