nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
ABDULLAH BİN HUBEYK
Evliyânın büyüklerinden İsmi Abdullah bin Hubeyk bin Sâbık, künyesi Ebû Muhammed, nisbesi elKûfî, elAntâkî'dir Kûfe'de doğdu Antakya'da yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir
Abdullah bin Hubeyk büyük âlim Yûsuf Esbât'ın derslerinde yetişti İlim ve feyz aldı Tasavvufta evliyânın büyüklerinden Süfyânı Sevrî hazretlerinin yolunu tâkib etti Zühd ve takvâda üstün bir dereceye yükseldi Bu ümmet içinde Yahyâ aleyhisselâmın zühdüne sâhib zâtdiye meşhûr oldu
Abdullah bin Hubeyk hazretleri amel ve ibâdete büyük tartı verir ibâdetlerdeki ihlâs üzerinde dururdu Edeb, havf ve recâ, ümidle özlem, haramlardan sakınma, nefse düşmanlık, yürek temizliği; üstünde durduğu öteki manâlı hususlardır
Horasan'dan Feth bin Şehraf isminde bir sevdiği geldi ve kendisinden nasîhat ricâ etti Buyurdu oysa:
Ey Horasanlı! Dilinle yalancılık, gözünle harama bakma Kalbinle müslüman kardeşine hased etme Kin tutma ve iyi şeyler arzu et Eğer böyle yapmazsan, sonunda bedbaht olursun
Allahü teâlânın sonsuz ihsânına rağmen günah işlemekte ısrar edenleri; Sana iyilik edene bile musibet ediyorsun Musibet edene nasıl iyilik edebilirsindiyerek, gafletten uyandırırdı
Kendisine; Ne kadar ilim tahsil etmeliyiz?diye soruldu Yanıt olarak; İyi ile kötüyü birbirinden ayıracak değin olsun öğreninizbuyurdu
Abdullah bin Hubeyk hazretleri tama', aç gözlülük etmekten, insanları sakındırır ve; Tamahkâr, aç gözlü insan tama' zincirine bağlanmış ölüye aynı Kalbteki tama' kalbi mühürler, mühürlü kalb ise ölüdür Mü'min tamahkâr olmaz Nefsin şehvet ve arzularına uymazbuyururdu
Ümid ve dehşet hakkında ise şöyle buyurdu: Korkunun en faydalısı günah işlemene engel olan, elden kaçırdığın fırsatlar için uzun uzun üzülmene sebeb olan ve geriye kalan ömür içinde seni aralıksız olarak düşündüren korkudur Ümidin en faydalısı ise amel etmeni kolaylaştırandır
Ümid üçe ayrılır: 1) İyi amel yapıp kabul edilmesini umanın ümidi 2) Fena iş yapıp ve pişmanlık ederek affedilmesini umanın ümidi 3) Sürekli günah işleyip de kendisini Allahü teâlânın affedeceğini umanın ümidi Bu ümid makbûl değildir
Amel ihlâs ve sıdk hakkında buyurdu ancak:
Amelde ihlâs amelden daha zordur Kul kendisiyle Allahü teâlâ arasındaki hususlarda tam olarak sıdk, doğruluk üzere bulununca Allahü teâlâ onu gayb hazînelerine vâkıf kılar
Allahü teâlâ kalbleri kendini kutlamak için yarattığı hâlde, ahali onları şehvet, özlem ve arzû ile doldurmuştur Kalplerden şehvetin izini silecek şey yalnız Allahü teâlânın nefret ve sevgisidir
Abdullah bin Hubeyk hazretleri işlediği amele güvenenleri; İşlediğin fazîletli amele güvenerek azâb olunmaktan korkmazsan helâk olursundiye îkâz edip uyarırdı
Kur'ânı kerîmi ezberlemiş olanların isyân ve günâha düşmesine şaşar ve şöyle derdi:
Ehli Kur'ân bir günâh işleyeceği zaman göğsündeki Kur'ânı kerîm lisânı hâl ile ona şöyle seslenir: Allahü teâlâya yemîn olsun ama sen beni bu iş için ezberlemedin!O günahkâr birey eğer bu sesi duyabilecek olsa Allahü teâlâdan hayâ ederek düşer can verirdi
Abdullah bin Hubeyk hazretleri en büyük ilâhî cezânın duâ ve ibâdetin lezzetinin kalbten alınması olduğuna inanırdı Anlamsız şeylerle uğraşmanın, lüzumsuz şeylere kulak vermenin kalpteki ibâdet ve tâattan zevk alma duygusunu söndürdüğüne inanır, kendisini sevenleri gönül uyanıklığına özendirme ederdi
Buyurdular ki:
Kim, Allahü teâlânın rızâsı için nefsini ayıplarsa, Allahü teâlâ onu gazâbından korur
Fena ve hatalı sözleri fazla dinlemek, tâatın, ibâdetin tadını kalbden siler
Yarın sana zarar verecek şeyler için üzüntü ve gam içinde bulun Âhiret saâdetini harâb eden şeyler için üzül Yarın sana menfaat vermeyecek şey için sevinme!
En yardımsever korku, insanı, günahlardan ve kötülüklerden alıkoyanıdır İnsana, gereksizce geçen ömrü için üzülmek yaraşır Kalan ömrünü de iyi kıymetlendirmesi lâzımdır
Kalbime yerinde gelmeyen, içime huzur vermeyen bir şeyi terk ederim
Biri nasîhat istediğinde söylenti ettiği hadisi şeriflerle cevab verirdi
Kişinin mâlâyânîyi (abes ve yararsız şeyleri) terk etmesi, onun müslümanlığının güzelliğindendir
Tekrar buyurdu oysa:
Ebû Hüreyre radıyallahü anh rivâyet etti Birisi Resûlullah efendimize sallallahü aleyhi ve sellem gelerek: Yâ Resûlallah! Dünyâlık elde etmek gâyesi ile gazâya giden kimse için ne buyurursunuz?diye sordu Resûlullah efendimiz; Onun için ecir (sevap) yokturbuyurdular Ebû Hüreyre bu durumu Eshâbı kirâm aralarında anlatınca onlar; Belki sen bunu Resûlullah efendimizden iyi anlamadındediler Bunun üzerine Ebû Hüreyre hazretleri bitmiş Resûlullah efendimizin yanında döndü ve bu husûsu sordu Resûlullah efendimiz üç kerre; Onun için ecir yokturbuyurdular
Enes bin Mâlik'den rivâyet etti Birisi Resûlullah efendimize geldi; Yâ Resûlallah! Kıyâmet ne zaman?diye sordu Resûlullah efendimiz; Kıyâmet koptu (farz et) Onun için ne hazırladın?diye sordu O zât; Pozitif bir şey hazırlamadım Ama ben, Allah ve Resûlünü seviyorumdedi Bunun üstüne Peygamber efendimiz; Senin için tahmîn ettiğin vardır Sen sevdiğin ile berâbersinbuyurdu
İYİ İNSAN KİMDİR?
Abdullah bin Hubeyk'e; İyi insanları nasıl ayırd edebiliriz?dediler Cevâben buyurdu ama:
İyi insanların güzel âdetlerinden birisi, Allahü teâlâyı gece gündüz anmalarıdır O'nu anma zikir kalb ve dille olur Ama kalbin zikri daha üstündürSonra;
Kalblerinizi, Allahü teâlâyı anmakla diriltiniz Onun korkusuyla doldurunuz O'nun sevgisiyle nurlandırınız O'na kavuşma arzusuyla sevinçlendiriniz ve biliniz fakat; O'na olan sevginiz derecesinde yükselir, niyetlerinizin doğruluğu ile, nefsinizi kahreder, şehvetlerinizi yenip amellerinizi pak kılabilirsinizbuyurdu
Özellikle helâl lokma yemeğe çok uyarı ederdi Buyurdu ki:
Beş şey vardır, kalp katılaştığı zaman onun ilacı olur: Birincisi, sâlih kimselerle karşılaşmak ve onların meclisinde bulunmak İkincisi, Kur'ânı kerîmin mânâsını düşünerek okumak Üçüncüsü, karnını doyurmayıp, helâldan az bir şey yemekle yetinmek Zîrâ helâl yemek kalbi aydınlatır Dördüncüsü, Allahü teâlânın kâfir ve günahkâr için hazırladığı acı azâbı ve tehdidini düşünmek Beşincisi, kendisini Allahü teâlâya kulluk vazifesini yapmakta âciz ve eksik görmek, bununla berâber Allahü teâlânın lütuf ve ihsânını düşünmektir Bu tefekkür olup, bundan hayâ meydana gelir Tefekkürden bir kısmı da şunlardır: Allahü teâlânın seni, her şeyinle, içini dışını bildiğini her lahza O'nun seni gördüğünü düşünmek, dünyâ hayâtını, dünyâ hayâtının meşgûliyetlerinin çokluğunu, dünyâ hayâtının çok tez geçtiğini, âhiretin ve nîmetlerin devamlı olduğunu akıldan çıkarmamak, işte tefekkür dünyâya düşkün olmayıp, âhirete rağbet etmek gibi meyveler verir Ölümün geleceğini, fırsatı kaçırdıktan daha sonra vicdan azabı olacağını dikkate almak Böyle tefekkürün meyvesi; uzun emel sâhibi olmamak, amellerini düzeltmek, âhirete hazırlık yapmaktır*
Evliyânın büyüklerinden İsmi Abdullah bin Hubeyk bin Sâbık, künyesi Ebû Muhammed, nisbesi elKûfî, elAntâkî'dir Kûfe'de doğdu Antakya'da yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir
Abdullah bin Hubeyk büyük âlim Yûsuf Esbât'ın derslerinde yetişti İlim ve feyz aldı Tasavvufta evliyânın büyüklerinden Süfyânı Sevrî hazretlerinin yolunu tâkib etti Zühd ve takvâda üstün bir dereceye yükseldi Bu ümmet içinde Yahyâ aleyhisselâmın zühdüne sâhib zâtdiye meşhûr oldu
Abdullah bin Hubeyk hazretleri amel ve ibâdete büyük tartı verir ibâdetlerdeki ihlâs üzerinde dururdu Edeb, havf ve recâ, ümidle özlem, haramlardan sakınma, nefse düşmanlık, yürek temizliği; üstünde durduğu öteki manâlı hususlardır
Horasan'dan Feth bin Şehraf isminde bir sevdiği geldi ve kendisinden nasîhat ricâ etti Buyurdu oysa:
Ey Horasanlı! Dilinle yalancılık, gözünle harama bakma Kalbinle müslüman kardeşine hased etme Kin tutma ve iyi şeyler arzu et Eğer böyle yapmazsan, sonunda bedbaht olursun
Allahü teâlânın sonsuz ihsânına rağmen günah işlemekte ısrar edenleri; Sana iyilik edene bile musibet ediyorsun Musibet edene nasıl iyilik edebilirsindiyerek, gafletten uyandırırdı
Kendisine; Ne kadar ilim tahsil etmeliyiz?diye soruldu Yanıt olarak; İyi ile kötüyü birbirinden ayıracak değin olsun öğreninizbuyurdu
Abdullah bin Hubeyk hazretleri tama', aç gözlülük etmekten, insanları sakındırır ve; Tamahkâr, aç gözlü insan tama' zincirine bağlanmış ölüye aynı Kalbteki tama' kalbi mühürler, mühürlü kalb ise ölüdür Mü'min tamahkâr olmaz Nefsin şehvet ve arzularına uymazbuyururdu
Ümid ve dehşet hakkında ise şöyle buyurdu: Korkunun en faydalısı günah işlemene engel olan, elden kaçırdığın fırsatlar için uzun uzun üzülmene sebeb olan ve geriye kalan ömür içinde seni aralıksız olarak düşündüren korkudur Ümidin en faydalısı ise amel etmeni kolaylaştırandır
Ümid üçe ayrılır: 1) İyi amel yapıp kabul edilmesini umanın ümidi 2) Fena iş yapıp ve pişmanlık ederek affedilmesini umanın ümidi 3) Sürekli günah işleyip de kendisini Allahü teâlânın affedeceğini umanın ümidi Bu ümid makbûl değildir
Amel ihlâs ve sıdk hakkında buyurdu ancak:
Amelde ihlâs amelden daha zordur Kul kendisiyle Allahü teâlâ arasındaki hususlarda tam olarak sıdk, doğruluk üzere bulununca Allahü teâlâ onu gayb hazînelerine vâkıf kılar
Allahü teâlâ kalbleri kendini kutlamak için yarattığı hâlde, ahali onları şehvet, özlem ve arzû ile doldurmuştur Kalplerden şehvetin izini silecek şey yalnız Allahü teâlânın nefret ve sevgisidir
Abdullah bin Hubeyk hazretleri işlediği amele güvenenleri; İşlediğin fazîletli amele güvenerek azâb olunmaktan korkmazsan helâk olursundiye îkâz edip uyarırdı
Kur'ânı kerîmi ezberlemiş olanların isyân ve günâha düşmesine şaşar ve şöyle derdi:
Ehli Kur'ân bir günâh işleyeceği zaman göğsündeki Kur'ânı kerîm lisânı hâl ile ona şöyle seslenir: Allahü teâlâya yemîn olsun ama sen beni bu iş için ezberlemedin!O günahkâr birey eğer bu sesi duyabilecek olsa Allahü teâlâdan hayâ ederek düşer can verirdi
Abdullah bin Hubeyk hazretleri en büyük ilâhî cezânın duâ ve ibâdetin lezzetinin kalbten alınması olduğuna inanırdı Anlamsız şeylerle uğraşmanın, lüzumsuz şeylere kulak vermenin kalpteki ibâdet ve tâattan zevk alma duygusunu söndürdüğüne inanır, kendisini sevenleri gönül uyanıklığına özendirme ederdi
Buyurdular ki:
Kim, Allahü teâlânın rızâsı için nefsini ayıplarsa, Allahü teâlâ onu gazâbından korur
Fena ve hatalı sözleri fazla dinlemek, tâatın, ibâdetin tadını kalbden siler
Yarın sana zarar verecek şeyler için üzüntü ve gam içinde bulun Âhiret saâdetini harâb eden şeyler için üzül Yarın sana menfaat vermeyecek şey için sevinme!
En yardımsever korku, insanı, günahlardan ve kötülüklerden alıkoyanıdır İnsana, gereksizce geçen ömrü için üzülmek yaraşır Kalan ömrünü de iyi kıymetlendirmesi lâzımdır
Kalbime yerinde gelmeyen, içime huzur vermeyen bir şeyi terk ederim
Biri nasîhat istediğinde söylenti ettiği hadisi şeriflerle cevab verirdi
Kişinin mâlâyânîyi (abes ve yararsız şeyleri) terk etmesi, onun müslümanlığının güzelliğindendir
Tekrar buyurdu oysa:
Ebû Hüreyre radıyallahü anh rivâyet etti Birisi Resûlullah efendimize sallallahü aleyhi ve sellem gelerek: Yâ Resûlallah! Dünyâlık elde etmek gâyesi ile gazâya giden kimse için ne buyurursunuz?diye sordu Resûlullah efendimiz; Onun için ecir (sevap) yokturbuyurdular Ebû Hüreyre bu durumu Eshâbı kirâm aralarında anlatınca onlar; Belki sen bunu Resûlullah efendimizden iyi anlamadındediler Bunun üzerine Ebû Hüreyre hazretleri bitmiş Resûlullah efendimizin yanında döndü ve bu husûsu sordu Resûlullah efendimiz üç kerre; Onun için ecir yokturbuyurdular
Enes bin Mâlik'den rivâyet etti Birisi Resûlullah efendimize geldi; Yâ Resûlallah! Kıyâmet ne zaman?diye sordu Resûlullah efendimiz; Kıyâmet koptu (farz et) Onun için ne hazırladın?diye sordu O zât; Pozitif bir şey hazırlamadım Ama ben, Allah ve Resûlünü seviyorumdedi Bunun üstüne Peygamber efendimiz; Senin için tahmîn ettiğin vardır Sen sevdiğin ile berâbersinbuyurdu
İYİ İNSAN KİMDİR?
Abdullah bin Hubeyk'e; İyi insanları nasıl ayırd edebiliriz?dediler Cevâben buyurdu ama:
İyi insanların güzel âdetlerinden birisi, Allahü teâlâyı gece gündüz anmalarıdır O'nu anma zikir kalb ve dille olur Ama kalbin zikri daha üstündürSonra;
Kalblerinizi, Allahü teâlâyı anmakla diriltiniz Onun korkusuyla doldurunuz O'nun sevgisiyle nurlandırınız O'na kavuşma arzusuyla sevinçlendiriniz ve biliniz fakat; O'na olan sevginiz derecesinde yükselir, niyetlerinizin doğruluğu ile, nefsinizi kahreder, şehvetlerinizi yenip amellerinizi pak kılabilirsinizbuyurdu
Özellikle helâl lokma yemeğe çok uyarı ederdi Buyurdu ki:
Beş şey vardır, kalp katılaştığı zaman onun ilacı olur: Birincisi, sâlih kimselerle karşılaşmak ve onların meclisinde bulunmak İkincisi, Kur'ânı kerîmin mânâsını düşünerek okumak Üçüncüsü, karnını doyurmayıp, helâldan az bir şey yemekle yetinmek Zîrâ helâl yemek kalbi aydınlatır Dördüncüsü, Allahü teâlânın kâfir ve günahkâr için hazırladığı acı azâbı ve tehdidini düşünmek Beşincisi, kendisini Allahü teâlâya kulluk vazifesini yapmakta âciz ve eksik görmek, bununla berâber Allahü teâlânın lütuf ve ihsânını düşünmektir Bu tefekkür olup, bundan hayâ meydana gelir Tefekkürden bir kısmı da şunlardır: Allahü teâlânın seni, her şeyinle, içini dışını bildiğini her lahza O'nun seni gördüğünü düşünmek, dünyâ hayâtını, dünyâ hayâtının meşgûliyetlerinin çokluğunu, dünyâ hayâtının çok tez geçtiğini, âhiretin ve nîmetlerin devamlı olduğunu akıldan çıkarmamak, işte tefekkür dünyâya düşkün olmayıp, âhirete rağbet etmek gibi meyveler verir Ölümün geleceğini, fırsatı kaçırdıktan daha sonra vicdan azabı olacağını dikkate almak Böyle tefekkürün meyvesi; uzun emel sâhibi olmamak, amellerini düzeltmek, âhirete hazırlık yapmaktır*