iltasyazilim
FD Üye
Abdullah Bin Muhammed Razi Biyografisi
Abdullah Bin Muhammed Razi Nişaburda yetişen büyük velîlerden İsmi Abdullah bin Muhammed erRazı künyesi Ebû Muhammed'dir Şa'ranive Haddâd diye de tanınır Aslen Reyli olup, Nişâbur'da doğup büyüdü Doğum târihi bilinmemektedir 964 senesi Nişabur'da vefât etti
Abdullah Bin Muhammed Razi Evliyânın büyüklerinden Ebû Osman Hîrî'nin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi Ebû Osman hazretleri Ebû Muhammed Râzî'nin yetişmesinde husûsî ihtimâm gösterirdi
Abdullah Bin Muhammed Razi Ebû Muhammed Râzî; Cüneydi Bağdâdî, Muhammed bin Fadl, Ruveym, Semnûn, Yûsuf bin Hüseyin, Ebû AliCürcânî, Muhammed bin Hamid ve diğer büyük zâtlarla görüşüp sohbet etti Fıkıh, hadîs ve öteki ilimlerde âlim idi Fazla hadîsi şerîf yazdı ve rivâyet etti Sika, güvenilir bir râvi idi Özellikle tasavvuf yolunun inceliklerini iyi bilirdi Haram ve şüphelilerden sakınmakta, hatta güvenilmez almak korkusu ile mübahların çoğunu terketmekte, nefse şiddet gelen şeyleri yapmakta çok itinalı idi
Talebeliğinde Muhammed Razı hocası Osman Hîrî'nin, Muhammed bin Fadl Belhî'yi medhettiğini işitmişti Onu görme arzusuna düştü Ziyâretine gitti Lakin zannettiği gibi bulmadı Hocasına döndü Hocası ona; O zâtı nasıl buldun?deyince, o; Zannettiğim gibi yok diye cevap verdi
Abdullah Bin Muhammed Razi Ebû Osman hazretleri ona; Evlâdım! Sen onu küçümsedin Bir kimse bir kimseyi küçümserse ondan istifâde edemez Derhal hürmetle ona dön!buyurdu Abdullah Râzî hatâsını anlayıp geri döndü Ondan çok istifâdesi oldu
Hikmetli sözleri pekçoktur
Kendisine; Dünyâ sevgisi nedir?denildi O; Dünyâ, Allahü teâlâ ile senin aranda perde olan her şeydirbuyurdu
Yine, şikâyet ve gönül darlığından suâl edildi Buna da; Şikâyet ve gönül darlığı, mârifet azlığından Allahü teâlâyı tanımamaktan ileri kazançbuyurdu
Sohbetlerinde; Bir kimse, İslâmiyetin emirlerine uyup uymadığını anlayışlı olmak istiyorsa, bu dikte ve yasakları nefsine uygulama etsin Eğer emirleri yapmakta ve yasaklardan sakınmakta bir gönülsüzlük, gevşeklik yahut, bilsin ancak İslâmiyete uymaktadır
Ahlâk, Allahü teâlânın sana ihsân ettiklerini büyük, senin O'nun rızâsı için yaptıklarını minik görmendir
Allahü teâlâya yakın olma makâmına kavuşmak isteyen, nefsin arzuları ile kendisi aralarında, demir gibi kavî bir duvar bulundursun
Sabrın alâmeti, şikâyeti terk edip, musîbeti ve sıkıntıları gizlemektir Sürekli ilimle meşgûl almak, insanın ayıplarını anlamasına sebeb olur İlim öğrenmek, ilmi ile amel etmek, amelini akıcı yapamadığını düşünüp korkmak, Allahü teâlâyı tanımanın alâmetlerindendir Susmayı ganîmet saymayan kimse, ne kadar konuşursa konuşsun boşunadırbuyurdu
Hocası, Osman Hîrî hazretlerini çok sever ve; Böylece çok evliyâ ile görüşüp sohbet ettim Lâkin Allahü teâlâyı tanımak husûsunda hocamdan daha fazla mârifet sâhibi birini görmedimderdi
Ebû Nasr Harrânî anlatır: Ebû Muhammed Râzî'ye bana bir duâ öğretmesini ricâ ettim Bana şöyle duâ etmemi söyledi: Yâ Rabbî! Bize, seni hakkıyla tanımayı, sana hakkıyla ibâdet edebilmeyi ihsân et Bizi sana yaklaştıracak şeyleri nasîb eyle Bizlere hâlis tevekkül, hüsni zan, dünyâ ve âhirette âfiyet ve iyilikler ihsân buyur*
Abdullah Bin Muhammed Razi Nişaburda yetişen büyük velîlerden İsmi Abdullah bin Muhammed erRazı künyesi Ebû Muhammed'dir Şa'ranive Haddâd diye de tanınır Aslen Reyli olup, Nişâbur'da doğup büyüdü Doğum târihi bilinmemektedir 964 senesi Nişabur'da vefât etti
Abdullah Bin Muhammed Razi Evliyânın büyüklerinden Ebû Osman Hîrî'nin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi Ebû Osman hazretleri Ebû Muhammed Râzî'nin yetişmesinde husûsî ihtimâm gösterirdi
Abdullah Bin Muhammed Razi Ebû Muhammed Râzî; Cüneydi Bağdâdî, Muhammed bin Fadl, Ruveym, Semnûn, Yûsuf bin Hüseyin, Ebû AliCürcânî, Muhammed bin Hamid ve diğer büyük zâtlarla görüşüp sohbet etti Fıkıh, hadîs ve öteki ilimlerde âlim idi Fazla hadîsi şerîf yazdı ve rivâyet etti Sika, güvenilir bir râvi idi Özellikle tasavvuf yolunun inceliklerini iyi bilirdi Haram ve şüphelilerden sakınmakta, hatta güvenilmez almak korkusu ile mübahların çoğunu terketmekte, nefse şiddet gelen şeyleri yapmakta çok itinalı idi
Talebeliğinde Muhammed Razı hocası Osman Hîrî'nin, Muhammed bin Fadl Belhî'yi medhettiğini işitmişti Onu görme arzusuna düştü Ziyâretine gitti Lakin zannettiği gibi bulmadı Hocasına döndü Hocası ona; O zâtı nasıl buldun?deyince, o; Zannettiğim gibi yok diye cevap verdi
Abdullah Bin Muhammed Razi Ebû Osman hazretleri ona; Evlâdım! Sen onu küçümsedin Bir kimse bir kimseyi küçümserse ondan istifâde edemez Derhal hürmetle ona dön!buyurdu Abdullah Râzî hatâsını anlayıp geri döndü Ondan çok istifâdesi oldu
Hikmetli sözleri pekçoktur
Kendisine; Dünyâ sevgisi nedir?denildi O; Dünyâ, Allahü teâlâ ile senin aranda perde olan her şeydirbuyurdu
Yine, şikâyet ve gönül darlığından suâl edildi Buna da; Şikâyet ve gönül darlığı, mârifet azlığından Allahü teâlâyı tanımamaktan ileri kazançbuyurdu
Sohbetlerinde; Bir kimse, İslâmiyetin emirlerine uyup uymadığını anlayışlı olmak istiyorsa, bu dikte ve yasakları nefsine uygulama etsin Eğer emirleri yapmakta ve yasaklardan sakınmakta bir gönülsüzlük, gevşeklik yahut, bilsin ancak İslâmiyete uymaktadır
Ahlâk, Allahü teâlânın sana ihsân ettiklerini büyük, senin O'nun rızâsı için yaptıklarını minik görmendir
Allahü teâlâya yakın olma makâmına kavuşmak isteyen, nefsin arzuları ile kendisi aralarında, demir gibi kavî bir duvar bulundursun
Sabrın alâmeti, şikâyeti terk edip, musîbeti ve sıkıntıları gizlemektir Sürekli ilimle meşgûl almak, insanın ayıplarını anlamasına sebeb olur İlim öğrenmek, ilmi ile amel etmek, amelini akıcı yapamadığını düşünüp korkmak, Allahü teâlâyı tanımanın alâmetlerindendir Susmayı ganîmet saymayan kimse, ne kadar konuşursa konuşsun boşunadırbuyurdu
Hocası, Osman Hîrî hazretlerini çok sever ve; Böylece çok evliyâ ile görüşüp sohbet ettim Lâkin Allahü teâlâyı tanımak husûsunda hocamdan daha fazla mârifet sâhibi birini görmedimderdi
Ebû Nasr Harrânî anlatır: Ebû Muhammed Râzî'ye bana bir duâ öğretmesini ricâ ettim Bana şöyle duâ etmemi söyledi: Yâ Rabbî! Bize, seni hakkıyla tanımayı, sana hakkıyla ibâdet edebilmeyi ihsân et Bizi sana yaklaştıracak şeyleri nasîb eyle Bizlere hâlis tevekkül, hüsni zan, dünyâ ve âhirette âfiyet ve iyilikler ihsân buyur*