nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Hz Abdulkadir Geylani'nin gafletten uyandıran sözleri,Abdülkadir Geylani Vecizeleri
Abdülkadir Geylani Sözleri, Abdülkadir Geylaninin Kısa Ve Öz Sözleri, Abdülkadir Geylaniden Güzel Sözler, Abdülkadir Geylani Vecizeleri
Evliyaların piri Hazreti Abdülkadir Geylani (Kabı Kavseyn) nin söylediği hikmetli ve anlamlı sözler,
Mürid tevbesinin gölgesinde, murâd ise Rabbinin inayetinin gölgesinde kâimdir
İnanan kimse Allah'tan diğer kimseden korkmaz ve başkasından hiçbir şey beklemez
Zâhir fıkhını öğren, sonradan bâtın fıkhına yönel
Zâhir ilimleri görünen kısmın ışığıdır Bâtın ilimleri ise soyut kısmın
Bâtın bilgisi, seninle Rabbin arasındaki ışıktır
Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir
Bidâyetin zorluklarına sabrederseniz nihayetin rahatı size ulaşır
Kur'lahza'dan, hakkında tartışarak yok, içindekilerle amel ederek faydalanın
Sûfî bâtınını ve zâhirini Allah'ın Kitabına ve Resulünün sünnetine uyarak arıtandır O, sâfiyeti arttıkça vücud denizinden çıkar; iradesini, istek ve ihtiyarını terkeder
Yürek sâlih olunca dâimî zikir elde edilir ve kalbin her tarafına Hakk'ın zikri yazılır Böyle bir kalbin sahibinin gözleri uyuyabilir fakat kalbi Rabbini zikreder
Katlanma, hayrın temelidir
Yürek Kitab ve Sünnete kadar amel ederse kurbiyet (yakınlık) kazanır Bunu kazanınca da neyin kendi lehine ve aleyhine, neyin Allah için veya başka biri için, neyin de adalet ve batıl olduğunu bilir ve görür
Tasavvuf yolu zâhirî ve bâtınî hükümlere riayet etmeyi ve her şeyden fânî olmayı gerektirir
Allah'ın muhabbetinde dostça olan, ne ayıp işitir, ne de kulağına ayıp gider
Müminin adeti önce düşünüp sonradan konuşmaktır Münafık ise önce konuşur, daha sonra düşünür
Kendine bir önem veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur
Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz
İnsan Allah'a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder
Yerini bilmeyene felek yerini öğretir
Sahte rabler boyundan çıkarılıp atılmadıkça, sebeplerle ilişik kesilmedikçe, avantaj ve zararı insanlardan bilmeyi terketmedikçe kurtuluş mümkün değildir
Sağlam bir yürek tevhid, tevekkül, yakîn, tevfik, ilim, iman ve kurbiyet ile dolar
Bidâyet sıkıntıdır, nihâyet ise sükûn
Sâlihlerin kalpleri faydayı da zararı da Rablerinden bilir
Zühd ve tevhidi sağlam olan kişi, halkın elini ve varlığını görmez Allah'tan diğer veren ve üstün kılan görmez
Sıddîk gözünün, güneş ve ayın değil, Allah'ın nuruyla bakar
Hayânın hakikati, yalnızlıkta ve toplulukta Rab'dan utanmaktır
Kalp sırra, giz da Hakk'a itimat ederek sükûn bulur
Her çeşit hayır Allah katında, her çeşit şer de başkalarının yanındadır
Halk Müziği arasında zenginle yoksul ayırımı yapan kurtuluşa eremez
Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister, Allah ise seni senin menfaatin için ister
Geçimini Sağlama yollarının yaratıcısını unutup geçim yollarına takılıp kalan, bakiyi unutup fani ile sevinen kimse ne kadar da cahildir!
Dünya bir topluluğa, öbür dünya bir topluluğa, Hak (cc) da bir topluluğa aittir
Tasavvuf yolu sâlihleri görüp onların sohbetlerini ezberlemekle katedilmez
Resulullah hariç her mahluk perdedir; Resulullah ise kapıdır
Hak'tan korkanın korkusu arttıkça kalbi ona korkuyu unutmayı öğretir Onu Hakk'a yakınlaştırır Ona müjdeler verir
Sûfîlerden biri demiş ki:Fâsığın yüzüne fakat ârif kullar güler
Bir şeyi yâd etmek Allah'ı unutturuyorsa, o şey o birey için uğursuzdur
Kulun kalbi Rabbine erince Rabbi onu kimseye yoksul etmez
Sûfîlerin geceleri gece, gündüzleri de gündüz değildir
Sûfîler niçin'i, nasıl'ı, yap'yapma'yı unutarak, kendilerini Rablerinin önüne atmışlardır
Sûfîler ahirete tarafından akıllı, dünyaya tarafından delidirler
Hakk'ı bulursan eşyayı ondan görürsün Ne düşmanın kalır, ne üzerinde hakkın olan biri
Allah'ı haberdar olan kimsenin O'na aleyhinde iradesi kalmaz
Allah'tan diğer herşey puttur
Allah'a ama, O'ndan diğer herşeyi terkeden kimseler yaklaşabilir
Eğer O'nu bilseydiniz başkasını inkar eder, daha sonra da O'nun gayrısını O'nun vasıtasıyla bilirdiniz
Teslim ol, dar bul
Allah'ı arayan O'nu bulur
Faydayı ve zararı Allah'ın dışındakilerden bilenler Allah'ın kulu değildir
Pişmanlık, idare değişikliğidir
Sûfîlerden biri demiş fakat:Halk hakkında Allah'a uy, Allah hakkında insanlara intibak!
O'nun uğrunda mücahede edene O hidayet yollarını gösterir
Veliliğin şartı gizlenmek, nebiliğin şartı açıklamaktır
Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başka biri yiyemez O başkasının nasibi olmaz Nasibini ona doyumsuzluk göstermekle elde edemezsin
Günahların kötü bir kokusu vardır Allah'ın nuru ile bakanlar bunu anlar, ama halktan gizler, onları rezil etmezler
Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır
Allah Teâlâ rızıkların taksimini bitirmiştir Rızıkta zerre miktarı büyüme ve eksilme olmayacaktır
Bu işin başı Allah'tan başka tanrı olmadığına şehadet etmek, son noktası ise tüm nesneler ve davranışların birbirinin aynı olmasıdır
Nefsine hiçbir hâli ve makamı nispet etme!
Ademoğlunun başına gelen her türlü belâ, Rabbinden şikayet etmesi yüzündendir
Amelinin karşılığında ödüllendirilmeyi bekleyen, muhlis değildir
Ahireti isteyene dünyada zühd gerekir; Allah'ı isteyene ise ahirette zühd gerekir
Kazayı engelleyen dua, tekrar kazayı önlemesi mukadder olan duadır
Herşeyde O'nun isimlerinden bir isim mevcuttur, herşeyin ismi O'nun ismindendir
Dünya herkesi boğacak değin engin bir denizdir
Şöyle denilmiştir: Şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zındıklıktır
Allah'ı tanıyan O'nu sever O'nu seven O'na uyar
Zâhid olan kalptir, gövde değil
İlim kılıç, amel el gibidir El olmadan kılıç kesmez Kılıç olmadan da el kesmez
Kur'lahza'ın iki yönü vardır: O'nun elinde olan yönü, bizim elimizde olan yönü
Belâlar kula Cenabı Hakk'ın kapısını çalmayı öğretir
Derdi de yaratan O'dur, devayı da O kendisini aydınlatmak için belâya mübtela kılar Bu Nedenle keza belâ verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir
Rabbinizin kereminden dileyin, icabet etse de etmese de O'ndan isteyin Çünkü O'ndan istemek ibadettir
O'nu tanısaydınız, O'nun önünde dilleriniz lâl kesilirdi; kalpleriniz ve öteki uzuvlarınız her halinde edepli olurdu
Sâlihlerden birisine Neyi açlık ediyorsun? diye sorulduğunda, Arzu etmemeyi istek ediyorum diye cevap verdi
Sûfîlerin yolculukları Hakk'a kurbiyet ülkesinde son bulur
Yolculuk, kalbin yolculuğudur Vuslat, sırların vuslatıdır
Allah'ın takdirini O'nun aleyhine kanıt yapmayın; çalışın, çabalayın
Kader üzerinde durup onu delil göstermemiz yerinde değildir Bilakis biz çalışır, çabalar ve ne itiraz, ne de tembellik etmeyiz
Sûfîler Allah Teâlâ'nın Kendisinden diğer bir şey istemezler Onlar nimeti yok, nimet bahşedeni, halkı yok Hâlık'ı isterler
Sevenle sevmeyen rıza halinde yok, memnuniyetsizlik halinde kesin olur
Marifet ve ilim, öz ile kabuğu birbirinden ayırır
Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar
İnsanların çoğunun helaki, küçük günahları sebebiyledir
İlim o kadar bir şeydir fakat sen bütün varlığını ona adadığın zaman o sana ancak bir parçasını verir
Data yaşam, bilgisizlik ölümdür
Bu ilim tasavvuf ilmi, kitap sayfalarından değil, Allah erlerinin ağzından alınır
Dünya hikmettir, ahiret ise kudret Hikmet alet ve sebeplere gereklilik duyar, kudret ise duymaz
Mümin dünyada, zâhid ahirette gariptir Ârif ise Allah'ın dışındaki bitmiş gariptir
Dünya nefslerin, ahiret kalplerin, Allah ise sırların sevgilisidir
Ârif, Allah'a her lahza bir öncekine kadar daha yakındır
Ârif ayrıca dünyada, hem de ahirette yabancıdır *
Abdülkadir Geylani Sözleri, Abdülkadir Geylaninin Kısa Ve Öz Sözleri, Abdülkadir Geylaniden Güzel Sözler, Abdülkadir Geylani Vecizeleri
Evliyaların piri Hazreti Abdülkadir Geylani (Kabı Kavseyn) nin söylediği hikmetli ve anlamlı sözler,
Mürid tevbesinin gölgesinde, murâd ise Rabbinin inayetinin gölgesinde kâimdir
İnanan kimse Allah'tan diğer kimseden korkmaz ve başkasından hiçbir şey beklemez
Zâhir fıkhını öğren, sonradan bâtın fıkhına yönel
Zâhir ilimleri görünen kısmın ışığıdır Bâtın ilimleri ise soyut kısmın
Bâtın bilgisi, seninle Rabbin arasındaki ışıktır
Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir
Bidâyetin zorluklarına sabrederseniz nihayetin rahatı size ulaşır
Kur'lahza'dan, hakkında tartışarak yok, içindekilerle amel ederek faydalanın
Sûfî bâtınını ve zâhirini Allah'ın Kitabına ve Resulünün sünnetine uyarak arıtandır O, sâfiyeti arttıkça vücud denizinden çıkar; iradesini, istek ve ihtiyarını terkeder
Yürek sâlih olunca dâimî zikir elde edilir ve kalbin her tarafına Hakk'ın zikri yazılır Böyle bir kalbin sahibinin gözleri uyuyabilir fakat kalbi Rabbini zikreder
Katlanma, hayrın temelidir
Yürek Kitab ve Sünnete kadar amel ederse kurbiyet (yakınlık) kazanır Bunu kazanınca da neyin kendi lehine ve aleyhine, neyin Allah için veya başka biri için, neyin de adalet ve batıl olduğunu bilir ve görür
Tasavvuf yolu zâhirî ve bâtınî hükümlere riayet etmeyi ve her şeyden fânî olmayı gerektirir
Allah'ın muhabbetinde dostça olan, ne ayıp işitir, ne de kulağına ayıp gider
Müminin adeti önce düşünüp sonradan konuşmaktır Münafık ise önce konuşur, daha sonra düşünür
Kendine bir önem veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur
Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz
İnsan Allah'a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder
Yerini bilmeyene felek yerini öğretir
Sahte rabler boyundan çıkarılıp atılmadıkça, sebeplerle ilişik kesilmedikçe, avantaj ve zararı insanlardan bilmeyi terketmedikçe kurtuluş mümkün değildir
Sağlam bir yürek tevhid, tevekkül, yakîn, tevfik, ilim, iman ve kurbiyet ile dolar
Bidâyet sıkıntıdır, nihâyet ise sükûn
Sâlihlerin kalpleri faydayı da zararı da Rablerinden bilir
Zühd ve tevhidi sağlam olan kişi, halkın elini ve varlığını görmez Allah'tan diğer veren ve üstün kılan görmez
Sıddîk gözünün, güneş ve ayın değil, Allah'ın nuruyla bakar
Hayânın hakikati, yalnızlıkta ve toplulukta Rab'dan utanmaktır
Kalp sırra, giz da Hakk'a itimat ederek sükûn bulur
Her çeşit hayır Allah katında, her çeşit şer de başkalarının yanındadır
Halk Müziği arasında zenginle yoksul ayırımı yapan kurtuluşa eremez
Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister, Allah ise seni senin menfaatin için ister
Geçimini Sağlama yollarının yaratıcısını unutup geçim yollarına takılıp kalan, bakiyi unutup fani ile sevinen kimse ne kadar da cahildir!
Dünya bir topluluğa, öbür dünya bir topluluğa, Hak (cc) da bir topluluğa aittir
Tasavvuf yolu sâlihleri görüp onların sohbetlerini ezberlemekle katedilmez
Resulullah hariç her mahluk perdedir; Resulullah ise kapıdır
Hak'tan korkanın korkusu arttıkça kalbi ona korkuyu unutmayı öğretir Onu Hakk'a yakınlaştırır Ona müjdeler verir
Sûfîlerden biri demiş ki:Fâsığın yüzüne fakat ârif kullar güler
Bir şeyi yâd etmek Allah'ı unutturuyorsa, o şey o birey için uğursuzdur
Kulun kalbi Rabbine erince Rabbi onu kimseye yoksul etmez
Sûfîlerin geceleri gece, gündüzleri de gündüz değildir
Sûfîler niçin'i, nasıl'ı, yap'yapma'yı unutarak, kendilerini Rablerinin önüne atmışlardır
Sûfîler ahirete tarafından akıllı, dünyaya tarafından delidirler
Hakk'ı bulursan eşyayı ondan görürsün Ne düşmanın kalır, ne üzerinde hakkın olan biri
Allah'ı haberdar olan kimsenin O'na aleyhinde iradesi kalmaz
Allah'tan diğer herşey puttur
Allah'a ama, O'ndan diğer herşeyi terkeden kimseler yaklaşabilir
Eğer O'nu bilseydiniz başkasını inkar eder, daha sonra da O'nun gayrısını O'nun vasıtasıyla bilirdiniz
Teslim ol, dar bul
Allah'ı arayan O'nu bulur
Faydayı ve zararı Allah'ın dışındakilerden bilenler Allah'ın kulu değildir
Pişmanlık, idare değişikliğidir
Sûfîlerden biri demiş fakat:Halk hakkında Allah'a uy, Allah hakkında insanlara intibak!
O'nun uğrunda mücahede edene O hidayet yollarını gösterir
Veliliğin şartı gizlenmek, nebiliğin şartı açıklamaktır
Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başka biri yiyemez O başkasının nasibi olmaz Nasibini ona doyumsuzluk göstermekle elde edemezsin
Günahların kötü bir kokusu vardır Allah'ın nuru ile bakanlar bunu anlar, ama halktan gizler, onları rezil etmezler
Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır
Allah Teâlâ rızıkların taksimini bitirmiştir Rızıkta zerre miktarı büyüme ve eksilme olmayacaktır
Bu işin başı Allah'tan başka tanrı olmadığına şehadet etmek, son noktası ise tüm nesneler ve davranışların birbirinin aynı olmasıdır
Nefsine hiçbir hâli ve makamı nispet etme!
Ademoğlunun başına gelen her türlü belâ, Rabbinden şikayet etmesi yüzündendir
Amelinin karşılığında ödüllendirilmeyi bekleyen, muhlis değildir
Ahireti isteyene dünyada zühd gerekir; Allah'ı isteyene ise ahirette zühd gerekir
Kazayı engelleyen dua, tekrar kazayı önlemesi mukadder olan duadır
Herşeyde O'nun isimlerinden bir isim mevcuttur, herşeyin ismi O'nun ismindendir
Dünya herkesi boğacak değin engin bir denizdir
Şöyle denilmiştir: Şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zındıklıktır
Allah'ı tanıyan O'nu sever O'nu seven O'na uyar
Zâhid olan kalptir, gövde değil
İlim kılıç, amel el gibidir El olmadan kılıç kesmez Kılıç olmadan da el kesmez
Kur'lahza'ın iki yönü vardır: O'nun elinde olan yönü, bizim elimizde olan yönü
Belâlar kula Cenabı Hakk'ın kapısını çalmayı öğretir
Derdi de yaratan O'dur, devayı da O kendisini aydınlatmak için belâya mübtela kılar Bu Nedenle keza belâ verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir
Rabbinizin kereminden dileyin, icabet etse de etmese de O'ndan isteyin Çünkü O'ndan istemek ibadettir
O'nu tanısaydınız, O'nun önünde dilleriniz lâl kesilirdi; kalpleriniz ve öteki uzuvlarınız her halinde edepli olurdu
Sâlihlerden birisine Neyi açlık ediyorsun? diye sorulduğunda, Arzu etmemeyi istek ediyorum diye cevap verdi
Sûfîlerin yolculukları Hakk'a kurbiyet ülkesinde son bulur
Yolculuk, kalbin yolculuğudur Vuslat, sırların vuslatıdır
Allah'ın takdirini O'nun aleyhine kanıt yapmayın; çalışın, çabalayın
Kader üzerinde durup onu delil göstermemiz yerinde değildir Bilakis biz çalışır, çabalar ve ne itiraz, ne de tembellik etmeyiz
Sûfîler Allah Teâlâ'nın Kendisinden diğer bir şey istemezler Onlar nimeti yok, nimet bahşedeni, halkı yok Hâlık'ı isterler
Sevenle sevmeyen rıza halinde yok, memnuniyetsizlik halinde kesin olur
Marifet ve ilim, öz ile kabuğu birbirinden ayırır
Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar
İnsanların çoğunun helaki, küçük günahları sebebiyledir
İlim o kadar bir şeydir fakat sen bütün varlığını ona adadığın zaman o sana ancak bir parçasını verir
Data yaşam, bilgisizlik ölümdür
Bu ilim tasavvuf ilmi, kitap sayfalarından değil, Allah erlerinin ağzından alınır
Dünya hikmettir, ahiret ise kudret Hikmet alet ve sebeplere gereklilik duyar, kudret ise duymaz
Mümin dünyada, zâhid ahirette gariptir Ârif ise Allah'ın dışındaki bitmiş gariptir
Dünya nefslerin, ahiret kalplerin, Allah ise sırların sevgilisidir
Ârif, Allah'a her lahza bir öncekine kadar daha yakındır
Ârif ayrıca dünyada, hem de ahirette yabancıdır *