iltasyazilim
FD Üye
Abbasiler Dönemi Kültür Ve Medeniyetleri
Abbasiler Dönemi Kültür Ve Medeniyeti Hakkında Bilgi
Abbasiler Emevi hanedanından sonradan başa gelerek İslam Devleti'nin yönetimini ve halifeliği beş asırdan daha uzun bir zaman elinde tutan hanedan
Abbasiler birincil dokuz halife zamanında (özellikle Harun Reşit ve Memun bütün İslâm dünyasını kapsayan (Endülüs hariç) bir egemenlik kurdular Oysa Anadolu'ya ve Akdeniz Bölgesi'ne hiç bir vakit baskın olamadılar
Türkler ve İranlılar kadar iktidara getirilen Abbasiler, Araplara güvenemediklerinden yönetim işlerinde Türklerden ve İranlılardan yararlandılar Yeni devletin maliye ve idare işleri, özellikle Toharistanlı Bermekoğullarınca düzenlendi Bağdat bu dönemde kuruldu ve başkent oldu; kısa sürede saraylar, resmi kurumlar ve askeri kışlalarla donatıldı
sonra gelen halifeler döneminde Abbasi egemenliği zayıfladı, İslam İmparatorluğu'nda egemen hükümetlerin sayısı çoğaldı (Samanoğulları, Karahanlılar, Büveyhoğulları, Fatımiler vd) Kuruluştan 150 yıl daha sonra, Bağdat'ın egemenliği yalnızca Irak ve İran bölgelerinde geçerliydi Zamanla Abbasi halifelerinin yalnız manevi değeri kaldı Büveyhoğulları 945'te Bağdat'ı ele geçirdiler, siyasi çıkarlarını düşünerek, Abbasi hanedanını yıkmadılar, lakin onların elinde halife unvanından diğer bir yetki de bırakmadılar
1055'te Selçuklular, Bağdat'ı ele geçirerek Büveyhoğulları Devleti'ne son verdiler, ama tekrar halifeleri güzel tuttular Moğol istilâsı ile Abbasi hanedanı kesinkes son buldu Hulâgu, Bağdat'ı alarak son Abbasi halifesi Mustasım'ı öldürdü (1258) Öldürülmekten kurtulup kaçan Abbasoğullarından biri, Mısır'da Memlûklere sığınarak orada halife oldu
Abbasiler döneminde İslamın Arap ve İran kesimi büyük ölçüde birliğe kavuştu Halifelik Arap özelliğini kaybederek, Sasani Krallığı'nın kurumlarını, saray geleneklerini ve medenilik zenginliğini edindi
Samarra'da (Irak) Cafer ElMütevekkil Camii'nin kalıntıları Irak Abbasileri sanatının keskin örneklerinden olan bu cami,
Ziggurat (çok katlı kule) biçimi tuğla minaresiyle ünlüdür
Abbasiler döneminde İslam İmparatorluğu
ABBASİ SANATI
Abbasiler dönemi İslâm İmparatorluğunun en parlak dönemidir; böylece ki, bu dönemde anında her bölge egemen bir sanat merkezi durumundadır Bu dönemde edebiyat (bilhassa şiir), bilim, fen, müzik, özet olarak tüm hoş sanatlar büyük bir gelişme gösterdi Yunan, Süryani, Fars ve Sanskrit dillerinde yazılmış bilim, fen ve felsefe kitapları Arapçaya çevrildi IX yüzyılda halifelerin oturmuş olduğu Samarra'da yer alan harabeler, Abbasi sanatının özelliklerini yansıtan belgelerdir
Kayrevan Camii (Tunus) kubbeleriyle dikkati çeker Mimber ve mihrabın yarım kubbesi oymatik ağacındandır; misket levhalar kakma çinilerle bezenmiştir Temeli 670 yılında atılan cami, XI yya dek birçok defa onarılmıştır
Abbâsîlerden önceki İslam şehirciliği konusundaki bilgilerimiz fazla kısıtlıdır Bu konuda tanıdık birincil misal, 762765 yıllarında Abbâsî halifesi Mansurun kurdurduğu Bağdad şehridir Kaynaklardan edinilen bilgilere kadar birincil Bağdad şehiri daire planlıydı ve iç içe iki sur duvarı dıştan bir hendekle çevrelenmişti
Şehrin dört kapısına bulundukları yöndeki komşu şehirlerin adı verilmişti Haç planlı saray ve yandaki cami şehrin merkezinde yer alıyordu 766 yılında yapılan Bağdad Ulu Camii kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu ve düz damlı kolay bir yapıydı Halife Harun Reşid, 808de yapıyı planını değiştirtmeden tuğla duvarlı olarak her yerde yaptırmıştır
Bağdat 892de Abbâsîlerin başkenti olunca, çoğalan nüfus sebebiyle camiye benzer planda ikinci bir birim eklenmiştir Oysa, Bağdad şehrinin bu dönem yapılarından günümüze, ilk camiye ait kolay bir mihraptan başka hiçbir şey gelmemiştir *
Abbasiler Dönemi Kültür Ve Medeniyeti Hakkında Bilgi
Abbasiler Emevi hanedanından sonradan başa gelerek İslam Devleti'nin yönetimini ve halifeliği beş asırdan daha uzun bir zaman elinde tutan hanedan
Abbasiler birincil dokuz halife zamanında (özellikle Harun Reşit ve Memun bütün İslâm dünyasını kapsayan (Endülüs hariç) bir egemenlik kurdular Oysa Anadolu'ya ve Akdeniz Bölgesi'ne hiç bir vakit baskın olamadılar
Türkler ve İranlılar kadar iktidara getirilen Abbasiler, Araplara güvenemediklerinden yönetim işlerinde Türklerden ve İranlılardan yararlandılar Yeni devletin maliye ve idare işleri, özellikle Toharistanlı Bermekoğullarınca düzenlendi Bağdat bu dönemde kuruldu ve başkent oldu; kısa sürede saraylar, resmi kurumlar ve askeri kışlalarla donatıldı
sonra gelen halifeler döneminde Abbasi egemenliği zayıfladı, İslam İmparatorluğu'nda egemen hükümetlerin sayısı çoğaldı (Samanoğulları, Karahanlılar, Büveyhoğulları, Fatımiler vd) Kuruluştan 150 yıl daha sonra, Bağdat'ın egemenliği yalnızca Irak ve İran bölgelerinde geçerliydi Zamanla Abbasi halifelerinin yalnız manevi değeri kaldı Büveyhoğulları 945'te Bağdat'ı ele geçirdiler, siyasi çıkarlarını düşünerek, Abbasi hanedanını yıkmadılar, lakin onların elinde halife unvanından diğer bir yetki de bırakmadılar
1055'te Selçuklular, Bağdat'ı ele geçirerek Büveyhoğulları Devleti'ne son verdiler, ama tekrar halifeleri güzel tuttular Moğol istilâsı ile Abbasi hanedanı kesinkes son buldu Hulâgu, Bağdat'ı alarak son Abbasi halifesi Mustasım'ı öldürdü (1258) Öldürülmekten kurtulup kaçan Abbasoğullarından biri, Mısır'da Memlûklere sığınarak orada halife oldu
Abbasiler döneminde İslamın Arap ve İran kesimi büyük ölçüde birliğe kavuştu Halifelik Arap özelliğini kaybederek, Sasani Krallığı'nın kurumlarını, saray geleneklerini ve medenilik zenginliğini edindi
Samarra'da (Irak) Cafer ElMütevekkil Camii'nin kalıntıları Irak Abbasileri sanatının keskin örneklerinden olan bu cami,
Ziggurat (çok katlı kule) biçimi tuğla minaresiyle ünlüdür
Abbasiler döneminde İslam İmparatorluğu
ABBASİ SANATI
Abbasiler dönemi İslâm İmparatorluğunun en parlak dönemidir; böylece ki, bu dönemde anında her bölge egemen bir sanat merkezi durumundadır Bu dönemde edebiyat (bilhassa şiir), bilim, fen, müzik, özet olarak tüm hoş sanatlar büyük bir gelişme gösterdi Yunan, Süryani, Fars ve Sanskrit dillerinde yazılmış bilim, fen ve felsefe kitapları Arapçaya çevrildi IX yüzyılda halifelerin oturmuş olduğu Samarra'da yer alan harabeler, Abbasi sanatının özelliklerini yansıtan belgelerdir
Kayrevan Camii (Tunus) kubbeleriyle dikkati çeker Mimber ve mihrabın yarım kubbesi oymatik ağacındandır; misket levhalar kakma çinilerle bezenmiştir Temeli 670 yılında atılan cami, XI yya dek birçok defa onarılmıştır
Abbâsîlerden önceki İslam şehirciliği konusundaki bilgilerimiz fazla kısıtlıdır Bu konuda tanıdık birincil misal, 762765 yıllarında Abbâsî halifesi Mansurun kurdurduğu Bağdad şehridir Kaynaklardan edinilen bilgilere kadar birincil Bağdad şehiri daire planlıydı ve iç içe iki sur duvarı dıştan bir hendekle çevrelenmişti
Şehrin dört kapısına bulundukları yöndeki komşu şehirlerin adı verilmişti Haç planlı saray ve yandaki cami şehrin merkezinde yer alıyordu 766 yılında yapılan Bağdad Ulu Camii kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu ve düz damlı kolay bir yapıydı Halife Harun Reşid, 808de yapıyı planını değiştirtmeden tuğla duvarlı olarak her yerde yaptırmıştır
Bağdat 892de Abbâsîlerin başkenti olunca, çoğalan nüfus sebebiyle camiye benzer planda ikinci bir birim eklenmiştir Oysa, Bağdad şehrinin bu dönem yapılarından günümüze, ilk camiye ait kolay bir mihraptan başka hiçbir şey gelmemiştir *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.