25 barodan ortak açıklama: Tarihin en ağır yargı krizini yaşıyoruz

Baroların ortak bildirgesinde 'Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır. Mahkemeler verdikleri kararlar sonrasında dağıtılmakta, karar veren yargıçlar hakkında şimdi imzalarının mürekkebi dahi kurumadan soruşturmalar açılmakta, yargıç bağımsızlığı unsuru her geçen gün yeni bir örnekle ihlal edilmektedir' denildi.

“Türkiye’de tarihin en ağır yargı krizi”nin yaşandığının vurgulandığı bildirgede avukatların yaşadığı problemler lisana getirildi.

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Muğla, Şanlıurfa, Tekirdağ, Van ve Yalova barolarının imzalarını taşıyan bildiride 7 husus yer aldı.



25 baronun imzaladığı 7 unsurluk bildirge şöyle:

Son periyotta, kamuoyunun dikkatle takip ettiği toplumsal değeri haiz davalarda yaşanan hukuksuzluklar ve yürütmenin yargıya direkt müdahalesi manasına gelecek uygulamalar kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır. HSK, mevcut yapısıyla büsbütün siyasallaşmış ve yürütmenin talimat niteliğindeki açıklamalarını misyon addederek bağımsız yargıçlar üzerinde bir baskı mercii halini almıştır. Barolarımız bu duruma karşı hukuk devletini sonuna kadar savunmakta ve avukatları hukuksuzluğun şahidi pozisyonuna indirgeyen her türlü yaklaşımı temelden reddetmektedirler.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır. Mahkemeler verdikleri kararlar sonrasında dağıtılmakta, karar veren yargıçlar hakkında şimdi imzalarının mürekkebi dahi kurumadan soruşturmalar açılmakta, yargıç bağımsızlığı prensibi her geçen gün yeni bir örnekle ihlal edilmektedir. Bugün, Yüksek Mahkeme ve AİHM kararlarının uygulanmaması dahi olağan hale gelmiştir. Toplumun her bölümünden yurttaşlar, hukuk teminatının ortadan kalktığı bir ortamda hayatlarına devam etmektedirler. Bizler aşağıda imzası olan Baro Liderleri, Türkiye’yi üniversal hukukun tüm adap ve kurallarıyla uygulandığı çağdaş bir ülke olmaktan çıkarmaya yönelik her türlü teşebbüsün karşısında olacağımızı bir defa daha deklare ediyoruz.

Barolar, yurttaşların özgürlük arayışında onlara ses verebilen yegane kurum hüviyetini almış durumdadırlar. Bizler, yurttaşların demokratik, laik ve toplumsal bir hukuk devletinde yaşamalarının garantisi olmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda; tüm kişi, kurum ve kuruluşların anayasal sorumluluklarını yerine getirmesi için yılmadan çalışmaya kelam veriyoruz. Barolar, halkın adalet arayışının temsilcisi sıfatıyla Avukatlık Kanunu uyarınca görevlendirildikleri tüm alanlarda, her türlü yapan çalışmayı sürdürecektir.



Türkiye, son yıllarda yaşadığı demokrasi krizi ile dünyanın en büyük avukat hapishanelerinden biri haline gelmiştir. Meslektaşlarımız, mahkemelerin tesir altında bırakıldığı bir ortamda yargılanmakta, tarz hukukunun dahi yanlışsız düzgün uygulanmadığı mahkemelerde karar giymekte ve avukatlara pek birçok mesleksel faaliyet gereği gerçekleştirdikleri fiiller nedeniyle çok önemli cezalar verilebilmektedir. Bugün yaşanan Türkiye gerçekliği, meslektaşlarımızın adil yargılanmaya dair talepleri için açlık grevine girdiği bir ülkeyi yansıtmaktadır. Belgelerin aslına girmeksizin mahkemeleri, avukat yargılamalarının tümünde üniversal hukukun mecburî kıldığı tüm kuralları eksiksiz formda yerine getirmeye, her türlü siyasi tesire karşı koymaya davet ediyoruz. Cezaevindeki avukatların yaşadığı bu süreç, meslektaşlarımızın sıhhatine ziyan gelmeden demokratik yollar içinde çözülmek zorundadır.

Avukatların gerek ekonomik faydaları gerekse gündelik iş hayatlarının kolaylaştırılması için gerekli uygulamalarda ortaklaşma kararı alınmıştır. Bu kapsamda, birtakım barolarımız tarafından uygulamaya konulan barolar üzerinden ihtarname gönderilmesi çalışmalarının yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir.

Stajyer avukatların yaşadığı ekonomik sorunlar ortada iken Adalet Bakanlığının stajyer avukatların maaş alamayacağına dair görüşü genç meslektaşlarımız için önemli bir sorun oluşturmaktadır. Hakim ve savcı stajyerlerine maaş vermekte beis görmeyen Adalet Bakanlığının stajyer avukatlara fiyat ödenmesine karşı çıkmasını kabul etmiyoruz. Kelam konusu ayrımcı uygulama derhal sonlandırılmalıdır.



Avukatlar gerek mahkeme kalemlerinde, gerekse cezaevi ve geri gönderme merkezi üzere kapatılma kurumlarında birbirinden farklı ve birçok vakit keyfi uygulamalara maruz bırakılmaktadırlar. Pilot icra uygulaması üzere kimi yenilikler avukatların yaşadığı düşünceler dikkate alınmadan sürdürülmekte ve meslektaşların yaşadığı mağduriyetler her geçen gün artarak devam etmektedir. Kelam konusu yanılgılı ve keyfi uygulamaların sonlandırılması için resmi kurumlar barolarla irtibata geçmek zorunda olup mevzuatlarını yeknesaklaştırmalıdırlar. Biz aşağıda imzası olan Baro Liderleri olarak, avukatların meslek hayatında yaşadığı ve daima hale gelmeye başlayan her türlü keyfi uygulamaya karşı birlikte hareket etmeye kelam veriyoruz.”