Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Abdüllatif Kudsi Kimdir

Abdüllatif Kudsi Kimdir

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Abdüllatif Kudsi hakkında veri
Abdüllatif Kudsi hayatı
Abdüllatif Kudsi biyografisi


Abdüllatif Kudsi, Evliyânın büyüklerindendir İsmi Abdüllatîf bin Abdurrahmân bin Ahmed bin Gânim elHazreci elEnsârî elKudsî'dir İbni Gânim ve İbni Benâne diye ünlü olan bir âilenin çocuğudur 1384 (H786) senesi Recebi şerîf ayının yirmisinde Cumâ gecesi Kudüs'te doğdu 1452 (H856) senesi Rebîülevvel ayı başında Perşembe günü Evliyâ diyârı Bursa'da vefât etti Kabri üzerine bir türbe yapıldı Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin dergâhının olduğu ve defnedildiği bu muhît sonra emrindeki bulunduğu tarîkat nedeniyle Zeynîler mahallesi adını aldı

Abdüllâtif Kudsî önce Kur'ânı kerîmi ezberledi Daha Sonra babasından ve başkalarından sarf, nahiv, fıkıh, ferâiz, meânî, beyân ilimlerini okudu Medrese tahsilini tamamladıktan daha sonra Tasavvuf; ahlâk ve gönül ilmine meyledip bu şımartma ile Şeyh Abdülazîz'in talebesi arasına katıldı Kısa zamanda icâzet aldı ve irşâdla görevlendirildi

Abdüllatîf Kudsî'nin oturduğu şehirde Mescidi Aksâ'nın bulunması sebebiyle seyâhata çıkan ve hacca giden pekçok kimse buraya uğrardı O bu fırsatı kaçırmaz gelip giden büyüklerden maddî manevî alışverişte bulunurdu Horasandan kalkıp Kudüs'ü ziyâret edenlerden biri de büyük velî Zeyniyye yolunun önderi Zeynüddîni Hâfî hazretleri idi Abdüllatîf Kudsî önceden ismini duyduğu bu zât ile karşılaşınca, evine dâvet etti Birkaç gün başbaşa sohbette bulundular Abdüllatîf Kudsî onun sohbet ve mânevî ilimlerdeki derecesine hayran kalıp, gönülden bağlandı Elinden geldiğince hizmet ve hürmet etti Feyz ve bereketlerine kavuştu Daha Sonra Zeynüddîni Hâfî hazretleri Hicaz'a gitmek üzere ayrılmak isteyince, Abdüllatîf Kudsî de, berâberinde bulunmak için, müsade istedi Lakin annesinin rahatsızlığı sebebiyle Zeynüddîni Hâfî hazretleri müsâade etmedi Hac dönüşü bitmiş uğrayacağını ve kendisini beraberinde Horasan'a götürebileceğini vâd ederek, Kudüs'ten ayrıldı Bu Nedenle Abdüllatîfi Kûdsî'nin hayâtında yeni bir sayfa açıldı

Hac dönüşü Zeynüddîni Hâfî hazretleri Kudüs'e uğrayıp Abdüllatîf'i yanında aldı Birlikte Horasan'a gittiler Abdüllatîf mürşidinin (hocasının) terbiye ve tâlimi ile yetişip gösterdiği şekilde halvete, çileye girdi Sonradan Câm şehrine gidip evliyânın büyüklerinden Ahmed Nâmıkı Câmî hazretlerinin türbesinde kırk gün lezzetli muhâsebesi ile uğraştı Nefsini hesaba çekti ve olgunlaşıp kemâle geldi Bunun üstüne Zeynüddîni Hâfî hazretleri kendisine icâzetnâme, diploma verip insanlara yargı yolu göstermek ve irşâdla vazîfelendirdi Bunun üstüne Abdüllatîf Kudsî hazretleri, önce Şam'a, oradan Kudüs'e, sonradan da Anadolu'ya geldi Konya'dan geçerek Bursa'ya geldi Konya'da iken burada medfun bulunan Celâleddîni Rûmî, Sadreddîni Konevî ve Şemsi Tebrîzî hazretlerinin kabirlerini ziyâret ederek, onlarla mânen görüştü ve halleriyle hallendi Bu durumunu şöyle anlatır:

Mevlânâ Celâleddîn'in türbesini ziyâret ettim Kendimi üryân gördüm Sonra Şeyh Sadreddîn Konevî hazretlerini ziyâret eyledim Beni kendine çekti Daha Sonra Şemseddîn Tebrîzî hazretlerini ziyâret ettim Orada duâ ve namazdan daha sonra Bursa'ya gitmeye karar verdim Atımın üzerinde giderken, uyku aralarında bana; Ehli mârifet seni bekler ve sana muntazırdırdendi Şâbân ayında Bursa'ya geldim Oradaki âlim ve âriflerle Ramazan'a dek halvette kaldım Halvetteki ilk gecemde gaybdan bir ses; Bu, Cennet'ten bir cemiyet, bir topluluktur ve dünyâda bir benzeri yokturdiyordu

Abdüllatîf Kudsî hazretleri Bursa'da câmi ve dergâh inşâ edip talebe yetiştirmeye başladı Kurduğu dergâh Zeynîler Dergâhı adıyla meşhur oldu Yerleştiği muhit daha sonra ast bulunduğu tarîkat sebebiyle Zeynîler adını aldı Vefâtına dek kurduğu dergâhta talebe yetiştiren Abdüllatîf hazretleri sohbet ve nasîhatleriyle talebelerine dürüst yolu gösterdi Kimseye zarar vermemeyi, herkese iyilik etmeyi bildirdi

Birgün kendisinden; Sâdık, iyi bir mürid (talebe) nasıl olmalıdır?diye soruldu Cevap olarak buyurdu ama:

Hocasının huzûrunda iddiâ sâhibi olmamalı, makam ve rütbe için kendisinden bahsetmemeli, tanıdık olmayan kadınlarla ve genç oğlanlarla bir yerde yalnız kalmamalı, hocasından hiçbir şeyi gizlememeli, izinsiz sohbet meclislerine katılmamalı, iyice teslim olmalı, şüpheye düştüğü konularda Kur'ânı kerîmin Kehf sûresindeki Mûsâ aleyhisselâm ile Hızır aleyhisselâm kıssasını hatırlamalıdır

Mürşid, yol gösteren zâtın sohbeti nasıl olmalıdır?denilince de şöyle buyurdu:

Onun birbirinden ayrı üç sohbeti olmalıdır: Birincisi; halkla sohbetidir Bu sohbetlerde müslümanların dînî bilgilerini öğrenmeleri için onlara ibâdet ve muâmelât, alışveriş, bilgilerinden bahsetmelidir İkincisi; dostlar ve sevgililerle olan sohbettir Bunda daha ziyâde tasavvuf ile hallenmiş olanlara zikir, murâkabe, halvet, riyâzet, mücâhede gibi mevzûlar anlatılır Üçüncüsü; talebelerle bir bir sohbet şekli olup, onların beceriksiz ve noksanlıkları sinyâl edilip, hal çâreleri gösterilir

Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin ast bulunduğu Zeyniyye yolu Sühreverdiyye tarîkatının bir kolu olup, silsileleri Zeynüddîni Hâfî, Nureddîn Abdurrahmân Mısrî, Abdurrahmân Şirsî, Yûsufi Acemî, Hasan Şemsirî, Mahmûd İsfehânî, Nûreddîn Natanzî, Ömer Sühreverdî'ye ulaşır (rahmetullahi aleyhim ecmaîn)

Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin talebelerinin en meşhûru Şeyh Vefâ diye tanıdık Müslihiddîn Mustafa bin Ahmed elKonevî ile Âşıkpaşazâde'dir Şeyh Vefâ hazretleri Osmanlı ilim ve kültür hayâtının feyizli kaynaklarından biri olmuş, İstanbul'daki dergâhı mânevî bir hayat menbaı hâline gelmiştir

Evliyâ Çelebi'nin büyük bir kapı diye övdüğü Zeyniyye Dergâhında Abdüllatîf Kudsî hazretlerinden sonra, sırasıyla; Tâcüddîn İbrâhim Karamânî, Hacı Halîfe Kastamonî, Muhammed Bolevî, Safiyyüddîn Mustafa Efendi, Nasûhî Tosyavî, Muallimzâde Mustafa Efendi, Seyyid Ali Efendi, Safiyyüddînzâde Muhammed Çelebi, Safiyyüddînzâde Abdülazîz Efendi,Safiyyüddînzâde Abdullah Efendi'dir Muhammed bin Abdullah Muhammed Efendi, Kâmri Efendi, Muhammed Efendi, Muhammed bin Abdullah, Muhammed Efendi, Şükrü Halife ve Ali Efendi postnişînlik yapmışlardır

Zeyniyye Tekkesi yanındaki su fazla nefis olup, bunu Abdüllatîf Kudsî Efendi bulmuştur Zeyniyye Tekkesi, Zeyniyye Dergâhı ve Zeyniyye Hankâhı gibi isimlerle de anılmıştır Zâviyenin üstteki kısmı bugün Kur'ânı kerîm kursu olarak kullanılmaktadır Zâviyeden bir nişan olmadığı gibi bulunduğu yerde iki katlı evler vardır

Abdüllatîfi Kudsî hazretlerinin eserlerinden biri tasavvufî terimlerin açıklandığı TuhfetülVâhibilMevâhib fî IfadeilMakâmât vel Merâtîb; ikincisi Hâdil Kulûb ilâ Likâi'l Mahbûb olup, Allahü teâlânın zât ve sıfatlarından îtikâda dâir meselelerden bahseder, Üçüncüsü; KeşfülÎtikâd fîReddî alâ Mezhebil İlhâd'dır Bozuk yol ve inanışlara reddiye olarak yazılmıştır Dördüncüsü; ŞifâülMüteellim fî ÂdâbilMuallim velMüteallim olup ilim, ilmin fazîleti anlatılır Beşincisi; Kitâbü EmrBil Ma'rûf ven Nehy Ani'l Münker Altıncısı; İktibâsû Ref'ül İltibâs fî Beyânı TarîkinNâs Yedincisi; NefehâtülEshâ ve RihletülEsrâr olup, eserlerin hepsi Arapça olarak yazılmıştır

1) Mu'cemülMüellifin; c6, s10
2) EdDavülLâmi'; c4, s327
3) Şakâyıkı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s87
4) EsmâülMüellifin; c1, s617
5) Şakâyıkı Nu'mâniyye; c1, s70
6) KâmûsulA'lâm; c4, s3090
7) NefehâtülÜns; s550
8) KeşfüzZünûn; c1, s134,376,894, c2, s1398, 1487
9) Brockelmann; Gal2; s132
10) SefînetülEvliyâ; c1, s270
11) Güldestei Riyâzî İrfan; s97
12) Âşıkpaşazâde Târihi; s249250
13) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c12, s135 *
 
858,496Konular
981,665Mesajlar
29,734Kullanıcılar
Üst Alt