iltasyazilim
FD Üye
Abdullah Bin Revaha hayatı,
Abdullah Bin Revaha biyografisi
Abdullah Bin Revaha Kimdir, Hayatı
Fahri kâinat ’in İslâmı tebliğ ettiği yıllarda yörenin tüm gençleri şiir yazan Fakat Abdullah fazla farklıdır, Hicaz gibi şair kaynayan bir diyarda öne çıkar, unutulmaz beytlere imza atar Her edip gibi o da söylenmeyen sözleri söylemeye, yazılmayan mısraları yazmaya bakar, taaa ama Ta fakat Kur ’lahzaı kerimle tanışıncaya değin
Hani altının kıymetini sarraf bilir derler ya, ayeti kerimeleri görünce şairliğinden utanır, karalamalarını yırtar atar Hemen yapılacak tek şey vardır, Allah ’ın Resulünü bulmak ve ona teslim almak
Abdullah bin Revâha ve arkadaşları “İkinci Akabe Biatında Serveri Cihan ile randevulaşma şerefine nail olurlar
Efendimiz onları nezaketle İslâm ’a ziyafet eder ve “Allahü teâlâ ’dan başka ilâh olmadığına ve benim Allah ’ın Resûlü olduğuma şehadet etmeli, namazınızı kılacağınıza, zekat ve sadaka vereceğinize, neşelendirici ve neşesiz zamanlarınızda sözlerimi dinleyeceğinize, emirlerime boyun eğeceğinize, darlıkta ve varlıkta muhtaçlara yardımcı olacağınıza, kimsenin kınamasından korkmaksızın Allah için hakkı söyleyeceğinize, iyiliği emredip kötülüklerden sakındıracağınıza laf vermelisiniz buyururlar
Sadık sahabe
Medineliler sorarlar “Ya Resulallah bunları yapanlara ne var?
Allahü teâlâ ’nın rızası ve Cennet var!
Onlar da iman ve biat eder, ikisine birden kavuşurlar
Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Hicreti müteakiben Muhacirlerle, Ensarı kaynaştırmaya çalışır, Revâha ’nın oğlunu da Mikdâd bin Esved ile kardeş yaparlar
Her sahabe gibi Hazreti Abdullah da Serveri cihan ’e ölümüne sadıktır Bir keresinde mescide yaklaşmıştır fakat Efendimiz cemaate “oturunuz! buyururlar Hazreti Abdullah yol ortasında olmasına rağmen hemencecik diz çöker, hutbe bitinceye değin kıpırdamaz Efendimiz çok hislenir “Adalet teâlâ, Allah ’a ve Resulüne itaatte hırsını artırsın buyururlar
Oktan tesirli
O günlerde Yahudilerin başına geçen Tutsak bin Zürâm ’a refah batar, olmadık bahanelerle fitne kaynatır, kan dökmek için fırsat arar Yetmez Gatfan Aşiretini de ayağa kaldırır çirkin hesaplar yapar Abdullah bin Revâha 30 arkadaşı ile yanlarına gider ve Züram ’a yaptıklarının hoş olmadığını anlatır Onu “sükunetin tesisine ikna eder, hatta anlaşma için Medine ’ye çağırır Züram da yanına 30 adam alarak onlara katılır Ama bir konak bile gitmeden cayar, geri dönmeye kalkar Stres alevlenir, Yahudiler ellerini kılıçlarına atarlar Bu coğrafyada eller kabzaya gitti mi dönüş olmaz Sayıları eşittir lakin mücahidler tek fire vermeden Yahudi silahşörleri kırarlar Bu fitnenin susması ile müminler fazla rahatlar
Serveri Cihan, Hudeybiye Anlaşmasının arkasında umre yapmayı arzularlar Mekke ’ye girdiklerinde şirin Kusva ’nın (develerinin) yularını Abdullah bin Revâha tutar Bir yandan yol açar, bir yanlamasına da emsalsiz beyitlerle müşriklere çağrı yapar Haddi zatında sahabeler Resulallah ’ın yanında seslerini yükseltmez, hele hele Haremi şerifte çıt çıkartmazlar Hazreti Ömer bir kaş göz hareketiyle bunları hatırlatırsa da, Efendimiz “Mani olma Ya Ömer buyururlar: “Allahü teâlâ ’ya yemin ederim ama onun sözleri müşriklere ok yağdırmaktan daha çok tesir eder Ey Revâha ’nın oğlu sen bildiğin gibi yap!
Vakit gelince
Hicretin 8 yılında Busra Emiri, Resulullah ’ın mektubunu içeren elçiyi katleder ve durduk yerde Müslümanlara savaş açar Efendimiz 3 bin şahsiyet bir ordu hazırlar, başına Zeyd bin Harise ’yi atarlar Resûli Ekrem “Zeyd bin Harise şehid olursa yerine Cafer bin Ebî Talib geçsin, o şehid olursa yerine Abdullah bin Revâha geçsin o da şehid olursa kumandan olarak aranızdan münasip birini seçin buyururlar ki adı geçen mücahidlerin şehid olacakları bellidir
Allah ’ın Habibi bu orduyu “Vedâ yokuşuna değin uğurlar, Hazreti Abdullah ’a dönüp “Sen yarın Allah ’a pek eksik secde edilen bir diyara varacaksın buyururlar “orada namazları çoğalt!
Ya Resulallah bir öğüt daha
Daima Allahü teâlâ ’yı zikret, zira zikr umduğuna ermende yardımcı olur
Başüstüne ey Allah ’ın Resûlü
Haydi şimdi Allah ’ın ismi ile gazâ edin, Allah düşmanlarıyla çarpışın Nasranilerin kiliselerinde halktan bölünmüş kendilerini ibâdete vermiş birtakım kimseler bulacaksınız, sakın onlara dokunmayın Ne bir bayan, ne süt emen bir çocuk, ne de bir piri fani ağlasın Ne bir ağaç yakın, ne de bir ev yıkın Yalnızca şeytanların yuvalandığı başları koparın!
Abdullah bin Revâha, Efendimizi yeniden dünya gözüyle göremeyeceğinin farkındadır, hasret şimdiden dayanılmaz olur, ayrılık acısı yüreğini dağlar Hüzünlü bir sesle: “Yazık! Arkada kaldı Allah ’ın sevgilisi Yazık! Uzak kaldı dostların hayırlısı diye mırıldanırlar
Yola çıktıklarında Abdullah çok ağlar Sebebini soran arkadaşına “Kur ’anı kerim ’de buyuruldu fakat der “Kesin biliniz fakat içinizden kimse yoktur fakat geçmesin cehennemden Derhal o cehenneme nasıl dayanırım ben? Mağfiret diliyorum Rahman olan Rabbimden Vücudum al kanlara boyansın darbelerden Naaşımı görenler desinler ‘bu ne saadet ’ Abdullah mı? Şehit olmuş nihayet!
seçme parça *
Abdullah Bin Revaha biyografisi
Abdullah Bin Revaha Kimdir, Hayatı
Fahri kâinat ’in İslâmı tebliğ ettiği yıllarda yörenin tüm gençleri şiir yazan Fakat Abdullah fazla farklıdır, Hicaz gibi şair kaynayan bir diyarda öne çıkar, unutulmaz beytlere imza atar Her edip gibi o da söylenmeyen sözleri söylemeye, yazılmayan mısraları yazmaya bakar, taaa ama Ta fakat Kur ’lahzaı kerimle tanışıncaya değin
Hani altının kıymetini sarraf bilir derler ya, ayeti kerimeleri görünce şairliğinden utanır, karalamalarını yırtar atar Hemen yapılacak tek şey vardır, Allah ’ın Resulünü bulmak ve ona teslim almak
Abdullah bin Revâha ve arkadaşları “İkinci Akabe Biatında Serveri Cihan ile randevulaşma şerefine nail olurlar
Efendimiz onları nezaketle İslâm ’a ziyafet eder ve “Allahü teâlâ ’dan başka ilâh olmadığına ve benim Allah ’ın Resûlü olduğuma şehadet etmeli, namazınızı kılacağınıza, zekat ve sadaka vereceğinize, neşelendirici ve neşesiz zamanlarınızda sözlerimi dinleyeceğinize, emirlerime boyun eğeceğinize, darlıkta ve varlıkta muhtaçlara yardımcı olacağınıza, kimsenin kınamasından korkmaksızın Allah için hakkı söyleyeceğinize, iyiliği emredip kötülüklerden sakındıracağınıza laf vermelisiniz buyururlar
Sadık sahabe
Medineliler sorarlar “Ya Resulallah bunları yapanlara ne var?
Allahü teâlâ ’nın rızası ve Cennet var!
Onlar da iman ve biat eder, ikisine birden kavuşurlar
Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Hicreti müteakiben Muhacirlerle, Ensarı kaynaştırmaya çalışır, Revâha ’nın oğlunu da Mikdâd bin Esved ile kardeş yaparlar
Her sahabe gibi Hazreti Abdullah da Serveri cihan ’e ölümüne sadıktır Bir keresinde mescide yaklaşmıştır fakat Efendimiz cemaate “oturunuz! buyururlar Hazreti Abdullah yol ortasında olmasına rağmen hemencecik diz çöker, hutbe bitinceye değin kıpırdamaz Efendimiz çok hislenir “Adalet teâlâ, Allah ’a ve Resulüne itaatte hırsını artırsın buyururlar
Oktan tesirli
O günlerde Yahudilerin başına geçen Tutsak bin Zürâm ’a refah batar, olmadık bahanelerle fitne kaynatır, kan dökmek için fırsat arar Yetmez Gatfan Aşiretini de ayağa kaldırır çirkin hesaplar yapar Abdullah bin Revâha 30 arkadaşı ile yanlarına gider ve Züram ’a yaptıklarının hoş olmadığını anlatır Onu “sükunetin tesisine ikna eder, hatta anlaşma için Medine ’ye çağırır Züram da yanına 30 adam alarak onlara katılır Ama bir konak bile gitmeden cayar, geri dönmeye kalkar Stres alevlenir, Yahudiler ellerini kılıçlarına atarlar Bu coğrafyada eller kabzaya gitti mi dönüş olmaz Sayıları eşittir lakin mücahidler tek fire vermeden Yahudi silahşörleri kırarlar Bu fitnenin susması ile müminler fazla rahatlar
Serveri Cihan, Hudeybiye Anlaşmasının arkasında umre yapmayı arzularlar Mekke ’ye girdiklerinde şirin Kusva ’nın (develerinin) yularını Abdullah bin Revâha tutar Bir yandan yol açar, bir yanlamasına da emsalsiz beyitlerle müşriklere çağrı yapar Haddi zatında sahabeler Resulallah ’ın yanında seslerini yükseltmez, hele hele Haremi şerifte çıt çıkartmazlar Hazreti Ömer bir kaş göz hareketiyle bunları hatırlatırsa da, Efendimiz “Mani olma Ya Ömer buyururlar: “Allahü teâlâ ’ya yemin ederim ama onun sözleri müşriklere ok yağdırmaktan daha çok tesir eder Ey Revâha ’nın oğlu sen bildiğin gibi yap!
Vakit gelince
Hicretin 8 yılında Busra Emiri, Resulullah ’ın mektubunu içeren elçiyi katleder ve durduk yerde Müslümanlara savaş açar Efendimiz 3 bin şahsiyet bir ordu hazırlar, başına Zeyd bin Harise ’yi atarlar Resûli Ekrem “Zeyd bin Harise şehid olursa yerine Cafer bin Ebî Talib geçsin, o şehid olursa yerine Abdullah bin Revâha geçsin o da şehid olursa kumandan olarak aranızdan münasip birini seçin buyururlar ki adı geçen mücahidlerin şehid olacakları bellidir
Allah ’ın Habibi bu orduyu “Vedâ yokuşuna değin uğurlar, Hazreti Abdullah ’a dönüp “Sen yarın Allah ’a pek eksik secde edilen bir diyara varacaksın buyururlar “orada namazları çoğalt!
Ya Resulallah bir öğüt daha
Daima Allahü teâlâ ’yı zikret, zira zikr umduğuna ermende yardımcı olur
Başüstüne ey Allah ’ın Resûlü
Haydi şimdi Allah ’ın ismi ile gazâ edin, Allah düşmanlarıyla çarpışın Nasranilerin kiliselerinde halktan bölünmüş kendilerini ibâdete vermiş birtakım kimseler bulacaksınız, sakın onlara dokunmayın Ne bir bayan, ne süt emen bir çocuk, ne de bir piri fani ağlasın Ne bir ağaç yakın, ne de bir ev yıkın Yalnızca şeytanların yuvalandığı başları koparın!
Abdullah bin Revâha, Efendimizi yeniden dünya gözüyle göremeyeceğinin farkındadır, hasret şimdiden dayanılmaz olur, ayrılık acısı yüreğini dağlar Hüzünlü bir sesle: “Yazık! Arkada kaldı Allah ’ın sevgilisi Yazık! Uzak kaldı dostların hayırlısı diye mırıldanırlar
Yola çıktıklarında Abdullah çok ağlar Sebebini soran arkadaşına “Kur ’anı kerim ’de buyuruldu fakat der “Kesin biliniz fakat içinizden kimse yoktur fakat geçmesin cehennemden Derhal o cehenneme nasıl dayanırım ben? Mağfiret diliyorum Rahman olan Rabbimden Vücudum al kanlara boyansın darbelerden Naaşımı görenler desinler ‘bu ne saadet ’ Abdullah mı? Şehit olmuş nihayet!
seçme parça *