iltasyazilim
FD Üye
Dağ Kavmi özet Dağ Kavmi Kayıtdışı Bir Ayaklanma Kitap Özeti Abdullah Kaya Kitap
Yazar:Ahmet Kaya
Dağ Kavmi (Qewmê Çiyê)
Kayıtdışı Bir Isyan
Abdullah Kaya
ISBN: 9789944382915
Birinci Baskı:
İkinci Baskı: 2010
195x13, 296 sayfa
Yazar:Ahmet Kaya
Dağ Kavmi (Qewmê Çiyê)
Kayıtdışı Bir Ayaklanma
Abdullah Kaya
ISBN: 9789944382915
Birinci Zorlama:
İkinci Zorlama: 2010
195x13, 296 sayfa
Qewmê Çiyê (Dağ Kavmi) bir dönem romanı Otuzlu yılların ortalarında patlak veren “Sason İsyanını konu alıyor Yazan kitabını hazırlarken olayla ilgili yazılmış kaynaklardan yararlandığı gibi, olayı yaşayanlar ve yakınlarıyla da görüşmeyi ihmalkârlık etmemiş
Kaya kitaba ilişkin şunları söylüyor: Türkiye yakın tarihi ve siyasetiyle ilgili hemen cümbür cemaat “Sason İsyanını duymuş şayet Lakin orada neler olup bittiği hakkında çok fakat fazla az bilgilerinin olduğu kanısınday(d)ım Dış dünyadan kopuk, kuytularda olmuş bitmiş ve kapanık bir hadisenin üstünü aralamayı istedim Sadece o kadar da değil, bununla birlikte yaşanmış bu trajedinin Türk, Kürt, gelecek kuşaklar göre “bilinmesini de
Dağ Kavmi için ne dediler?
Kitabı bir çırpıda büyük bir zevkle okudum 6 saat ve heyecanla okuyup bitirdiğimi bildirmek isterim Doğrusu çok başarılı bir egzersiz olmuş Kaya ’nın eline yüreğine sıhhat Kürt gençleri namına kendisine teşekkür ediyorum
Selahattin Demirtaş, BDP Genel Başkanı
Baskıya verilmeden önce kitabı görmüştüm O süre Kaya ’ya ‘keşke üç yüz sayfa yerine altı yüz sayfa olsaydı, okumayla arası olan her Kürdün okuması gereken bir roman ’ demiştim Sason İsyanı olarak bilinen lakin “bilinmez bir konu Kaya çok güzel bir dille anlatmış
Mustafa Özer, Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Bir isyanın roman örgüsü içerisinde verilmesi oysa bu değin olur
Osman Özçelik, Siirt Milletvekili
Abdullah Kaya ’nın Sason isyanı olarak aşina bu kayıtdışı isyanı anlattığı romanına hayran kaldım
Orhan Miroğlu
Daha birincil satırdan itibaren romanın içine giriyorsunuz yarı, o isyanın aktörlerinden biri oluyorsunuz Akıcı bir dil, Xerzan ’ın büyülü coğrafyası, çok mükemmel bir film olur gerçekten KAYA ’nın romanı Alınca elinizden bırakamıyorsunuz
Bengi Yıldız, BDP Grup sözcüsü
Abdullah Kaya ’nın Hêvriz Ağacı ’nı da okumuştum o kadar güzel yazmıştı ama, bir başka eserle onu aşabileceğini düşünmemiştim Dağ Kavmi ’nde o bunu gösterdi Bu da, bundan sonraki eserlerinin daha da hoş olacağının işareti Olmuş tarihi bir hadise fakat bu kadar derinlikli, duygu yüklü ve sorgulayan bir biçimde verilebilir Tarih, hayat ve direngen bir halk Ahmat Altan ’ın Kılıç Yarası ve Isyan Zamanlarında Aşk gibi, fakat yazanın aidiyeti nedeniyle onu da aşan bir roman, büyük bir zevkle okudum
Hamit Geylani, Hakkari Milletvekili
Qewmê Çiyê Serhildaneke Neqeydkirî
Qewmê Çiyê romana demekê ye, li ser serhildana Sasonê a ku di salên 1930an de bûye radiweste Nivîskar di kitêba xwe de ayrıca ji çavkaniyên nivîskî û keza jî ji kesên bi awayekî bi serhildanê re elaqedar in, istîfade kiriye
SASON İSYANI BAŞINDAN SON SANİYESİNE DEK BİR TRAJEDİDİR
Genç bir bürokratken politikaya atıldı 12 Eylül ’ün derhal akabinde onu Batman (Erdal İnönü ’nün SODEP ’inden) Belediye Başkan adayı olarak gördük Batman Siirt ’in bir ilçesiydi o vakit Sonraki yıllarda bölgenin en popüler siyasetçilerinden biri oldu; işine düşkün ve gözü pek Kozluk Belediye Başkanıyken İç işleri Bakanlığı Mahalli İdareler onu döneminin “en başarılı belediye başkanı unvanıyla uluslararası bir ödüle aday gösterdi Birkaç belediye başkanı arkadaşıyla birlikte DEP ’e katılınca Çiller iktidarının şerrinden kurtulamadı; bir sene önce onu ödüle değer gören aynı bakanlık göre bir sene sonra birincil görevden alınan başkan oldu Yılmadı, ama bu defa HADEP Genel Başkan Yardımcısıyken gözaltına alındı, on günlerce süren JİTEM ’lerdeki sorgulamaların ardından tutuklandı Lakin okuyucularımız Abdullah KAYA ’yı daha çok gazetemizdeki yazılarından tanıyor O bir yazar bununla birlikte Yıllar önce ve hâlâ da zaman zaman gazetemizin “Dostane köşesinde yazdığı makale ve öyküleri “Bablekan adlı bir kitapta yayınlandı Onun birincil kitabı ise Irtibat Yayınlarından meydana çıkan meşhur “Hêvriz Ağacı Kendisi haleni Osman Baydemir ’in danışmanı
Bizim bu gün KAYA ile yaptığımız söyleşi onun son kitabı “DAĞ KAVMİKayıtdışı Bir Isyan üzerine
Sayın KAYA, son çalışmanız olan “DAĞ KAVMİ Kayıtdışı Bir Ayaklanma Avesta Yayınlarından çıktı Elimizde Okuduk Roman dilinde yazılı enfes bir roman, üstelik ve güya bölgemiz yakın geçmişinin tarihi gibi
Yıllar önce size konusundan söz etmiştim bu çalışmanın Otuzlu yılların ortalarında Kozluk Sason ’a bağlı bir nahiyebucaktı Direniş ya da ayaklanma hadisesi Kozluk ’un o zamanki ismiyle Hezo ’da, Hezo´nun bir dağ köyü olan Xırbaq ’ta patlak vermişti
Roman ’ın baş kişisi olan Teterê Badîk ’in köyü?
Evet, Xırbak Kendo aşiretinin köyü Teter de aşiretin genç lideri
demin “bölgemizin yakın geçmiş tarihi dedikse de bir tarih kitabı değil kuşkusuz Tersine tadı uzun vakit damakta kalan akıcı bir roman Sözde belgeli, “Kudüs Ey Kudüs veya İspanya iç savaşını anlatan “Yasımı Tutacaksın gibi Fazla hoş sosyolojik analizler var, tam o günlere, bölgenin eksiksiz bir feodalizmi yaşadığı günlere götürüyorsunuz gerçekte
Gördüğünüz gibi “Dağ Kavmi, yani Kürtçesiyle “Qewmê Çiyê bir “dönem romanı Türkiyeli her aydın “Sason İsyanı diye bir vakadan söz edildiğini duymuş şayet fakat, o sıralar neler olup bittiğinden bihaber diye biliyorum Ne ki, hadise doğduğum yerden çok uzak yok, 67 kilometre bir dağ köyünde patlak vermişti Çocukluğum bu isyan günlerinin öykülerini dinlemeyle geçti yıllardan beri, “ölmeden önce mutlaka yazmalıyım dediğim ve içimde bir ukde olarak tuttuğum bir meseleydi Örtük bir hadisenin üstünü araladım yalnızca
Hadiseyi nasıl romanlaştırdınız, usul olarak
Dediğim gibi hadise olduğunda ben doğmamıştım daha, ancak, yazmaya karar verdiğimde hadiseyi görenler, olayı birebir yaşayanların bir kısmı hâlâ hayattaydı Bilinçleri bir hayli zayıflamış dahi olsa üçbeşi hâlâ hayattalar Rahmetlik annemden, babamdan ve diğer büyüklerden sayısız öykü dinlemiştim başkaldırı zamanlarına dair Romanın üç baş kişisinden ikisi, Teterê Badîk ile Malaşereflerin ünlü sîması Abdurrahmanê Ali Xerzan mıntıkasında çok tanınan iki karakter Teter ’in ailesinden bir tek torunu var şu lahza; Abdurrahman O köyünde değil bundan böyle, Ege ve Akdeniz´de seracılıkla uğraşıyor Bir efsane ad olan dedesi Teter ’i en yakından o bilebilirdi Onu görmeye Antalya ’ya gittim Finike ’deki evinde uzun görüşmelerim oldu Epey notlar tuttum Onun söyledikleri ve öteki yaşlıların anlatımından romandaki “Teter doğdu
Teter ’e baktığımızda azıcık “İnce Memet gibi
Kolayından ve durduk yere bir insan dağa vurmaz kendini Bıçak kemiğe dayanacak veya sinir uçları ile oynanmış olacak fakat kişinin, fakat Mesela, “Abdi Ağanın yavuklusu “Hatçeye yaptıkları yok midir İnce Memed ’i intikam peşine düşüren? Niye, Koçero bambaşka bir figür mü sanki?
Öteki karakterler?
Abdurrahmanê Aliyê Unis ’in ardında ise hâlâ yaşamış geniş bir ailesi var O zaten aileden namlı bir karakter, onu baştan yaratmak çok baskı olmadı
Romanın üçüncü kişisi Yüzbaşı Madanoğlu İsyanı “tedip ve tenkil ile görevli asker oydu o zamanlar Hezo ’da
Korgeneral oldu sonraki yıllarda, 27 Mayıs ’ta Cemal Gürsel ’in sağ koluydu Emekli olduktan sonra bir ara o günlere dair “hatıralarını Cumhuriyet Gazetesinde yayımladı Laf konusu anılarında Sason isyanına dair fazla şey var Fakat anlatmadıklarını ya da anlatamadıklarını da biz araştırmalarımız sırasında bulup çıkardık
Örneğin Hezo ’daki bir aşiret kızını götürdüğü ve yıllar daha sonra ailesine gönderdiği gibi
Evet
Doğrusu böyle bir olay yaşanmış mıdır?
Yaşanmış tabii, diğer taraftan kadının ailesi hâlâala Batman ’ın bir köyünde yaşıyor On onbir yaşlarında “Güzeller güzeli bir kızmış Olayı fazla birey biliyordu zaten Doğruluğundan tam muhakkak edinmek için ailesini gidip buldum Seksenini aşkın abisiyle konuştum Öyküyü ben kurguladım fakat yaşanmış yani Bayan ikinci evliliğini de yapmış o sıralar Madanoğlu ’ndan çocuğu olmamış lakin ikinci evliliğinden iki oğlu var hâlâ hayatta ve halk görevlisi ikisi de Romanda reel ismiyle değil, kod ismiyle var
Okuyucu Sason İsyanı ’na kilitlenmişken, öteki kahramanların ilgisi sebebiyle Şex Said, Ağrı Xoybûn hareketi hatta Cumhuriyet öncesi aşiretOsmanlı yönetimi çatışmaları, azıcık “mîrî ahenk falan da veriliyor kitapta, yarı bir çay roman Gerçekten belgesel gibi
Tarihi sevmeyenler için tarih kitabı bıktırıcı olabilir, fakat edebiyat tarihine baktığınızda bir yığın “dönem romanlarında kayda değer tarihi hadiseler zevkli bir serüven biçimde verilir Hangi tarih kitabı “Kılıç Yarası ve “Ayaklanma zamanlarında Aşkta olduğu kadar “İttihat ve Terakkiyi Ahmet Atlan dek anlatabilmiştir? Dağ Kavmi ’nin önsözünde dobra dobra görülüyor: Zilan hadiselerinde olup bitenler uydurma yok hiç kuşkusuz, Üniversite yıllarından çok Ağrılı arkadaşım var, onların anlatımları ve en önemlisi Âmâ Hüseyin Paşa ’nın torunlarından Kemal Süphandağlı ’nın “Sancı Direnişi ve Hayderanlılar adlı eserinden fazlaca yararlandım Daha Sonra Abdurrahmanê Ali Suriye ’de sürgündeyken ölmeden önce şair Osman Sebri ’ye bir söyleşi vermiş O anlatımlar “Şerrên Sasunê diye kitapta yayınlandı Kitaba mevzu olan “Sosreta Şelmo vb hikayeler onun anlatımlarıdır gerçekte Bana öykülendirmek kaldı
Günümüzün önemli dertlerinden biri olan “koruculuk o zaman da var mıymış, romandaki anlatımlarınızdan tam bir facia yaşanmış
Şimdikilere korucu diyoruz, o zaman bu nesil görevi yapanlara “milis deniyordu Başkaldırı ya da direniş zamanlarında otuz altı pare köy “Mıntıkai Memnu yani “yasak alan duyuru edilmişti Teslim olmayanlar için kesin “vur emri vardı Otuzlu yıllarda şimdiki gibi yaygın medyadan laf edilemediği için hawar ve feryatlara koşan, soran eden yoktu Milislerin her biri alikıran başkesendiler
Trajediye gelince Hadise bitmiş son saniyesine dek trajedidir zaten Hele sürgün insanlarının çektikleri Tümü yazılmaya kalkılsa, elinizdeki kitap gibi on kitap çıkar
Ayaklanma sürgünleriyle bire bir görüşmeleriniz oldu mu?
Olmaz mı, o dönem sürgüne gönderilen öz dayılarımın bir kısmı hala Antalya Elmalı ve civarında yaşamaktalar Bunların bir kısmı döndüler bir kısmı hala oradalar Turgutlu, Afyon Dinar vb yerlerde yaşayan çok kişi tanıdım Manisa Salihli ve Dereköy ’e artan bir şekilde onlarla uzun söyleşiler yaptım Yaşlıların her birinin anlatımlarından benimki gibi bir roman çıkar
Ve natürel ayaklanma zamanlarında aşk Çok temiz ve fırtınalı aşklar da bitmiş romanda Gözü Kara bir kaleminiz var doğrusu, siyasetçi kimliğinizi düşündüğümüzde alışılmış olmadığımız bir stil, yani aşk ve cinselliği konu etmeniz
Arifciğim, Hevriz Ağacı ’ında da yanılmıyorsam böyle bir soru sormuştunuz Bunun mertçe hiçbir ilgisi yok İnsanı bir bütünüyle ele almak gerekir İnsan doğup ölmesiyle, yeme içmesiyle, nefret edilen şey ve öfkesiyle insandır Gülme ve matem nasıl bir insanın önemli niteliğiyse hoşuna gitmek ve cinsellik yaşamının ayrılmaz bir parçası İnsanı bütün bu halleriyle görmediğinizde, ana o zaman beceriksiz kalır insan Başkaları nasıl yapar bilemem ama bundan sonradan da kendime sansür uygulamam
Ve evet, niçin Kürtçe yazmıyorsunuz, dahası çok güzel konuştuğunuzu gördüğüm için soruyorum
Daha önceki yazılarım ve kitaplarım için dil meselesinde oldukça çok tenkit aldığım için romanın önsözünde bu konuya uzun bir paragraf ayırdım Burada da yinelemeliyim: Ölünceye dek beş kelimelik bir Türkçe cümleyi konuşamayan bir ananın çocuğuyum Bu içten Yedi yaşından üniversite bitimine dek Türkçe eğitildim Her hangi bir şey sırf yazmış olmak için yazılmaz ama Örneğin ben bu isyan hadisesinin salt çok az Kürtçe okuma yazma haberdar olan Kürtlerin dıştan Türklerin de okuyup öğrenmelerini istedim Kürtlere anadilde eğitimin yasak olduğu ülkemizde Kürtçe yazsaydım, bu amacıma ulaşamayacağımı düşündüm
Birinci neden bu
İkinci neden, yazmak diyorum lakin kaliteli bir dille kâğıda dökmek Sonuçta siz bir roman yazıyorsunuz, yeteneğinizin elverdiği ve olabildiğince “edebî olmalı yok mi? Eğitimini görmediğiniz bir dilde sözgelimi derinliğine bir ruhsal analize nasıl zor yetirebilirsiniz Cadde diliyle üç beş fıkralık birkaç satırı bir araya getirerek “Kürtçe yazdım ve oldu derseniz mesele yok
Fakat o kadar düşünmüyorum ben
Ama sebep ne olursa bir Kürt aydını, biliyorsa eğer mutlaka anadilinde eserler vermelidir
Ölmeden önce içimde yer eden bu ukde de eriyecek inşallah! *
Yazar:Ahmet Kaya
Dağ Kavmi (Qewmê Çiyê)
Kayıtdışı Bir Isyan
Abdullah Kaya
ISBN: 9789944382915
Birinci Baskı:
İkinci Baskı: 2010
195x13, 296 sayfa
Yazar:Ahmet Kaya
Dağ Kavmi (Qewmê Çiyê)
Kayıtdışı Bir Ayaklanma
Abdullah Kaya
ISBN: 9789944382915
Birinci Zorlama:
İkinci Zorlama: 2010
195x13, 296 sayfa
Qewmê Çiyê (Dağ Kavmi) bir dönem romanı Otuzlu yılların ortalarında patlak veren “Sason İsyanını konu alıyor Yazan kitabını hazırlarken olayla ilgili yazılmış kaynaklardan yararlandığı gibi, olayı yaşayanlar ve yakınlarıyla da görüşmeyi ihmalkârlık etmemiş
Kaya kitaba ilişkin şunları söylüyor: Türkiye yakın tarihi ve siyasetiyle ilgili hemen cümbür cemaat “Sason İsyanını duymuş şayet Lakin orada neler olup bittiği hakkında çok fakat fazla az bilgilerinin olduğu kanısınday(d)ım Dış dünyadan kopuk, kuytularda olmuş bitmiş ve kapanık bir hadisenin üstünü aralamayı istedim Sadece o kadar da değil, bununla birlikte yaşanmış bu trajedinin Türk, Kürt, gelecek kuşaklar göre “bilinmesini de
Dağ Kavmi için ne dediler?
Kitabı bir çırpıda büyük bir zevkle okudum 6 saat ve heyecanla okuyup bitirdiğimi bildirmek isterim Doğrusu çok başarılı bir egzersiz olmuş Kaya ’nın eline yüreğine sıhhat Kürt gençleri namına kendisine teşekkür ediyorum
Selahattin Demirtaş, BDP Genel Başkanı
Baskıya verilmeden önce kitabı görmüştüm O süre Kaya ’ya ‘keşke üç yüz sayfa yerine altı yüz sayfa olsaydı, okumayla arası olan her Kürdün okuması gereken bir roman ’ demiştim Sason İsyanı olarak bilinen lakin “bilinmez bir konu Kaya çok güzel bir dille anlatmış
Mustafa Özer, Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Bir isyanın roman örgüsü içerisinde verilmesi oysa bu değin olur
Osman Özçelik, Siirt Milletvekili
Abdullah Kaya ’nın Sason isyanı olarak aşina bu kayıtdışı isyanı anlattığı romanına hayran kaldım
Orhan Miroğlu
Daha birincil satırdan itibaren romanın içine giriyorsunuz yarı, o isyanın aktörlerinden biri oluyorsunuz Akıcı bir dil, Xerzan ’ın büyülü coğrafyası, çok mükemmel bir film olur gerçekten KAYA ’nın romanı Alınca elinizden bırakamıyorsunuz
Bengi Yıldız, BDP Grup sözcüsü
Abdullah Kaya ’nın Hêvriz Ağacı ’nı da okumuştum o kadar güzel yazmıştı ama, bir başka eserle onu aşabileceğini düşünmemiştim Dağ Kavmi ’nde o bunu gösterdi Bu da, bundan sonraki eserlerinin daha da hoş olacağının işareti Olmuş tarihi bir hadise fakat bu kadar derinlikli, duygu yüklü ve sorgulayan bir biçimde verilebilir Tarih, hayat ve direngen bir halk Ahmat Altan ’ın Kılıç Yarası ve Isyan Zamanlarında Aşk gibi, fakat yazanın aidiyeti nedeniyle onu da aşan bir roman, büyük bir zevkle okudum
Hamit Geylani, Hakkari Milletvekili
Qewmê Çiyê Serhildaneke Neqeydkirî
Qewmê Çiyê romana demekê ye, li ser serhildana Sasonê a ku di salên 1930an de bûye radiweste Nivîskar di kitêba xwe de ayrıca ji çavkaniyên nivîskî û keza jî ji kesên bi awayekî bi serhildanê re elaqedar in, istîfade kiriye
SASON İSYANI BAŞINDAN SON SANİYESİNE DEK BİR TRAJEDİDİR
Genç bir bürokratken politikaya atıldı 12 Eylül ’ün derhal akabinde onu Batman (Erdal İnönü ’nün SODEP ’inden) Belediye Başkan adayı olarak gördük Batman Siirt ’in bir ilçesiydi o vakit Sonraki yıllarda bölgenin en popüler siyasetçilerinden biri oldu; işine düşkün ve gözü pek Kozluk Belediye Başkanıyken İç işleri Bakanlığı Mahalli İdareler onu döneminin “en başarılı belediye başkanı unvanıyla uluslararası bir ödüle aday gösterdi Birkaç belediye başkanı arkadaşıyla birlikte DEP ’e katılınca Çiller iktidarının şerrinden kurtulamadı; bir sene önce onu ödüle değer gören aynı bakanlık göre bir sene sonra birincil görevden alınan başkan oldu Yılmadı, ama bu defa HADEP Genel Başkan Yardımcısıyken gözaltına alındı, on günlerce süren JİTEM ’lerdeki sorgulamaların ardından tutuklandı Lakin okuyucularımız Abdullah KAYA ’yı daha çok gazetemizdeki yazılarından tanıyor O bir yazar bununla birlikte Yıllar önce ve hâlâ da zaman zaman gazetemizin “Dostane köşesinde yazdığı makale ve öyküleri “Bablekan adlı bir kitapta yayınlandı Onun birincil kitabı ise Irtibat Yayınlarından meydana çıkan meşhur “Hêvriz Ağacı Kendisi haleni Osman Baydemir ’in danışmanı
Bizim bu gün KAYA ile yaptığımız söyleşi onun son kitabı “DAĞ KAVMİKayıtdışı Bir Isyan üzerine
Sayın KAYA, son çalışmanız olan “DAĞ KAVMİ Kayıtdışı Bir Ayaklanma Avesta Yayınlarından çıktı Elimizde Okuduk Roman dilinde yazılı enfes bir roman, üstelik ve güya bölgemiz yakın geçmişinin tarihi gibi
Yıllar önce size konusundan söz etmiştim bu çalışmanın Otuzlu yılların ortalarında Kozluk Sason ’a bağlı bir nahiyebucaktı Direniş ya da ayaklanma hadisesi Kozluk ’un o zamanki ismiyle Hezo ’da, Hezo´nun bir dağ köyü olan Xırbaq ’ta patlak vermişti
Roman ’ın baş kişisi olan Teterê Badîk ’in köyü?
Evet, Xırbak Kendo aşiretinin köyü Teter de aşiretin genç lideri
demin “bölgemizin yakın geçmiş tarihi dedikse de bir tarih kitabı değil kuşkusuz Tersine tadı uzun vakit damakta kalan akıcı bir roman Sözde belgeli, “Kudüs Ey Kudüs veya İspanya iç savaşını anlatan “Yasımı Tutacaksın gibi Fazla hoş sosyolojik analizler var, tam o günlere, bölgenin eksiksiz bir feodalizmi yaşadığı günlere götürüyorsunuz gerçekte
Gördüğünüz gibi “Dağ Kavmi, yani Kürtçesiyle “Qewmê Çiyê bir “dönem romanı Türkiyeli her aydın “Sason İsyanı diye bir vakadan söz edildiğini duymuş şayet fakat, o sıralar neler olup bittiğinden bihaber diye biliyorum Ne ki, hadise doğduğum yerden çok uzak yok, 67 kilometre bir dağ köyünde patlak vermişti Çocukluğum bu isyan günlerinin öykülerini dinlemeyle geçti yıllardan beri, “ölmeden önce mutlaka yazmalıyım dediğim ve içimde bir ukde olarak tuttuğum bir meseleydi Örtük bir hadisenin üstünü araladım yalnızca
Hadiseyi nasıl romanlaştırdınız, usul olarak
Dediğim gibi hadise olduğunda ben doğmamıştım daha, ancak, yazmaya karar verdiğimde hadiseyi görenler, olayı birebir yaşayanların bir kısmı hâlâ hayattaydı Bilinçleri bir hayli zayıflamış dahi olsa üçbeşi hâlâ hayattalar Rahmetlik annemden, babamdan ve diğer büyüklerden sayısız öykü dinlemiştim başkaldırı zamanlarına dair Romanın üç baş kişisinden ikisi, Teterê Badîk ile Malaşereflerin ünlü sîması Abdurrahmanê Ali Xerzan mıntıkasında çok tanınan iki karakter Teter ’in ailesinden bir tek torunu var şu lahza; Abdurrahman O köyünde değil bundan böyle, Ege ve Akdeniz´de seracılıkla uğraşıyor Bir efsane ad olan dedesi Teter ’i en yakından o bilebilirdi Onu görmeye Antalya ’ya gittim Finike ’deki evinde uzun görüşmelerim oldu Epey notlar tuttum Onun söyledikleri ve öteki yaşlıların anlatımından romandaki “Teter doğdu
Teter ’e baktığımızda azıcık “İnce Memet gibi
Kolayından ve durduk yere bir insan dağa vurmaz kendini Bıçak kemiğe dayanacak veya sinir uçları ile oynanmış olacak fakat kişinin, fakat Mesela, “Abdi Ağanın yavuklusu “Hatçeye yaptıkları yok midir İnce Memed ’i intikam peşine düşüren? Niye, Koçero bambaşka bir figür mü sanki?
Öteki karakterler?
Abdurrahmanê Aliyê Unis ’in ardında ise hâlâ yaşamış geniş bir ailesi var O zaten aileden namlı bir karakter, onu baştan yaratmak çok baskı olmadı
Romanın üçüncü kişisi Yüzbaşı Madanoğlu İsyanı “tedip ve tenkil ile görevli asker oydu o zamanlar Hezo ’da
Korgeneral oldu sonraki yıllarda, 27 Mayıs ’ta Cemal Gürsel ’in sağ koluydu Emekli olduktan sonra bir ara o günlere dair “hatıralarını Cumhuriyet Gazetesinde yayımladı Laf konusu anılarında Sason isyanına dair fazla şey var Fakat anlatmadıklarını ya da anlatamadıklarını da biz araştırmalarımız sırasında bulup çıkardık
Örneğin Hezo ’daki bir aşiret kızını götürdüğü ve yıllar daha sonra ailesine gönderdiği gibi
Evet
Doğrusu böyle bir olay yaşanmış mıdır?
Yaşanmış tabii, diğer taraftan kadının ailesi hâlâala Batman ’ın bir köyünde yaşıyor On onbir yaşlarında “Güzeller güzeli bir kızmış Olayı fazla birey biliyordu zaten Doğruluğundan tam muhakkak edinmek için ailesini gidip buldum Seksenini aşkın abisiyle konuştum Öyküyü ben kurguladım fakat yaşanmış yani Bayan ikinci evliliğini de yapmış o sıralar Madanoğlu ’ndan çocuğu olmamış lakin ikinci evliliğinden iki oğlu var hâlâ hayatta ve halk görevlisi ikisi de Romanda reel ismiyle değil, kod ismiyle var
Okuyucu Sason İsyanı ’na kilitlenmişken, öteki kahramanların ilgisi sebebiyle Şex Said, Ağrı Xoybûn hareketi hatta Cumhuriyet öncesi aşiretOsmanlı yönetimi çatışmaları, azıcık “mîrî ahenk falan da veriliyor kitapta, yarı bir çay roman Gerçekten belgesel gibi
Tarihi sevmeyenler için tarih kitabı bıktırıcı olabilir, fakat edebiyat tarihine baktığınızda bir yığın “dönem romanlarında kayda değer tarihi hadiseler zevkli bir serüven biçimde verilir Hangi tarih kitabı “Kılıç Yarası ve “Ayaklanma zamanlarında Aşkta olduğu kadar “İttihat ve Terakkiyi Ahmet Atlan dek anlatabilmiştir? Dağ Kavmi ’nin önsözünde dobra dobra görülüyor: Zilan hadiselerinde olup bitenler uydurma yok hiç kuşkusuz, Üniversite yıllarından çok Ağrılı arkadaşım var, onların anlatımları ve en önemlisi Âmâ Hüseyin Paşa ’nın torunlarından Kemal Süphandağlı ’nın “Sancı Direnişi ve Hayderanlılar adlı eserinden fazlaca yararlandım Daha Sonra Abdurrahmanê Ali Suriye ’de sürgündeyken ölmeden önce şair Osman Sebri ’ye bir söyleşi vermiş O anlatımlar “Şerrên Sasunê diye kitapta yayınlandı Kitaba mevzu olan “Sosreta Şelmo vb hikayeler onun anlatımlarıdır gerçekte Bana öykülendirmek kaldı
Günümüzün önemli dertlerinden biri olan “koruculuk o zaman da var mıymış, romandaki anlatımlarınızdan tam bir facia yaşanmış
Şimdikilere korucu diyoruz, o zaman bu nesil görevi yapanlara “milis deniyordu Başkaldırı ya da direniş zamanlarında otuz altı pare köy “Mıntıkai Memnu yani “yasak alan duyuru edilmişti Teslim olmayanlar için kesin “vur emri vardı Otuzlu yıllarda şimdiki gibi yaygın medyadan laf edilemediği için hawar ve feryatlara koşan, soran eden yoktu Milislerin her biri alikıran başkesendiler
Trajediye gelince Hadise bitmiş son saniyesine dek trajedidir zaten Hele sürgün insanlarının çektikleri Tümü yazılmaya kalkılsa, elinizdeki kitap gibi on kitap çıkar
Ayaklanma sürgünleriyle bire bir görüşmeleriniz oldu mu?
Olmaz mı, o dönem sürgüne gönderilen öz dayılarımın bir kısmı hala Antalya Elmalı ve civarında yaşamaktalar Bunların bir kısmı döndüler bir kısmı hala oradalar Turgutlu, Afyon Dinar vb yerlerde yaşayan çok kişi tanıdım Manisa Salihli ve Dereköy ’e artan bir şekilde onlarla uzun söyleşiler yaptım Yaşlıların her birinin anlatımlarından benimki gibi bir roman çıkar
Ve natürel ayaklanma zamanlarında aşk Çok temiz ve fırtınalı aşklar da bitmiş romanda Gözü Kara bir kaleminiz var doğrusu, siyasetçi kimliğinizi düşündüğümüzde alışılmış olmadığımız bir stil, yani aşk ve cinselliği konu etmeniz
Arifciğim, Hevriz Ağacı ’ında da yanılmıyorsam böyle bir soru sormuştunuz Bunun mertçe hiçbir ilgisi yok İnsanı bir bütünüyle ele almak gerekir İnsan doğup ölmesiyle, yeme içmesiyle, nefret edilen şey ve öfkesiyle insandır Gülme ve matem nasıl bir insanın önemli niteliğiyse hoşuna gitmek ve cinsellik yaşamının ayrılmaz bir parçası İnsanı bütün bu halleriyle görmediğinizde, ana o zaman beceriksiz kalır insan Başkaları nasıl yapar bilemem ama bundan sonradan da kendime sansür uygulamam
Ve evet, niçin Kürtçe yazmıyorsunuz, dahası çok güzel konuştuğunuzu gördüğüm için soruyorum
Daha önceki yazılarım ve kitaplarım için dil meselesinde oldukça çok tenkit aldığım için romanın önsözünde bu konuya uzun bir paragraf ayırdım Burada da yinelemeliyim: Ölünceye dek beş kelimelik bir Türkçe cümleyi konuşamayan bir ananın çocuğuyum Bu içten Yedi yaşından üniversite bitimine dek Türkçe eğitildim Her hangi bir şey sırf yazmış olmak için yazılmaz ama Örneğin ben bu isyan hadisesinin salt çok az Kürtçe okuma yazma haberdar olan Kürtlerin dıştan Türklerin de okuyup öğrenmelerini istedim Kürtlere anadilde eğitimin yasak olduğu ülkemizde Kürtçe yazsaydım, bu amacıma ulaşamayacağımı düşündüm
Birinci neden bu
İkinci neden, yazmak diyorum lakin kaliteli bir dille kâğıda dökmek Sonuçta siz bir roman yazıyorsunuz, yeteneğinizin elverdiği ve olabildiğince “edebî olmalı yok mi? Eğitimini görmediğiniz bir dilde sözgelimi derinliğine bir ruhsal analize nasıl zor yetirebilirsiniz Cadde diliyle üç beş fıkralık birkaç satırı bir araya getirerek “Kürtçe yazdım ve oldu derseniz mesele yok
Fakat o kadar düşünmüyorum ben
Ama sebep ne olursa bir Kürt aydını, biliyorsa eğer mutlaka anadilinde eserler vermelidir
Ölmeden önce içimde yer eden bu ukde de eriyecek inşallah! *