Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

ABD'nin 1940'lardaki müthiş İstanbul planı nedir

ABD'nin 1940'lardaki müthiş İstanbul planı nedir

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
ABD'nin 1940'lardaki harikulade İstanbul planı nedir
ABD nin planı
Amerika nın planı
ABD nin türkiye ile ilgili planı
Amerika nın türkiye ile ilgili planı

1940'ların sonları İkinci Dünya Savaşı az önce sona ermiş, dünya ABD ve Sovyetler olmak üzere iki kutba aynlmıştır ABD hem Sovyetler'in sıcak denizlerine inmesini hem de denizaltıları ABD kıyılarını vurmasını alıkoymak için muhteşem bir plan yapar İstanbul Boğaz'ı ise planın kilit noktasıdır

1946 Mart'ında yani İkinci Dünya Savaşı'nın anında arkasından Truman ve Churchill, Georgia'nın sevimli kasabası Fulton'da buluşurlar Mart ayının keskin rüzgârı iki devlet adamının da yüzünü bir ustura gibi okşarken, dünyada estirdikleri soğuk rüzgâr 9 Kasım 1989 Berlin'e dek sürer

Churchill'in meşhur Fulton konuşmasında ilk defa bahsi geçen Demir Perdeifadesi aslında yeni başlayan bir mücadelenin, Soğuk Savaşın habercisidir Bu konuşmanın peşinde Adriyatik'deri Baltık'a kadar sosyalist ülkeler Demir Perdeyi oluşturur ABD ise iki sene sonra 1948'de Demir Perdeyi başka bir yere, İstanbul Boğazı'na yapı edecektir

1948 İstanbul, İstanbul Boğazı'nın derinlikleri
Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları Dünya Savaşı'na belirli nokta koyarken, ABD savaşta önemli kayıplar vermesine rağmen şampiyon ayrılan Ruslar'dan endişe duymaya başlar Nazi tehlikesi geçmiş fakat kominizim ciddi bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir ABD'nin Rusları güvenli olmayan görmesinin öteki bir nedeni de Moskova'nın nükleer bomba çalışmalarına başlamış olmasıdır Hiroşima'da yasanlar günün birinde Los Angeles için de geçerli olabilirmantığı devreye girer O yıllardaki yegâne Sovyet stratejisi bugün bile tartışılan bir politikadır Putin'in başucunda resmi bulunan efsanevi Rus Çarı Deli Petro'nun 1700'lü yılların başında uygulamaya koyduğu Ruslar sıcak denizlere inmelidirdüsturunu Sovyet hükümetinin acilen olduğu gibi o yıllarda da benimsemiş olduğu göz çarpmaktadır

Yani ana dehşet Ruslar'm sıcak denizlere inmesfdir Amerikan hükümeti Sovyetler'in nükleer silahlarını ABD topraklarına ulaştırma ihtimalini göz önüne alır En kayda değer ayrıntılardan biri, nükleer başlıklı füze içeren bir Sovyet denizaltısının İstanbul ve Çanakkale Boğazı'ndan geçerek ABD'yi vuracak olmasıdır ABD ivedi tedbir paketini devreye sokar Plan basittir Boğaz'a çelik halatlar gerilerek Rus gemilerinin geçişi engellenecektir 1948'de Boğaziçi'nin derinliklerine çelik halatlar gerilir Boğaz, Anadolu Kavağı ve Yenimahalle Orduevi'nin bulunduğu noktalardan dibe dek çelik ağlarla örülür Bir sene sonradan ise korkulan olur Stalin, birincil atom bombası denemesini yaparak bir kere daha ABD ilk önce edinmek üzere tüm dünyaya gözdağı verir

Bundan Böyle Sovyetler Büyük Zorderi Süper Kuvvetstatüsüne yükselmiştir O yıllar iki ülkenin de nükleer bomba taşıyabilen denizaltısı yoktur ama birkaç yıl içinde gürültüsüz sedasız göreve çıkmaya hazır ülkü geleceklerdir Beklenen olur lakin ABD'nin fikriyle Boğaz'ın derinliklerine gerilen çelik halatlar iyi bir koruyucu önlem olmuştur Atom bombası taşıyan deniz altılar Boğaziçi'ni geçemez Hatta yıllardan beri geçemez Rus donanmasının kıtalararası balistik füze içeren 26 stratejik, 72'de taktik denizaltısmdan birçoğu, o dönem Boğaz'daki çelik perdeyi aşamadıkları için Anadolu Kavağı önlerinden tornistan edip soluğu Karadeniz'de alırlar Buna karşın ABD hâlâ bakımlı değildir

1963 İstanbul, Deniz Kuvvetleri İstanbul Boğaz Komutanlığı
ABD karşısındaki süper zor Sovyetlerden çekinmektedir Tek güvencesi çelik ağlardır Oysa çelik halatları denetleyecek ve rastlantı sonucu ağları aşan Rus denizaltılarıyla Boğaz'ı geçmeden su altında taarruz edecek Türk birlikleri yoktur Doğrusu Türk ordusunun su birlikleri mevcutsa da su altı timleri yoktur Türk SAT'ı (Sualtı Taarruz), bir anlamda ABD'nin nükleer korkusunun bir ürünü olarak ortaya çıkar ABD kendi çıkarları doğrultusunda başat, sabotaj, savunma ve istihbarat yapacak bir birliğin acil bir şekilde kurulmasını ister İki süper zor arasındaki nükleer gerilim yükseklik noktasına çıkarken, 1963 yılında Türk SAT'ının kurulmasına karar verilir ABD'ye gönderilen Türk subaylar, Binbaşı Bob Gallagher'dan bütün donanımlı bir eğitimden geçerler Türk subaylar, çoğu konuda eğitim alır ve şu an dünyanın en iyileri olarak kabul edilen Türk SAS ve SAT komandolarının temelleri atılır

Keza o yıllarda Türk subayları bir nevi sanayi casusluğu yaparak Amerika'nın kullandığı beyaz fosfordenilen ve 800 bilye atan mayınlarını, silahlarını ve patlayıcılarını da uçakla Türkiye'ye kaçırır Ülkeye dönen birlikler Beykoz'da stratejik öneme sahip Mania Grubu'na tahsis olur Boğaz'ın altından gelecek her türlü saldırıyı önlemeye hazırlanmış durumdaki bu grup, Rus tehdidiyle karşılaşırsa birincil sıcak teması sağlayacak denizde, denizaltında, havada ve karada aralıksız savaşacaktır

1968 İstanbul, Boğaziçi
Artan teknolojiyle çelik ağlar işlevini yitirir Denizaltı takip ve imha sistemleri de ortaya çıkınca ağlar 1968'de sökülür Soğuk Savaş döneminden kalma Mania Grubu ise hâlâ tayin başında ve Boğaz'ın herhangi bir aksi durumda kalması halinde iki saat içinde çelik perdeyle kapatılabileceğini söylüyor Neticede Demir Perde mahvolmuş olsa bile İstanbul Boğazı'na inen perde iyice kaldırılmış değil



*
 
858,496Konular
981,662Mesajlar
29,732Kullanıcılar
ozgurcexSon üye
Üst Alt