iltasyazilim
FD Üye
MEVLİD KANDİLİyapılması gerekenler mevlid handili nedir hakkında bilgikonu tarihe acılmıştır arama sonucu tarih bölümünde bunla ilgili konu bulunamamıştır
Sevgili Peygamberimiz (sas) ’in dünyaya teşrif ettikleri 20 Nisan 571, Pazartesi Rabiülevvel ayının 12 gecesidir ki buna Mevlid–i Nebi Kutlu Doğum denir Kâinat ve beşeriyetin yüzyıllardır yolunu gözlediği o Peygamberler Peygamberi’nin doğum günüdür bugün Hz İbrahim’in duası91, Hz İsâ’nın müjdesi ve dedesi Abdülmuttalip92 ve annesi Âmine’nin rüyasıdır93 Fil vak’ası onu haber verdi Doğduğu gece irhasât denilen bir takım olağanüstü hâdiseler cereyan etti Dünyanın doğusunu ve batısını aydınlatan bir nur görüldü Sâve Gölünün suları bir anda çekiliverdi Ateşe tapanların bin yıldır aralıksız yanmakta olan ateşleri hiç sebepsiz sönüverdi Asırlardır kupkuru olan Semâve Vadisi, seller altında kaldı Gökyüzünden onlarca yıldız kaydı Kisrâ’nın saraylarından ondört burc kendiliğinden yıkıldı Kâbe’deki putların pek çoğu baş aşağı devrildi Şeytân, ölesiye çığlık kopardı94 Daha ne gizemli olaylar iç içe ve peş peşe yaşandı95 Nasıl yaşanmasındı ki Kâinatın Efendisi, İnsanlığın İftihar Tablosu Hz Ahmed–i Mahmud–u Muhammed Mustafa (sas) dünyaya teşrif ediyorlardı Bütün varlık O’nu ayakta karşılamıştı
Doğum ânı öncesi hane–i saadetleri nurla doldu, yıldızlar evin üzerine salkım salkım dökülecekmiş gibi aktı96 Seher vaktiydi Bir ara Âmine validemizin kulağına müthiş bir ses geldi Korkudan eriyecek gibi oldu Bir de ne görsün? Bembeyaz bir kuş peydahlandı ve yanına geldi; sonra da kanatlarıyla Âmine’nin sırtını sıvazladı Ne korku kaldı, ne kaygı Yine doğum öncesi başka bir nur gözüktü Âmine’ye bu nur ile Şam’ın saray ve köşkleri gösterildi Kendisine ak bir kâse içinde şerbet sunuldu İçer içmez de muhteşem bir nur bulutu kendisini sardı Tam o esnada mukaddes doğum gerçekleşti97 O sıra ebesi Şifa Hatun gizemli bir ses duydu: “Allah’ın rahmeti, Onun üzerine olsun! diye Hattâ Rum diyarının bazı sarayları bile görünmüştü kendisine Maşrık ile mağrib arası nurlara boğulmuştu98 Annesinin anlattığına göre: “Doğuda, batıda ve Kâbe’nin üzerinde bir bayrak gördüm Doğum tamamlanmıştı Yavruma baktım, secdedeydi Parmağını da göğe kaldırmıştı Hemen bir ak bulut inip onu kapladı Şöyle bir ses işittim: ‘Doğuları ve batıları dolaştırın, deryaları gezdirin Tâ ki mahlukât Muhammed’i ismiyle, sıfatıyla, sûretiyle tanısınlar!’ Biraz sonra da bulut gözden kaybolup gitti
Hz Âdem’den başlayarak devirlerden devirlere, aileden aileye intikal ede ede gelen o Biricik Nur,99 artık vücud sahnesinde varlık bulmuştu Efendimiz’in “Allah’ın ilk yarattığı şey, benim nûrumdur100 dediği kendi Nur’u, beden giymiş, görünür hâle gelmişti Her çocuk doğunca yere düşerken, o ise ellerini yere dayamış, önce secde edip sonra da başını ve parmağını semaya kaldırmıştı101 Doğduğunda sünnetli ve göbek bağı kesilmiş vaziyetteydi102 Sırtında, iki kürek kemiği arasında, tam kalbinin hizasında peygamberlik mührü “Hâtem–i Nübüvvet vardı103 Dedesi Abdülmuttalip adını Muhammed104 koymuştu Övülen demekti Zira onu Allah övmüştü; melekler, insanlar ve cinler de övecekti Sonra o Nur topunu alarak Kâbe’ye götürdü ve Allah’a duada bulundu: “Bana bu temiz çocuğu ihsan eden Allah’a hamdolsun! dedi105 Nasıl ki insanlara ve cinlere sonsuz mutluluğun yollarını gösterecek Nebi dünyaya teşrif edince bütün varlık ayağa kalkmıştı Teşrifinden asırlar sonra da “Doğdu ol saatte ol Sultân–ı Dîl Nûra gark oldu semâvât ü zemîn –SÇelebi– deyince mevlidhânlar, benzeri bir heyecanla Mü’minler “Hoş geldin ey Kutlu Nebi! mânâsına ayağa kalkmaya devam ediyorlar Bir edep anlayış ve göstergesi olan bu hürmet ve tazimlerini, O’na arz etmeye çalışıyorlar106
Efendimiz’in terakki çizgisinin müntehası Mi’râc, başlangıcı da Mevliddir107 Bu kutlu gecede S Çelebi’nin Mevlid–i Nebi’si gibi, Peygamber aşkını körükleyen na’t–ı şerifler, mevlidler okunmalı108 Hafızlar, Kur’ân’dan Peygamberimiz’in adının geçtiği aşirleri seslendirmeliler Hem yetim, hem öksüz yetişen o Nebi’nin doğum günü vesilesiyle öncelikle yetimler ve öksüzler sevindirilmeli, yoksullara ziyafetler verilmeli Kutlu doğum hakkında yazılmış kitaplar ve makaleler bir kere daha topluca okunmalı O’nu anlatan sohbetler dinlenmeli Bol bol salât ü selâmlar getirilmeli Gözümüzün Nuru, Gönlümüzün Sürûru Efendimiz Hazretleri’nin doğum günü münasebetiyle bizlere düşen vazifelerin ön önemlisi ise, herhalde O’nu her yönüyle daha iyi anlamaya ve O’nun, insanlığa tebliğ ettiği esasları kavramaya çalışmak olmalıdır109 Fakat kutlu doğumu, aynı zamanda kendi doğumu olan İslâm dünyası, o Nevrûz–u Sultânî’yi lâyık–ı vechiyle tes’îd edememektedir Hz İsa’nın doğumun bütün dünyada noel, paskalya ve daha başka yortu ve karnavallarla kutlanılması ölçüsünde, bu Kutlu Doğum’un en azından ümmet içinde olsun O’na ve O’nun mesajına yaraşır biçimde tes’îd edilmesi, bir vefa borcu olmanın ötesinde İslâm’ın ruhundaki Hz Muhammed’e muhabbet ve hürmet emrinin bir gereği olsa gerektir110
KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:
1 Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli
2 Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli
3 Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli
4 Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli
5 Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli
6 Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı
7 Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı
8 Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı
9 Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli
10 Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli
11 Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli
12 Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli
13 O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı
14 Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı
15 Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı
16 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı
17 Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli
18 Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli
19 Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı
91) Bakara, 2129 92) Halebî, Ali b Burhaneddin, İnsânu’l–Uyûn, 1130131, Beyrut, 1980 93) Nitekim Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuracaklardı: “Ben babam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi ve annem Âmine’nin rüyasıyım Tecrid–i Sarih, 618; Ahmed b Hanbel, 5262 94) İbn Kesir, el–Bidâye ve’n–Nihâye, 2266, Beyrut, 1978 95) Suruç, Salih, Peygamberimiz’in Hayatı, 147–52, Feza Gazetecilik, İstanbul, 1998; Halebî, İnsânu’l–Uyûn, 186–88; İbn Sa’d, Tabakâtü’l–Kübrâ, 1102, Beyrut, 1978) 96) Bu olayı, İki ebeden birisi olan, Osman b Ebi’l–Âs’ın annesi Fatma Hatun görmüş ve haber vermiştir: İbnü’l–Esîr, el–Kâmil, 1459, Beyrut, 13851965 97) Bu olayı, Hz Âmine bizzat kendisi anlatmıştır Bkz: (Suruç, Salih, age, 144) 98) Bu olayı da ikinci ebesi, Abdurrrahman b Avf’ın annesi Şifâ Hatın görmüş ve nakletmiştir (Suruç, age, 145; astalani, Mevâhibü’l–Ledünniye Tercümesi, 121–22, Mtc: Abdülbâki) 99) Tecrid–i Sarih, 9272 100) Aclûnî,Keşfu’l–Hafâ, 1265 101) Halebî, age, 1109110 102) Suruç, age, 145 103) Hatem–i Nübüvvet: üzeri tüylü, kabarık, kırmızımtırak inci gibi benlerden oluşmaktaydı ve keklik yumurtası büyüklüğündeydi Rasul–i Ekrem’in son peygamber olduğunun alâmetlerinden birisiydi (Suruç, age, 145) 104) Halebî, Ali b Burhaneddin, İnsânu’l–Uyûn, 1130–131, Beyrut, 1980 105) İbn Hişâm, es–Sîre, 1168; İbn Kesîr, 1208209 106) Gülen, Fasıldan Fasıla, 1268 107) “İşte böyle bir Zât’ın Mevlid ve Mi’râcını dinlemek,yani terakkiyatı mebde’ ve müntehâsını işitmek, yani tarihçe–i hayat–ı maneviyyesini bilmek, o Zât’ı kendine reis ve seyyid ve imam ve şefî’ telakki eden mü’minlere; ne kadar zevkli, fahirli, nurlu, neş’eli, hayırlı bir müsamere–i ulviyye–i dîniyye olduğunu anla(Nursi, Mektubat, s308)Gülen, Fasıldan Fasıla, 2303 Bediüzzaman Sikke–i Tasdik–i Gaybi s207’de Efendimiz’in terakki hayatının başlangıcını Regaip Gecesi –ki O’nun ana rahmine düştüğü veya rahimde olduğu annesi tarafından fark edildiği an) olarak belirtirken; burada ise ise başlangıcı Mevlid gecesi ile –doğumuyla– başlatmaktadır Lafızlar farklı, ama mânâ yaklaşık olarak bir sayılır Birisi, terakki çizgisini ana rahminden başlatırken; diğeri ise doğumundan başlatmaktadır Y G 108) Nursi, Mektubat, s 307 109) Algül, Hüseyin, Mübarek Gün ve Geceler, s52, Nil Yayınları, İzmir, 1991 110) Gülen, Günler Baharı Soluklarken, s27–28, TÖV Yayınları, İzmir, 1993 111) “Mübarek gecelerin ihyası ile ilgili hususi bir ibadet mevcut değildir Namaz, tilavet–i Kur’ân, dua gibi bütün ibadet çeşitleri ile gece ihya edilebilir Mübarek gecelerde kılınan bazı hususi namazlar sünnette mevcut değildir; muteber bir rivayete de istinad etmezler Bu, “O gecelerde namaz kılmak mekruhtur anlamına gelmez Teheccüd ve nafile namazları teşvik eden rivayetler çoktur Bunların mübarek gecelerde yapılması elbette daha faziletlidir (Canan, Kütüb–ü Sitte, 3289) Kandil gecelerine ait olduğu kaydedilen namazları da ayrıca kılmakta ise bir beis yoktur; sevaptan hâli değildir
Sevgili Peygamberimiz (sas) ’in dünyaya teşrif ettikleri 20 Nisan 571, Pazartesi Rabiülevvel ayının 12 gecesidir ki buna Mevlid–i Nebi Kutlu Doğum denir Kâinat ve beşeriyetin yüzyıllardır yolunu gözlediği o Peygamberler Peygamberi’nin doğum günüdür bugün Hz İbrahim’in duası91, Hz İsâ’nın müjdesi ve dedesi Abdülmuttalip92 ve annesi Âmine’nin rüyasıdır93 Fil vak’ası onu haber verdi Doğduğu gece irhasât denilen bir takım olağanüstü hâdiseler cereyan etti Dünyanın doğusunu ve batısını aydınlatan bir nur görüldü Sâve Gölünün suları bir anda çekiliverdi Ateşe tapanların bin yıldır aralıksız yanmakta olan ateşleri hiç sebepsiz sönüverdi Asırlardır kupkuru olan Semâve Vadisi, seller altında kaldı Gökyüzünden onlarca yıldız kaydı Kisrâ’nın saraylarından ondört burc kendiliğinden yıkıldı Kâbe’deki putların pek çoğu baş aşağı devrildi Şeytân, ölesiye çığlık kopardı94 Daha ne gizemli olaylar iç içe ve peş peşe yaşandı95 Nasıl yaşanmasındı ki Kâinatın Efendisi, İnsanlığın İftihar Tablosu Hz Ahmed–i Mahmud–u Muhammed Mustafa (sas) dünyaya teşrif ediyorlardı Bütün varlık O’nu ayakta karşılamıştı
Doğum ânı öncesi hane–i saadetleri nurla doldu, yıldızlar evin üzerine salkım salkım dökülecekmiş gibi aktı96 Seher vaktiydi Bir ara Âmine validemizin kulağına müthiş bir ses geldi Korkudan eriyecek gibi oldu Bir de ne görsün? Bembeyaz bir kuş peydahlandı ve yanına geldi; sonra da kanatlarıyla Âmine’nin sırtını sıvazladı Ne korku kaldı, ne kaygı Yine doğum öncesi başka bir nur gözüktü Âmine’ye bu nur ile Şam’ın saray ve köşkleri gösterildi Kendisine ak bir kâse içinde şerbet sunuldu İçer içmez de muhteşem bir nur bulutu kendisini sardı Tam o esnada mukaddes doğum gerçekleşti97 O sıra ebesi Şifa Hatun gizemli bir ses duydu: “Allah’ın rahmeti, Onun üzerine olsun! diye Hattâ Rum diyarının bazı sarayları bile görünmüştü kendisine Maşrık ile mağrib arası nurlara boğulmuştu98 Annesinin anlattığına göre: “Doğuda, batıda ve Kâbe’nin üzerinde bir bayrak gördüm Doğum tamamlanmıştı Yavruma baktım, secdedeydi Parmağını da göğe kaldırmıştı Hemen bir ak bulut inip onu kapladı Şöyle bir ses işittim: ‘Doğuları ve batıları dolaştırın, deryaları gezdirin Tâ ki mahlukât Muhammed’i ismiyle, sıfatıyla, sûretiyle tanısınlar!’ Biraz sonra da bulut gözden kaybolup gitti
Hz Âdem’den başlayarak devirlerden devirlere, aileden aileye intikal ede ede gelen o Biricik Nur,99 artık vücud sahnesinde varlık bulmuştu Efendimiz’in “Allah’ın ilk yarattığı şey, benim nûrumdur100 dediği kendi Nur’u, beden giymiş, görünür hâle gelmişti Her çocuk doğunca yere düşerken, o ise ellerini yere dayamış, önce secde edip sonra da başını ve parmağını semaya kaldırmıştı101 Doğduğunda sünnetli ve göbek bağı kesilmiş vaziyetteydi102 Sırtında, iki kürek kemiği arasında, tam kalbinin hizasında peygamberlik mührü “Hâtem–i Nübüvvet vardı103 Dedesi Abdülmuttalip adını Muhammed104 koymuştu Övülen demekti Zira onu Allah övmüştü; melekler, insanlar ve cinler de övecekti Sonra o Nur topunu alarak Kâbe’ye götürdü ve Allah’a duada bulundu: “Bana bu temiz çocuğu ihsan eden Allah’a hamdolsun! dedi105 Nasıl ki insanlara ve cinlere sonsuz mutluluğun yollarını gösterecek Nebi dünyaya teşrif edince bütün varlık ayağa kalkmıştı Teşrifinden asırlar sonra da “Doğdu ol saatte ol Sultân–ı Dîl Nûra gark oldu semâvât ü zemîn –SÇelebi– deyince mevlidhânlar, benzeri bir heyecanla Mü’minler “Hoş geldin ey Kutlu Nebi! mânâsına ayağa kalkmaya devam ediyorlar Bir edep anlayış ve göstergesi olan bu hürmet ve tazimlerini, O’na arz etmeye çalışıyorlar106
Efendimiz’in terakki çizgisinin müntehası Mi’râc, başlangıcı da Mevliddir107 Bu kutlu gecede S Çelebi’nin Mevlid–i Nebi’si gibi, Peygamber aşkını körükleyen na’t–ı şerifler, mevlidler okunmalı108 Hafızlar, Kur’ân’dan Peygamberimiz’in adının geçtiği aşirleri seslendirmeliler Hem yetim, hem öksüz yetişen o Nebi’nin doğum günü vesilesiyle öncelikle yetimler ve öksüzler sevindirilmeli, yoksullara ziyafetler verilmeli Kutlu doğum hakkında yazılmış kitaplar ve makaleler bir kere daha topluca okunmalı O’nu anlatan sohbetler dinlenmeli Bol bol salât ü selâmlar getirilmeli Gözümüzün Nuru, Gönlümüzün Sürûru Efendimiz Hazretleri’nin doğum günü münasebetiyle bizlere düşen vazifelerin ön önemlisi ise, herhalde O’nu her yönüyle daha iyi anlamaya ve O’nun, insanlığa tebliğ ettiği esasları kavramaya çalışmak olmalıdır109 Fakat kutlu doğumu, aynı zamanda kendi doğumu olan İslâm dünyası, o Nevrûz–u Sultânî’yi lâyık–ı vechiyle tes’îd edememektedir Hz İsa’nın doğumun bütün dünyada noel, paskalya ve daha başka yortu ve karnavallarla kutlanılması ölçüsünde, bu Kutlu Doğum’un en azından ümmet içinde olsun O’na ve O’nun mesajına yaraşır biçimde tes’îd edilmesi, bir vefa borcu olmanın ötesinde İslâm’ın ruhundaki Hz Muhammed’e muhabbet ve hürmet emrinin bir gereği olsa gerektir110
KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:
1 Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli
2 Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli
3 Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli
4 Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli
5 Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli
6 Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı
7 Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı
8 Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı
9 Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli
10 Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli
11 Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli
12 Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli
13 O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı
14 Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı
15 Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı
16 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı
17 Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli
18 Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli
19 Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı
91) Bakara, 2129 92) Halebî, Ali b Burhaneddin, İnsânu’l–Uyûn, 1130131, Beyrut, 1980 93) Nitekim Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuracaklardı: “Ben babam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi ve annem Âmine’nin rüyasıyım Tecrid–i Sarih, 618; Ahmed b Hanbel, 5262 94) İbn Kesir, el–Bidâye ve’n–Nihâye, 2266, Beyrut, 1978 95) Suruç, Salih, Peygamberimiz’in Hayatı, 147–52, Feza Gazetecilik, İstanbul, 1998; Halebî, İnsânu’l–Uyûn, 186–88; İbn Sa’d, Tabakâtü’l–Kübrâ, 1102, Beyrut, 1978) 96) Bu olayı, İki ebeden birisi olan, Osman b Ebi’l–Âs’ın annesi Fatma Hatun görmüş ve haber vermiştir: İbnü’l–Esîr, el–Kâmil, 1459, Beyrut, 13851965 97) Bu olayı, Hz Âmine bizzat kendisi anlatmıştır Bkz: (Suruç, Salih, age, 144) 98) Bu olayı da ikinci ebesi, Abdurrrahman b Avf’ın annesi Şifâ Hatın görmüş ve nakletmiştir (Suruç, age, 145; astalani, Mevâhibü’l–Ledünniye Tercümesi, 121–22, Mtc: Abdülbâki) 99) Tecrid–i Sarih, 9272 100) Aclûnî,Keşfu’l–Hafâ, 1265 101) Halebî, age, 1109110 102) Suruç, age, 145 103) Hatem–i Nübüvvet: üzeri tüylü, kabarık, kırmızımtırak inci gibi benlerden oluşmaktaydı ve keklik yumurtası büyüklüğündeydi Rasul–i Ekrem’in son peygamber olduğunun alâmetlerinden birisiydi (Suruç, age, 145) 104) Halebî, Ali b Burhaneddin, İnsânu’l–Uyûn, 1130–131, Beyrut, 1980 105) İbn Hişâm, es–Sîre, 1168; İbn Kesîr, 1208209 106) Gülen, Fasıldan Fasıla, 1268 107) “İşte böyle bir Zât’ın Mevlid ve Mi’râcını dinlemek,yani terakkiyatı mebde’ ve müntehâsını işitmek, yani tarihçe–i hayat–ı maneviyyesini bilmek, o Zât’ı kendine reis ve seyyid ve imam ve şefî’ telakki eden mü’minlere; ne kadar zevkli, fahirli, nurlu, neş’eli, hayırlı bir müsamere–i ulviyye–i dîniyye olduğunu anla(Nursi, Mektubat, s308)Gülen, Fasıldan Fasıla, 2303 Bediüzzaman Sikke–i Tasdik–i Gaybi s207’de Efendimiz’in terakki hayatının başlangıcını Regaip Gecesi –ki O’nun ana rahmine düştüğü veya rahimde olduğu annesi tarafından fark edildiği an) olarak belirtirken; burada ise ise başlangıcı Mevlid gecesi ile –doğumuyla– başlatmaktadır Lafızlar farklı, ama mânâ yaklaşık olarak bir sayılır Birisi, terakki çizgisini ana rahminden başlatırken; diğeri ise doğumundan başlatmaktadır Y G 108) Nursi, Mektubat, s 307 109) Algül, Hüseyin, Mübarek Gün ve Geceler, s52, Nil Yayınları, İzmir, 1991 110) Gülen, Günler Baharı Soluklarken, s27–28, TÖV Yayınları, İzmir, 1993 111) “Mübarek gecelerin ihyası ile ilgili hususi bir ibadet mevcut değildir Namaz, tilavet–i Kur’ân, dua gibi bütün ibadet çeşitleri ile gece ihya edilebilir Mübarek gecelerde kılınan bazı hususi namazlar sünnette mevcut değildir; muteber bir rivayete de istinad etmezler Bu, “O gecelerde namaz kılmak mekruhtur anlamına gelmez Teheccüd ve nafile namazları teşvik eden rivayetler çoktur Bunların mübarek gecelerde yapılması elbette daha faziletlidir (Canan, Kütüb–ü Sitte, 3289) Kandil gecelerine ait olduğu kaydedilen namazları da ayrıca kılmakta ise bir beis yoktur; sevaptan hâli değildir