ağaçlar ve kökleri

ağaçlar ve kökleri Emin bir yönden devamlı esen sert rüzgârlar, ağaçların dallarını yere doğru eğse de, yapılarının elastik oluşu bir uçtan bir uca bu dallar tekrar eski hâlini alabilirler Ama, pozitif ehemmiyetli görülmeyen bu hâdise ihtiyar ağaçların köklerinin toprağa bağlantısının zayıflamasına yol açabilir Köklerin gevşemesi, ağacın yiyecek sentezinin azaldığı durumlarda da görülebilir Yaşlı ağaçlardan meydana gelen bir ormanda kökler, gövdeden iki metre uzağa dek ilerlemiştir Köklerde yiyecek maddelerini topraktan alabilen, dağıtılmış birleşim reaksiyonlarının gerçekleştirildiği hücreler vardır Bunların bir kısmı da yiyecek deposu olarak da vazife görür Ihtiyar kökler kâfi miktarda yiyecek alamazlarsa, odunlaşmaya başlarlar Hem, ağacın rüzgârdan etki gördüğü nisbette, dallarda ve gövdede sugıda nakleden borucuklar da kalınlaşarak odun lifleri hâlini alır Eğer bir ağacın kökleri toprağın sathına çıkmışsa, bu olasılıkla onun rüzgâra karşı müdafaa mekânizmasının 1548822184 1548822184 agaclarvekokleri5c5126adafb79agaclarvekokleri5c5126adafb79 http:wwwsizinticomtrimageskonular72452 Bir ağacın kök sistemi: 1) Kazık kök, 2) Dengeleyici kök, 3) Ufki iskelet kök, 4) Artan kök sonları, 5) Yiyecek emen kök uçları işlemesi neticesidir Fakat ara sıra de çok sert topraklardaki ağaçların derine inemeyen kökleri yukarıya içten yönelebilir Bunlara takviye kökler denir Toprak altındaki köklerin dejenere olduğu durumlarda, bazı ağaçların dalları altından veya gövdesinden de kökler çıkabilir Ladin ve güya ağaçlar, toprağın hemencecik altındaki bol gıdalı humus tabakasına kök salarak gıdalarını absorbe ederler Eğer toprağın üstteki tabakasındaki humus miktarı kifayetsiz hâle gelirse, ağaç hemencecik daha derinlere doğru kök salmaya başlar Dikine artan otların da, gıda bakımından fakir topraklarda, gövdelerine nisbetle fazla uzun kökleri bulunur Meselâ kış çavdarının köklerinin toplam uzunluğu atıl toprakta 15 km'yi bulur Yapılan araştırmalarda 1 cm2 kökün, 4,3–15 kg'lık bir basınç temin edebildiği tesbit edilmiştir Bu basınç büyük ölçüde ozmotik yolla meydana gelmektedir Ulu Yaratıcı'nın verdiği bu güçlü olarak tümör, betonları bile delebilirler Natürel, kök uçlarından salınan asitlerin de bu işte mühim rolleri vardır Bitkilerin kökleri bir su tulumbasına aynı Kökler vasıtasıyla alınan su, değişik işlerde vazife yaptıktan daha sonra yapraklardan uçup gitme yoluyla bitkiyi terkeder Geniş yapraklı ağaçlar, iğne yapraklara nazaran daha pozitif su kaybettikleri İçin, daha uzun köklere sahiptirler Takriben 30 m2 taca (üst dallar ve yapraklar) sahip bir kayın ağacı, günde ortalama 70 litre suyu buharlaştırır Sıcaklığın artmasıyla bu arz 400 litreye kadar yükselebilir Aynı büyüklükteki bir çam ağacı ise bu miktarın oysa ondabirine erişebilir Köklerin uçlarında yer alan fazla ince yapılı tüylü hücreler suyun topraktan emilmesini tedarik eder Bunlar öylesine İnce yapılıdırlar ancak, sayıları milyonlara vardığı hâlde, ama mikroskop aşağı görülebilirler Bunlar keza, kök ucunun ilerlemesini temin eden asitler de ifraz ederler Bu asitlerin ikinci bir vazifesi de topraktaki minerallerin çözünerek hücre içine alınabilmesini sağlamaktır Granit ve kuvarslı topraklarda bitki kökleri flor ihtiva eden asitler ifraz ederken, fosfatlı topraklarda sitrik asit salarlar Acaba böylesine karışık bir İşi sadece bitkilerin kalıtımsal kodlarıyla izah edebilir miyiz? Peki, bu kodlamayı kim, neden ve ne süre yapmıştır? Köklerin topraktan gıda maddelerini nasıl topladıkları şimdilik ayrıntılarıyla açıklığa kavuşturulamamıştır Bu konudaki incelemeler tüm hızıyla devam etmektedir öğrendiğimiz her yeni şey, tüm bunların planlayıcısı ve tatbikçisi olan Ulu Varlığa karşı hürmet ve takdirimizi azıcık daha artırmaktadır Bugünkü bilgilerimize tarafından, her türlü madde alışverişi hücreli zarları yoluyla cereyan etmektedir Hem hücresel içine dağılmış 1548822184 1548822184 agaclarvekokleri5c5126b71585eagaclarvekokleri5c5126b71585e http:wwwsizinticomtrimageskonular72453 olan (endoplazmik retikulum) keza de hücreyi çepeçevre saran zarları başlıca meslek görücü ünitelerdir Zarın bir bölümü yağdan müteşekkil olduğu için, yağda çözünen maddeler kolaylıkla hücresel içine alınabilmektedir Su ve suda çözünen maddeler için başka yollara ihtiyaç vardır Zarlar, seçici iletken bir hususiyet taşıdıklarından, öbür büyüklükteki gözenekleriyle lüzumlu maddelerin hücresel içine geçmesine imkân sağlarlar Bu işte, elektrik tenbihlerinin de rolü olduğu anlaşılmaktadır Bir Takım bitkilerin kökleri mykorrhiza denilen bir mantar tabakası kadar sarılmış vaziyettedir 50 öbür mantar nev'inin bitkilerle mykorrhiza teşkil edebildiği bulunmuştur Bu mantarların ince lifleri, kökleri sararak yumrular meydana getirir, hatta ara sıra hücrelerine değin nüfuz edebilirler Fakat bu hadise, Yaratıcı'nin İki vazifedarının işbirliğinden başka birşey değildir Mantar, ağaçdan karbonhidratlı maddeler alırken, karşılığında ona humus tabakasından aldığı azotu, fosforu ve kalsiyumu vermektedir Mykorrhiza tabakası teşkil edilemediği için ABD'nİn kurak bölgelerinde uzun vakit uğraşılmasına rağmen orman sahaları tesis edilememiştir Nihayet bölgeye orman toprağı verilmesi düşünülmüş, neticede bu yolla mykorrhiza teşekkülüne imkân sağlanarak ağaçlandırma faaliyetinde muvaffak oolunabilmiştir Araştırıcılar tüm bu incelemelerden sonradan Önce mantarın, sonradan da ormanın öldüğünü söylerler Son yıllarda görülen asit yağmurları bu yardımsever mantarları değil ettiğinden sonuç olarak ağaçlar da yok olmaktadır