Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

1923 1940 yılları arasında ekonomide yapılan çalışmalar

1923 1940 yılları arasında ekonomide yapılan çalışmalar

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
ekonomide yapılan yenilikler 1923 1940

Kapitülâsyonlar nedeniyle Osmanlı Devleti sanayileşmeye geçememişti Ufak atölye ve imalâthaneler, birkaç da fabrika dıştan, ayrıntılarıyla tarıma dayalı bir ekonomiye sahip, başlıca gelir kaynaklarını Düyunu Umumiyeye teslim etmiş, iflâs etmiş, borç içinde idi birbirini izleyen gelen savaşlar ve nihayet Kurtuluş Savaşımız, bitap halkımızı fazla fakir duruma düşürmüştü Ülke mahvolmuş olmuştu Köylerin genç nüfusu savaşlarda erimiş olduğundan tarım yapılamaz olmuştu Meyve ve sebzecilik çok azdı Turunçgiller, dere üretimi hiç yapılmıyordu Buğdaydan şekere her şey yurt dışından getiriliyordu Madenlerimiz işletilemiyor ve bir kısmı da bilinmiyordu Ülkenin her türlü kazanç ve geçim kaynağı kurumuştu
Modern tarım teknikleri bilinmiyordu Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirecek eksik sayıdaki aydınımız ve uzmanımız savaşlarda yitip gitmişti Yatırım yapacak servet sahibi kişi yoktu Kapitülâsyonlar ve azınlık imtiyazları sebebiyle Türkler ticaret hayatı haricen kalmışlardı Milli bir tüccar sınıfı yoktu Ülkede işsizlik çok büyük boyuttaydı Birey başına düşen millî kazanç çok azdı Bundan Başka Osmanlı Devletinin borçlarını da devralmıştık
Kurtuluş Savaşı esnasında insanlar varını yoğunu ordumuza vermişti 2 Mayıs 1920de kurulan hükûmette İktisat Bakanlığına yer verilerek millî bütçe oluşturulmuş, tasarrufa çok ağırlık verilerek birincil bütçemiz eşit tutulmaya çalışılmıştı
Zaferden sonradan, ATATÜRK bağımsızlığın korunması için hesaplı savaşa devam edileceğini açıkladı: Siyasî ve askerî zaferler, ne değin büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle süslenmez, beslenmezse ömürlü olamaz Idareli yeniden yapılanma, bağımsızlık, egemen, defalarca daha kaslı, defalarca daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir
17 Şubat 1923te İzmirde bir İktisat Kongresi toplandı Kongreye sanayi, ticaret, ziraat ve işçi grupları temsilcileri katıldı ATATÜRK, kongrede çöküşün temelinde hesaplı sorunların yattığını, ulusun yoksulluğunun nedenlerini ve çarelerini anlatan uzun bir hitabe yaptı Kongrede dönemin şartlarına uygun olarak, devlet desteğinde ekonomik liberalizm benimsendi Yani özel sektöre kalkınmada öncelik tanınacak, devlet müdahaleci değil millî sanayii, ihracatı, tarımı destekleyici, koruyucu ve özendirici olacaktı Kredi imkânları sağlayacak bankalar kurulacaktı Yerli malların kara ve denizde ucuz tarifeyle taşınması, ulaştırmanın geliştirilmesi, teknik eğitimin sağlanması, millî ekonominin oluşturulması kararlaştırıldı Çiftçinin belini büken lakin ülkenin esas gelir kaynağı olan aşar vergisi büyük bir fedakârlıkla kaldırılarak (1925) köylü rahatlatıldı
1924 yılında Iş Bankası, 1925te Sanayi ve Maadin Bankası, 1926da Emlâk ve Eytam Bankası kuruldu Ziraat Bankası geliştirildi 1926 yılında çıkartılan Kabotaj Kanunu ile Türk limanları aralarında gezgin ve önem nakliye hakkı Türk gemilerine devredilerek yabancı gemilerin bu imtiyazları kaldırıldı Yatırım, imal ve yerli malı kullanılması teşvik edildi Böylece döviz tasarrufu sağlanacak, dışa bağımlılık tehlikesi olmayacaktı
Bu bankalar yeni kurulacak sanayi işletmelerine anapara ve kredi konularında yardımcı olacak, eski işletmelerin modernleştirilmesini sağlayacaktı Iş Bankası çeşitli madenlere, kereste sanayiine, şişe ve cam fabrikalarına yatırım yaptı Madenler işletilmeye başlandı
1927de çıkartılan Teşviki Sanayi Kanunu, özel teşebbüsü sanayi alanına çekmek için devlet desteği getiriyordu Sanayi kuruluşlarına ucuz devlet arsa ve binası tahsis edilecek, çeşitli ücret ve resimlerden indirim ya da muafiyet tanınacaktı Bu kanun bilhassa şeker, dokuma, çimento sektörlerinde üretim artışı sağladı
Tekrar 1927 yılında ziraî eğitimini düzeltmek üzere bir kanun çıkartıldı Yurt dışına ziraat alanında eğitim yapmak üzere eleman gönderildi Tarım alanında çiftçiyi eğitmek ve bilirkişi geliştirmek üzere farklı alanlara yönlendirilmiş illerde ziraat mektepleri ve Ankarada Yüksek Ziraat Mektebi açıldı Çiftçilere kooperatifler kurarak mallarını iyi şartlarda, basit satmaları sağlandı Ziraat Bankası kanalıyla tohumluklar ucuza getirtildi Pulluk Kanunu ile pulluk üreten iş yerlerine prim ve dingin kredi verildi
Ormanlar çıkartılan kanunlarla koruma altına alındı ve işletilmeleri düzenlendi Yurt dışından ithâl edilen damızlık büyük ve minik baş hayvanlarla hayvan cinsleri ıslah edildi, hayvancılık geliştirildi Tavukçuluk çok ilerleme kaydetti Hayvan hastalıklarıyla çaba için aşı ve serum üretildi Karadenizde nehir, güneyde turunçgil tarımı başlatılarak bu alandaki büyük açık kapatıldı
Ulaştırmaya büyük siklet verilerek kısıtlı bütçemizle 19231940 yılları aralarında ülkedeki demir yolu uzunluğu iki katına çıkartıldı Osmanlı Devletinde mevcut 3350 kmlik demir yoluna 1939a değin 3000 km daha eklendi İçDoğuBatı Anadolu demir yolları ile birbirine bağlandı Köprüler, sulandırma kanalları, hastahane, okul binaları yapıldı Kapitülâsyonlarla işletmeleri tanıdık olmayan devletlere verilmiş su, elektrik, hava gazı, liman işletmelerimiz büyük paralar ödenerek geri alındı
1930da ulusal para işlerimizi ve siyasetimizi yürütecek Merkez Bankası kuruldu
Bütün bu harika hizmetlere karşın, değişik iç ve dış nedenlerle (yeterli sermaye, müteşebbis, iş gücü, bilirkişi olmaması, 1928e dek Lozan Antlaşması gereği gümrük vergilerinin sabit tutulması zorunluluğu, tarımda fazla verimsiz dönemler yaşanması, Osmanlı Devletindeki imtiyazlara alışkın yabancı sermayenin Türkiyeye gelmemesi gibi) ekonomide beklenen hıza ulaşılmaması ve 1929da tüm dünyayı etkileyen büyük ekonomik kriz üstüne devlet ekonomik hayata müdahale etti 1931de devletçilik ilkesi böylece hayata geçti
1933 yılında birincil Beş Yıllık Sanayi Plânı hazırlandı İthalât kısılarak ülkedeki üretim arttırıldı Dışardan hiçbir destek almadan özellikle dokuma, kâğıt, maden, kimya sanayilerine yatırım yapıldı
19291939 döneminde dünya sanayii imal artışı oranı %19, Türkiyede %96 oldu Türkiyede birey başına düşen gelir ve millî gelir arttı Paramız değerinde kazandı Merkez Bankasında döviz ve altın birikimimiz oldu Enflâsyon daima çok düşük tutuldu, bütçemiz denk kalabildi
Mahvolmuş bir ülkeyi bitmiş canlandırırken sermaye, imkân, tatmin edici meslek gücü ve uzman alanlarında çekilen büyük sıkıntılara, ödenen dış borçlara karşın Türkiye ATATÜRK döneminde her alanda ve tüm bölgelerde hakiki bir ekonomik inkılâp gerçekleştirdi ve en başarılı ekonomik dönemini yaşadı Devletin, ülkemizin ve halkımızın içinde bulunduğu zorlama koşullardan ötürü, ulus yararı gereği olarak, idareli alanda hizmetlerin bir kısmını üstlenmesi, devletçilik ilkesinin de kaynağını ve anayasaya girme nedenini oluşturmaktadır
*
 
858,496Konular
981,879Mesajlar
29,919Kullanıcılar
dgn190727Son üye
Üst Alt