nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
ABDULLAH HAYDERÎ
Bağdâd'da yetişen büyük velîlerden Ubeydullah Hayderî diye de bilinir Büyük velî Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin birincil hilâfet verdiği talebesidir Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinememektedir Bağdâd'da doğdu ve orada vefât etti On dokuzuncu yüzyılın birincil yarısında vefat ettiği varsayım edilmektedir
Küçük yaştan îtibâren aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Abdullah Hayderî büyük âlim oldu Bütün ilimleri kendinde toplayıp, İslâmiyetin dikte ve yasaklarıyla ilgili ince bilgileri elde etti Fesâhat, belâgat ve edebiyât konularında önceki ve sonraki âlimlerin üstünü idi Arapça, Farsça ve Türkçeye hâkim olup, Zemahşerîveya Zamânın Harîrî'sidiye şöhret buldu İlim ve edebiyâttaki bu yüksek derecesi nedeniyle Bağdâd'a Hanefî müftüsü olarak tâyin edildi Senelerce müslümanların dînî sorularına cevap verip İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı
Hindistan'a gitgide artarak Şah Gulâmı Ali Abdullahı Dehlevî hazretlerinin mânevî sofrasından feyz alıp, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ ve âhirette seâdete, kurtuluşa ermelerine vesîle olmak vazîfesiyle Bağdâd'a gelen Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri sohbetlerine Abdullahı Hayderî'yi de kabûl etti Abdullahı Hayderî yüksek ilmine rağmen Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin önünde diz çöktü Kısa bir müddet içinde Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinden istifâde ederek tasavvuf yolunda ilerledi Bağdâd müftülüğünden ayrılarak hocasının hizmetinden ve sohbetlerinden ayrılmadı Mevlânâ Hâlid hazretleri ona:
Abdullah su kırbasını yüklen Bağdâd sokaklarında ve pazarlarda Sebîldiyerek insanlara su dağıtbuyurdu
Önceki makâm ve şöhretini acele ile hocasının emrini yerine getiren Abdullahı Hayderî, yirmi gün müddetle sırtına yüklendiği su kırbasıyla cadde sokak dolaşarak insanlara su dağıttı Her şeyin görünüşüne bakan halk Abdullahı Hayderî'yi bu şekilde görünce hayretle birbirlerine, onun hakkında ileri geri sözler sarf ettiler Ama dünyânın makâmına, şöhretine önem vermeyen, insanların dedikodularına aldırış etmeyen Abdullah Hayderî kendisine bahşedilen emri hatasız olarak yerine getirmeye devâm etti Sonra hocasının huzûruna geldi Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri bu sefer:
Abdullah on gün de para ile su satbuyurdu
Bu emre de îtirazsız uyan Abdullahı Hayderî, on gün müddetle su sattı Bu Nedenle nefsinin istediklerini yapmamak, istemediklerini yerine getirmek sûretiyle nefsini kötülüğü emretmekten, kalbini de fena huy ve düşüncelerden temizledi Abdullahı Hayderî'nin evliyâlık yolunda yüksek derecelere ulaştığını gören Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri, ona tüm talebeleri arasında başlangıçta hilâfet verdi Bağdâd'da bulunduğu sırada Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerini çekemedikleri için karşı çıkanlara reddiye yazarak, tarîkatların yargı olduğunu açıkladı Kitap, sünnet ve tasavvuf kitaplarındaki açık delilleri gösterdi Yazdığı bu kitabı tüm büyük âlimler beğendiler
Abdullahı Hayderî aralıksız hocasının yanında bulundu Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin Süleymâniyye ve Şam'a gittiği sırada da yanından ve hizmetinden ayrılmadı
Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri Abdullah Hayderî ve öteki halîfeleriyle ve talebeleriyle birlikte Bağdâd'dan Şam'a gidiyorlardı Şam hudutlarına geldikleri zaman Şemmen kabîlesinden Safvak bin Fâris diye meşhûr yol kesici, çoğu yardımcılarıyla birlikte korkunç şekilde gelip kâfileyi soymaya teşebbüs etti Safvak bin Hâris'in anlattığına tarafından pekçok yardımcılarıyla Mevlânâ Hâlid hazretlerinin kâfilesine hücûm ettikleri zaman, kâfileden beyaz elbiseli, cet binmiş fazla devasa bir zat belirdi O zat soyguncuların gözleri önünde pek büyüdü ancak, sözde dağ değin oldu Geçen kâfile ile soyguncular arasında bir engel teşkil etti Soyguncular kâfiledekileri göremez oldular Semâya yükselen büyük bir dağ misâli olan o zâtı görür görmez, soygunculara bir dehşet, bir titreşim geldi, mızrakları ellerinden kendileri de hayvanlardan düştü Bu hâdiseden sonra kâfilede Allahü teâlânın sevdiği velî kulları olduğunu anlayan soyguncular, hep bir ağızdan; Aman, aman! Affedin!diye bağrıştılar Bunun üstüne kâfile eskisi gibi adi görünmeye başladı Soyguncular kâfilede Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerini görünce, tümü kusurlarının affını istediler El ve ayaklarına sarılarak pişmanlık ve istigfâr ettiler
Bu yolculuk esnâsında Abdullahı Hayderî hazretleri gördüğü bir hâdiseyi şöyle nakletti:
Atlı bir Habeşînin kâfilemizi tâkib ettiğini gördüm Habeşî bizi şiddetli baskısıyla korkutuyordu Derhal şeyhim Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî'ye durumu bildirdim Efendimiz hemen yerden bir avuç toprak alıp onun yüzüne dürüst attı Habeşî bundan böyle görünmez oldu Fakat bir müddet sonradan, baştan gözüktü Pişman olmuş, biçare bir hâlde velîlerin sultanı hocamızın huzuruna gelerek boyun eğdi, diz çöküp af diledi ve tövbe etti
Abdullah Hayderî hocası ile birlikte yeniden Bağdâd'a döndü Mevlânâ Hâlid hazretleri ona mutlak hilâfet verdi, Bağdâd'da insanlara İslâmiyetin emirlerini ve yasaklarını anlatarak Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmakla vazîfelendirdi Abdullahı Hayderî hazretleri ilk önce arkadaşları olmak üzere bütün Bağdâd halkına İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı Pekçok insan sohbetinde bulunarak feyzinden istifâde etti Hattâ Mevlânâ Hâlid hazretlerinin halîfelerinin çoğu evvelâ onun sohbetinde yetiştikten sonra Mevlânâ Hâlid hazretlerinin sohbetlerine kavuştular
Mevlânâ Hâlid hazretleri Bağdâd'dan Şam'a dönecekleri sırada kendilerinin ve Abdullah Hayderî hazretlerinin babasının yakında vefât edeceklerini işâret buyurarak Şam'a gittiler Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri Şam'a döndükten bir müddet daha sonra vefât etti Onun vefât haberi Bağdâd'a ulaşınca, tüm âlimler ve velîler ile halk müziği çok üzüldü Abdullah Hayderî hazretlerinin babasına Mevlânâ Hâlid hazretlerinin vefâtı haberini bildirmediler Çünkü bu acı haberden dolayı fenâlaşabilir ve hastalığı fazlalaşabilirdi Aradan üç ay geçince, o da vefât etti
Abdullah Hayderî Mevlânâ Hâlid hazretlerinin derece bakımından Şeyh Osman etTavîl'den daha sonra en yüksek halîfesiydi Çoğu kerâmetleri görüldü Uzun seneler Bağdâd'da kalıp insanlara seâdet yolunu gösterdikten sonra orada vefât etti *
Bağdâd'da yetişen büyük velîlerden Ubeydullah Hayderî diye de bilinir Büyük velî Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin birincil hilâfet verdiği talebesidir Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinememektedir Bağdâd'da doğdu ve orada vefât etti On dokuzuncu yüzyılın birincil yarısında vefat ettiği varsayım edilmektedir
Küçük yaştan îtibâren aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Abdullah Hayderî büyük âlim oldu Bütün ilimleri kendinde toplayıp, İslâmiyetin dikte ve yasaklarıyla ilgili ince bilgileri elde etti Fesâhat, belâgat ve edebiyât konularında önceki ve sonraki âlimlerin üstünü idi Arapça, Farsça ve Türkçeye hâkim olup, Zemahşerîveya Zamânın Harîrî'sidiye şöhret buldu İlim ve edebiyâttaki bu yüksek derecesi nedeniyle Bağdâd'a Hanefî müftüsü olarak tâyin edildi Senelerce müslümanların dînî sorularına cevap verip İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı
Hindistan'a gitgide artarak Şah Gulâmı Ali Abdullahı Dehlevî hazretlerinin mânevî sofrasından feyz alıp, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ ve âhirette seâdete, kurtuluşa ermelerine vesîle olmak vazîfesiyle Bağdâd'a gelen Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri sohbetlerine Abdullahı Hayderî'yi de kabûl etti Abdullahı Hayderî yüksek ilmine rağmen Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin önünde diz çöktü Kısa bir müddet içinde Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinden istifâde ederek tasavvuf yolunda ilerledi Bağdâd müftülüğünden ayrılarak hocasının hizmetinden ve sohbetlerinden ayrılmadı Mevlânâ Hâlid hazretleri ona:
Abdullah su kırbasını yüklen Bağdâd sokaklarında ve pazarlarda Sebîldiyerek insanlara su dağıtbuyurdu
Önceki makâm ve şöhretini acele ile hocasının emrini yerine getiren Abdullahı Hayderî, yirmi gün müddetle sırtına yüklendiği su kırbasıyla cadde sokak dolaşarak insanlara su dağıttı Her şeyin görünüşüne bakan halk Abdullahı Hayderî'yi bu şekilde görünce hayretle birbirlerine, onun hakkında ileri geri sözler sarf ettiler Ama dünyânın makâmına, şöhretine önem vermeyen, insanların dedikodularına aldırış etmeyen Abdullah Hayderî kendisine bahşedilen emri hatasız olarak yerine getirmeye devâm etti Sonra hocasının huzûruna geldi Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri bu sefer:
Abdullah on gün de para ile su satbuyurdu
Bu emre de îtirazsız uyan Abdullahı Hayderî, on gün müddetle su sattı Bu Nedenle nefsinin istediklerini yapmamak, istemediklerini yerine getirmek sûretiyle nefsini kötülüğü emretmekten, kalbini de fena huy ve düşüncelerden temizledi Abdullahı Hayderî'nin evliyâlık yolunda yüksek derecelere ulaştığını gören Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri, ona tüm talebeleri arasında başlangıçta hilâfet verdi Bağdâd'da bulunduğu sırada Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerini çekemedikleri için karşı çıkanlara reddiye yazarak, tarîkatların yargı olduğunu açıkladı Kitap, sünnet ve tasavvuf kitaplarındaki açık delilleri gösterdi Yazdığı bu kitabı tüm büyük âlimler beğendiler
Abdullahı Hayderî aralıksız hocasının yanında bulundu Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin Süleymâniyye ve Şam'a gittiği sırada da yanından ve hizmetinden ayrılmadı
Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri Abdullah Hayderî ve öteki halîfeleriyle ve talebeleriyle birlikte Bağdâd'dan Şam'a gidiyorlardı Şam hudutlarına geldikleri zaman Şemmen kabîlesinden Safvak bin Fâris diye meşhûr yol kesici, çoğu yardımcılarıyla birlikte korkunç şekilde gelip kâfileyi soymaya teşebbüs etti Safvak bin Hâris'in anlattığına tarafından pekçok yardımcılarıyla Mevlânâ Hâlid hazretlerinin kâfilesine hücûm ettikleri zaman, kâfileden beyaz elbiseli, cet binmiş fazla devasa bir zat belirdi O zat soyguncuların gözleri önünde pek büyüdü ancak, sözde dağ değin oldu Geçen kâfile ile soyguncular arasında bir engel teşkil etti Soyguncular kâfiledekileri göremez oldular Semâya yükselen büyük bir dağ misâli olan o zâtı görür görmez, soygunculara bir dehşet, bir titreşim geldi, mızrakları ellerinden kendileri de hayvanlardan düştü Bu hâdiseden sonra kâfilede Allahü teâlânın sevdiği velî kulları olduğunu anlayan soyguncular, hep bir ağızdan; Aman, aman! Affedin!diye bağrıştılar Bunun üstüne kâfile eskisi gibi adi görünmeye başladı Soyguncular kâfilede Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerini görünce, tümü kusurlarının affını istediler El ve ayaklarına sarılarak pişmanlık ve istigfâr ettiler
Bu yolculuk esnâsında Abdullahı Hayderî hazretleri gördüğü bir hâdiseyi şöyle nakletti:
Atlı bir Habeşînin kâfilemizi tâkib ettiğini gördüm Habeşî bizi şiddetli baskısıyla korkutuyordu Derhal şeyhim Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî'ye durumu bildirdim Efendimiz hemen yerden bir avuç toprak alıp onun yüzüne dürüst attı Habeşî bundan böyle görünmez oldu Fakat bir müddet sonradan, baştan gözüktü Pişman olmuş, biçare bir hâlde velîlerin sultanı hocamızın huzuruna gelerek boyun eğdi, diz çöküp af diledi ve tövbe etti
Abdullah Hayderî hocası ile birlikte yeniden Bağdâd'a döndü Mevlânâ Hâlid hazretleri ona mutlak hilâfet verdi, Bağdâd'da insanlara İslâmiyetin emirlerini ve yasaklarını anlatarak Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmakla vazîfelendirdi Abdullahı Hayderî hazretleri ilk önce arkadaşları olmak üzere bütün Bağdâd halkına İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı Pekçok insan sohbetinde bulunarak feyzinden istifâde etti Hattâ Mevlânâ Hâlid hazretlerinin halîfelerinin çoğu evvelâ onun sohbetinde yetiştikten sonra Mevlânâ Hâlid hazretlerinin sohbetlerine kavuştular
Mevlânâ Hâlid hazretleri Bağdâd'dan Şam'a dönecekleri sırada kendilerinin ve Abdullah Hayderî hazretlerinin babasının yakında vefât edeceklerini işâret buyurarak Şam'a gittiler Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri Şam'a döndükten bir müddet daha sonra vefât etti Onun vefât haberi Bağdâd'a ulaşınca, tüm âlimler ve velîler ile halk müziği çok üzüldü Abdullah Hayderî hazretlerinin babasına Mevlânâ Hâlid hazretlerinin vefâtı haberini bildirmediler Çünkü bu acı haberden dolayı fenâlaşabilir ve hastalığı fazlalaşabilirdi Aradan üç ay geçince, o da vefât etti
Abdullah Hayderî Mevlânâ Hâlid hazretlerinin derece bakımından Şeyh Osman etTavîl'den daha sonra en yüksek halîfesiydi Çoğu kerâmetleri görüldü Uzun seneler Bağdâd'da kalıp insanlara seâdet yolunu gösterdikten sonra orada vefât etti *