iltasyazilim
FD Üye
TUĞRA HAKKINDA
Tuğra Osmanlı sultanlarının gözalıcı kaligrafik nişan ya da arması, bir çeşitlilik imzasıdır Sultanın ve babasının adını ve çoğunda el muzaffer tekrar tekrar dua ibaresini içerir Mesela Kanuni Sultan Süleyman ’ın tuğrasında “Süleyman şah bin Selim şah han elmuzaffer defalarca yazmaktadır “bin “oğlu demektir Tuğra bizatihi sultan kadar yazılmayıp nişancı ya da tuğrakeş veya tuğranüvis denilen görevlilerce yazılırdı Sultanın mühürlerine de kazılmıştır En eski Osmanlı tuğrası ikinci Osmanlı sultanı Orhan Gaziye aittir Birinci sultan Osman Gaziye ait bir tuğraya günümüze kadar hiçbir yerde rastlanmamıştır bu nedenle 36 Osmanlı padişahı fakat 35 Osmanlı padişah tuğrası vardır Tuğralar, Osmanlı devletinin kuruluşundan yıkılmasına dek çok dağıtılmış yerlerde kullanılmış, hat sanatında bir kol olmuş ve resmi görevini tamamladıktan sonra tarihe mal olmuştur (1) Halen hat sanatını icra edenlerce sanatsal amaçlı olarak yaşatılmaktadır
Önceleri fermanlar gibi o kadar çok resmi evrak üzerine resmiyet kazandırmak için çekilen tuğra daha sonraları hükümdarlık (hanedan) sembolü olarak paralar, bayraklar, pullar, devlete ait abideler, devlete ait binalar, camiler ve saraylarda da kullanılmıştır
Tuğra tek başına Osmanlı kültür, sanat ve egemenliğini temsil eder Türklere özgüdür Türklerin bin takvim Orta Doğu egemenliğinin mührüdür Özellikle Türkiye dışındaki yabancılar aralarında, Osmanlı denince tuğra akla kazanç Tuğranın şekli kendine mahsustur Ne herhangi bir şey tuğraya benzer, ne de tuğra herhangi bir şeye Her tuğrada bir yana alışılmış tuğra şeklini gözetmek, diğer yana her sultanın künyesini bu şekille barıştırmak Şiddet sanat Orhan Gazi ’den Sultan Vahideddin ’e kadar tekrarlanan ve değişen parçalarla tuğraların evrimini izlemek fazla ilgi çekicidir Tuğra bir kuvvet ve bağımsızlık simgesi olduğu için belgelerin başında yer alır, sonunda değil(2)
Tuğra kelimesi Osmanlıdan önceye dayansa da ve yine tuğra benzerleri daha eski Türk devletlerinin belgelerinde kullanılsa da Osmanlı tuğralarının kendilerinden öncekilerle ad benzerliği dışarıya iki taraflı yanı pek yoktur Ilk Osmanlı tuğrasının sahibi Orhan Gazinin tuğrasında yazılmış Orhan ve Osman kelimelerinin yazılış şekli kendinden sonradan gelen tuğraların iskeletini oluşturmuştur
Tuğralar bir simge olarak olgunlaşmış halini aldıktan sonra hattatlar sanatsal boyuta geçerek her zaman daha güzelini yazmaya çalışmışlardır Sanatsal tuğra tabloları halinde padişah tuğraları dışarıda yakın zamanlarda Kur ’lahzaı Kerim ’den ayetler, hadisler, dualar, şahıs isimleri vb de yazılmıştır
Bir padişahın tuğrası kabul gördükten sonra saltanatı baştan başa içeriği değişmezdi Fakat öbür ellerden farklı çıkan tuğralar da elbet olurdu Bir Osmanlı belgesinin tarih tesbitinde, varsa üzerindeki tuğranın sahibinin bilinmesi çok tezgâhtar olur Hatta tuğradaki nüanslar tarih aralığını daha da kısaltır
Tuğraların okunabilmesi tüm Osmanlı tuğralarının bir araya getirilmesi ile olası olmuştur Bu meyanda Sayın Suha Umur ’un çalışmaları takdire şayandır, eseri bize yol göstermiştir, kendisini en iyi dileklerimle zikrediyorum
TUĞRANIN BÖLÜMLERİ
1 Sere (Kürsü): Tuğranın en altında yer alan ve ana metnin yazılmış bulunduğu kısımdır
2 Beyze ’ler (Arapça: yumurta): Tuğranın sol tarafında yer alan iç içe iki kavisli kısımdır
3 Tuğ ’lar: Tuğranın üzerine doğru uzanan “elif harfi şeklindeki uzantılardır her zaman elif değillerdir Ara Sıra harf de değillerdir Yanlarında yer alan flama şeklindeki kavislere “zülfe denir
4 Kollar (hançere): Beyzelerin devamı olarak sağa içten paralel uzanan kollardır
Bazı tuğralarda sağ üstteki boşlukta ilgili padişahın “mahlası da görülür
Anonim olarak üç tuğ Osmanlı İmparatorluğu ’nun üç kıtaya hakimiyetini,
minik beyze Karadenize hakimiyetini büyük beyze
Akdenize hakimiyetini temsil eder
En meşhur tuğra Kanuni Sultan Süleyman'ın Tuğrasıdır
Olgunlaşmış bir tuğrada iki beyze ve üç tuğ yer alır İçerik metni bunları karşılamazsa bir takım tuğralarda başlıca metinle ilgili olmayan şekiller de yer alır fakat, bunlar klasikleşmiş tuğra şeklini korumak ve kendinden önceki tuğraya benzetebilmek için eklenmişlerdir Bir anlam açıklama etmezler (1) *
Tuğra Osmanlı sultanlarının gözalıcı kaligrafik nişan ya da arması, bir çeşitlilik imzasıdır Sultanın ve babasının adını ve çoğunda el muzaffer tekrar tekrar dua ibaresini içerir Mesela Kanuni Sultan Süleyman ’ın tuğrasında “Süleyman şah bin Selim şah han elmuzaffer defalarca yazmaktadır “bin “oğlu demektir Tuğra bizatihi sultan kadar yazılmayıp nişancı ya da tuğrakeş veya tuğranüvis denilen görevlilerce yazılırdı Sultanın mühürlerine de kazılmıştır En eski Osmanlı tuğrası ikinci Osmanlı sultanı Orhan Gaziye aittir Birinci sultan Osman Gaziye ait bir tuğraya günümüze kadar hiçbir yerde rastlanmamıştır bu nedenle 36 Osmanlı padişahı fakat 35 Osmanlı padişah tuğrası vardır Tuğralar, Osmanlı devletinin kuruluşundan yıkılmasına dek çok dağıtılmış yerlerde kullanılmış, hat sanatında bir kol olmuş ve resmi görevini tamamladıktan sonra tarihe mal olmuştur (1) Halen hat sanatını icra edenlerce sanatsal amaçlı olarak yaşatılmaktadır
Önceleri fermanlar gibi o kadar çok resmi evrak üzerine resmiyet kazandırmak için çekilen tuğra daha sonraları hükümdarlık (hanedan) sembolü olarak paralar, bayraklar, pullar, devlete ait abideler, devlete ait binalar, camiler ve saraylarda da kullanılmıştır
Tuğra tek başına Osmanlı kültür, sanat ve egemenliğini temsil eder Türklere özgüdür Türklerin bin takvim Orta Doğu egemenliğinin mührüdür Özellikle Türkiye dışındaki yabancılar aralarında, Osmanlı denince tuğra akla kazanç Tuğranın şekli kendine mahsustur Ne herhangi bir şey tuğraya benzer, ne de tuğra herhangi bir şeye Her tuğrada bir yana alışılmış tuğra şeklini gözetmek, diğer yana her sultanın künyesini bu şekille barıştırmak Şiddet sanat Orhan Gazi ’den Sultan Vahideddin ’e kadar tekrarlanan ve değişen parçalarla tuğraların evrimini izlemek fazla ilgi çekicidir Tuğra bir kuvvet ve bağımsızlık simgesi olduğu için belgelerin başında yer alır, sonunda değil(2)
Tuğra kelimesi Osmanlıdan önceye dayansa da ve yine tuğra benzerleri daha eski Türk devletlerinin belgelerinde kullanılsa da Osmanlı tuğralarının kendilerinden öncekilerle ad benzerliği dışarıya iki taraflı yanı pek yoktur Ilk Osmanlı tuğrasının sahibi Orhan Gazinin tuğrasında yazılmış Orhan ve Osman kelimelerinin yazılış şekli kendinden sonradan gelen tuğraların iskeletini oluşturmuştur
Tuğralar bir simge olarak olgunlaşmış halini aldıktan sonra hattatlar sanatsal boyuta geçerek her zaman daha güzelini yazmaya çalışmışlardır Sanatsal tuğra tabloları halinde padişah tuğraları dışarıda yakın zamanlarda Kur ’lahzaı Kerim ’den ayetler, hadisler, dualar, şahıs isimleri vb de yazılmıştır
Bir padişahın tuğrası kabul gördükten sonra saltanatı baştan başa içeriği değişmezdi Fakat öbür ellerden farklı çıkan tuğralar da elbet olurdu Bir Osmanlı belgesinin tarih tesbitinde, varsa üzerindeki tuğranın sahibinin bilinmesi çok tezgâhtar olur Hatta tuğradaki nüanslar tarih aralığını daha da kısaltır
Tuğraların okunabilmesi tüm Osmanlı tuğralarının bir araya getirilmesi ile olası olmuştur Bu meyanda Sayın Suha Umur ’un çalışmaları takdire şayandır, eseri bize yol göstermiştir, kendisini en iyi dileklerimle zikrediyorum
TUĞRANIN BÖLÜMLERİ
1 Sere (Kürsü): Tuğranın en altında yer alan ve ana metnin yazılmış bulunduğu kısımdır
2 Beyze ’ler (Arapça: yumurta): Tuğranın sol tarafında yer alan iç içe iki kavisli kısımdır
3 Tuğ ’lar: Tuğranın üzerine doğru uzanan “elif harfi şeklindeki uzantılardır her zaman elif değillerdir Ara Sıra harf de değillerdir Yanlarında yer alan flama şeklindeki kavislere “zülfe denir
4 Kollar (hançere): Beyzelerin devamı olarak sağa içten paralel uzanan kollardır
Bazı tuğralarda sağ üstteki boşlukta ilgili padişahın “mahlası da görülür
Anonim olarak üç tuğ Osmanlı İmparatorluğu ’nun üç kıtaya hakimiyetini,
minik beyze Karadenize hakimiyetini büyük beyze
Akdenize hakimiyetini temsil eder
En meşhur tuğra Kanuni Sultan Süleyman'ın Tuğrasıdır
Olgunlaşmış bir tuğrada iki beyze ve üç tuğ yer alır İçerik metni bunları karşılamazsa bir takım tuğralarda başlıca metinle ilgili olmayan şekiller de yer alır fakat, bunlar klasikleşmiş tuğra şeklini korumak ve kendinden önceki tuğraya benzetebilmek için eklenmişlerdir Bir anlam açıklama etmezler (1) *