nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Abdülkadir İnan yaşam öyküsü,
Abdülkadir İnan hakkında veri
Kültür tarihimize devlet kuruculuğundan ve istiklâl mücâhidliğinden önce dilbilimci, tarihçi ve halkbilimci olarak geçmiştir Başkurdistan ’ın Çıgay köyünde 1889 ’da doğmuş ve 1980 ’lerde Ankara ’da ölmüştür Sağlığında sadece beş eseri yayınlanmıştır Ölümüne yakın günlerde üç bine yakın makalesinden seçmeler yapılarak yayına hazır ve birincil cildi yayınlanmıştır Ölümünden sonraki yıllarda da ikinci cildi yayınlanmıştır Bunlar bin sahifeye yakında olacak olan hacmı yanına muhtevası ile de Türk milletinin başlıca ve esas kaynaklarını araştıran, tetkik eden, yorumlayan yazılmamış ve yazılamayacak dek derin ve tarihî malzemenin yorumları idi
Başkurt Türklerinden olan böylece büyük bir Türk kültür tarihçisi durumundadır Rusya ’nın Çarlık döneminde Troyitsk ’de Resuliye ve Yüksek Hoca Okulu ’nda öğrenim görmüştü (1914) Resuliye Okulu Müdürü Abdurrahman Resuli ve Rusya Türkleri ’nin meşhur yazarı, MUALLİM dergisi yayımcısı Hasan Ali Efendi ’nin özendirmesi ile Türk folkloru konusunda çalışmaya başladı Öğretmenlik görevini sürdürmeye başladığı sıralarda bu konuda geniş bir zamana ve imkâna da kavuşmuştur (19151923)
Rus istilâsına aleyhinde Başkurdistan ’ın bağımsızlığını gözetmek nedeniyle girişilen mücâdeleye etkili bir biçimde katıldı Bir ara Başkurt Eğitim Bakanlığı Bilim Kurulu üyeliğinde bulundu Başkurt kadınlarının beşik ninnileri, Ruslarla yapılan mücâdeleleri konu edinen destan parçaları gibi folklor malzemelerini toplarken, Zeki Velidî Togan ’ın tavsiyesi üstüne çalışmalarını tüm Türk boylarının folklorunu kapsayacak genişliğe ulaştırdı Türk destanları (özellikle Kırgızlar ’ın Manas Destanı) ve Şaman dini üstüne özgün incelemeler ortaya koydu Petrograd (Leningrad) kitaplıklarında çalışırken öyle fazla bilimsel kitabı Başkurdistan ’a getirmişti Hür savaşı sonunda Türkistan ’daki komitenin yardımı ile Zeki Velidî Togan ile birlikde Asya ’daki Türkler ’in yaşadığı bölgeleri dolaştı İran ve Afganistan ’a, oradan da Hindistan ’a ve Avrupa ’ya geçti (1924)
Paris ve Berlin ’deki bilimsel çalışmalarına, Türkiye ’ye geldikten sonra tezgâhtar olarak girdiği Türkiyat Enstitüsü ’nde devam etti Zeki Velidî Togan ile Yeni Türkistan dergisini (1927) çıkardı
Ahali Bilgisi Haberleri (1928) dergisinin yayımına katıldı Türkiye Ahali Bilgisi derneği ’nin bilimsel komisyonu üyesi iken Erzurum ve Hasankale ’de folklor araştırmaları yaptı Birinci ilmî seyahate ait rapor (1930) bu dönemin ürünüdür “Yeni Türk dergisinde ve “Azerbaycan Yurtbilgisi ile zamanının anında tüm TürkçüMilliyetçi dergilerinde pek çok değerli araştırmaları yayınlanmıştır Çok bereketli bir kalemi ve kafası vardı Şimdiki Türk Dil Kurumu ’nun birincil şekli olan ve derhal tümü de büyük Atatürk ’ün istekleri doğrultusunda kurulan Türk Dili Muayene Cemiyeti, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti ’nde vazifeler aldı Birincisinin ilk umumî kâtibliğini üstlendi Ruşen Eşref ve Maarif Vekili Reşid Galib ’in daveti üstüne Ankara ’ya gitti
Cemiyette ihtisas kâtibi olarak devir aldı İlmî kurul ve kılavuz kolu çalışmaları üyesi iken pek fazla defa Atatürk ile görüşmüş, Atatürk ’ün dil konusunda yaptğı toplantılara ve çalışmalara katılmıştı
Ankara Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi kurulurken (1935), Atatürk kendisinden fakültede doğu Türk lehçelerini incelemesini ve bu konuda ders vermesini istedi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi ’nde 1944 ’e değin profesörlük yapan , Türk lehçelerinin özellikleri ve tasnifi Türkolojinin tarihçesi, Orhon ve Yenisey yazıtları, Kırgızcanın genel özellikleri ve Manas Destanı gibi konularda dersler verdi Bu dersleri de “Türkoloji ders Hülâsaları adlı kitabında toplayarak yayınladı (1936)
Ayrıca Güneş Dil Teorisi üstünde de durmuş, bu teorinin temel özelliklerini ve kurallarını açıklamış, bazı Türkçe ve Islavca kelimeleri bu teoriye tarafından çözümlemişti 1944 yılında unvan ve kadrosu kaldırılan İnan tercüman ve okutman olarak 1955 ’e değin görevde kaldı
sırası gelmişken Türk Dil Kurumu ’nda başuzman olarak da çalışıyordu Şaman dininin genel özelliklerini belgeli olarak ortaya koyuyordu Diyanet İşleri Başkanlığı Danışma Kurulu ’nda çalışırken Kur ’lahzaı Kerim ’in Türkçe çevirileri üstünde önemle duran, hurafelerin kökeni üzerinde bir araştırma da yazar İnan, 1964 ’den sonra Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü ’nde uzman olarak çalışmıştır
Onun 1980 ’lerdeki ölümüne değin Türk kültür tarihinin fazla kayda değer ve bilinmez konularında tekrar tekrar çalıştığına arkasında bıraktığı birbirinden emsalsiz eserleri en dinç tanıklardır Eserlerinin ve makalelerinin sayısı binleri buluyor
MİSYONU
Cumhuriyet ’in kültür temelinde harcı yer alan adam , Cumhuriyetimiz ’in temelleri atılırken kurulan dil ve tarih kurumlarında, üniversitelerimizin kuruluş ve teşkilâtlanmalarında da fazla manâlı roller almıştır Atatürk ’ün bir yüksekokul gibi çalışan Çankaya toplantılarının en aralıksız ilim adamlarından birisi de o idi
bununla birlikte büyük bir istiklâl savaşçısı, devlet adamı ve Türk dili ve kültürü âlimi olan İnan, Türkiye Cumhuriyeti ’nin kuruluş döneminde Atatürk ’ün çevresinde bulunan isimlerdendir , Cumhuriyetimiz ’in temelleri atılırken kurulan dil ve tarih kurumlarında, üniversitelerimizin kuruluş ve teşkilâtlanmalarında da fazla önemli roller almıştır Atatürk ’ün bir yüksekokul gibi çalışan Çankaya toplantılarının en devamlı ilim adamlarından birisi de o idi
ABDÜLKADİR İNAN ’IN TEMEL ESERİ: ‘TARİHDE VE BUGÜN ŞAMANİZM ’
Türk Tarih Kurumu yayınları aralarında birkaç kere basılan bu ünlü eser kendi dönemine kadar konu ile ilgili yayınlar aralarında başköşeyi alır Bu eserin de Atatürk ’ün ilgisi ve teşviki ile uzun çalışmalar sonucunda hazırlandığını söylerdi Türk ve Batı kaynaklarında Şamanizm ile ilgili hemencecik her eser incelenmiş ve bildiği Rusça yanında üç Batı dilindeki literatürü de inceleyerek yazıldığı için bugüne değin bir sanki bile yazılamamıştır
Çünkü rahmetli öğretmen hiç açık nokta bırakmamacasına konuya egemen bir durumda kalmıştır Türkçemizde Şamanizm konusunda Atanaş Manof ’dan M Türker Acaroğlu ’nun yaptığı ve 1930 ’lu yıllarda rahmetli Yaşar Nabi Nayır ’ın birincil Varlık Yayınları aralarında çıkan eserinden başka bir eser bulunmadığı göz önüne alınırsa, ’ın bu eseri hazırlayıp yayınlamasındaki isabet de ortaya çıkar
’ın eseri bize Türkler ’in en eski inançlarında ve ibadetlerinde bile İslâma fazla yakın ve yatkın bulunduklarını göstermektedir
Bugünkü dünyamızda yalnızca Yakutistan ’da Şamanizm yaşamaktadır Şamanizm konusu ve Şamanlık bundan yıllarca önce sadece Ziya Gökalp ’in eserlerinde ve bilhassa kısa bir bölüm halinde yer almıştır
Ayrıca yine ’ın İslâmiyetdeki batıl inançlar konusunda yaptığı bir başka araştırma da Diyanet Yayınları aralarında ufak bir kitap halinde yayınlanmıştı Bu hacmı küçük ve lakin muhtevası büyük eserin de bitmiş yayınlanması bugün için büyük bir gereklilik ve zarurettir Hem tekrar İnan hocanın Türkçe Kur ’lahza tercümeleri konusundaki sistematik, bilimsel eserinin de taşıdığı öneme binaen yeniden basılması lâzımdır
Bu minik eser de Diyanet Yayınları ’ndandır Ilk yayınlanmasının üzerinden otuz yıl değin uzun bir süre diliminin geçmesine rağmen bu eser de bitmiş bir daha yayın sahasına çıkarılmamıştır Bu esere de koskocoman bir gereksinim vardır İki büyük deri halinde yayınlanan araştırmalarına gelince: Bu iki cildin de Türk Tarih Kurumu Yayınları arasındaki baskısı fazla eksik bir miktarda basılmıştır Hem mevcudu da kalmamıştır Gerek bu iki araştırma kitabının ve gerekse Şamanizm ’in yeniden yayınlanması çok iyi olacaktır
Bizden hatırlatması
Orada Mustafa Kemal Paşa var
Ord Prof Dr Hikmet Bayur rahmetliden dinlemiştim: Atatürk ’ün Çankaya ’daki akademik sohbetlerinde bulunulduğu sıralarda, konuşmalar çok uzun sürer ve ara sıra uyuklarmış Bir defasında Cemal Paşa ’dan konuşulurken de böyle olmuş Atatürk ’e hazırlanmış bulunanların işareti ile uyuklayan Abdülkadir Bey gösterilmiş Atatürk, kendisine seslenerek:
“ Abdülkadir Bey, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Diye sorulunca, hazret birdenbire bire kendine kazanç Hiç bir duraksama yapmadan der ancak:
“ Ben onun büyüklüğünü Türkistan ’dan bilirim
Herkes birbirine bakar: Bu adam neler saçmalıyor, diye
Atatürk ise oralı olmadan devam eder:
“ E, Anlat bakalım, nasıl?
Abdülkadir Bey devam eder:
“ Biz istiklâlimizi ilân etmiş, Ruslarla çarpışıp dururken çıktı geldi Vara yoğa işimize karışmaya başladı Biz kendisine çıkıştık:
“ Senin buralarda ne işin var? Biz kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz Sen Anadolu ’ya gitsene? Hem orada biliyorsun bir istiklâl savaşı veriliyor Yunanlılar Kütahya, Afyon ve Bursa ’yı aldılar Eskişehir de düştü Türk ’ün son kalesi Ankara üstüne yürümeye hazırlanıyorlar Ankara da düştü mü, anavatan istiklâlini kaybetti mi Türkistan ’ın, Başkurdistan ’ın istiklâlinin ne kıymeti kalır fakat? Senin yerin orasıdır Türklüğün son mücadelesinin yapıldığı topraklardır!
İşte bize o çıkışmamız üstüne verdiği cevaptan onun büyüklüğünü anlamıştım Bize:
“ Orada Mustafa Kemal Paşa var! dedi
Kuşkusuz, huzurda bulunanlar ’ın bu kere uyumadığını, bütün konuşmaları büyük bir özenle izlediğini anlamakla mahcub olmuşlar ve bu vesileyle gözleri yaşarmıştı
’ın büyük bir Türk milliyetçisi olduğunu kaydetmeye gereksinim görmüyorum Ama bununla birlikte onun büyük bir Türk kültür tarihçisi ve araştırmacısı olduğu noktasında herkes fikir birliği içindedir Araştırdığı ve yayınladığı konuların hemencecik her biri Türk millî kültürünün hiç bilinmez veya çok az bilinen bir konusunu aydınlığa çıkarmıştır Onun “Tarihde ve Bugün şamanizm gibi, “Manas Destanı gibi böylece çok eseri vardır ancak hemencecik her zaman okunan ve aranan eserlerindendir Ayrıca, metinde zikrettiğimiz gibi iki büyük cilt halinde yayınlanan yüzlerce araştırması da onun adının Türk milleti ile beraber yaşayacağının en güzel kanıtıdır *
Abdülkadir İnan hakkında veri
Kültür tarihimize devlet kuruculuğundan ve istiklâl mücâhidliğinden önce dilbilimci, tarihçi ve halkbilimci olarak geçmiştir Başkurdistan ’ın Çıgay köyünde 1889 ’da doğmuş ve 1980 ’lerde Ankara ’da ölmüştür Sağlığında sadece beş eseri yayınlanmıştır Ölümüne yakın günlerde üç bine yakın makalesinden seçmeler yapılarak yayına hazır ve birincil cildi yayınlanmıştır Ölümünden sonraki yıllarda da ikinci cildi yayınlanmıştır Bunlar bin sahifeye yakında olacak olan hacmı yanına muhtevası ile de Türk milletinin başlıca ve esas kaynaklarını araştıran, tetkik eden, yorumlayan yazılmamış ve yazılamayacak dek derin ve tarihî malzemenin yorumları idi
Başkurt Türklerinden olan böylece büyük bir Türk kültür tarihçisi durumundadır Rusya ’nın Çarlık döneminde Troyitsk ’de Resuliye ve Yüksek Hoca Okulu ’nda öğrenim görmüştü (1914) Resuliye Okulu Müdürü Abdurrahman Resuli ve Rusya Türkleri ’nin meşhur yazarı, MUALLİM dergisi yayımcısı Hasan Ali Efendi ’nin özendirmesi ile Türk folkloru konusunda çalışmaya başladı Öğretmenlik görevini sürdürmeye başladığı sıralarda bu konuda geniş bir zamana ve imkâna da kavuşmuştur (19151923)
Rus istilâsına aleyhinde Başkurdistan ’ın bağımsızlığını gözetmek nedeniyle girişilen mücâdeleye etkili bir biçimde katıldı Bir ara Başkurt Eğitim Bakanlığı Bilim Kurulu üyeliğinde bulundu Başkurt kadınlarının beşik ninnileri, Ruslarla yapılan mücâdeleleri konu edinen destan parçaları gibi folklor malzemelerini toplarken, Zeki Velidî Togan ’ın tavsiyesi üstüne çalışmalarını tüm Türk boylarının folklorunu kapsayacak genişliğe ulaştırdı Türk destanları (özellikle Kırgızlar ’ın Manas Destanı) ve Şaman dini üstüne özgün incelemeler ortaya koydu Petrograd (Leningrad) kitaplıklarında çalışırken öyle fazla bilimsel kitabı Başkurdistan ’a getirmişti Hür savaşı sonunda Türkistan ’daki komitenin yardımı ile Zeki Velidî Togan ile birlikde Asya ’daki Türkler ’in yaşadığı bölgeleri dolaştı İran ve Afganistan ’a, oradan da Hindistan ’a ve Avrupa ’ya geçti (1924)
Paris ve Berlin ’deki bilimsel çalışmalarına, Türkiye ’ye geldikten sonra tezgâhtar olarak girdiği Türkiyat Enstitüsü ’nde devam etti Zeki Velidî Togan ile Yeni Türkistan dergisini (1927) çıkardı
Ahali Bilgisi Haberleri (1928) dergisinin yayımına katıldı Türkiye Ahali Bilgisi derneği ’nin bilimsel komisyonu üyesi iken Erzurum ve Hasankale ’de folklor araştırmaları yaptı Birinci ilmî seyahate ait rapor (1930) bu dönemin ürünüdür “Yeni Türk dergisinde ve “Azerbaycan Yurtbilgisi ile zamanının anında tüm TürkçüMilliyetçi dergilerinde pek çok değerli araştırmaları yayınlanmıştır Çok bereketli bir kalemi ve kafası vardı Şimdiki Türk Dil Kurumu ’nun birincil şekli olan ve derhal tümü de büyük Atatürk ’ün istekleri doğrultusunda kurulan Türk Dili Muayene Cemiyeti, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti ’nde vazifeler aldı Birincisinin ilk umumî kâtibliğini üstlendi Ruşen Eşref ve Maarif Vekili Reşid Galib ’in daveti üstüne Ankara ’ya gitti
Cemiyette ihtisas kâtibi olarak devir aldı İlmî kurul ve kılavuz kolu çalışmaları üyesi iken pek fazla defa Atatürk ile görüşmüş, Atatürk ’ün dil konusunda yaptğı toplantılara ve çalışmalara katılmıştı
Ankara Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi kurulurken (1935), Atatürk kendisinden fakültede doğu Türk lehçelerini incelemesini ve bu konuda ders vermesini istedi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi ’nde 1944 ’e değin profesörlük yapan , Türk lehçelerinin özellikleri ve tasnifi Türkolojinin tarihçesi, Orhon ve Yenisey yazıtları, Kırgızcanın genel özellikleri ve Manas Destanı gibi konularda dersler verdi Bu dersleri de “Türkoloji ders Hülâsaları adlı kitabında toplayarak yayınladı (1936)
Ayrıca Güneş Dil Teorisi üstünde de durmuş, bu teorinin temel özelliklerini ve kurallarını açıklamış, bazı Türkçe ve Islavca kelimeleri bu teoriye tarafından çözümlemişti 1944 yılında unvan ve kadrosu kaldırılan İnan tercüman ve okutman olarak 1955 ’e değin görevde kaldı
sırası gelmişken Türk Dil Kurumu ’nda başuzman olarak da çalışıyordu Şaman dininin genel özelliklerini belgeli olarak ortaya koyuyordu Diyanet İşleri Başkanlığı Danışma Kurulu ’nda çalışırken Kur ’lahzaı Kerim ’in Türkçe çevirileri üstünde önemle duran, hurafelerin kökeni üzerinde bir araştırma da yazar İnan, 1964 ’den sonra Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü ’nde uzman olarak çalışmıştır
Onun 1980 ’lerdeki ölümüne değin Türk kültür tarihinin fazla kayda değer ve bilinmez konularında tekrar tekrar çalıştığına arkasında bıraktığı birbirinden emsalsiz eserleri en dinç tanıklardır Eserlerinin ve makalelerinin sayısı binleri buluyor
MİSYONU
Cumhuriyet ’in kültür temelinde harcı yer alan adam , Cumhuriyetimiz ’in temelleri atılırken kurulan dil ve tarih kurumlarında, üniversitelerimizin kuruluş ve teşkilâtlanmalarında da fazla manâlı roller almıştır Atatürk ’ün bir yüksekokul gibi çalışan Çankaya toplantılarının en aralıksız ilim adamlarından birisi de o idi
bununla birlikte büyük bir istiklâl savaşçısı, devlet adamı ve Türk dili ve kültürü âlimi olan İnan, Türkiye Cumhuriyeti ’nin kuruluş döneminde Atatürk ’ün çevresinde bulunan isimlerdendir , Cumhuriyetimiz ’in temelleri atılırken kurulan dil ve tarih kurumlarında, üniversitelerimizin kuruluş ve teşkilâtlanmalarında da fazla önemli roller almıştır Atatürk ’ün bir yüksekokul gibi çalışan Çankaya toplantılarının en devamlı ilim adamlarından birisi de o idi
ABDÜLKADİR İNAN ’IN TEMEL ESERİ: ‘TARİHDE VE BUGÜN ŞAMANİZM ’
Türk Tarih Kurumu yayınları aralarında birkaç kere basılan bu ünlü eser kendi dönemine kadar konu ile ilgili yayınlar aralarında başköşeyi alır Bu eserin de Atatürk ’ün ilgisi ve teşviki ile uzun çalışmalar sonucunda hazırlandığını söylerdi Türk ve Batı kaynaklarında Şamanizm ile ilgili hemencecik her eser incelenmiş ve bildiği Rusça yanında üç Batı dilindeki literatürü de inceleyerek yazıldığı için bugüne değin bir sanki bile yazılamamıştır
Çünkü rahmetli öğretmen hiç açık nokta bırakmamacasına konuya egemen bir durumda kalmıştır Türkçemizde Şamanizm konusunda Atanaş Manof ’dan M Türker Acaroğlu ’nun yaptığı ve 1930 ’lu yıllarda rahmetli Yaşar Nabi Nayır ’ın birincil Varlık Yayınları aralarında çıkan eserinden başka bir eser bulunmadığı göz önüne alınırsa, ’ın bu eseri hazırlayıp yayınlamasındaki isabet de ortaya çıkar
’ın eseri bize Türkler ’in en eski inançlarında ve ibadetlerinde bile İslâma fazla yakın ve yatkın bulunduklarını göstermektedir
Bugünkü dünyamızda yalnızca Yakutistan ’da Şamanizm yaşamaktadır Şamanizm konusu ve Şamanlık bundan yıllarca önce sadece Ziya Gökalp ’in eserlerinde ve bilhassa kısa bir bölüm halinde yer almıştır
Ayrıca yine ’ın İslâmiyetdeki batıl inançlar konusunda yaptığı bir başka araştırma da Diyanet Yayınları aralarında ufak bir kitap halinde yayınlanmıştı Bu hacmı küçük ve lakin muhtevası büyük eserin de bitmiş yayınlanması bugün için büyük bir gereklilik ve zarurettir Hem tekrar İnan hocanın Türkçe Kur ’lahza tercümeleri konusundaki sistematik, bilimsel eserinin de taşıdığı öneme binaen yeniden basılması lâzımdır
Bu minik eser de Diyanet Yayınları ’ndandır Ilk yayınlanmasının üzerinden otuz yıl değin uzun bir süre diliminin geçmesine rağmen bu eser de bitmiş bir daha yayın sahasına çıkarılmamıştır Bu esere de koskocoman bir gereksinim vardır İki büyük deri halinde yayınlanan araştırmalarına gelince: Bu iki cildin de Türk Tarih Kurumu Yayınları arasındaki baskısı fazla eksik bir miktarda basılmıştır Hem mevcudu da kalmamıştır Gerek bu iki araştırma kitabının ve gerekse Şamanizm ’in yeniden yayınlanması çok iyi olacaktır
Bizden hatırlatması
Orada Mustafa Kemal Paşa var
Ord Prof Dr Hikmet Bayur rahmetliden dinlemiştim: Atatürk ’ün Çankaya ’daki akademik sohbetlerinde bulunulduğu sıralarda, konuşmalar çok uzun sürer ve ara sıra uyuklarmış Bir defasında Cemal Paşa ’dan konuşulurken de böyle olmuş Atatürk ’e hazırlanmış bulunanların işareti ile uyuklayan Abdülkadir Bey gösterilmiş Atatürk, kendisine seslenerek:
“ Abdülkadir Bey, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Diye sorulunca, hazret birdenbire bire kendine kazanç Hiç bir duraksama yapmadan der ancak:
“ Ben onun büyüklüğünü Türkistan ’dan bilirim
Herkes birbirine bakar: Bu adam neler saçmalıyor, diye
Atatürk ise oralı olmadan devam eder:
“ E, Anlat bakalım, nasıl?
Abdülkadir Bey devam eder:
“ Biz istiklâlimizi ilân etmiş, Ruslarla çarpışıp dururken çıktı geldi Vara yoğa işimize karışmaya başladı Biz kendisine çıkıştık:
“ Senin buralarda ne işin var? Biz kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz Sen Anadolu ’ya gitsene? Hem orada biliyorsun bir istiklâl savaşı veriliyor Yunanlılar Kütahya, Afyon ve Bursa ’yı aldılar Eskişehir de düştü Türk ’ün son kalesi Ankara üstüne yürümeye hazırlanıyorlar Ankara da düştü mü, anavatan istiklâlini kaybetti mi Türkistan ’ın, Başkurdistan ’ın istiklâlinin ne kıymeti kalır fakat? Senin yerin orasıdır Türklüğün son mücadelesinin yapıldığı topraklardır!
İşte bize o çıkışmamız üstüne verdiği cevaptan onun büyüklüğünü anlamıştım Bize:
“ Orada Mustafa Kemal Paşa var! dedi
Kuşkusuz, huzurda bulunanlar ’ın bu kere uyumadığını, bütün konuşmaları büyük bir özenle izlediğini anlamakla mahcub olmuşlar ve bu vesileyle gözleri yaşarmıştı
’ın büyük bir Türk milliyetçisi olduğunu kaydetmeye gereksinim görmüyorum Ama bununla birlikte onun büyük bir Türk kültür tarihçisi ve araştırmacısı olduğu noktasında herkes fikir birliği içindedir Araştırdığı ve yayınladığı konuların hemencecik her biri Türk millî kültürünün hiç bilinmez veya çok az bilinen bir konusunu aydınlığa çıkarmıştır Onun “Tarihde ve Bugün şamanizm gibi, “Manas Destanı gibi böylece çok eseri vardır ancak hemencecik her zaman okunan ve aranan eserlerindendir Ayrıca, metinde zikrettiğimiz gibi iki büyük cilt halinde yayınlanan yüzlerce araştırması da onun adının Türk milleti ile beraber yaşayacağının en güzel kanıtıdır *