nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,677
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 61
ABDULLAH BİN SÜHEYL (Bedirde babasına aleyhinde savaşan sahâbî)
Abdullah bin Süheyl birincil Müslüman olanlardandır İkinci Habeşistan hicretine dek Müslümanlığını gizledi Sonradan Habeşistan'a hicret eden kâfileye o da iştirak etti Habeşistan'dan dönüşünde, babası tarafından hapsedilip, gaddarlık üretilmiş, Müslümanlıktan vazgeçmeye zorlanmıştı Bu yüzden fazla şiddetli eziyet ve sıkıntılara mâruz kaldı Çâresiz kalarak babasının sözüne uymuş gibi göründü Gerçekten, istemiyerek îmânını gizlemişti
Peygamberimizin ve Müslümanların çoğunluğu Medîne'de bir araya gelmişler, gün geçtikçe güçlenmekte ve durumları iyiye içten gitmekteydi
Mekke müşrikleri bunu bir türlü hazmedemiyorlar ve en kısa zamanda, Müslümanları ve İslâmiyeti imha etmek istiyorlardı Bu yüzden Bedir Muharebesine büyük bir intikam hırsıyla hazırlanmışlardı Bu Abdullah bin Süheyl'in işine yaramıştı Bedeni müşrikler arasında fakat, rûhu Resûlullah ve Müslümanlarla beraberdi Şirk ve küfür ordusu arasında bulunmak istemiyordu ama, Resûlullaha kavuşmak için bir müddet sebredecekti
bu vesileyle, babası kendisini ara sıra denetleme ediyor, fakat Abdullah bin Süheyl, iç dünyasında olup bitenleri, rûhunda yaşadığı ve tattığı lezzeti, babasına ve etrafındakilere aslâ hissettirmiyordu Günler böyle geçti Babası, onda olağandışı bir şart, İslâmiyete dâir bir semptom görmediğinden, artık onun hakkında şüphesi kalmamıştı
Hâlbuki o, onların lekeli ve insanlıktan uzaktan dünyasından, Resûlullahın Cennet misâli huzûrlarına, onun mübârek sohbetlerine, Müslümanların o saâdet ve sevinç dünyasına nasıl kavuşacağının plânlarını yapmaktaydı
Abdullah bin Süheyl, benzeri diğer âlemde yaşamakta, müşriklerden çok çok uzaklarda bulunmaktaydı Onun durumundan, kimsenin haberi yoktu Müşriklerin, Müslümanlardan birkaç misli artı olan küfür ve şirk ordusu, Bedirıe varmış, bütün techizatı yerleştirmiş, muharebeye hazırlanmış duruma gelmişti Iki Taraflı bir bir vuruşmalar yeniden, iki ordu birbirine girmişti Harp iyice kızışmıştı
Abdullah bin Süheyl için bütün zamanı idi İslâm ordusu saflarına geçebilirdi Fırsatı kaçırmadı ve Müslümanların saflarına katıldı Böylece, günlerden beri hayâli ile yaşadığı dünyanın içine girmişti Şu Anda diğer bir hava teneffüs etmeye başlamıştı Bu, rûhlara hem gıda ve keza de şifâ olan bir hava idi O, Allahü teâlânın sevgilisinin yanına, onunla bağlı yana cihâd ediyordu Ne büyük saâdetti Kıyâmete dek hayırla, duâ ile anılacakların arasına girmişti
Babası Süheyl, onun bu hareketine çok kızmış ve ağır laflar söylemişti Abdullah ise babasına, ıAllahü teâlâ bunu benim hakkımda fazla uğurlu kıldıı diye cevap verdi Abdullah bu esnâda 27 yaşında idi
Abdullah bin Süheyl bundan böyle yerinde duramıyordu Aslanlar gibi, şirk ordusunun üstüne atıldı Yarı önceki Süheyl değildi Diğer Sahâbei kirâm gibi o da kahramanca savaştı Sonunda müşriklerin şirk ordusu perişan oldu Abdullahıın babası da esîr düşmüş, daha sonra fidye ile kurtulmuştu
Abdullah bin Süheyl, Bedirıden sonra Uhud ve Hendek gazâlarına katılmış, Hudeybiye antlaşmasında da hazırlanmış bulunmuştur Lakin bu antlaşma sırasında gördüğü manzara, onun kalbine bir hançer gibi saplanmış ve fazla üzülmüştü Çünkü bu antlaşmada, Mekkeli müşrikleri, babası Süheyl temsilcilik etmiş ve antlaşmaya 'Allahın Resûlü' ifâdesinin yazılmasına itiraz ederek demişti ama:
Biz senin Resûlullah olduğunu kabûl etseydik seninle savaşmazdık
Onun bu barbar hareketleri Abdullah'ı çok üzmüştü Resûlullah efendimiz, onun tüm şartlarını kabûl etmişti Antlaşma imzalanmadan önce olan bir olay da, bütün Müslümanları üzmüş, Resûlullah efendimiz de mahzûn olmuştu
Çünkü, Abdullah bin Süheylıin minik kardeşi Ebû Cendel Müslüman olmuştu Bu yüzden Mekke'de zincire vurulup, hapsedilmişti Oysa bir yolunu bulup kaçmış, Hudeybiye antlaşması imzalanırken, kendini Resûlullahın mübârek ayaklarının dibine atarak demişti oysa:
Beni kurtar yâ Resûlallah!
Fakat müşriklerin temsilcisi olan babası Süheyl oğlunu orada görür görmez, Ebû Cendel'i boynundan tutup dedi oysa:
Yâ Muhammed! Antlaşmamız üstüne bana geri çevireceğin insanların ilki budur!
Resûlullah efendimiz, onu ayrılmak istememişti Bunun üzerine Süheyl diretti:
O süre antlaşmayı imzalamam!
Oysa Resûlullah bu antlaşmanın yapılmasını, çoğu sebepten nedeniyle istiyorlardı Bütün taleplere karşın, müşrikler tekliflerinden vazgeçmedi
Ebû Cendel'in, babasına teslim edilirken söylediği sözler, bütün Müslümanların gözlerini yaşartmıştı Başlangıcı Müslümanların aleyhine gibi görünen Hudeybiye antlaşması, sonra, Müslümanların lehine netîce vermiş, Allahü teâlâ Kurıânı kerîmde bu antlaşmayı, Fethi Mübîn diye vasıflandırmıştır Ebû Cendel hazretleri de, bilâhare kurtulmuş, sağ sâlim Medîne'ye dönmüştür
Hudeybiye antlaşmasından iki sene daha sonra, Abdullah bin Süheyl Mekke'nin fethinde de bulundu Mekke fethedilmiş, öldürülecek olanların listesi yapılmıştı Bunların arasında, Abdullah bin Süheyl'in babası da vardı Babasına dayanamamıştı
Babasının öldürülmemesi için teşebbüste bulundu Şart Resûlullaha arz edildi Resûlullah efendimiz Hz Abdullah'ın bu istirhâmını kabûl etti Babasına bir emannâme verildi sonra babası Süheyl bin Amr Müslüman oldu Sahâbelik şerefine nâil oldu öyle ihlâslı bir Müslüman oldu ancak, Resûlullahın âhırete teşrifleri esnasında konuşmaları ile, birçok kimsenin, dinden dönmesine mâni oldu
Abdullah bin Süheyl, Yemâme'de Cevaş muharebesinde şehîd olmuştu Hz Ebû Bekir, Kureyş ve Mekkeınin ileri gelenleriyle birlikte, oğlunun şehâdetinden dolayı, babası Süheyl'e tâziyede bulunmuşlardı Oğullarına her türlü işkenceyi daha önce yapmış olan Süheyl dedi ancak:
Keşke ben de şehîd olsaydım Resûlullah efendimiz bana, şehîdin, âilesinden 70 kişiye şefâıat edeceğini bildirdi Ben oğlumun benden önce kimseye şefâ'at etmiyeceğini umuyorum *
Abdullah bin Süheyl birincil Müslüman olanlardandır İkinci Habeşistan hicretine dek Müslümanlığını gizledi Sonradan Habeşistan'a hicret eden kâfileye o da iştirak etti Habeşistan'dan dönüşünde, babası tarafından hapsedilip, gaddarlık üretilmiş, Müslümanlıktan vazgeçmeye zorlanmıştı Bu yüzden fazla şiddetli eziyet ve sıkıntılara mâruz kaldı Çâresiz kalarak babasının sözüne uymuş gibi göründü Gerçekten, istemiyerek îmânını gizlemişti
Peygamberimizin ve Müslümanların çoğunluğu Medîne'de bir araya gelmişler, gün geçtikçe güçlenmekte ve durumları iyiye içten gitmekteydi
Mekke müşrikleri bunu bir türlü hazmedemiyorlar ve en kısa zamanda, Müslümanları ve İslâmiyeti imha etmek istiyorlardı Bu yüzden Bedir Muharebesine büyük bir intikam hırsıyla hazırlanmışlardı Bu Abdullah bin Süheyl'in işine yaramıştı Bedeni müşrikler arasında fakat, rûhu Resûlullah ve Müslümanlarla beraberdi Şirk ve küfür ordusu arasında bulunmak istemiyordu ama, Resûlullaha kavuşmak için bir müddet sebredecekti
bu vesileyle, babası kendisini ara sıra denetleme ediyor, fakat Abdullah bin Süheyl, iç dünyasında olup bitenleri, rûhunda yaşadığı ve tattığı lezzeti, babasına ve etrafındakilere aslâ hissettirmiyordu Günler böyle geçti Babası, onda olağandışı bir şart, İslâmiyete dâir bir semptom görmediğinden, artık onun hakkında şüphesi kalmamıştı
Hâlbuki o, onların lekeli ve insanlıktan uzaktan dünyasından, Resûlullahın Cennet misâli huzûrlarına, onun mübârek sohbetlerine, Müslümanların o saâdet ve sevinç dünyasına nasıl kavuşacağının plânlarını yapmaktaydı
Abdullah bin Süheyl, benzeri diğer âlemde yaşamakta, müşriklerden çok çok uzaklarda bulunmaktaydı Onun durumundan, kimsenin haberi yoktu Müşriklerin, Müslümanlardan birkaç misli artı olan küfür ve şirk ordusu, Bedirıe varmış, bütün techizatı yerleştirmiş, muharebeye hazırlanmış duruma gelmişti Iki Taraflı bir bir vuruşmalar yeniden, iki ordu birbirine girmişti Harp iyice kızışmıştı
Abdullah bin Süheyl için bütün zamanı idi İslâm ordusu saflarına geçebilirdi Fırsatı kaçırmadı ve Müslümanların saflarına katıldı Böylece, günlerden beri hayâli ile yaşadığı dünyanın içine girmişti Şu Anda diğer bir hava teneffüs etmeye başlamıştı Bu, rûhlara hem gıda ve keza de şifâ olan bir hava idi O, Allahü teâlânın sevgilisinin yanına, onunla bağlı yana cihâd ediyordu Ne büyük saâdetti Kıyâmete dek hayırla, duâ ile anılacakların arasına girmişti
Babası Süheyl, onun bu hareketine çok kızmış ve ağır laflar söylemişti Abdullah ise babasına, ıAllahü teâlâ bunu benim hakkımda fazla uğurlu kıldıı diye cevap verdi Abdullah bu esnâda 27 yaşında idi
Abdullah bin Süheyl bundan böyle yerinde duramıyordu Aslanlar gibi, şirk ordusunun üstüne atıldı Yarı önceki Süheyl değildi Diğer Sahâbei kirâm gibi o da kahramanca savaştı Sonunda müşriklerin şirk ordusu perişan oldu Abdullahıın babası da esîr düşmüş, daha sonra fidye ile kurtulmuştu
Abdullah bin Süheyl, Bedirıden sonra Uhud ve Hendek gazâlarına katılmış, Hudeybiye antlaşmasında da hazırlanmış bulunmuştur Lakin bu antlaşma sırasında gördüğü manzara, onun kalbine bir hançer gibi saplanmış ve fazla üzülmüştü Çünkü bu antlaşmada, Mekkeli müşrikleri, babası Süheyl temsilcilik etmiş ve antlaşmaya 'Allahın Resûlü' ifâdesinin yazılmasına itiraz ederek demişti ama:
Biz senin Resûlullah olduğunu kabûl etseydik seninle savaşmazdık
Onun bu barbar hareketleri Abdullah'ı çok üzmüştü Resûlullah efendimiz, onun tüm şartlarını kabûl etmişti Antlaşma imzalanmadan önce olan bir olay da, bütün Müslümanları üzmüş, Resûlullah efendimiz de mahzûn olmuştu
Çünkü, Abdullah bin Süheylıin minik kardeşi Ebû Cendel Müslüman olmuştu Bu yüzden Mekke'de zincire vurulup, hapsedilmişti Oysa bir yolunu bulup kaçmış, Hudeybiye antlaşması imzalanırken, kendini Resûlullahın mübârek ayaklarının dibine atarak demişti oysa:
Beni kurtar yâ Resûlallah!
Fakat müşriklerin temsilcisi olan babası Süheyl oğlunu orada görür görmez, Ebû Cendel'i boynundan tutup dedi oysa:
Yâ Muhammed! Antlaşmamız üstüne bana geri çevireceğin insanların ilki budur!
Resûlullah efendimiz, onu ayrılmak istememişti Bunun üzerine Süheyl diretti:
O süre antlaşmayı imzalamam!
Oysa Resûlullah bu antlaşmanın yapılmasını, çoğu sebepten nedeniyle istiyorlardı Bütün taleplere karşın, müşrikler tekliflerinden vazgeçmedi
Ebû Cendel'in, babasına teslim edilirken söylediği sözler, bütün Müslümanların gözlerini yaşartmıştı Başlangıcı Müslümanların aleyhine gibi görünen Hudeybiye antlaşması, sonra, Müslümanların lehine netîce vermiş, Allahü teâlâ Kurıânı kerîmde bu antlaşmayı, Fethi Mübîn diye vasıflandırmıştır Ebû Cendel hazretleri de, bilâhare kurtulmuş, sağ sâlim Medîne'ye dönmüştür
Hudeybiye antlaşmasından iki sene daha sonra, Abdullah bin Süheyl Mekke'nin fethinde de bulundu Mekke fethedilmiş, öldürülecek olanların listesi yapılmıştı Bunların arasında, Abdullah bin Süheyl'in babası da vardı Babasına dayanamamıştı
Babasının öldürülmemesi için teşebbüste bulundu Şart Resûlullaha arz edildi Resûlullah efendimiz Hz Abdullah'ın bu istirhâmını kabûl etti Babasına bir emannâme verildi sonra babası Süheyl bin Amr Müslüman oldu Sahâbelik şerefine nâil oldu öyle ihlâslı bir Müslüman oldu ancak, Resûlullahın âhırete teşrifleri esnasında konuşmaları ile, birçok kimsenin, dinden dönmesine mâni oldu
Abdullah bin Süheyl, Yemâme'de Cevaş muharebesinde şehîd olmuştu Hz Ebû Bekir, Kureyş ve Mekkeınin ileri gelenleriyle birlikte, oğlunun şehâdetinden dolayı, babası Süheyl'e tâziyede bulunmuşlardı Oğullarına her türlü işkenceyi daha önce yapmış olan Süheyl dedi ancak:
Keşke ben de şehîd olsaydım Resûlullah efendimiz bana, şehîdin, âilesinden 70 kişiye şefâıat edeceğini bildirdi Ben oğlumun benden önce kimseye şefâ'at etmiyeceğini umuyorum *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.