iltasyazilim
FD Üye
Suya vardığında, aslında ateşi kucaklamaya gidiyorsun Zira suyun aslı ateştir Suyun yapıtaşlarından biri yakar, biri yanar
Yakan ile yananın bir araya geldiği yere elini hiç endişesiz de diriyorsan, ateşin ortasından sana serinlik lûtfeden Rabbinin takdirine güveniyorsun demektir Bil ki, ateşi sana serinlik eyleyen, senin için suyu da paklık vesilesi eyliyor Ona kul olmazsan yeryüzünde hiçbir su aklamaz
seni
Suya vardığında, aslında avucuna gökleri sı dırıyorsun Zira su sana indirilir Sana indirilen senin erişemeyeceğin yerde demektir Göklerde bulutlara bindirilen, rüzgârların önü sıra gezdirilen, yağmurlardan damla damla süzülen, ince ince alnına değdirilen lûtufla tanışıyorsun şimdi Sana hiç erişemeyeceğin yerden nimetler indiren Rabbin, her şeyin gelip geçtiği, her buldu unun bitip tükendiği, her güzelin bırakıp terk ettiği yerde, sana sonsuzluk çağrısı yapıyor Eline dokunan su, tenini serinletmekle kalmıyor, sonsuz sevdalar yüklü kalbine teselliler ya dırıyor
Abdeste hazırlanıyorsun Gövdeni kutlu bir paklığın gölgesine çekiyorsun Sanki Leylâ vurgunu bir Mecnun gibi çölde suya kanıyorsun Şadırvanda su şakırtısı bir vaha serinliği değil mi sana?
Abdeste niyetleniyorsun Kalbini Sevgililer Sevgilisinin sas kalbine yanaştırıyorsun Suların bile yolunda akarak paklandığı Sevgilinin sas yolunda akıyorsun Resûlün sas pak niyetine dudağını
de direrek, suyun serinli i ile de il, rahmetle ıslanıyorsun
İşte abdeste başlıyorsun Önce ellerini yıkıyorsun
Terki dünya ile yıka ellerini!Ellerinle biriktirdiklerinden yu kendini Varlığının suların akışı gibi gelip gittiğini bil evvelâ Eline avucuna sığan bir şey yok şu fani dünyada Parmakların arasından kayıp gidiyor sevdiklerin ve biriktirdiklerin Ne onlar sana kalıyor, ne sen onlara kalıyorsun Bunu bil ki, eline de en abdest suyuyla, elini şerden çek; hayra yanaştır Elini fani olanlardan çevir; sonsuza eriştir Elinle ettiklerinden tövbe et Dünyanın kirini avuçlarından akıt
Anmakla yıka dilini, damağını ve duda ını! Yalanı yıka ağzından Boş sözden arındır dilini damağını Tattıklarının su gibi gelip geçtiğini bil Dudağına suyu de diren Rabbindir Dudağını dudağına dokunduran Rabbinin rahmetidir Dudağının dudağına değmesi, billûr sulardan daha serindir Suyu sana verdiği gibi suya hasret dudağı da veren Odur Suyun paklığını damağına
de dirirken, Rabbini anmakla tatlandır ağzını Dilini suyla serinletirken, yalan ve gıybetin, boş söz ve lakırdının tortularını da yak!
Kibirden arınmakla temizle burnunu!Ne efsunkârdır güzel koku! Burnunun dikine gidenleri bile ardı sıra sürükler Uzakta kalmış hatıralar, unutulmuş bahçeler ince bir kokuyla hatırlanır hemen Burnuna de en su, cennetin kokusunu hatırlatsın sana Burnuna çektiğin su, gülleri gül eyleyen Muhammedin sas gül kokusuna yanaştırsın seni
Yüzünü hayâ ile temizle!Yüzün ki varlığının oda ıdır, ruhunun billûr âyinesidir; abdest niyetiyle yüzüne de en su seni Rabbinin vechine yönlendirir Abdeste niyet, yüzünü Allaha teslim etmek gibidir Ben Onu görmesem de, O beni görüyor!diyenlerin işidir abdest Kimsenin görmediği yerde, kimsenin bilmediği kuytularda, kimsenin tanık olmadığı yalnızlıklarda, sırf Onu razı etmek için yüzünün her noktasında suların serinli ini hisseden, yüzünün her noktasını Rabbinin nazarına tutar; Rabbine teslim
eder Yüzünden sular süzülürken, sen de Ona bakarmışçasına hayânı kuşan Onun nazarında oldu unu bil ki, aynalardan utanma Onun seni gördüğünü bilerek yaşa ki, kendini kendine mahcup etme Yüzündeki serinliği Onun seni bildiğine tanık bil ki, başkalarını razı etme telaşından kurtar kendini Yüzünü Rabbine teslim et
Kollarını tevekkül ile yıka! Yapıp ettiklerini kendinden bilme Elini işlere eriştiren de, işlerini sonuca ulaştıran da Rabbindir Tembellik edip elini işten çekme; çünkü tevekkül sana düşeni yapmanı gerektirir Kibirlenip elinin işlere yettiğini de sanma; çünkü tevekkül elinden geleni yaptıktan sonrasını Rabbine havale etmeni gerektirir Öyle yıka ki kollarını, tembellik de kibir de akıp gitsin parmak uçlarından
Kulaklarını söz dinlemekle ve sözün güzeline tâbi olmakla yıka!Dinlemek edebin de, ö renmenin de başıdır Kula ını hakka açmayan, duda ını hakka de diremez Dosta kulak vermeyen dost sahibi olamaz Öyle yıka ki kulağını, boş söz ve
yalandan, gıybet ve lakırdılardan temizle; güzeli duymaya ayarla Çirkinliğe sa ğır ol
Ayaklarını Ondan başkasından vazgeçmekle yıka!Nasılsa bir gün ayakların yerden kesilecek, adımların bitecek, bir adın kalacak yeryüzünde İki ayağını birden yıkarken de, buraya geldi ini ama burada kalmayaca ını hatırlat kendine Sular ayaklarına de dikçe, bir yolcu edâsı dolsun yüzüne Ayaklarını yerden kes; sırata de dir Öylece at adımlarını Düşmekten kork! Öylece yürü Ateşten çekin! Ona razı ol ki, O da sana razı olsun
Yakan ile yananın bir araya geldiği yere elini hiç endişesiz de diriyorsan, ateşin ortasından sana serinlik lûtfeden Rabbinin takdirine güveniyorsun demektir Bil ki, ateşi sana serinlik eyleyen, senin için suyu da paklık vesilesi eyliyor Ona kul olmazsan yeryüzünde hiçbir su aklamaz
seni
Suya vardığında, aslında avucuna gökleri sı dırıyorsun Zira su sana indirilir Sana indirilen senin erişemeyeceğin yerde demektir Göklerde bulutlara bindirilen, rüzgârların önü sıra gezdirilen, yağmurlardan damla damla süzülen, ince ince alnına değdirilen lûtufla tanışıyorsun şimdi Sana hiç erişemeyeceğin yerden nimetler indiren Rabbin, her şeyin gelip geçtiği, her buldu unun bitip tükendiği, her güzelin bırakıp terk ettiği yerde, sana sonsuzluk çağrısı yapıyor Eline dokunan su, tenini serinletmekle kalmıyor, sonsuz sevdalar yüklü kalbine teselliler ya dırıyor
Abdeste hazırlanıyorsun Gövdeni kutlu bir paklığın gölgesine çekiyorsun Sanki Leylâ vurgunu bir Mecnun gibi çölde suya kanıyorsun Şadırvanda su şakırtısı bir vaha serinliği değil mi sana?
Abdeste niyetleniyorsun Kalbini Sevgililer Sevgilisinin sas kalbine yanaştırıyorsun Suların bile yolunda akarak paklandığı Sevgilinin sas yolunda akıyorsun Resûlün sas pak niyetine dudağını
de direrek, suyun serinli i ile de il, rahmetle ıslanıyorsun
İşte abdeste başlıyorsun Önce ellerini yıkıyorsun
Terki dünya ile yıka ellerini!Ellerinle biriktirdiklerinden yu kendini Varlığının suların akışı gibi gelip gittiğini bil evvelâ Eline avucuna sığan bir şey yok şu fani dünyada Parmakların arasından kayıp gidiyor sevdiklerin ve biriktirdiklerin Ne onlar sana kalıyor, ne sen onlara kalıyorsun Bunu bil ki, eline de en abdest suyuyla, elini şerden çek; hayra yanaştır Elini fani olanlardan çevir; sonsuza eriştir Elinle ettiklerinden tövbe et Dünyanın kirini avuçlarından akıt
Anmakla yıka dilini, damağını ve duda ını! Yalanı yıka ağzından Boş sözden arındır dilini damağını Tattıklarının su gibi gelip geçtiğini bil Dudağına suyu de diren Rabbindir Dudağını dudağına dokunduran Rabbinin rahmetidir Dudağının dudağına değmesi, billûr sulardan daha serindir Suyu sana verdiği gibi suya hasret dudağı da veren Odur Suyun paklığını damağına
de dirirken, Rabbini anmakla tatlandır ağzını Dilini suyla serinletirken, yalan ve gıybetin, boş söz ve lakırdının tortularını da yak!
Kibirden arınmakla temizle burnunu!Ne efsunkârdır güzel koku! Burnunun dikine gidenleri bile ardı sıra sürükler Uzakta kalmış hatıralar, unutulmuş bahçeler ince bir kokuyla hatırlanır hemen Burnuna de en su, cennetin kokusunu hatırlatsın sana Burnuna çektiğin su, gülleri gül eyleyen Muhammedin sas gül kokusuna yanaştırsın seni
Yüzünü hayâ ile temizle!Yüzün ki varlığının oda ıdır, ruhunun billûr âyinesidir; abdest niyetiyle yüzüne de en su seni Rabbinin vechine yönlendirir Abdeste niyet, yüzünü Allaha teslim etmek gibidir Ben Onu görmesem de, O beni görüyor!diyenlerin işidir abdest Kimsenin görmediği yerde, kimsenin bilmediği kuytularda, kimsenin tanık olmadığı yalnızlıklarda, sırf Onu razı etmek için yüzünün her noktasında suların serinli ini hisseden, yüzünün her noktasını Rabbinin nazarına tutar; Rabbine teslim
eder Yüzünden sular süzülürken, sen de Ona bakarmışçasına hayânı kuşan Onun nazarında oldu unu bil ki, aynalardan utanma Onun seni gördüğünü bilerek yaşa ki, kendini kendine mahcup etme Yüzündeki serinliği Onun seni bildiğine tanık bil ki, başkalarını razı etme telaşından kurtar kendini Yüzünü Rabbine teslim et
Kollarını tevekkül ile yıka! Yapıp ettiklerini kendinden bilme Elini işlere eriştiren de, işlerini sonuca ulaştıran da Rabbindir Tembellik edip elini işten çekme; çünkü tevekkül sana düşeni yapmanı gerektirir Kibirlenip elinin işlere yettiğini de sanma; çünkü tevekkül elinden geleni yaptıktan sonrasını Rabbine havale etmeni gerektirir Öyle yıka ki kollarını, tembellik de kibir de akıp gitsin parmak uçlarından
Kulaklarını söz dinlemekle ve sözün güzeline tâbi olmakla yıka!Dinlemek edebin de, ö renmenin de başıdır Kula ını hakka açmayan, duda ını hakka de diremez Dosta kulak vermeyen dost sahibi olamaz Öyle yıka ki kulağını, boş söz ve
yalandan, gıybet ve lakırdılardan temizle; güzeli duymaya ayarla Çirkinliğe sa ğır ol
Ayaklarını Ondan başkasından vazgeçmekle yıka!Nasılsa bir gün ayakların yerden kesilecek, adımların bitecek, bir adın kalacak yeryüzünde İki ayağını birden yıkarken de, buraya geldi ini ama burada kalmayaca ını hatırlat kendine Sular ayaklarına de dikçe, bir yolcu edâsı dolsun yüzüne Ayaklarını yerden kes; sırata de dir Öylece at adımlarını Düşmekten kork! Öylece yürü Ateşten çekin! Ona razı ol ki, O da sana razı olsun