nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Abdal Musa Sultan hayatı,Abdal Musa Sultan türküleri,Abdal Musa Sultan biyografisi
ABDAL MUSA SULTAN
Anadolu'nun meşhur erenlerinden ve ermişlerinden olan Abdal Musa Sultan, aynı zamanda meşhur bir ozan ve düşünürdür Aslen Horasan'lı dır Azerbaycan'ın Hoy kasabasına gelmiş ve bir vakit orada yaşamış olduğundan, Hoylu'' olarak tanınmıştır Hacı Bektaş Veli'nin amcası Haydar Ata'nın oğlu, Hasan Gazi'nin oğludur Kaygusuz Abdal Menkıbesine kadar Kösre Musaadıyla da anılır
Abdal Musa Sultan, Horasan Erenlerinden ve Hz Peygamber soyundandır 14 yy da yaşadığı ve Osmanlıların Bursa'yı fethi yıllarında Orhan Bey'in askerleriyle savaşlara katıldığı ve büyük yararlıklar gösterdiği tarihi kaynaklarda yazılıdır Hacı Bektaş Veli'nin önde gelen halifelerindendir Payesi sultanlık, mertebesi Abdallık Pir evindeki hizmet postu ise, Ayakçı Postu''dur Bu post Bektaşi tarikatındaki on iki posttan on birincisi olup, öteki adı ''Abdal Musa Sultan Postudur Ayakçılık, Abdallık mertebesidir
Elmalı, Tekke köyündeki dergahı, ilk Bektaşilerin dört büyük Asitanei Bektaşiyandan biridir Fakat, Anadolu'nun inanç coğrafyasında seçkin bir yeri, etkin bir gücü olan Abdal Musa Sultan namına daha bir çok yerde makam ve mezarlar yapılmıştır Bir çok yazar ve analist, bu büyük savaşçı ve düşünürü konu alan çalışmalar yapmışlardır Bazılarına kadar, Abdal Musa Sultan; Bursa'nın fethine katıldıktan sonra Manisa, Açık Fikirli ve Denizli yöresinde bulunmuş, sonra da Türkmen ve yörüklerin yoğun bulunduğu Elmalı yöresinde tekkesini kurmuştur Keza Denizli'de yatan Büyük Yatağan Babadan esinlendiğini de belirtmişlerdir
Abdal Musa Sultan, Elmalı yôresinde kurduğu tekkesinde sayısız kişiler irşad etmiş (uyarmış) ve bunlar aralarında büyük ozanlar yetişmiştir Bunların en ünlüsü de, AleviBektaşi edebiyatın abidelerinden farzedilen Kaygusuz Abdal'dır
Ancak, onunla ilgili olarak Abdal Musa Sultan Velayetnamesi'nde konu edilen söylenceyi yeri gelmişken aktarmadan geçmeyelim:
''Alaiye reyinin oğlu Gaybi, Abdal Musa'ya derviş olup, Kaygusuz adını alınca, babası oğlunu kurtarmak ister Tekke Beyi'nin yardımını talep eder Tekke Beyi'de Kılağılı İsa adlı pehlivan yiğidini Abdal Musa'nın tekkesine yollar İsa, dergaha varır ve kapıya gelince: Çağırın bana Abdal Musa'yı diye gürler Oysa, atı ürker ve İsa'yı sırtından atar, sürükleyerek parçalar
Tekke beyi bu olaya fazla sinirlenir ve ordusuyla harekete geçer Abdal Musa Sultan'ı yanmak öbek öbek odunlar yığılır Ateşler tutuşturulur Abdal Musa Sultan'da üç yüz dek müridi ile semah ederek yola koyulur
Bu böylece bir geliş ancak, onlarla birlikte dağlar, ağaçlar, kayalar da beraber yürür Dervişler bir gülbank çekip ateşe girer Ateş onları yakmaz, onlar ateşi söndürürler
Bu manzarayı görebilen Kaygusuz'un babası, dunuma hayranlıkla bakar Abdal Musa'nın ellerini öper ve geriye doğru döner Kaygusuz bu dergahta kırk yıl hizmet eder''
Abdal Musa Sultan'ın kerametleri, kendi adı bahşedilen Velayetname'de anlatılır Abdal Musa Sultan Velayetnamesi, günümüz Türkçesi ile Ali Adil Atalay göre beşinci kere olarak yayınlanmıştır kerametlerinden biri de şöyle: Abdal Musa Sultan, bir pamuk içine kor halinde bir alev parçasını müridlerinden biriyle, Geyikli Baba'ya gönderir Geyikli baba da, ona bir bakraç içinde geyik sütü gönderir Bu kerametin, yorumu da, hayvanatı iradesine bağlantı kurmak, bitkilere hükmetmekten zordur'' şeklindedir
Şair, düşünür, Horasan ereni Abdal Musa Sultan'ın keramet ve erdemleri yedi yüzyıldan bu yanlamasına dillerde söylenir durur Antalya, Elmalı ilçesine ast Tekke köyündeki türbesi, 14 yy'da Selçuklu mimarisi örneğinde yapılmıştır Tekke hakkında en manâlı bilgiyi 17 yy da burayı ziyaret eden ünlü yolcu Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde vermiştir Bu bilgilere göre tekkenin kubbesindeki altın alem, beş saatlik yerden görülüyormuş Abdal Musa Sultan sandukası baş ucunda seyyid olduğunu belirten yeşil imamesi durur Tekkenin etrafında tahvil ve bahçeler uzanır, Misafirhaneler, kiler, mutfak meydanlar gibi bir çok ek binalar varmış Mutfakta kırk derviş hizmet eder Meydanın dışında ayrıca büyük bir konuk evi bulunur fakat, üstü konak, altı ise iki yüz beygir alacak değin büyük bir ahırdır Konuk hiç eksik olmaz
Tekke yapıldığı günden beri mutfağında hiç alev sönmemiştir Tekkenin fazla zengin vakıfları vardır On binden fazla koyunu, bin camuzu, binlerce devesi ve katın, yedi değirmeni ve daha birçok varlığı ile üç yüz elli yıl önceki Abdal Musa Sultan tekkesinin koskocoman zenginliklere sahip bir kurum olduğunu belirtiyor Evliya Çelebi
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra dağıtılan tekkeler aralarında Abdal Musa Sultan tekkesi de nasibini almıştır 1242 (1829)'da hükümetçe gönderilen memurlar göre, dergahta mevcut tüm eşyalar ve binlerce canlı hayvan satılıp defteri İstanbul'a gönderilmiştir Bu hal tekkelerin 1925'de kapanmasına değin yaşanmıştır
Değişik dönemlerde yenileme gören Tekke, süre içinde mahvolmuş, günümüzde ise yalnızca Abdal Musa Sultan türbesi kalmıştır Türbede, Abdal Musa, annesi, babası, kız kardeşi ile Kaygusuz Abdal'ın kabirleri vardır
Tekke'nin giriş kapısındaki kitabe yazısının bir beyt'ini aşağıya alıyoruz:
Edeble kıl ziyaret bir makaamı alişandır bu
Füyuz'u Hakk'a menba asitanı aşikaandır bu
Önce de belirtildiği gibi; AleyiBektaşi şiirine ''nefes''adı verilir AleviBektaşi şiiri de, çoğunlukla Yunus Emre'nin şiirinden etkilenmiştir Bu şiir, sonra Abdal Musa ile yönünü çizmiş ve Kaygusuz Abdal'la beslenerek doruğuna erişmiştir Abdal Musa'nın günümüze kadar gelen şiirleri çok azdır Ancak az da olsa, bu şiirler, AleviBektaşi edebiyatının seçkin örnekleri sayılır Bu şiirlerle AleviBektaşi edebiyatı kesin amaç kazanmıştır
Nefesleri:
Kim ne bilür bizi nice soydanuz
Ne zerre ottan ne hod sudanuz
Bizim meftunumuz marifet söyler
Biz Horasan mülkündeki baydanuz
Yedi deniz bizim keşkülümüzde
Hacem umman ise biz de göldenüz
Hızır İlyas bizim yoldaşımızdır
Ne zerrece Günden ne de Aydanuz
Yedi tamu bize nevbehar oldu
Sekiz uçmak içindeki köydenüz
Bizim zahmımıza merhem bulunmaz
Biz kudret okuna bakımlı yaydanuz
Turda Musa durup münacat eyler
Neslimizi sorarsanız ''Hoy'' danuz
Ali geldi adım
Güvercin donunda kondum cihana
Abdal Musa oldum geldim zemana
Arif anlar bizi nice sırdanuz
Horasan'dan Rum'a zuhur eyleyen
Pirim Hacı Bektaş Veli değil mi
Binip cansız duvarları yürüten
Pirim Hacı Bektaş Veli yok mi?
Doksan altı bin Horasan Pirleri
Elli yedi bin de Rum erenleri
Cümlesinin servirazı serveri
Pirim Hacı Bektaş Veli yok mi?
Balım Sultan arkadaşı, yoldaşı
Kızıldeli Sultan dürür keza eşi
Abdal Musa Sultan dersen ne kişi
Pirim Hacı Bektaş Veli yok mi?
Alıntı *
ABDAL MUSA SULTAN
Anadolu'nun meşhur erenlerinden ve ermişlerinden olan Abdal Musa Sultan, aynı zamanda meşhur bir ozan ve düşünürdür Aslen Horasan'lı dır Azerbaycan'ın Hoy kasabasına gelmiş ve bir vakit orada yaşamış olduğundan, Hoylu'' olarak tanınmıştır Hacı Bektaş Veli'nin amcası Haydar Ata'nın oğlu, Hasan Gazi'nin oğludur Kaygusuz Abdal Menkıbesine kadar Kösre Musaadıyla da anılır
Abdal Musa Sultan, Horasan Erenlerinden ve Hz Peygamber soyundandır 14 yy da yaşadığı ve Osmanlıların Bursa'yı fethi yıllarında Orhan Bey'in askerleriyle savaşlara katıldığı ve büyük yararlıklar gösterdiği tarihi kaynaklarda yazılıdır Hacı Bektaş Veli'nin önde gelen halifelerindendir Payesi sultanlık, mertebesi Abdallık Pir evindeki hizmet postu ise, Ayakçı Postu''dur Bu post Bektaşi tarikatındaki on iki posttan on birincisi olup, öteki adı ''Abdal Musa Sultan Postudur Ayakçılık, Abdallık mertebesidir
Elmalı, Tekke köyündeki dergahı, ilk Bektaşilerin dört büyük Asitanei Bektaşiyandan biridir Fakat, Anadolu'nun inanç coğrafyasında seçkin bir yeri, etkin bir gücü olan Abdal Musa Sultan namına daha bir çok yerde makam ve mezarlar yapılmıştır Bir çok yazar ve analist, bu büyük savaşçı ve düşünürü konu alan çalışmalar yapmışlardır Bazılarına kadar, Abdal Musa Sultan; Bursa'nın fethine katıldıktan sonra Manisa, Açık Fikirli ve Denizli yöresinde bulunmuş, sonra da Türkmen ve yörüklerin yoğun bulunduğu Elmalı yöresinde tekkesini kurmuştur Keza Denizli'de yatan Büyük Yatağan Babadan esinlendiğini de belirtmişlerdir
Abdal Musa Sultan, Elmalı yôresinde kurduğu tekkesinde sayısız kişiler irşad etmiş (uyarmış) ve bunlar aralarında büyük ozanlar yetişmiştir Bunların en ünlüsü de, AleviBektaşi edebiyatın abidelerinden farzedilen Kaygusuz Abdal'dır
Ancak, onunla ilgili olarak Abdal Musa Sultan Velayetnamesi'nde konu edilen söylenceyi yeri gelmişken aktarmadan geçmeyelim:
''Alaiye reyinin oğlu Gaybi, Abdal Musa'ya derviş olup, Kaygusuz adını alınca, babası oğlunu kurtarmak ister Tekke Beyi'nin yardımını talep eder Tekke Beyi'de Kılağılı İsa adlı pehlivan yiğidini Abdal Musa'nın tekkesine yollar İsa, dergaha varır ve kapıya gelince: Çağırın bana Abdal Musa'yı diye gürler Oysa, atı ürker ve İsa'yı sırtından atar, sürükleyerek parçalar
Tekke beyi bu olaya fazla sinirlenir ve ordusuyla harekete geçer Abdal Musa Sultan'ı yanmak öbek öbek odunlar yığılır Ateşler tutuşturulur Abdal Musa Sultan'da üç yüz dek müridi ile semah ederek yola koyulur
Bu böylece bir geliş ancak, onlarla birlikte dağlar, ağaçlar, kayalar da beraber yürür Dervişler bir gülbank çekip ateşe girer Ateş onları yakmaz, onlar ateşi söndürürler
Bu manzarayı görebilen Kaygusuz'un babası, dunuma hayranlıkla bakar Abdal Musa'nın ellerini öper ve geriye doğru döner Kaygusuz bu dergahta kırk yıl hizmet eder''
Abdal Musa Sultan'ın kerametleri, kendi adı bahşedilen Velayetname'de anlatılır Abdal Musa Sultan Velayetnamesi, günümüz Türkçesi ile Ali Adil Atalay göre beşinci kere olarak yayınlanmıştır kerametlerinden biri de şöyle: Abdal Musa Sultan, bir pamuk içine kor halinde bir alev parçasını müridlerinden biriyle, Geyikli Baba'ya gönderir Geyikli baba da, ona bir bakraç içinde geyik sütü gönderir Bu kerametin, yorumu da, hayvanatı iradesine bağlantı kurmak, bitkilere hükmetmekten zordur'' şeklindedir
Şair, düşünür, Horasan ereni Abdal Musa Sultan'ın keramet ve erdemleri yedi yüzyıldan bu yanlamasına dillerde söylenir durur Antalya, Elmalı ilçesine ast Tekke köyündeki türbesi, 14 yy'da Selçuklu mimarisi örneğinde yapılmıştır Tekke hakkında en manâlı bilgiyi 17 yy da burayı ziyaret eden ünlü yolcu Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde vermiştir Bu bilgilere göre tekkenin kubbesindeki altın alem, beş saatlik yerden görülüyormuş Abdal Musa Sultan sandukası baş ucunda seyyid olduğunu belirten yeşil imamesi durur Tekkenin etrafında tahvil ve bahçeler uzanır, Misafirhaneler, kiler, mutfak meydanlar gibi bir çok ek binalar varmış Mutfakta kırk derviş hizmet eder Meydanın dışında ayrıca büyük bir konuk evi bulunur fakat, üstü konak, altı ise iki yüz beygir alacak değin büyük bir ahırdır Konuk hiç eksik olmaz
Tekke yapıldığı günden beri mutfağında hiç alev sönmemiştir Tekkenin fazla zengin vakıfları vardır On binden fazla koyunu, bin camuzu, binlerce devesi ve katın, yedi değirmeni ve daha birçok varlığı ile üç yüz elli yıl önceki Abdal Musa Sultan tekkesinin koskocoman zenginliklere sahip bir kurum olduğunu belirtiyor Evliya Çelebi
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra dağıtılan tekkeler aralarında Abdal Musa Sultan tekkesi de nasibini almıştır 1242 (1829)'da hükümetçe gönderilen memurlar göre, dergahta mevcut tüm eşyalar ve binlerce canlı hayvan satılıp defteri İstanbul'a gönderilmiştir Bu hal tekkelerin 1925'de kapanmasına değin yaşanmıştır
Değişik dönemlerde yenileme gören Tekke, süre içinde mahvolmuş, günümüzde ise yalnızca Abdal Musa Sultan türbesi kalmıştır Türbede, Abdal Musa, annesi, babası, kız kardeşi ile Kaygusuz Abdal'ın kabirleri vardır
Tekke'nin giriş kapısındaki kitabe yazısının bir beyt'ini aşağıya alıyoruz:
Edeble kıl ziyaret bir makaamı alişandır bu
Füyuz'u Hakk'a menba asitanı aşikaandır bu
Önce de belirtildiği gibi; AleyiBektaşi şiirine ''nefes''adı verilir AleviBektaşi şiiri de, çoğunlukla Yunus Emre'nin şiirinden etkilenmiştir Bu şiir, sonra Abdal Musa ile yönünü çizmiş ve Kaygusuz Abdal'la beslenerek doruğuna erişmiştir Abdal Musa'nın günümüze kadar gelen şiirleri çok azdır Ancak az da olsa, bu şiirler, AleviBektaşi edebiyatının seçkin örnekleri sayılır Bu şiirlerle AleviBektaşi edebiyatı kesin amaç kazanmıştır
Nefesleri:
Kim ne bilür bizi nice soydanuz
Ne zerre ottan ne hod sudanuz
Bizim meftunumuz marifet söyler
Biz Horasan mülkündeki baydanuz
Yedi deniz bizim keşkülümüzde
Hacem umman ise biz de göldenüz
Hızır İlyas bizim yoldaşımızdır
Ne zerrece Günden ne de Aydanuz
Yedi tamu bize nevbehar oldu
Sekiz uçmak içindeki köydenüz
Bizim zahmımıza merhem bulunmaz
Biz kudret okuna bakımlı yaydanuz
Turda Musa durup münacat eyler
Neslimizi sorarsanız ''Hoy'' danuz
Ali geldi adım
Güvercin donunda kondum cihana
Abdal Musa oldum geldim zemana
Arif anlar bizi nice sırdanuz
Horasan'dan Rum'a zuhur eyleyen
Pirim Hacı Bektaş Veli değil mi
Binip cansız duvarları yürüten
Pirim Hacı Bektaş Veli yok mi?
Doksan altı bin Horasan Pirleri
Elli yedi bin de Rum erenleri
Cümlesinin servirazı serveri
Pirim Hacı Bektaş Veli yok mi?
Balım Sultan arkadaşı, yoldaşı
Kızıldeli Sultan dürür keza eşi
Abdal Musa Sultan dersen ne kişi
Pirim Hacı Bektaş Veli yok mi?
Alıntı *