Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

1919'dan Mudanya Ateşkes Antlaşmasına Kadar Yaşanan Önemli Olaylar

1919'dan Mudanya Ateşkes Antlaşmasına Kadar Yaşanan Önemli Olaylar
0
115

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
1919'dan Mudanya Mütareke Antlaşmasına Değin Yaşanan Manâlı Olaylar
1919'dan Mudanya Ateşkes Antlaşmasına Değin Yaşanan Önemli Olaylar Nelerdir?
1919'dan Mudanya Mütareke Antlaşmasına Değin Yaşanan Manâlı Olaylar
1919'dan Mudanya Mütareke Antlaşması Öncesi Olaylar



Olaylar

1 Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemi: Mondros Mütarekesi'nin yürürlüğe girdiği 31 Ekim 1918'den, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Ordu müfettişi olarak Anadolu'ya yola çıktığı 19 Mayıs 1919'a kadardır
2 Örgütlenme dönemi: Mayıs 1919'dan, Ankara'daki Büyük Insanlar Meclisi'nin açıldığı Nisan 1920'ye kadardır
3 Hakimiyetin sağlanması dönemi: Nisan 1920'den, Londra Barıştırma Konferansı'nın ikinci safhasının başladığı Mart 1922'ye kadardır
4 Barışın sağlanması dönemi: Mart 1922'den, Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923'e kadardır

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 Mayıs 1919


I Dünya Savaşı'na Almanya ile birlikte giren Osmanlı Devleti, Çanakkale Savaşı'ndaki başarılı savunmaya ve Kafkasya cephesindeki kısa süreli başarılara rağmen savaşın son döneminde İngiliz ordularına aleyhinde bir dizi ağır yenilgiye uğramış ve Hicaz, Filistin, Suriye ve Irak'ı kaybetmişti Suriye cephesinin çöküşü üzerine İttihat ve Terakki hükümeti 8 Ekim 1918'de istifa etti Hükümet ileri gelenlerinden Talat, Enver ve Cemâl Paşalar yurt dışına kaçtılar Genel bağışlama duyuru edilerek, sürgün ve hapisteki muhaliflerin İstanbul'a dönüşüne izin verildi 30 Ekim1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı hükümeti yenilgiyi kabul etti İstanbul basını mütarekeyi keyifle karşıladı

İstanbul işgali, Kasım 1918

6 Kasım'da Boğazlar silahsızlandırıldı 7 Kasım'da işgal güçleri Çanakkale'den geçti 13 Kasım 1918'de Osmanlı'nın başkenti İstanbul'a müttefik askerleri geldi 23 Kasım 1918'de Ahmet İzzet Paşa yeni hükümeti kurdu 9 Şubat'ta Hadisat gazetesinde Süleyman Nazif 'Kara Gün' başlıklı bir yazı yazdı Türk milletinin böyle bir işgali yaşamadığını ve bunu kaldıramayacağını söyledi İtilaf devletleri Türk halkının tepkisini çekmemek ve işgalin haklılığını belli olmak için işgalin geçici olduğunu amacının Padişahlığı, halifeliği, azınlıkları korumak olduğu Padişahlık makamının kaldırılmadığını ve İstanbul'dan verilecek kararların geçerli olduğunu duyuru etti
İstanbul sularına 55 parçalık donanma demirledi ve 3000 civarında asker karaya çıkarılarak işgal hızlandırıldı
Çoğunluğu İngilizlerden oluşan bir subay grubu ve asker grubu meclisi bastı ve kapattı Bu Nedenle TBMM açılana değin halkın sesi kesildi Milliyetçi ve ulusal mücadelenin devamını sağlamak amacını güden milletvekillerini Malta'ya sürgüne gönderdiler Bu vekillerin bir kısmı 1921'de bir kısmı da 19221923 arasında Anadolu'ya döndüler

Kuvayi Milliye

İttihat ve Terakki yönetiminin, kuytu bir teşkilat olan Teşkilatı Mahsusa vasıtasıyla Anadolu ve Rumeli'de savaş sonrası bir direniş hareketi örgütlediği anlaşıldı Direnişin amacı, doğu illerinin Ermenilere, Ege bölgesinde bazı yerlerin Yunanlılara ve Adana yöresinin Fransa kontrolündeki Suriye'ye verilmesini öngören girişimlere karşısında mücadele etmekti Yanı sıra, savaş yıllarında değişik yöntemlerle manâlı servete ve lokal iktidara kavuşan İttihat ve Terakki yanlısı zümrelerin konumlarının korunması, savaş esnasında sürülen gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının geri dönmesinin önlenmesi, bundan nedeniyle çıkabilecek karışıklıklar sebebiyle müttefik devletlerin mümkün müdahalesine karşı konulması amaçlanmaktaydı
1919 başlarından itibaren Kuvai Milliye (milli kuvvetler) adıyla silahlanan bazı gruplar, Ege ve Karadeniz bölgesinde Rumlara, Güneydoğu'da ise Ermenilere karşısında çatışmalara girdiler Bu grupların birçok 50 ila 200 şahsiyet baştan savma kuvvetlerden oluşmakta ve Teşkilatı Mahsusa üyesi olduğu tanıdık kişilerce yönetilmekteydi
1919 Şubat ayında Müttefik Yüksek Komutanlığı, Anadolu'da asayişi karşılamak nedeniyle üstteki seviye bir Türk komutanının özel yetkilerle donatılarak Anadolu'ya gönderilmesini önerdi 15 Mayıs 1919'da Anafartalar Kahramanıve Yaveri Fahri Hazreti Şehriyari (Padişahın Onursal Yaveri)Mirliva Mustafa Kemal Paşa, 9 Ordu komutanı ve Anadolu Genel Müfettişi sıfatıyla, padişah VI Mehmet Vahdettin kadar Anadolu'ya gönderildi

İzmir işgali, Mayıs 1919

İzmir'in işgali düşüncesi 1919'un Şubat ortalarında Yunanistan başbakanı Venizelos'un önerisiyle, İngiltere başbakanı Lloyd George kadar ortaya atıldı İzmir'in İşgali, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası uzlaşma konferansının kararıyla ortaya çıktı ABD başkanı Wilson bu öneriye önce şüphesiz karşı çıktı, ama 25 Mart olayında daha esnek bir tavrı benimsedi 7 Mayıs ta İngiltere, ABD ve Fransa, Yunan donanmasının İzmir'e gönderilmesinde mutabık kaldılar
İzmir'in işgali beti benzi kaçmış başladı Osmanlı İmparatorluğu'nun son padişahı Sultan Mehmed Vahdettin, Halife kimliğini ve parçalanan imparatorluğun padişahı ünvanını korumak için İngilizler ve Yunanlılar ilk olarak almak üzere tüm müttefiklerle iyi geçindiHatta İzmir'in işgalini 1 gün evvelden bildiğinden İzmirdeki Osmanlı Ordusuna karşılık vermemesini emretmiştir Bu Nedenle İzmir'deki Osmanlı Ordusu durağan kaldı ve Yunanlılara teslim oldu
İşgal günü Yunan ordusunun en yaman birlikleri olan evzon askerleri şehirde zafer turu attılar Bu galibiyet turu esnasında Türk subayları sahil şeridine dizdiler Aziz Nesin bu olayı daha sonra araştırmalarına dayanarak kitabında anlatacaktı: Bir Türk Subayı Evzon askerinin Zito Venizelosdiye bağırmasını istediği halde yapmadığı için öldürüldü Evzon askerleri şehri her gezdiklerinde ve subaya geri döndüklerinde bir defa süngüleniyordu Bu Türk Subayı 22 defa süngülendi ve şehit oldu Yunanlılar daha ilk gün birçok Türk asker ve vatandaşı öldürdü Böylece işgal daha ilk günde 400 kişiye mâl oldu
İşgal başladığı sıralarda, bu görüntüye daha artı dayanma edemeyen gazeteci Hasan Tahsin, silahını çekip ateşleyerek en öndeki Yunan bayraktarını başından vurmuştur Bu hareket, Kurtuluş Savaşı'nı başlatan birincil kurşun olarak kabul edilir

İzmir'in işgali ile Türk halkında var olan ama yetersiz komutanlar yüzünden kullanılamayan mücadele eteneği her yerde uyandı ve İzmir'deki bir kısım asker istifa ederek Ulusal Uğraş'ye katıldı Aynı Zamanda İzmir'de kalan Türkler de işgalin getirdiği huzursuzluğa dayanamadı ve Anadolu'ya göç etti Kalmakta ısrar eden Türk ailelerse Yunan askerinin tavırlarına ve yaptıkları eziyetlere daha pozitif dayanamayıp Anadolu'daki milli mücadeleye destek saptamak amaçlı olarak göç ettiler
Türk asker ve subayları di pçiklenerek, süngülenerek öldürülüyor, üzerlerindeki değerli eşyalar zorla alınıyordu İşgale karşı boyun eğmiş yer alan Ali Nadir Paşa yerde sürüklenerek tekmeleniyordu Türk subayları Zito Venizelosdiye bağırmaya zorlanıyor, ağır hakaretlere uğruyorlardı Bağırmayı reddedenler ise süngüleniyordu Reddedenlerden Albay Fethi Bey de süngülenerek şehit edildi Şehrin diğer yerlerinde de olaylar, yağma, öldürme ve tecavüz olayları başladı Türkler'e ait evler ve işyerleri Rumlar tarafından yağmalanıyor, canını, malını, namusunu gözetmek isteyen Türkler öldürülüyordu Tüm bu olaylar medeni ulusların temsilcileriningözleri önünde, medeni devletlerinizniyle yapılıyordu Lord Curzon'un 18 Nisan 1919 tarihli bildirisinde Selanik kapılarının 5 eksen dışarıya asayişi sağlayamayan Yunanistan'ın Aydın Vilayeti'nde (İzmir o tarihte Açık Fikirli Vilayeti içinde idi) uzlaştırma ve emniyet sağlamakla görevlendirilmesiniyerinde görmediğini açıkladığı Yunanlılar birincil gün 400 Türk öldürmüşlerdi Çevre köy ve kazalardaki olaylarla bir iki gün içinde 5000 değin Türk öldürüldü
İzmir kenti ile birlikte Ayvalık, iki büyük kasaba arasındaki sahil şeridi, Çeşme yarımadası ve Belkahve'ye dek İzmir'in hinterlandı da işgal edilmiştir 1920 Nisan'ından sonradan Yunan ordusu İzmir'den harekete geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon'a dek Batı Anadolu'nun büyük bir bölümünü de işgal altına almıştır

Örgütlenme Dönemi, Mayıs 1919 Mart 1920



Yörük Ali Efe Gurubu

Paris'te toplanan uluslararası Uzlaştırma Konferansı, o günlerde açıklanması beklenen Türk Barışma Antlaşmasını, 1919 Mayıs başlarında belirsiz bir geleceğe erteledi 15 Mayıs'ta Yunan kuvvetleri, müttefik devletlerin kararıyla İzmir'i işgal etti Milli bir afet olarak görülen bu durum, Türkiye çapında mükemmel bir milli tepkiye yol açtı 23 Mayıs'ta Fatih ve Sultanahmet'te Türk siyasi tarihinin o güne kadarki en büyük kitle gösterileri düzenlendi Direniş fikri, İttihat ve Terakki yandaşlarının görüşü olmaktan çıkarak tüm ülke sathına yayıldı
21 Haziran'da Mustafa Kemal, Anadolu'daki en kayda değer askeri birliklerin komutanları olan Kâzım Karabekir, Refet ve Ali Fuat Paşalar ve Ege bölgesinde asayişi sağlamakla görevlendirilen Rauf Bey ile Amasya'da buluşarak Amasya Tamimi'ni yayımladı Ilan, ulusal bağımsızlığın fakat ulusun azim ve iradesiile sağlanacağını vurgulayarak, ülke çapında bir direniş hareketinin işaretini vermekteydi

23 Temmuz'da Kâzım Karabekir'in öncülüğünde Erzurum'da toplanan Doğu İlleri Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Kongresi, askeri görevlerinden istifa eden Mustafa Kemal'i kongre başkanı seçti Kongre, Doğu illerinin Ermenistan'a verilmesi olasılığına karşısında direnme kararı alırken, Türkiye'nin kalkınması için Amerikan mandası fikrine açık kapı bırakmamaktaydı
4 Eylül 1919'da Türkiye'nin her yanından gelen delegelerin katılımıyla Sivas'ta toplanan kongrede, genel seçimler yapılıp yeni Mebusan Meclisi kuruluncaya değin İstanbul hükümetiyle bütün resmi bağların kesilmesi kararlaştırıldı Ülke çapında yeni bir yönetimle ilgili ve siyasi örgütlenme koymak nedeniyle bir Heyeti Temsiliye kuruldu
Kasım ayında Adana, Maraş, Antep ve Urfa'nın Fransızlarca işgali üstüne, Heyeti Temsiliye kadar yönlendirilen direniş hareketi başlatıldı Direniş beklenmedik bir hızla başarıya ulaşarak 1920 Mayısı'nda Fransızları ateşkese zorladı

Osmanlı Meclisinin açılması ve Misakı Milli, Kasım 1919 Ocak 1920

Aralık ayında yapılan genel seçimler sonucunda son Osmanlı Meclisi Mebusanı (1920) oluştu Meclise Anadolu'dan yalnızca Milli Uğraş yanlısı milletvekilleri seçildi İki farklı ilden milletvekili seçilen Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a gitmeyi reddetmesi üstüne, Sivas Kongresi başkan vekili olan Rauf Orbay Meclis reisliğine seçildi 28 Ocak 1920'de Mebusan Meclisi sonradan Misakı Milli adıyla anılan Ahdı Ulusal Beyannamesini kabul etti Şartname, Mondros Mütarekesi sınırları içinde bütün bağımsızlık sağlanıncaya dek mücadeleye devam etmeyi öngörmekteydi

Osmanlı Meclisinin kapatılması, Mart 1920

16 Mart 1920'de Meclisi Mebusan da dahil olduğu halde Babıali ve bütün hükümet daireleriyle beraber İstanbul, İngilizler tarafından zor kullanarak ve resmi olarak işgal edilmiştir İngiliz birlikleri İstanbul'da yer alan, ilk olarak Rauf Bey elde etmek üzere önde gelen Milli Uğraş yanlısı milletvekillerini tutukladılar Ayrıca telgrafhaneler de işgal altına küskün ve devlete ait makamlar arasında iletişim imkânı kalmamıştı Bu şartlara tarafından, Anadolu, İstanbul ve devlete ait makamlarla karşılıklı hareketten mahrum kalmıştı
İstanbuldaki olağanüstü hal, ortaya Osmanlı Devletinin kimin idaresi ve hangi güçlerin kanunlarının geçerli olduğu sorunu ortaya çıkarmıştır Bu durumda Mustafa Kemal, Temsilcilik Heyetinin başkanı olarak: Bu hareketin Anadoluda Osmanlı Kanunlarının yürürlüğünü engellemeyeceğinden ve her ne şekilde olursa olsun alınacak önlemlere Osmanlı milleti uygarlık yeteneği bilhassa muhabere bulunduğundan kanun dışarıda hiç bir işlem yapılmaması ve tüm görevlerin özenle yapılması hayatımızın gereklerindendirdiye genelge yayınlamıştır

Bunun üstüne Meclis 18 Mart 1920 bir toplanarak kendini feshettiğini açıkladı Meclisin kendini feshettiği açıklaması Padişah ın Nisan 11 1920'de ikinci meşrutiyetin sona erdiğini açıklaması ile bir diğer Meclis oluşturma yolunu kapatmıştır Aynı gün Şeyhülislâm Dürrizâde Abdullah'ın, Padişah ve Halife kuvvetleri dışındaki millî kuvvetleri kâfir duyuru eden ve katlinin vacipolduğunu gösteren fetvası Takvimi Vekayide yayınlandı Padişah Osmanlı Devleti'nin tarihinde bir bölümü kapatmayı amaçlamış ve kendi otoritesi dışında yer alan bütün güçlerin (millî kuvvetleri) devlet karşıtı olduğunu ilan etmiştir Padişah ve atadığı hükümetler Osmanlı devletinin idaresine tek otorite durumuna gelmişlerdi

*
 
858,506Konular
983,018Mesajlar
33,106Kullanıcılar
Asi1234Son üye
Üst Alt