ekonomide yapılan yenilikler 1923 1940
Kapitulasyonlar nedeniyle Osmanlı Devleti sanayileşmeye gecememişti Ufak atolye ve imalathaneler, birkac da fabrika dışında, tamamen tarıma dayalı bir ekonomiye sahip, ana gelir kaynaklarını Duyunu Umumiyeye teslim etmiş, iflas etmiş, borc icinde idi Art arda gelen savaşlar ve nihayet Kurtuluş Savaşımız, yorgun halkımızı cok yoksul duruma duşurmuştu Ulke harap olmuştu Koylerin genc nufusu savaşlarda erimiş olduğundan tarım yapılamaz olmuştu Meyve ve sebzecilik cok azdı Turuncgiller, cay uretimi hic yapılmıyordu Buğdaydan şekere her şey yurt dışından getiriliyordu Madenlerimiz işletilemiyor ve bir kısmı da bilinmiyordu Ulkenin her turlu gelir ve gecim kaynağı kurumuştu
Modern tarım teknikleri bilinmiyordu Ekonomik kalkınmayı gercekleştirecek az sayıdaki aydınımız ve uzmanımız savaşlarda yitip gitmişti Yatırım yapacak servet sahibi kişi yoktu Kapitulasyonlar ve azınlık imtiyazları nedeniyle Turkler ticaret hayatı dışında kalmışlardı Ulusal bir tuccar sınıfı yoktu Ulkede işsizlik cok buyuk boyuttaydı Kişi başına duşen milli gelir cok azdı Ustelik Osmanlı Devletinin borclarını da devralmıştık
Kurtuluş Savaşı sırasında halk varını yoğunu ordumuza vermişti 2 Mayıs 1920de kurulan hukUmette İktisat Bakanlığına yer verilerek milli butce oluşturulmuş, tasarrufa cok onem verilerek ilk butcemiz denk tutulmaya calışılmıştı
Zaferden sonra, ATATURK bağımsızlığın korunması icin ekonomik savaşa devam edileceğini acıkladı: Siyasi ve askeri zaferler, ne kadar buyuk olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle suslenmez, beslenmezse omurlu olamaz Ekonomik kalkınma, hur, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Turkiye idealinin bel kemiğidir
17 Şubat 1923te İzmirde bir İktisat Kongresi toplandı Kongreye sanayi, ticaret, ziraat ve işci grupları temsilcileri katıldı ATATURK, kongrede cokuşun temelinde ekonomik sorunların yattığını, ulusun yoksulluğunun nedenlerini ve carelerini anlatan uzun bir konuşma yaptı Kongrede donemin şartlarına uygun olarak, devlet desteğinde ekonomik liberalizm benimsendi Yani ozel sektore kalkınmada oncelik tanınacak, devlet mudahaleci değil milli sanayii, ihracatı, tarımı destekleyici, koruyucu ve ozendirici olacaktı Kredi imkanları sağlayacak bankalar kurulacaktı Yerli malların kara ve denizde ucuz tarifeyle taşınması, ulaştırmanın geliştirilmesi, teknik eğitimin sağlanması, milli ekonominin oluşturulması kararlaştırıldı Ciftcinin belini buken ama ulkenin ana gelir kaynağı olan aşar vergisi buyuk bir fedakarlıkla kaldırılarak (1925) koylu rahatlatıldı
1924 yılında İş Bankası, 1925te Sanayi ve Maadin Bankası, 1926da Emlak ve Eytam Bankası kuruldu Ziraat Bankası geliştirildi 1926 yılında cıkartılan Kabotaj Kanunu ile Turk limanları arasında yolcu ve yuk taşıma hakkı Turk gemilerine devredilerek yabancı gemilerin bu imtiyazları kaldırıldı Yatırım, uretim ve yerli malı kullanılması teşvik edildi Boylece doviz tasarrufu sağlanacak, dışa bağımlılık tehlikesi olmayacaktı
Bu bankalar yeni kurulacak sanayi işletmelerine sermaye ve kredi konularında yardımcı olacak, eski işletmelerin modernleştirilmesini sağlayacaktı İş Bankası ceşitli madenlere, kereste sanayiine, şişe ve cam fabrikalarına yatırım yaptı Madenler işletilmeye başlandı
1927de cıkartılan Teşviki Sanayi Kanunu, ozel teşebbusu sanayi alanına cekmek icin devlet desteği getiriyordu Sanayi kuruluşlarına ucuz devlet arsa ve binası tahsis edilecek, ceşitli vergi ve resimlerden indirim veya muafiyet tanınacaktı Bu kanun ozellikle şeker, dokuma, cimento sektorlerinde uretim artışı sağladı
Yine 1927 yılında zirai eğitimini duzeltmek uzere bir kanun cıkartıldı Yurt dışına ziraat alanında eğitim yapmak uzere eleman gonderildi Tarım alanında ciftciyi eğitmek ve uzman yetiştirmek uzere ceşitli illerde ziraat mektepleri ve Ankarada Yuksek Ziraat Mektebi acıldı Ciftcilere kooperatifler kurarak mallarını iyi şartlarda, kolay satmaları sağlandı Ziraat Bankası kanalıyla tohumluklar ucuza getirtildi Pulluk Kanunu ile pulluk ureten iş yerlerine prim ve faizsiz kredi verildi
Ormanlar cıkartılan kanunlarla koruma altına alındı ve işletilmeleri duzenlendi Yurt dışından ithal edilen damızlık buyuk ve kucuk baş hayvanlarla hayvan cinsleri ıslah edildi, hayvancılık geliştirildi Tavukculuk cok ilerleme kaydetti Hayvan hastalıklarıyla mucadele icin aşı ve serum uretildi Karadenizde cay, guneyde turuncgil tarımı başlatılarak bu alandaki buyuk acık kapatıldı
Ulaştırmaya buyuk onem verilerek kısıtlı butcemizle 19231940 yılları arasında ulkedeki demir yolu uzunluğu iki katına cıkartıldı Osmanlı Devletinde mevcut 3350 kmlik demir yoluna 1939a kadar 3000 km daha eklendi İcDoğuBatı Anadolu demir yolları ile birbirine bağlandı Kopruler, sulama kanalları, hastahane, okul binaları yapıldı Kapitulasyonlarla işletmeleri yabancı devletlere verilmiş su, elektrik, hava gazı, liman işletmelerimiz buyuk paralar odenerek geri alındı
1930da ulusal para işlerimizi ve siyasetimizi yurutecek Merkez Bankası kuruldu
Tum bu inanılmaz hizmetlere rağmen, ceşitli ic ve dış nedenlerle (yeterli sermaye, muteşebbis, iş gucu, uzman olmaması, 1928e kadar Lozan Antlaşması gereği gumruk vergilerinin sabit tutulması zorunluluğu, tarımda cok kurak donemler yaşanması, Osmanlı Devletindeki imtiyazlara alışmış yabancı sermayenin Turkiyeye gelmemesi gibi) ekonomide beklenen hıza ulaşılmaması ve 1929da butun dunyayı etkileyen buyuk ekonomik kriz uzerine devlet ekonomik hayata mudahale etti 1931de devletcilik ilkesi boylece hayata gecti
1933 yılında ilk Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı İthalat kısılarak ulkedeki uretim arttırıldı Dışardan hicbir yardım almadan ozellikle dokuma, kağıt, maden, kimya sanayilerine yatırım yapıldı
19291939 doneminde dunya sanayii uretim artışı oranı %19, Turkiyede %96 oldu Turkiyede kişi başına duşen gelir ve milli gelir arttı Paramız değer kazandı Merkez Bankasında doviz ve altın birikimimiz oldu Enflasyon hep cok duşuk tutuldu, butcemiz denk kalabildi
Yıkılmış bir ulkeyi yeniden canlandırırken sermaye, imkan, yeterli iş gucu ve uzman alanlarında cekilen buyuk sıkıntılara, odenen dış borclara rağmen Turkiye ATATURK doneminde her alanda ve tum bolgelerde gercek bir ekonomik inkılap gercekleştirdi ve en başarılı ekonomik donemini yaşadı Devletin, ulkemizin ve halkımızın icinde bulunduğu zor koşullardan oturu, kamu yararı gereği olarak, ekonomik alanda hizmetlerin bir kısmını ustlenmesi, devletcilik ilkesinin de kaynağını ve anayasaya girme nedenini oluşturmaktadır
Kapitulasyonlar nedeniyle Osmanlı Devleti sanayileşmeye gecememişti Ufak atolye ve imalathaneler, birkac da fabrika dışında, tamamen tarıma dayalı bir ekonomiye sahip, ana gelir kaynaklarını Duyunu Umumiyeye teslim etmiş, iflas etmiş, borc icinde idi Art arda gelen savaşlar ve nihayet Kurtuluş Savaşımız, yorgun halkımızı cok yoksul duruma duşurmuştu Ulke harap olmuştu Koylerin genc nufusu savaşlarda erimiş olduğundan tarım yapılamaz olmuştu Meyve ve sebzecilik cok azdı Turuncgiller, cay uretimi hic yapılmıyordu Buğdaydan şekere her şey yurt dışından getiriliyordu Madenlerimiz işletilemiyor ve bir kısmı da bilinmiyordu Ulkenin her turlu gelir ve gecim kaynağı kurumuştu
Modern tarım teknikleri bilinmiyordu Ekonomik kalkınmayı gercekleştirecek az sayıdaki aydınımız ve uzmanımız savaşlarda yitip gitmişti Yatırım yapacak servet sahibi kişi yoktu Kapitulasyonlar ve azınlık imtiyazları nedeniyle Turkler ticaret hayatı dışında kalmışlardı Ulusal bir tuccar sınıfı yoktu Ulkede işsizlik cok buyuk boyuttaydı Kişi başına duşen milli gelir cok azdı Ustelik Osmanlı Devletinin borclarını da devralmıştık
Kurtuluş Savaşı sırasında halk varını yoğunu ordumuza vermişti 2 Mayıs 1920de kurulan hukUmette İktisat Bakanlığına yer verilerek milli butce oluşturulmuş, tasarrufa cok onem verilerek ilk butcemiz denk tutulmaya calışılmıştı
Zaferden sonra, ATATURK bağımsızlığın korunması icin ekonomik savaşa devam edileceğini acıkladı: Siyasi ve askeri zaferler, ne kadar buyuk olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle suslenmez, beslenmezse omurlu olamaz Ekonomik kalkınma, hur, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Turkiye idealinin bel kemiğidir
17 Şubat 1923te İzmirde bir İktisat Kongresi toplandı Kongreye sanayi, ticaret, ziraat ve işci grupları temsilcileri katıldı ATATURK, kongrede cokuşun temelinde ekonomik sorunların yattığını, ulusun yoksulluğunun nedenlerini ve carelerini anlatan uzun bir konuşma yaptı Kongrede donemin şartlarına uygun olarak, devlet desteğinde ekonomik liberalizm benimsendi Yani ozel sektore kalkınmada oncelik tanınacak, devlet mudahaleci değil milli sanayii, ihracatı, tarımı destekleyici, koruyucu ve ozendirici olacaktı Kredi imkanları sağlayacak bankalar kurulacaktı Yerli malların kara ve denizde ucuz tarifeyle taşınması, ulaştırmanın geliştirilmesi, teknik eğitimin sağlanması, milli ekonominin oluşturulması kararlaştırıldı Ciftcinin belini buken ama ulkenin ana gelir kaynağı olan aşar vergisi buyuk bir fedakarlıkla kaldırılarak (1925) koylu rahatlatıldı
1924 yılında İş Bankası, 1925te Sanayi ve Maadin Bankası, 1926da Emlak ve Eytam Bankası kuruldu Ziraat Bankası geliştirildi 1926 yılında cıkartılan Kabotaj Kanunu ile Turk limanları arasında yolcu ve yuk taşıma hakkı Turk gemilerine devredilerek yabancı gemilerin bu imtiyazları kaldırıldı Yatırım, uretim ve yerli malı kullanılması teşvik edildi Boylece doviz tasarrufu sağlanacak, dışa bağımlılık tehlikesi olmayacaktı
Bu bankalar yeni kurulacak sanayi işletmelerine sermaye ve kredi konularında yardımcı olacak, eski işletmelerin modernleştirilmesini sağlayacaktı İş Bankası ceşitli madenlere, kereste sanayiine, şişe ve cam fabrikalarına yatırım yaptı Madenler işletilmeye başlandı
1927de cıkartılan Teşviki Sanayi Kanunu, ozel teşebbusu sanayi alanına cekmek icin devlet desteği getiriyordu Sanayi kuruluşlarına ucuz devlet arsa ve binası tahsis edilecek, ceşitli vergi ve resimlerden indirim veya muafiyet tanınacaktı Bu kanun ozellikle şeker, dokuma, cimento sektorlerinde uretim artışı sağladı
Yine 1927 yılında zirai eğitimini duzeltmek uzere bir kanun cıkartıldı Yurt dışına ziraat alanında eğitim yapmak uzere eleman gonderildi Tarım alanında ciftciyi eğitmek ve uzman yetiştirmek uzere ceşitli illerde ziraat mektepleri ve Ankarada Yuksek Ziraat Mektebi acıldı Ciftcilere kooperatifler kurarak mallarını iyi şartlarda, kolay satmaları sağlandı Ziraat Bankası kanalıyla tohumluklar ucuza getirtildi Pulluk Kanunu ile pulluk ureten iş yerlerine prim ve faizsiz kredi verildi
Ormanlar cıkartılan kanunlarla koruma altına alındı ve işletilmeleri duzenlendi Yurt dışından ithal edilen damızlık buyuk ve kucuk baş hayvanlarla hayvan cinsleri ıslah edildi, hayvancılık geliştirildi Tavukculuk cok ilerleme kaydetti Hayvan hastalıklarıyla mucadele icin aşı ve serum uretildi Karadenizde cay, guneyde turuncgil tarımı başlatılarak bu alandaki buyuk acık kapatıldı
Ulaştırmaya buyuk onem verilerek kısıtlı butcemizle 19231940 yılları arasında ulkedeki demir yolu uzunluğu iki katına cıkartıldı Osmanlı Devletinde mevcut 3350 kmlik demir yoluna 1939a kadar 3000 km daha eklendi İcDoğuBatı Anadolu demir yolları ile birbirine bağlandı Kopruler, sulama kanalları, hastahane, okul binaları yapıldı Kapitulasyonlarla işletmeleri yabancı devletlere verilmiş su, elektrik, hava gazı, liman işletmelerimiz buyuk paralar odenerek geri alındı
1930da ulusal para işlerimizi ve siyasetimizi yurutecek Merkez Bankası kuruldu
Tum bu inanılmaz hizmetlere rağmen, ceşitli ic ve dış nedenlerle (yeterli sermaye, muteşebbis, iş gucu, uzman olmaması, 1928e kadar Lozan Antlaşması gereği gumruk vergilerinin sabit tutulması zorunluluğu, tarımda cok kurak donemler yaşanması, Osmanlı Devletindeki imtiyazlara alışmış yabancı sermayenin Turkiyeye gelmemesi gibi) ekonomide beklenen hıza ulaşılmaması ve 1929da butun dunyayı etkileyen buyuk ekonomik kriz uzerine devlet ekonomik hayata mudahale etti 1931de devletcilik ilkesi boylece hayata gecti
1933 yılında ilk Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı İthalat kısılarak ulkedeki uretim arttırıldı Dışardan hicbir yardım almadan ozellikle dokuma, kağıt, maden, kimya sanayilerine yatırım yapıldı
19291939 doneminde dunya sanayii uretim artışı oranı %19, Turkiyede %96 oldu Turkiyede kişi başına duşen gelir ve milli gelir arttı Paramız değer kazandı Merkez Bankasında doviz ve altın birikimimiz oldu Enflasyon hep cok duşuk tutuldu, butcemiz denk kalabildi
Yıkılmış bir ulkeyi yeniden canlandırırken sermaye, imkan, yeterli iş gucu ve uzman alanlarında cekilen buyuk sıkıntılara, odenen dış borclara rağmen Turkiye ATATURK doneminde her alanda ve tum bolgelerde gercek bir ekonomik inkılap gercekleştirdi ve en başarılı ekonomik donemini yaşadı Devletin, ulkemizin ve halkımızın icinde bulunduğu zor koşullardan oturu, kamu yararı gereği olarak, ekonomik alanda hizmetlerin bir kısmını ustlenmesi, devletcilik ilkesinin de kaynağını ve anayasaya girme nedenini oluşturmaktadır