70 kilometrelik kabus! 70 kilometrelik kabus! AA İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Naci Görür, Adalar’ın Marmara Denizi tabanında geçen yıl yapılan deniz altı araştırma sonucunda Çınarcık ve Tekirdağ çukurluğunda gaz ve akıcı çıkışı olmasına karşın Adalar’ın güney batısından başlayıp orta Marmara çukurluğuna değin yaklaşık 70 kilometrelik fay hattında gaz ve değişken çıkışı tespit etmediklerini belirterek, Muhtemelen bu bölüm çok tehlikelidedi Görür, MARNAUT Projesi dahilinde Naulite adlı denizaltı ile geçen yıl 12 Mayıs11 Haziran tarihleri arasında Marmara Denizi’nde dalış yapan Türk ve yabancı bilim adamları ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek, bugün başlayacak olan Marmara Denizi Çalıştayına ilişkin bilgi verdi İTÜ Doğu Akdeniz Oşinografi ve Limnoloji Araştırmaları Merkezi’nce (EMCOL) düzenlenen çalıştayda, bu araştırmadan elde edilen sonuçların tartışılacağını bildiren Görür, buna göre gözlem istasyonunun Marmara Denizi tabanında nereye kurulacağına da karar verileceğini söyledi Araştırmanın benzer başkanlarından EMCOL Müdürü Prof Dr Namık Çağatay da bu çalışmaları Avrupa Birliği çerçeve projesi olan Avrupa Deniz Tabanı Gözlem Ağı Projesi’nin (ESONET) desteklediğini belirterek, Marmara Denizi tabanına kurulacak gözlem istasyonlarının kendilerine depremle ilgili kayda değer ipucları vereceğini belirtti Gaz ve sıvı çıkışlarının depremsellikle ilişkisine inandıklarını, böylece bu gaz ve sıvı çıkışlarının değişik sensörlerle sürekli ve aynı zamanlı olarak ölçülmesinin kayda değer olduğunu dile getiren Çağatay, 3 jurnal çalıştay sonucunda yapılacak proje planlamasında hangi sensörlerin kullanılacağına, Marmara’nın nerelerinde gözlem yapacaklarına karar vereceklerini bildirdi Çağatay, AB’nin bu projeye sadece teknik yönden takviye verdiğini, bir yılda kurulacak olan gözlem istasyonunun finansmanının ülkelerin kendisi kadar karşılanması gerektiğini söyledi Toplantıda sonradan yerli ve tanıdık olmayan bilim adamları basın mensuplarının sorularını yanıtladı Araştırmada bulunan Fransız bilim adamı Prof Dr Pierre Henry, yapılan çalışmalarda Marmara Denizi tabanında gaz ve sıvı çıkışlarının fay baştan başa çıktığının ve bunların da içten geldiğini saptama ettiklerini ve bunun da Marmara Denizi’nde deprem riskinin bulunduğunu bir kere daha gösterdiğini kaydetti ARAŞTIRMA DÜNYADA BIRINCILAraştırmacılardan Louis Geli de Marmara’nın laboratuvar özelliğinde olduğunu,burada yeni metotlarla çok ileri düzeyde araştırma yaptıklarını ve dünyada demin hiçbir yerde de bu araştırmanın yapılmadığını söyledi Gaz ve değişken çıkışlarının fay etkinliğiyle olan ilişkisine inandıklarını dile getiren Geli, Araştırmanın en manâlı bulgularından bir adam başına, ÇekmeceSilivri fay segmenti üzerinde gaz çıkışlarının görülmemesi Bu kısmın kilitlendiği ve 1766’dan beri kırılmamış olduğu düşünülüyor Ancak Marmara’nın diğer yerlerinde aktif faylar baştan başa gaz ve akışkan çıkışlarını kayda değer ölçüde görebiliyoruz böylece gaz ve sıvı çıkışlarını depremsellik veya sismik etkinlikle ilişkilendirebiliyoruzdedi Geli, Marmara’nın altındaki canlı fayın buraya denizaltı gözlem istasyonu kurulmasının gerekliğini de ortaya koyduğunu, böylece depremle akışkanlar arasındaki doğrudan ilişkiyi görme şanslarının olacağını söyledi Geli, Fay depremin üreteceği derinlikten itibaren bu akışkanları alıp yüzeye taşıyor O halde biz bu akışkanları alıp incelersek, bunların somut ve kimyasal özelliklerini belirlersek, şayet de depremin bir bakıma evvelden kestirilmesi noktasında kayda değer ipucları olabilir Bizi bir noktalara götürebilir Fakat bu muhakkak bir sonuçmuş gibi algılanmalıdırdiye konuştu Oysa yapılan bu araştırmanın depremi önceden haber veren ve her şeyi kurtaracak bir sistemmiş gibi de algılanmasını istemediklerini açıklayan Geli, yer sarsıntısı riskinin bu sismik boşlukta olduğunu, bu boşluğun ne kadar batıya veya doğuya uzandığını kesin olarak bilmediklerini kaydetti TÜRKİYE İÇİN KISMETBu izah etme üstüne laf bölge Naci Görür, Adalar’ın güney batısından başlayıp Orta Marmara çukurluğuna kadar olan takriben 70 kilometrelik fay her tarafında gaz ve akıcı çıkışlarına rastlanmadıdedi Daha batıda Orta Marmara çukurluğu ile Tekirdağ arasında, doğuda ise Çıkarcık çukurluğunda gaz ve istikrarsız çıkışlarının görüldüğünü belirten Görür, şunları söyledi: arada bir sismik haylazlık var Dolayısıyla bu gaz ve değişken çıkışlarının nerede olup olmadığı bir bakıma deprem açısından oldukça anlamlı hale geliyor ve olasılıkla de bu bölüm fazla riskli olarak görülebiliyor Gaz ve akışkan çıkışlarının direkt depremle olan ilişkisi demin çok yeni bir konu ve araştırılıyor Bu akışkanlar depremin olduğu derinliklerden geliyor Depremin olduğu ya da olacağı zamanlarda bu gaz ve akıcı çıkışlarının hacminde veya maddi özellikleri de değişimler gösteriyor O nedenle bu gaz çıkışlarını izlemek olası depremler açısından önemli bir konu Bu Türkiye için büyük baht Dünyada denenmemiş fazla ileri teknolojileri burada uygulayarak bu gaz ve sıvıların maddi, kimyasal ve jeokimyasal özelliklerinini inceleyerek Marmara’nın depremselliği ve depremin geleceği konusunda manâlı veriler ortaya çıkabilir milliyetcom