ATATURK İLKELERİ
Cumhuriyetcilik:
Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı, ulusun kendisini yonetmesidir Cumhuriyete hayat veren damarların başında ise demokrasi geliyor Gercek cumhuriyet rejimlerinde sistemin demokrasi ile olan ilişkisi cok onemlidir Cunku ic ve dış tehlikelere karşı cumhuriyet kendisini, demokrasinin gerekleri icinde koruyacaktır Bunun dışına cıkılırsa; demokrasi ile cumhuriyet arasında kopukluk başlar Eğer boyle olursa en buyuk zararı cumhuriyetin yine kendisi gorecektir Demokrasiyi benimsemiş siyasi rejimlerde, ozgurluklerin kullanılma alanları demokrasinin kuralları ile sınırlandırılmıştır Cumhuriyet rejiminde kimsenin sınırsız hak ve hukuku yoktur Cunku demokrasilerde; kişilerin, dolayısıyla, toplumların ozgurlukleri, hukuk yolu ile guvence altına alınmıştır Bunların sınırları da adaletin kalemi ile cizilmiştir
29 Ekim 1923'te ilan edilen cumhuriyetin alt yapısını Ataturk aşama aşama nasıl hazırlamıştı? Cumhuriyet, laik bir sistem uzerinde kurulacaktı Yani cumhuriyet idaresinde ne halifeye ne de onun kalıntılarına yer vardı
Cumhuriyeti adaletli bir hukuk sistemi koruyacaktı Cumhuriyetin genc kuşakları cağ dışı kişiler tarafından değil, bağımsızlık ve hurriyetin değerini bilen oğretmenler tarafından yetiştirilecekti İmparatorluktan kalan mantık dışı ne varsa hepsi kaldırılacak, cumhuriyetin temelini ilim oluşturacaktı
Bilgisiz ve bilincsiz bir halk topluluğunun ulus olma hakkına sahip olamayacağını vurgulayan Ataturk, ulusun bilinclendiği oranda hak ve hukukuna sahip cıkacağını biliyordu Bu nedenle eğitim ve kulture cok onem vermiştir O'nun, bir bakıma kulturu, cumhuriyetin temellerinden biri olarak gormesindeki neden budur
Ataturk, cumhuriyetcilik ilkesiyle ilgili goruşlerini bircok kez dile getirmiştir:
Turk Milleti, halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur(Afet İnanMedeni Bilgiler ve M Kemal Ataturk'un El Yazılan sh 352)
Turk Milleti'nin yaradılışına ve karakterine uygun idare, cumhuriyet idaresidir Bu gunku Hukumetimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hukumetidir ki, onun adı cumhuriyettir Artık hukumet ve millet arasında gecmişteki ayrılık kalmamıştır Yonetim halk, halk yonetim demektir(Soylev ve Demecler CIII sh 75, C II sh 230)
Demokrasi prensibi, egemenliği kullanan arac ne olursa olsun, esas olarak milletin egemenliğine sahip olmasını ve sahip kalmasını gerektirir Bizim bildiğimiz demokrasi siyasaldır Onun hedefi, milletin idare edenler uzerindeki kontrolu sayesinde siyasal ozgurluk sağlamaktır(Afet İnanM Kemal Ataturk'ten Yazdıklarım, sh 71,73)
Halkcılık:
Devrim tarihimizde onemli bir yeri olan 1924 ve 1961 Anayasalarında da yer alan halkcılık ilkesi, demokrasinin temelini oluşturmaktadır Bu ilkenin ana ozelliği ulke yonetiminin halkın elinde bulunmasıdır
Egemenlik bir zumre ya da ailenin elinde bulunmaz, halkın secimle iş başına getirdiği kişiler, ulkeyi yonetir Halkcılık;
1)Ulke yonetiminin demokratikliği,
2)Birey ve sınıflara ayrıcalık tanınmaması, gibi oğelerden oluşmakta
Eğitim yoluyla aydınlanmış halk, ulusal egemenliğin guclenmesi ve demokrasimizin yaşamasında tek ve gercek guvencedir
Halkcılık, Ataturk'un onemle ustunde durduğu bir ilkeydi Bu onemi acıklamalardan anlıyoruz:
Halkcılık demek, devletin butun kudret ve egemenliğinin halktan geldiğini, Turk camiası icinde, fert, aile ve sınıf ayrıcalığı bulunmadığını, kanun onunde herkesin eşit olduğunu İfade etmek demektir Bu formul demokrasinin ifadesidir(A Rıza Turelİzmir Barosu Dergisi Sayı 8, sh 413)
Turkiye Cumhuriyeti'ni kuran Turkiye halkına Turk Milleti denir(Afet İnanMedeni Bilgiler ve M Kemal Ataturk'un El Yazıları sh 351) Turkiye halkı, ırkca, dince ve kulturce ortak, birbirlerine karşılıklı hurmet ve fedakarlık hisleriyle dolu, kaderleri ve menfaatleri muşterek olan sosyal bir toplumdur(Soylev ve Demecler C I sh 221)
Bence, bizim Milletimiz, birbirinden cok farklı cıkarları olan ve bu itibarla birbirleriyle mucadele halinde buluna gelen ceşitli sınıflara malik değildir Mevcut sınıflar birbirinin tamamlayıcısı niteliğindedir(Soylev ve Demecler CII sh 82)
Laiklik:
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasışeklinde ozetlediğimiz laiklik ilkesi, Turk Devriminin vazgecilmez bir unsurudur Demokratik olmanın da gereği
Ataturk'e gore din, insanların vicdanlarında yer alması gereken kutsal bir kavramdır Bu duşunceden yola cıkan Gazi 31 Ocak 1923'de şu sozleri soyluyordu:
Bizim dinimiz en makul ve en tabii dindir Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur Bir dinin tabi olması icin akla, fenne, ilme ve mantığa uyması gereklidir Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur
Genc Turkiye Cumhuriyeti Devletinin sağlam temeller uzerine oturtulabilmesi icin, ilk once devletin kurum ve kuruluşlarının laikleştirilmesi gerekiyordu
DEVLETİN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1)Samsun ’a cıkış Amasya kararları, Erzurum, Sivas Kongreleri ile ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi ilkesinin vurgulanması
2)23 Nisan 1920'de TBMM'nin acılması Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundurilkesinin kurtuluşun ve kuruluşun simgesi olması
3)20 Ocak 1921 Anayasasının kabulu
4)1 Kasım 1921 Saltanatın kaldırılması
5)29 Ekim 1 923 Cumhuriyetin ilanı
6)3 Mart 1924 Hilafetin kaldırılması
7)20 Nisan 1924 Anayasasının kabulu
8)10 Nisan 1928 Anayasadan Turkiye Devletinin Dini islamdırhukmunun cıkarılması
9) 5 Şubat 1937 Anayasada değişiklik yapılarak Turkiye Devletinin cumhuriyetci, milliyetci, halkcı, devletci, laik ve inkılapcı olduğu hukmunun Anayasaya konması
HUKUKUN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1)8 Nisan 1924 Şer'i mahkemelerinin kaldırılması
2)30 Kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerin kapatılması
3)17 Şubat 1926 Turk Medeni Kanununun kabulu
4)22 Nisan 1926 Borclar Kanununun hazırlanması
5)24 Kasım 1929 İcra, İflas Kanunlarının kabulu
6)15 Mayıs 1929 Deniz Ticaret Kanununun kabulu
7)5 Aralık 1934 Kadınlara Secme ve Secilme hakkının verilmesi
EĞİTİMİN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1)3 Mart 1924 Tevhidi Tedrisat (Oğrenimin Birleştirilmesi) Kanunu
2)5 Kasım 1925 Ankara Hukuk Fakultesinin acılması
3)26 Aralık 1925 Uluslararası Takvim ve Saatin kabul edilmesi
4)24 Mayıs 1928 Latin rakamlarının kabulu
5)1 Kasım 1928 Latin alfabesinin kabulu
6)10 Haziran 1933 Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun ’un kabulu
7 )1 Ağustos 1933 Universiteler Kanununun cıkarılması, DarulfUnun'un kaldırılması İstanbul Universitesinin kurulması
KULTURUN LAİKLEŞTİRİLMESİ
Kulturde laikleşmenin yollan aranırken elbette orf ve adetlere bağlı kalınacaktı Tarihten gelen hicbir şey yok edilmeyecekti
İşte bu duşunceden yola cıkılarak;
1)30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı Kanun ile Meclis tarikatları yasaklıyor, tekke, turbe ve zaviyeler kapatılıyordu
2)25 Aralık 1925 tarihinde de Meclis tarafından şeyhlik, seyyitlik, ufurukculuk, dervişlik, emirlik, falcılık, buyuculuk, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması ve bunlara ait ozel kıyafetlerin giyilmesi yasaklanıyordu
Ataturk'un laiklikle ilgili goruşlerini Soylev ve Demeclerinden aktarıyoruz
“Mensubu olmakla mutmain (tatmin) ve mesut bulunduğumuz İslamiyet dinini yuzyıllardan beri alışılmış olduğu uzere bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yuceltmenin kesin elzem olduğu gerceğini gozluyoruz Kutsal ve tanrısal olan inanc ve vicdani kanaatlanmızı, karışık ve donek olan her turlu cıkar ve tutkusuna sahne olan politikacılardan ve politikanın butun organlarından bir an evvel ve kesinlikle kurtarmak, milletin dunyevi ve uhrevi (ahretle ilgili) saadetinin emrettiği bir zorunluktur(Soylev ve Demecler C I sh 330)
“Din luzumlu bir muessesedir Dinsiz biri milletin devamına imkan yoktur Yalnız şurası var ki, din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır Softa sınıfının din simsarlığına musaade edilmemelidir Dinden maddi menfaat temin edenler, iğrenc kimselerdir İşte biz bu duruma karşıyız ve buna musaade etmiyoruz(Kılıc AliAlaturk'un Hususiyetleri, sh 116)
Artık Turkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan cok yuksektir Bu gibi oyuncular varsa kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar(Soylev ve Demecler C III sh 76)
Devrimcilik:
Devrimcilik ilkesi, Ataturk İlkeleri arasında; eylem ve atılım gibi kavramları icerisine alan tek ilkedir
Ataturk, Buyuk Soylevinin sonunda:
Bu acıklamalarımla ulusal yaşamı sona ermiş varsayılan buyuk bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı ulusal ve cağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya calıştım,diyerek cağdaş devlet kavramıyla devrimcilik ilkesinin şaşmaz işaretini veriyordu
Cağdaş devlet kuran bir ulusun, cağ dışı niteliklerden kurtulması gerekirdi İşte, Turk ulusunun, cağdışı niteliklerden kurtulmak, cağdaşlaşmak icin giriştiği atılımların tumu devrimcilik ilkesinin kapsamı icine girer
Devrimcilik, Ataturk İlkelerinin hemen hemen tumuyle birleşir Butun bu ilkelerin ya neden ya sonuc olarak devrimcilikle sıkı bir ilintisi vardır Bu bakımdan devrimcilik, Ataturk İlkelerinin tumunu gercekleştirmeye, korumaya ve yaşatmaya kesin kararlılıktır Devrimleriyle yolumuzu aydınlatan Ataturk'un bu konudaki goruşleri şoyle:
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi Turkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve butun anlam ve bicimi ile uygar bir toplum haline getirmektir İnkılabımızın asıl hedefi budur Bu gerceği kabul etmeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan ve bu zihniyette bulunanlar olmuştur Herhalde zihniyetlerde mevcut hurafeler tamamıyla kovulacaktır Onlar cıkarılmadıkca beyinlere gerceğin ışıklarını sokmak imkansızdır(Soylev ve Demecler C II sh 69)
Mes'ut inkılabımızın aleyhinde duşunce ve duygu taşıyanları aydınlatıp, doğru yolu gostermek, aydınlara duşen milli gorevlerin en onemlisi ve birincisidir(Soylev ve Demecler C II sh 69)
Memleket davalarının ideolojisini, inkılaplarımız yonunden anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak kişi ve kurumları yaratmak lazımdır(Soylev ve Demecler C I sh 386)
Milliyetcilik:
Milliyetcilik ilkesi ulusal savaşımızın cıkış noktasını oluşturmuş ve tum tutsak ulusların kurtuluş hareketlerine ışık tutmuştur Fransız Devriminden sonra dunyaya yayılan ozgurluk duşuncesinin tarihsel gelişimi icinde her ulusun kendi kaderini cizme inancının doğal bir sonucudur bu ilke Turk halkının ummet olmaktan kurtulup ulus haline gelmesi, Ataturk sayesinde olmuştur Ataturk'un ulusuna inancı sonsuzdu Ulusu ulus yapan oğelerin başında ise, ortak değerler gelir Milliyetcilik sozcuğu, bu değerleri de icine almakta O, devrim ve ilkelerinin, ulusa rağmen değil, ulusla birlikte yaşayacağını biliyordu Bu nedenle yeniliklerin ancak ve ancak ulus tarafından benimsenmesi ile sonsuza kadar yaşayacağı inancındaydı
Zaten bugun, Ataturk İlkeleri arasında yer alan milliyetcilik, cağdaş anlamıyla; siyasetin ekonominin ve kulturun icinde yerini almıştır
Turk milliyetciliği, butun cağdaş milletlerle bir ahenkte yurumekle beraber, Turk toplumunun ozel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumayı esas sayar Bu nedenle milli olmayan akımların memlekete girmesini ve yayılmasını isteriz(Ş Sureyya AydemirTek Adam C III sh 450)
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz, Turk milliyetci siyiz Cumhuriyetimizin dayanağı Turk topluluğudur Bu toplumun fertleri ne kadar Turk kulturu ile dolu olursa o topluma dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur(Afet İnanM Kemal Ataturk'ten Yazdıklarım sh 88)
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir milletin evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır(M Kemal KopAtaturk Diyarbakır'da sh 4)
Devletcilik:
Anayasamızda yer alan devletcilik ilkesi; toplumsal, ekonomik ve kulturel kalkınmada devletin ustlenmesi gereken gorevleri acıklar Genel anlamı ile, ozel girişimin yetki ve gucu dışında kalan ekonomik kalkınma ve orgutlenmeyi gercekleştirme ilkesidir
Genel olarak devletin iki odevi vardır;
a)Ulke icinde guvenliği ve adaleti sağlayarak, yurttaşların ozgurluğunu ve guvenliğini korumak
b)Savunma icin her an hazır bulunmak ve başka care kalmazsa ulkeyi silahla savunmaktır
Bunlardan başka devletin, bayındırlık, eğitim, kultur, sağlık, tarım, ticaret ve sanayiye ilişkin ekonomik etkinliklerde de gorevleri bulunmaktadır
Ataturk, devletciliği şoyle acıklar:
Bizim takip ettiğimiz devletcilik, bireysel calışmayı ve gayreti esas tutmakla beraber, mumkun olduğu kadar az zaman icinde milleti refaha ve memleketi bayındırlaştırabilmek icin, milletin genel ve yuksek cıkarlarının gerektirdiği işlerde ozellikle ekonomik sahada devleti fiilen ilgili kılmak mumkun esaslarımızdandır
Devletcilikle ilgili dile getirdiği diğer ifadeler ise şoyledir:
Bizim izlemeyi uygun gorduğumuz devletcilik prensibi butun uretim ve dağıtım araclarını fertlerden alarak milleti busbutun başka esaslar icinde duzenlemek amacını guden, ozel ve kişisel ekonomik teşebbuse ve faaliyete meydan bırakmayan sosyalizm prensibine dayalı kolektivizm, komunizm gibi bir sistem değildir Ozet olarak bizim guttuğumuz devletcilikferdi calışma ve faaliyeti esas tutmakla beraber, mumkun olduğu kadar az zaman icinde milleti refaha, memleketi bayındırlığa eriştirmek icin, milletin genel ve yuksek menfaatlerinin gerektirdiği işlerde ozellikle ekonomik alanda, devleti fiilen ilgilendirmektir
“… Devletin siyasal ve duşunsel hususlarda olduğu gibi bazı iktisadi işlerde de duzenleyici rolu prensip olarak kabul edilmelidir Buradaki gucluk; devlet ile ferdin karşılıklı faaliyet alanlarını ayırmaktır Devletin faaliyet sınırını cizmek ve dayanacağı kuralları tespit etmek, diğer yandan da vatandaşın ferdi teşebbus ve faaliyet ozgurluğunu kısıtlamak, devleti yonetmekle yetkili kılınanların duşunup tayin etmesi gereken bir meseledir Prensip olarak devlet, ferdin yerine gecmemelidir Fakat, ferdin gelişmesi icin genel şartları goz onunde bulundurmalıdır Bir de ferdin kişisel faaliyeti, ekonomik gelişmenin esas kaynağı olarak kalmalıdır Fertlerin gelişmesine engel olmamak, onların her bakımdan olduğu gibi ozellikle ekonomik alandaki ozgurluk ve teşebbusleri onunde, devletin kendi faaliyeti ile bir engel vucuda getirmemesi, demokrasi prensibinin onemli esasıdır O halde diyebiliriz ki, ferdi teşebbus gelişmesinin bir engel karşısında kalmaya başladığı nokta, devlet faaliyetinin sınırını teşkil eder Bu bakımdan genellikle belli zaman ve alanda surekli bir ozel nitelik gosteren ekonomik bir işi, devlet uzerine alabilir(Afet İnanM Kemal Ataturk'ten Yazdıklarım, sh 66, 67)
Cumhuriyetcilik:
Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı, ulusun kendisini yonetmesidir Cumhuriyete hayat veren damarların başında ise demokrasi geliyor Gercek cumhuriyet rejimlerinde sistemin demokrasi ile olan ilişkisi cok onemlidir Cunku ic ve dış tehlikelere karşı cumhuriyet kendisini, demokrasinin gerekleri icinde koruyacaktır Bunun dışına cıkılırsa; demokrasi ile cumhuriyet arasında kopukluk başlar Eğer boyle olursa en buyuk zararı cumhuriyetin yine kendisi gorecektir Demokrasiyi benimsemiş siyasi rejimlerde, ozgurluklerin kullanılma alanları demokrasinin kuralları ile sınırlandırılmıştır Cumhuriyet rejiminde kimsenin sınırsız hak ve hukuku yoktur Cunku demokrasilerde; kişilerin, dolayısıyla, toplumların ozgurlukleri, hukuk yolu ile guvence altına alınmıştır Bunların sınırları da adaletin kalemi ile cizilmiştir
29 Ekim 1923'te ilan edilen cumhuriyetin alt yapısını Ataturk aşama aşama nasıl hazırlamıştı? Cumhuriyet, laik bir sistem uzerinde kurulacaktı Yani cumhuriyet idaresinde ne halifeye ne de onun kalıntılarına yer vardı
Cumhuriyeti adaletli bir hukuk sistemi koruyacaktı Cumhuriyetin genc kuşakları cağ dışı kişiler tarafından değil, bağımsızlık ve hurriyetin değerini bilen oğretmenler tarafından yetiştirilecekti İmparatorluktan kalan mantık dışı ne varsa hepsi kaldırılacak, cumhuriyetin temelini ilim oluşturacaktı
Bilgisiz ve bilincsiz bir halk topluluğunun ulus olma hakkına sahip olamayacağını vurgulayan Ataturk, ulusun bilinclendiği oranda hak ve hukukuna sahip cıkacağını biliyordu Bu nedenle eğitim ve kulture cok onem vermiştir O'nun, bir bakıma kulturu, cumhuriyetin temellerinden biri olarak gormesindeki neden budur
Ataturk, cumhuriyetcilik ilkesiyle ilgili goruşlerini bircok kez dile getirmiştir:
Turk Milleti, halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur(Afet İnanMedeni Bilgiler ve M Kemal Ataturk'un El Yazılan sh 352)
Turk Milleti'nin yaradılışına ve karakterine uygun idare, cumhuriyet idaresidir Bu gunku Hukumetimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hukumetidir ki, onun adı cumhuriyettir Artık hukumet ve millet arasında gecmişteki ayrılık kalmamıştır Yonetim halk, halk yonetim demektir(Soylev ve Demecler CIII sh 75, C II sh 230)
Demokrasi prensibi, egemenliği kullanan arac ne olursa olsun, esas olarak milletin egemenliğine sahip olmasını ve sahip kalmasını gerektirir Bizim bildiğimiz demokrasi siyasaldır Onun hedefi, milletin idare edenler uzerindeki kontrolu sayesinde siyasal ozgurluk sağlamaktır(Afet İnanM Kemal Ataturk'ten Yazdıklarım, sh 71,73)
Halkcılık:
Devrim tarihimizde onemli bir yeri olan 1924 ve 1961 Anayasalarında da yer alan halkcılık ilkesi, demokrasinin temelini oluşturmaktadır Bu ilkenin ana ozelliği ulke yonetiminin halkın elinde bulunmasıdır
Egemenlik bir zumre ya da ailenin elinde bulunmaz, halkın secimle iş başına getirdiği kişiler, ulkeyi yonetir Halkcılık;
1)Ulke yonetiminin demokratikliği,
2)Birey ve sınıflara ayrıcalık tanınmaması, gibi oğelerden oluşmakta
Eğitim yoluyla aydınlanmış halk, ulusal egemenliğin guclenmesi ve demokrasimizin yaşamasında tek ve gercek guvencedir
Halkcılık, Ataturk'un onemle ustunde durduğu bir ilkeydi Bu onemi acıklamalardan anlıyoruz:
Halkcılık demek, devletin butun kudret ve egemenliğinin halktan geldiğini, Turk camiası icinde, fert, aile ve sınıf ayrıcalığı bulunmadığını, kanun onunde herkesin eşit olduğunu İfade etmek demektir Bu formul demokrasinin ifadesidir(A Rıza Turelİzmir Barosu Dergisi Sayı 8, sh 413)
Turkiye Cumhuriyeti'ni kuran Turkiye halkına Turk Milleti denir(Afet İnanMedeni Bilgiler ve M Kemal Ataturk'un El Yazıları sh 351) Turkiye halkı, ırkca, dince ve kulturce ortak, birbirlerine karşılıklı hurmet ve fedakarlık hisleriyle dolu, kaderleri ve menfaatleri muşterek olan sosyal bir toplumdur(Soylev ve Demecler C I sh 221)
Bence, bizim Milletimiz, birbirinden cok farklı cıkarları olan ve bu itibarla birbirleriyle mucadele halinde buluna gelen ceşitli sınıflara malik değildir Mevcut sınıflar birbirinin tamamlayıcısı niteliğindedir(Soylev ve Demecler CII sh 82)
Laiklik:
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasışeklinde ozetlediğimiz laiklik ilkesi, Turk Devriminin vazgecilmez bir unsurudur Demokratik olmanın da gereği
Ataturk'e gore din, insanların vicdanlarında yer alması gereken kutsal bir kavramdır Bu duşunceden yola cıkan Gazi 31 Ocak 1923'de şu sozleri soyluyordu:
Bizim dinimiz en makul ve en tabii dindir Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur Bir dinin tabi olması icin akla, fenne, ilme ve mantığa uyması gereklidir Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur
Genc Turkiye Cumhuriyeti Devletinin sağlam temeller uzerine oturtulabilmesi icin, ilk once devletin kurum ve kuruluşlarının laikleştirilmesi gerekiyordu
DEVLETİN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1)Samsun ’a cıkış Amasya kararları, Erzurum, Sivas Kongreleri ile ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi ilkesinin vurgulanması
2)23 Nisan 1920'de TBMM'nin acılması Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundurilkesinin kurtuluşun ve kuruluşun simgesi olması
3)20 Ocak 1921 Anayasasının kabulu
4)1 Kasım 1921 Saltanatın kaldırılması
5)29 Ekim 1 923 Cumhuriyetin ilanı
6)3 Mart 1924 Hilafetin kaldırılması
7)20 Nisan 1924 Anayasasının kabulu
8)10 Nisan 1928 Anayasadan Turkiye Devletinin Dini islamdırhukmunun cıkarılması
9) 5 Şubat 1937 Anayasada değişiklik yapılarak Turkiye Devletinin cumhuriyetci, milliyetci, halkcı, devletci, laik ve inkılapcı olduğu hukmunun Anayasaya konması
HUKUKUN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1)8 Nisan 1924 Şer'i mahkemelerinin kaldırılması
2)30 Kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerin kapatılması
3)17 Şubat 1926 Turk Medeni Kanununun kabulu
4)22 Nisan 1926 Borclar Kanununun hazırlanması
5)24 Kasım 1929 İcra, İflas Kanunlarının kabulu
6)15 Mayıs 1929 Deniz Ticaret Kanununun kabulu
7)5 Aralık 1934 Kadınlara Secme ve Secilme hakkının verilmesi
EĞİTİMİN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1)3 Mart 1924 Tevhidi Tedrisat (Oğrenimin Birleştirilmesi) Kanunu
2)5 Kasım 1925 Ankara Hukuk Fakultesinin acılması
3)26 Aralık 1925 Uluslararası Takvim ve Saatin kabul edilmesi
4)24 Mayıs 1928 Latin rakamlarının kabulu
5)1 Kasım 1928 Latin alfabesinin kabulu
6)10 Haziran 1933 Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun ’un kabulu
7 )1 Ağustos 1933 Universiteler Kanununun cıkarılması, DarulfUnun'un kaldırılması İstanbul Universitesinin kurulması
KULTURUN LAİKLEŞTİRİLMESİ
Kulturde laikleşmenin yollan aranırken elbette orf ve adetlere bağlı kalınacaktı Tarihten gelen hicbir şey yok edilmeyecekti
İşte bu duşunceden yola cıkılarak;
1)30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı Kanun ile Meclis tarikatları yasaklıyor, tekke, turbe ve zaviyeler kapatılıyordu
2)25 Aralık 1925 tarihinde de Meclis tarafından şeyhlik, seyyitlik, ufurukculuk, dervişlik, emirlik, falcılık, buyuculuk, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması ve bunlara ait ozel kıyafetlerin giyilmesi yasaklanıyordu
Ataturk'un laiklikle ilgili goruşlerini Soylev ve Demeclerinden aktarıyoruz
“Mensubu olmakla mutmain (tatmin) ve mesut bulunduğumuz İslamiyet dinini yuzyıllardan beri alışılmış olduğu uzere bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yuceltmenin kesin elzem olduğu gerceğini gozluyoruz Kutsal ve tanrısal olan inanc ve vicdani kanaatlanmızı, karışık ve donek olan her turlu cıkar ve tutkusuna sahne olan politikacılardan ve politikanın butun organlarından bir an evvel ve kesinlikle kurtarmak, milletin dunyevi ve uhrevi (ahretle ilgili) saadetinin emrettiği bir zorunluktur(Soylev ve Demecler C I sh 330)
“Din luzumlu bir muessesedir Dinsiz biri milletin devamına imkan yoktur Yalnız şurası var ki, din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır Softa sınıfının din simsarlığına musaade edilmemelidir Dinden maddi menfaat temin edenler, iğrenc kimselerdir İşte biz bu duruma karşıyız ve buna musaade etmiyoruz(Kılıc AliAlaturk'un Hususiyetleri, sh 116)
Artık Turkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan cok yuksektir Bu gibi oyuncular varsa kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar(Soylev ve Demecler C III sh 76)
Devrimcilik:
Devrimcilik ilkesi, Ataturk İlkeleri arasında; eylem ve atılım gibi kavramları icerisine alan tek ilkedir
Ataturk, Buyuk Soylevinin sonunda:
Bu acıklamalarımla ulusal yaşamı sona ermiş varsayılan buyuk bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı ulusal ve cağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya calıştım,diyerek cağdaş devlet kavramıyla devrimcilik ilkesinin şaşmaz işaretini veriyordu
Cağdaş devlet kuran bir ulusun, cağ dışı niteliklerden kurtulması gerekirdi İşte, Turk ulusunun, cağdışı niteliklerden kurtulmak, cağdaşlaşmak icin giriştiği atılımların tumu devrimcilik ilkesinin kapsamı icine girer
Devrimcilik, Ataturk İlkelerinin hemen hemen tumuyle birleşir Butun bu ilkelerin ya neden ya sonuc olarak devrimcilikle sıkı bir ilintisi vardır Bu bakımdan devrimcilik, Ataturk İlkelerinin tumunu gercekleştirmeye, korumaya ve yaşatmaya kesin kararlılıktır Devrimleriyle yolumuzu aydınlatan Ataturk'un bu konudaki goruşleri şoyle:
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi Turkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve butun anlam ve bicimi ile uygar bir toplum haline getirmektir İnkılabımızın asıl hedefi budur Bu gerceği kabul etmeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan ve bu zihniyette bulunanlar olmuştur Herhalde zihniyetlerde mevcut hurafeler tamamıyla kovulacaktır Onlar cıkarılmadıkca beyinlere gerceğin ışıklarını sokmak imkansızdır(Soylev ve Demecler C II sh 69)
Mes'ut inkılabımızın aleyhinde duşunce ve duygu taşıyanları aydınlatıp, doğru yolu gostermek, aydınlara duşen milli gorevlerin en onemlisi ve birincisidir(Soylev ve Demecler C II sh 69)
Memleket davalarının ideolojisini, inkılaplarımız yonunden anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak kişi ve kurumları yaratmak lazımdır(Soylev ve Demecler C I sh 386)
Milliyetcilik:
Milliyetcilik ilkesi ulusal savaşımızın cıkış noktasını oluşturmuş ve tum tutsak ulusların kurtuluş hareketlerine ışık tutmuştur Fransız Devriminden sonra dunyaya yayılan ozgurluk duşuncesinin tarihsel gelişimi icinde her ulusun kendi kaderini cizme inancının doğal bir sonucudur bu ilke Turk halkının ummet olmaktan kurtulup ulus haline gelmesi, Ataturk sayesinde olmuştur Ataturk'un ulusuna inancı sonsuzdu Ulusu ulus yapan oğelerin başında ise, ortak değerler gelir Milliyetcilik sozcuğu, bu değerleri de icine almakta O, devrim ve ilkelerinin, ulusa rağmen değil, ulusla birlikte yaşayacağını biliyordu Bu nedenle yeniliklerin ancak ve ancak ulus tarafından benimsenmesi ile sonsuza kadar yaşayacağı inancındaydı
Zaten bugun, Ataturk İlkeleri arasında yer alan milliyetcilik, cağdaş anlamıyla; siyasetin ekonominin ve kulturun icinde yerini almıştır
Turk milliyetciliği, butun cağdaş milletlerle bir ahenkte yurumekle beraber, Turk toplumunun ozel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumayı esas sayar Bu nedenle milli olmayan akımların memlekete girmesini ve yayılmasını isteriz(Ş Sureyya AydemirTek Adam C III sh 450)
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz, Turk milliyetci siyiz Cumhuriyetimizin dayanağı Turk topluluğudur Bu toplumun fertleri ne kadar Turk kulturu ile dolu olursa o topluma dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur(Afet İnanM Kemal Ataturk'ten Yazdıklarım sh 88)
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir milletin evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır(M Kemal KopAtaturk Diyarbakır'da sh 4)
Devletcilik:
Anayasamızda yer alan devletcilik ilkesi; toplumsal, ekonomik ve kulturel kalkınmada devletin ustlenmesi gereken gorevleri acıklar Genel anlamı ile, ozel girişimin yetki ve gucu dışında kalan ekonomik kalkınma ve orgutlenmeyi gercekleştirme ilkesidir
Genel olarak devletin iki odevi vardır;
a)Ulke icinde guvenliği ve adaleti sağlayarak, yurttaşların ozgurluğunu ve guvenliğini korumak
b)Savunma icin her an hazır bulunmak ve başka care kalmazsa ulkeyi silahla savunmaktır
Bunlardan başka devletin, bayındırlık, eğitim, kultur, sağlık, tarım, ticaret ve sanayiye ilişkin ekonomik etkinliklerde de gorevleri bulunmaktadır
Ataturk, devletciliği şoyle acıklar:
Bizim takip ettiğimiz devletcilik, bireysel calışmayı ve gayreti esas tutmakla beraber, mumkun olduğu kadar az zaman icinde milleti refaha ve memleketi bayındırlaştırabilmek icin, milletin genel ve yuksek cıkarlarının gerektirdiği işlerde ozellikle ekonomik sahada devleti fiilen ilgili kılmak mumkun esaslarımızdandır
Devletcilikle ilgili dile getirdiği diğer ifadeler ise şoyledir:
Bizim izlemeyi uygun gorduğumuz devletcilik prensibi butun uretim ve dağıtım araclarını fertlerden alarak milleti busbutun başka esaslar icinde duzenlemek amacını guden, ozel ve kişisel ekonomik teşebbuse ve faaliyete meydan bırakmayan sosyalizm prensibine dayalı kolektivizm, komunizm gibi bir sistem değildir Ozet olarak bizim guttuğumuz devletcilikferdi calışma ve faaliyeti esas tutmakla beraber, mumkun olduğu kadar az zaman icinde milleti refaha, memleketi bayındırlığa eriştirmek icin, milletin genel ve yuksek menfaatlerinin gerektirdiği işlerde ozellikle ekonomik alanda, devleti fiilen ilgilendirmektir
“… Devletin siyasal ve duşunsel hususlarda olduğu gibi bazı iktisadi işlerde de duzenleyici rolu prensip olarak kabul edilmelidir Buradaki gucluk; devlet ile ferdin karşılıklı faaliyet alanlarını ayırmaktır Devletin faaliyet sınırını cizmek ve dayanacağı kuralları tespit etmek, diğer yandan da vatandaşın ferdi teşebbus ve faaliyet ozgurluğunu kısıtlamak, devleti yonetmekle yetkili kılınanların duşunup tayin etmesi gereken bir meseledir Prensip olarak devlet, ferdin yerine gecmemelidir Fakat, ferdin gelişmesi icin genel şartları goz onunde bulundurmalıdır Bir de ferdin kişisel faaliyeti, ekonomik gelişmenin esas kaynağı olarak kalmalıdır Fertlerin gelişmesine engel olmamak, onların her bakımdan olduğu gibi ozellikle ekonomik alandaki ozgurluk ve teşebbusleri onunde, devletin kendi faaliyeti ile bir engel vucuda getirmemesi, demokrasi prensibinin onemli esasıdır O halde diyebiliriz ki, ferdi teşebbus gelişmesinin bir engel karşısında kalmaya başladığı nokta, devlet faaliyetinin sınırını teşkil eder Bu bakımdan genellikle belli zaman ve alanda surekli bir ozel nitelik gosteren ekonomik bir işi, devlet uzerine alabilir(Afet İnanM Kemal Ataturk'ten Yazdıklarım, sh 66, 67)