Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Adıyamanın Gelenekleri

Adıyamanın Gelenekleri
0
150

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Adıyamanın Gelenekleri Nelerdir
Adıyaman Gelenek ve Görenekleri
Adıyaman Kültürü

Adıyaman ili mağara devrinden itibaren günümüze dek dağıtılmış medeniyetlere konut sahipliği yapmış bir çok kültürün yoğrulup özleştiği; sözü, giyimi, kuşamı, oyunu, düğünü ve hayatın çeşitli dönemleriyle (doğum, evlenme, ölüm) ilgili adet ve inançları, misafirperverliği insan sevgisi hayat felsefesi, dünya görüşü, halısı, kilimi, cicimi, heybesi ile zengin bir yaşayan millet kültürüne sahiptir

Folklor açısından bilimsel bölge araştırmalarına konu olabilecek birikime sahip, çoğu yerde rastlanmayacak kadar özgün ve zengin kültürel değerler hazinesi olan Adıyaman ili günümüze kadar detaylı yeterli bir çalışmaya konu olmamıştır Ancak bilimsel araştırmalar için bir ön egzersiz başlatılmış bulunmaktadır

Türk ve yabancı bilim adamlarının yapmış olduğu kazıbilimsel kazılar neticesinde elde edilen bilgiler doğrultusunda milattan önceki dönemlerde bile insanların yaşadığı zengin medeniyetlerin varlığını kanıtlayan Pirin Mağaraları ve günümüze değin tahrip olmadan gelebilen tarihi eserleri ile insanlık tarihi ve kültürü açısından açık hava müzesi hususiyetini haizdir Folklorumuzun bugüne gelişinde bu yapının şüphesiz etkisi vardır

Teknolojinin ilerlemesi ve irtibat araçlarının gelişip yaygınlaşması ile kültürlerin daha hızlı kaynaşması ve değişmesi aralarında sıkı bir bağ vardır Bu kaynaşma ve başkalaşım sürecini, Adıyaman İlinin folklorik bir çok unsurlarında da görmek mümkündür Bu değişime giyimkuşam, örf, adet, gelenek ve göreneklerin yanı sıra değer yargılarında da rastlamaktayız

HARFANA
Adıyamana komşu olan illerde “Sıra Gecesi de denilen “HARİFANE sözlükte:Esnafca cümbür cemaat kendi masrafını hissesine düşeni atamak suretiyle ortaklıkla yapılan demektir
Adıyaman ’da ise; Esnaf içinden guruplarca icra edilen bir program olup, Osmanlı döneminde kurulan Ahilik teşkilatının üyeleri olan esnafın, koşuşturmakla geçen bir haftanın yorgunluğunu ve stresini atmak için kafadengi dost gruplarının kendi çaplarında hafta sonları pazar akşamında icra ettikleri bir eğlencenin adıdır

ADIYAMAN ’DA HARFANA ŞU ŞEKİLDE YAPILIR :
Ilk Önce bu buluşma yalnızca erkekler arasında olur ve her hafta bir kişinin evinde yapılırdıEv sahibi, misafirlerine kahve ve ardın da dere ikramında bulunarak muhabbete antre için ısınma hamlesini başlatmış olurduMuhabbet koyulaştıkça arada sesi hoş olanlar gazeller okur, maniler söyler, yanık türküler, uzun havalar ve şiirler okunurduBaşta “Yüzük Oyunu olmak üzere “Değil dememe oyunu gibi oyunlar oynanır, hikaye ve masallar anlatılır(Öykü ve masal anlatımına “HEKET SÖLEMEH denilirdi) Cenk kitaplarından ve öteki mevcut olan kitaplardan bahis(konu)ler okunur ve cemaat büyük bir dikkatle dinlerdi Bu da eğitimin bir parçası olarak görülürdü Çünkü davetli ve toplum adabı, sözün söylenme biçimi, yeri ve zamanı gibi sosyal olayların yaşanarak öğretilip ve öğrenildiği mekanlar durumundaydı

Bütün bu sohbetler ve oyunlar arasında ağızlar anlamsız durmaz; Leblebi ve ceviz gibi çerez, bastık(pestil), kesme, kuru üzüm gibi kuru yemişler ikram edilirdiYemek olarak, sohbetin bir bölümünde Etli Köfte “çiğ köfte ikram edilir, tatlı olarak da gedeyif (Kadayıf), paklavya (Baklava), sedır ’ezem sucığı, tene hevlası)Helva), topa hevlası, şıllik (hamur işi tatlı)… gibi tatlılardan her konut kendi imkanları ölçüsünde ikramda bulunurdu

Eğer söz konusu harfana ekibi içki kullanan kişilerden oluşuyorsa, gıda ve içecekler arasına alkol ile olması gerekenler yapılır ve yine saz ve söz ’e bol bol yer verilirdiHarfana dediğimiz bu hafta sonu (Pazar günü) eğlencesi o gecenin sabah vaktine kadar sürekli devam ederdi Söz konusu gecede adı geçen oyunlardan “Yüzük Oyunu şu şekilde oynanırdı: Harfana ’ya iştirak eden birey sayısınca boş kahve fincanı bir tabağın içine ters çevrilmiş ve içlerinden bir tanesinin içine yüzük konulmuş şekilde getirilir, cümbür cemaat bir tanesini açar, kimin fincanının aşağı yüzük bulunursa o birey O gecenin masraflarını karşılama cezasına çarptırılıdı
DEĞIL DEME OYUNU: Yine harfanaya katılan kişiler biri birlerine öbür ve karmakarışık sorular sorarlar Bu sorulara karşılık olarak Evet, he… vs gibi ifadeler kullanabilirler ama, bunların yerine Yok(Hayır) kim derse işte o kişiye de gecenin masraflarını karşılama cezası verilirdi

HIDIRELLEZ
Hızır ve İlyas (as) ’ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan, miladi takvime göre 6 Mayıs, Rûmî takvime kadar ise 23 Nisan ’a rastlayan güne verilen isimdirSöz konusu günde, Hızır ve İlyas (as) buluşarak sohbet ederler Ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği neşeyle zor bulurlardı
Hızır(as) ’nın Allah ’ın lütfu ile dolaştığı yere yeşillikler çıkar, çorak yerler çiçeklere bezenirdi İşte bu olaya dayanarak, insanlar zamanla bu günlerde buluşup, Hızır ve İlyas (as) ’ın geleneğini sürdürmek amacı ile özel kutlama ve dua günleri düzen eder olmuşlarAma bu, zamanla asli hüviyetinden çıkarılarak, günümüzde olan şekliyle HIDIRELLEZ adını almıştır
Günümüzde kullanılan manası ise, insanların kıştan kurtuluşlarının bir işareti ve bahar güneşinden kullanım, piknik yapma, stres atma, eğlenme, nişan, nikah, sünnet törenleri düzen etme, uğursuzlukları giderme, adakta bulunma gibi düşünceleri gerçekleştirme amacıyla gelenekselleşen bahar bayramı inancıdır ama; bu nesil bir inanç sonra ortaya çıkmıştır
Adıyaman merkezinde kutlanılan bahar bayramının adı, “SULTAN NAVRIZI veya “SEHRE dirKutlama tarihi de, Rûmî takvime göre 6 Mart, Milâdî takvime kadar ise 21 Mart günüdürSultan Navrızı kutlamaları için şehrin iki farklı mekanı kullanılmaktaydı Bunlardan birincisi ve en kalabalık olanı, şimdiki Devlet Hastanesinin Kuzey tarafında, Karadağ ’a yakın “NAKIBIN HAVIZI denen düz, yeşil, su ve ufak bir havuzun bulunduğu açık bir alandı
İkinci mekan ise, bugünkü Atatürk Şehir stadının Güney tarafında bulunan “YEDİ GARDAŞ adındaki ziyaretin bulunduğu mekandıLaf konusu gün gelmezden bir hafta10 gün öncesinden hazırlıklara başlanır, çiğ köfte (Etli Köfte) için et siparişleri kasaba bir hafta 10 gün öncesinden verilirdi Çünkü o günün öğle yemeğinde derhal cümbür cemaat çiğ köfte yapacağından, köftelik et ’e istek çok olmaktaydı
SEHRE ’ye gitmezden bir akşam önce, ev halkının daha evvelden suda ıslattığı nohutları ekmek sacının (tandırın) iç kısmında ateşte kavurur, bu kavrulmuş nohutlar çerez olarak yenmek için hazırlanırdıSEHRE ’de sabahleyin kahvaltısında yenilmesi için bir hamur işi olan “BEKMEZLİ TAPLAMA yapar hazırlarlardıHazırlanan nevaleler sepetlerle, torbalarla ve bez sofralarla çıkınlar yapılarak misafir etme yerine taşınırdı
Eğer bu günü kutlayanlar içinde nişanlı bir kız varsa, kızın ailesi o günün ağır yemeklerinden olan pirinç pilavı ve Bekmezli Taplama mutlaka yapar, damat tarafı da gelin olacak kızın boynuna bir elbiselik bez atarlar Halk Müziği arasında buna “Gelinin boynuna top atma denirdiKeza bekar gençler için de bu gün fazla kayda değer idi Çünkü bu gençler, gelir, gizliden gizliye ideallerine göre bir kız bakıp beğenmeye çalışırlar, nişanlı olan gençler de, uzaktan nişanlılarını süzmeye çalışırlardı
O gün insanlar yemek olarak, sabahleyin kahvaltısına bekmezli taplama, öğle yemeğine günün vazgeçilmezi olan etli köfte ilk kez elde etmek üzere, kavırmalı küfte, ö ’r küfte, sovuh küfte, guzı sümıdı küftesi, mercimeklı küfte, karıştırmalı aş… gibi yemeklerin yanısıra; ne ’necük, yarpız, çıldırım, gazayağı, ebekömeci gibi otlarla yapılan “MANCA lar, yani salata çeşitleri yapar, ayran ile birlikte yeriçerlerHerkes yapmış olduğu yemeklerden birbirlerine ikram eder, bu şekilde tatlı bir karnaval havası yaşanırdı
Baharın habercisi olan “NAVRUZ ÇİÇEĞİ ni biriktirmek için, gençler dağlara tırmanır, topladıkları navrızları da evvelden ikiye yarmış oldukları bir çubuğun arasına özenle dizer, öylece getirirlerdi Kimi satar, kimisi yer ve ikram ederdi Kimileri yeniden aynı şekilde, ellerinde bıçaklar veya ucu sivri çubuklarla kenger toplarlardı
Karnını doyuran “Ya yiyip yatmalı, veya yedi adım atmalı Özdeyiş uyarınca, veya “Ekmek hıdır, yi gudur özlü sözünde belirtildiği gibi… kimi tabi gelir yatar, kimileri de “Hümbek, pabıç çarpmaca, çırçımba, elım, üç adım, gırcik, top yandı, birliğim birlik, (Kırtına) gülle, ip hoplama, çızğı, çelikçomah… gibi oyunlara dalar giderlerdiAkşam güneş batımına doğru, fazla karanlık olmadan, daha fazla olarak cümbür cemaat, günün tatlı yorgunluğu içinde tek tek evlerine dönerlerdi

BÖLGESEL YEMEKLER
Adıyaman, yemek yemek çeşitleri bakımından çevre illerle benzerlik göstermekle beraber; gerek yemeklerin adı ve gerekse de yapılış şekli açısından farklıdırlar Yörenin yemeklerinin esas maddeleri buğday ürünleri kuru baklagiller patlıcan, domates, lahanadan oluşmaktadır Tat verici olarak bütün yemeklerde soğan, sarımsak, salça, pul biber, maydanoz, kuru nane ve öteki baharatlar kullanılmaktadır
Kültür değişiminin sonucu olarak Adıyaman mutfağında büyük gelişim ve başkalaşım olduğu gözlenmektedir Bu başkalaşım süreci yöremiz mutfağını zenginleştirilmiş olup, sebzelerin kullanımını artırmıştır Ekonomik duruma göre etin yerini kuru baklagiller almaktadır Ayrıca yabani bir takım otlarında yemeklerde kullanıldığı dikkat çekmektedir

ÇORBALAR laca Çorbası,Malhıta Çorbası ,Tarhana Çorbası,Mercimek Çorbası,Yoğurtlu Çorba,Un Çorbası,Dövme Çorbası ,Pıtpıtı Çorbası ,Meyir Çorbası SEBZE YEMEKLERİarmak Kebap ,Adıyaman Tavası,Dövmeç,DolmaSarma,Yeşil Fasulye Sulusu,
PİLAVLAR:Kavurmalı Pilav,Karıştırmalı pilavMercimekli pilav,Şahreli (şehriyeli) pilav,Tavuklu pilav,Birahane pilavı,Domatesli pilav ,Ciğerli pilav
KÖFTELER:Kavurmalı sıcak köfte ,Kel köfte,Ekşili Köfte,Yarpızlı (Yarpuzlu) köfte,Patlıcanlı kollotik,Dolmalı köfte,İçli köfte,Yapıştırma,Çiğ köfte
PİDELER:Kavurmali hitap,Ot hitabı ( körnıen, nanecük, haldar vs),Peynirli ekmek ,Tava kıloru, Katmer ,Semsek,Besmet (Peksimet) ,Bazlama,Taplama,
MANCALAR (SALATALAR):Yarpız (Yarpuz) mancası,Pirpirim salatası,Patates salatası
CACIKLAR:pirpirim cacığı,Kabak cacığı,Marul cacığı,Yarpız (Yarpuz ) cacığı
TATLILAR:Tene helvası,Top Helvası,Şilik,Nişe bulamacı,Heside,Peynirli irmik helvası,Aşure,Kesme,Burma tatlısı,Kaşık tatlısı

BÖLGESEL GİYİM

KADIN OYUNCU GİYSİLERİ
Pabuç : Yemeni ve çarıktırYemeninin arkası düzdürÖn tarafı açık ve avaredirYemininin rengi ise kırmızıdır
Çorap : Yünden olup (ele örülmüş) ince ve desenlidir
Şalvar : Boydan olup paçalarının uçlarına lastik geçirilir, kumaşı kırmızı saten veya kutindir
İç Gömlek : Pazenden olup boydandırKolları yarımdır
Zıbın : Kumaşı kutinden olup halep malıdır Boydan üç etektir Astarı kırmızı ya da mavi küçük desenli çiçeklidir Kollar uzun kol ağzı tek yırtmaçlıdırÖn iki eteğin uçlarına basmadan ipler dikilirArkadan üstüste gelecek şekilde çarpaz edilerek önden bağlanır, kuşak erkekte olduğu gibidir Zıbın üstüne bağlanır
Taç : Kadın oyuncular başlarının üstüne yuvarlak gümüşten yapılan yanları zincirli gümüş panezlf ile süslerler
Keten : Yazma iki kat edilip başa konulur ve uçları arkadan ilmik yapılır Adıyaman yöresinde iki çeşit baş bağlama vardır Ovadaki baş bağlama,kırsal kesimde yaşayanların baş bağlamaları Başa takılan kep buğday sapından örülür, etrafı kahverengi pazenle çevrilir,üzerine gümüşten taç takılırTacın zincirine altın veya gümüş kazı takılırKullabın daha alçak kısmına pendik denilen bir bez dikilir Kepin üstüne ise beyaz keten ya da satenden saçaklı hiddik takılır Ketenin altına pusu bağlanır, pusu iyice sırmadandırKahverengi ve sırmalıdır Bu temas şekline üsten bağlama adı verilir

ERKEK OYUNCU GİYSİLERİ
Çorap: Yün iplikle örülür,iki çeşitlidirÇorapların elde örülmesi daha makbuldürKaba olan coliki,ince örülen ise desenlidir Renkleri beyazdır Çorabın lastik yünden iplik örülür bunlara bağlanır;
Ayakkabı ( Çarık ) : Hayvan derisinden olup,deri ipliği ile dikilir Etrafına delikler yayılarak deri iplikleri ile ayakkabı bağı gibi temas yapılır
Ayakkabı ( Yemeni ) : Kösele ya da deriden üretim edilip arkadaki kısmı azemi üç santim dek uzundur (Paçiklidir) Topuk kısmı fazla alçaktır Yemeni genelde siyah deriden imal edilir
Şalvar: Kabardin kumaşdan üretim edilip uçkuru yani bel temas yeri satendendir Daha Alçak peyik kısmı sıradan uzunluktadır, paçaları dardır Dağ köylerimizde keçi kılından yapılan kıl şalvarlarda giyilmektedir
Kuşak: Yünlü dokumadır ve desenlidir Bir buçuk metre boyunda olup kuşağın iki ucuna satenden parça dikilir Bele bağlandıktan sonra hiç görülmeyecek şekilde iç kısma alınır
Gömlek: Kumaşı kutniden olup,sığ malıda olabilir Gömlekler beyaz sarı olup çizgilidir Dominant yakalı kolları uzun ve kırmızıdır Meydane kumaşından da yapılabilir
Kırk düğme yelek: Kumaşı kabardin olup kahverengidir Ön tarafı satenden kaplı kırk adet düğme olup, ön cephesi işlemelidir Kollar gene kahverengi satenden olup, yarım kolludur
Fes: Iyice yünden yapılan ve elle desenli olarak örülür Genç kızların çeyiz olarak hazırladıkları bu ceyizlik nikah evine getirilir Düğüne gelen davetliler düğün bittikten daha sonra bir terlik, yünden örülmüş bir keten hediye olarak verilir Keza sekiz köşeli kasket giyilir

HALK MÜZIĞI OYUNLARI VE FOLKLOR
Adıyaman Ahali Oyunları kadın ve erkeğin emrindeki yana yer aldığı bir karografiye sahiptir Bu da Adıyaman Halk kültüründe kadının rolünü göstermesi açısından epeyce mühimdir

OYUN ÇEŞİTLERİ
Sal Oyunu : Fırat nehrinde salla geçen düğün alayını konu alır
Düz oyun : Fırat kenarında yanına çeşitliliği adamın kızına aşık olan, lakin kızı alamayan ve sevdasından hastalanan bir gencin serüvenlerini konu alır
Oyuna Davet : Düğünlerde gençlerin birbirlerini oyuna eğlence etmelerini konu alır
Galuç Oyunu : Ailece ekin biçen ve hasattan sonra yakınlarını ziyaret ve şölen aranjör çiftçi ailesini konu alır
Kımıl Oyunu : Kımıl (Süne) haşerenin ekinlere hasar vermesi sonucu meydana gelen kıtlığı ve halkın kımılla mücadelesini canlandırır
Göçeri Oyunu : Hayvancılıkla uğraşan bazı köylülerin yaz aylarında yaylalara göç etmelerini ve burada başlarında geçenleri canlandırır
Hellican : Helli adlı bir bey kızı ile rüyasında gördüğü ve sonra var olduğunu öğrendiği Can adlı gencin evlenerek mutlu olmalarını konu alır
Ağırlama : Düğünlerde yaşlı, sakin ve saygın kimselerin ağır ve gösterişli bir tempo ile oynadıkları oyun
Hallaç Oyunu (Beş Bacak) : Pamuk atmaya gittiği evin kızına aşık olan bir hallacın serüvenini anlatır
Türkan: Sevdiği gencin dışarıda birine verilen Türkan adlı bir kızın yolda müsaade alarak iki rekat namaz kılıp ölmesi olayını canlandırır
Dingi : Hoş ve zinde bir kızın ding ding biçiminde ses çıkararak bulgur dövmesi esnasında aşık olan gencin hikayesi canlandırılır
Kaynana Oyunu (Kol Oyunu) : Düğünde kaynananın gelinin önünde eline Çömçe (Kepçe) ve ayna alarak oynamasını canlandırır *
 
858,475Konular
981,228Mesajlar
29,547Kullanıcılar
sonertSon üye
Üst Alt