Kadınların % 80-90 ı adet dönemiyle ilgili değişik derecelerde sıkıntı yaşamaktadır. Jinekoloji polikliniğinde hastaların büyük çoğunluğunu adet ağrısı çeken, adet dönemi sinirli, öfkeli ve yeme bozukluğu yaşayan kadınlar oluşturmaktadır.Kadınların büyük çoğunluğunun yaşadığı bu durum çalışma performansını azaltmakta,öğrencilerin okul başarısını etkilemekte, aynı zamanda kadının aile hayatı ve sosyal yaşantısında sıkıntılara yol açmaktadır.Bu nedenle adet ağrıları premenstrüel sendrom,kadın sağlığı ile ilgilenen profesyonellerin ilgi alanı olmuş,konuyla ilgili birçok araştırma ve çalışmalar yapılmış hala da yapılmaktadır
Adet döngüsü kadın bedeninin fizyolojik bir döngüsü olmasına rağmen bu kadar gürültülü geçmesi özellikle holistik tıbbın ilgi alanını oluşturur.
Adet ağrıları çeken ancak fiziksel bir sorunu olmayan kadınlarla yapılan çalışmalar, kadının zihinsel durumunun adet dönemini belirleyici bir faktör olduğunu göstermektedir.
Ülkemiz kadınının, kadınlık ve cinsel kimliği ile olan sıkıntıları adet ağrılarına yol açmaktadır. Hele de günümüzde erkek gibi kadın olma gayretleri, her işin altından kalkma çabaları, kendi ifade edememe, sıkışmış duyguların altında kendini kötü hisseden zihin-beden, adet gibi fizyolojik bir süreci ağrılı, sinirli, depresif geçirebilmektedir.
Sağlığa bütüncül yaklaşım, adet ağrılarında dünya sağlık örgütünün kriterlerini ile tedavi planı yapar.
Adet ağrılarında kullanılan zihinsel özgürleşme teknikleri kadının içsel savaşlarını bitirerek, bedenin ağrı üretmesini ortadan kaldırmayı hedefler.
Kadınlığı ile barışmış bir beden kadınsal süreçleri adet dönemini akışta yaşayabilir.
Yine uzun yıllardır tüm dünyada son yıllarda ülkemizde de sağlık mevzuatında tedavi protokolleri arasında onaylanan manuel terapi, egzersiz aromaterapi, hipnoz gibi yöntemler adet ağrıları için kullanılabilir.
Kokunun insan bedeni ve ruhu üzerindeki etkisi yüzyıllardır bilinmesine rağmen adet ağrılarında kullanılmaya başlaması yeni yeni gündeme gelmektedir.
Unutulmaması gereken bedenin adet gibi fizyolojik bir davranışı ağrılarla geçiyorsa, oradaki ağrıyı susturmak, görmezden gelmek yerine zihin-beden bütünlüğünde bu ağrıyı anlamak, bu anlayış sonucunda kişiye uygun tedavi protokolunü oluşturarak iyileşmeyi sağlayabilmektedir.