iltasyazilim
FD Üye
Hz Süleyman (as), saltanatlı ve azametli bir peygamberdir O'nun krallığı bu günkü Filistin, Ürdün'ün tamamı ve Suriye'nin bir kısmını içine almakta idi Hz Süleyman'ın eserleri arasında, memleketin savunması için inşa ettirdiklerini ilk sırada saymak lâzımdır Asker sevki için seçilen kilit noktalarda yaptırılan istihkâmlar bu bakımdan çok önemlidir
Hz Süleyman (as)'ın en mühim eseri , Siyon Dağı'na inşa ettirdiği Mâbed'tir Babası Hz Davud (as) zamanında aynı yerde yalnız bir çadır vardı ve bu çadıra TâbutülAhd (Ahid sandığı) konulmuştu Süleyman Mâbedi veya sadece Mâbed denilen yapının bugün temel duvarlarından bir bölümü kalmıştır Ağlama duvarı olarak isimlendirilen kısım da bu temeldir (Osman CİLACI, Şamil Islam Ansiklopedisi)
Tarihteki pek çok kavim gibi İsrail oğulları da kendilerine verilen nimetlerin kıymetini takdir etmeyip Cenâbı Hakk'a isyan ettikleri için cezalandırıldılar Semadan perdesiz olarak gelen bıldırcın eti ve helvaya karşı bile nankörlük eden anlayışın, ağaçtan yaratılan nimetleri takdir etmesi kolay değildir Aslında nankörlük sadece İsrail oğulları için değil, tüm insanlar ya da nefislerimiz için geçerli
Kur’ânı Kerim’de belirtildiği gibi İsrail oğulları Cenâbı Hakk'a isyan ettiler, kendilerine gönderilen ve onlara iyilikten başka bir şey düşünmeyen masum peygamberleri haksız yere öldürdüler Ceza olarak işgaller, katliamlar ve sürgünler başladı Büyük servetler harcanarak inşa edilen saraylar ve mabedler talan edildi ve yakıldı İşgalden sonra da din düşmanlığında işgalcilerle işbirliği yaptılar Son olarak da Hz İsa (as)’a suikast teşebbüsünde bulununca iki bin yıllık sürgün başladı
Rivayet edilir ki, Romalıların yıktığı son mabedin sadece bir duvarını fakirler geri kalanını da zenginler inşa ettirmişlerdi Romalılar neyi yok ettiklerini göstermek için olsa gerek, duvarın birini bırakmışlar; o da fakirlerin yaptırdığı bugünkü ağlama duvarı Yavuz Sultan Selim’e kadar Hristiyanların çöplüğü olarak kalan meşhur duvar (Hasan GÜNEŞ)
Tevrât'a Göre Ağlama Duvarının Tarihçesi:
Musa (as), Firavun ve ordusunun Kızıldeniz'de boğulup onları izleyememesi sonucu Yahûdileri, Sina'ya getirir Burada, Sina Dağı'nda, Hz Mûsâ'ya Tevrât ve On Emir verilir Yahûdiler Sina çölünde kırk yıl dolaşırlar Mûsâ'dan sonra Yeşu onları Filistin'e götürür (ÇıkışHurûc, VIIXL Bâblar; Yeşu, IXXIV Bâb) Filistin'de Hâkimler ve Krallar devrinden sonra Kral David (Hz Dâvûd, MÖ 1013973), Kudüs'ü alır ve Yahûdilerin en parlak devresini başlatır (bk II Samuel, VIX Bâblar) Oğlu Kral Şelomo (Hz Süleymân, MÖ 973933), babası tarafından hazırlatılan yere kutsal Mâbed'i inşa ettirir O zamana kadar bir çadırda korunan ve içinde On Emir tabletleri bulunan mukaddes Ahid Sandığı, Mâbed'in bir odasına konur (bk I Krallar, VIX Bâblar)
Hz Süleymân (as)'ın ölümünden sonra krallık, güneyde Yuda (Yahuda), kuzeyde İsrail olmak üzere ikiye ayrılır (I Krallar, XIXII Bâblar vd) On kabîle, İsrail; ikisi de, Yuda Krallığına bağlanır Önce İsrail Krallığı, Asurlular tarafından MÖ 721'de; sonra da Yuda Krallığı Babilliler tarafından MÖ 586'da yıkılır Mâbed tahrîb edilir ve Yahûdiler, Babil'e sürgün edilir Sürgünde Yahûdi halkı, Ezra'nın çevresinde birleşir ve MÖ 538'de Kudüs'e döner Mâbed, MÖ 520'den sonra yeniden onarılır (bk Daniel, Ezra, Ester)
Yahûdi Mukaddes Kitabı, önceki peygamberler kadar, sonraki peygamberlere de yer verir Bâbil Sürgünü döneminde İşaya, Yermiya (Yeremya) gibi peygamberler gelmiştir İlyaMesih'ten önceki peygamber, Malaki'dir
Yahûdi tarihinde Kudüs, İskender'den sonra Ağidler, Selefkîlerin eline geçti Mâbed (Tapınak), MÖ168'de yağma edildi Makkabîler, yeniden hâkimiyeti sağladılarsa da, MÖ 63'de başlayan Roma esâreti dönemi, MS 70'de Roma'lı komutan Titus'un, Kudüs'ü ve bu arada Mâbed'i de yakıpyıkmasıyla sonuçlandı Yahudiler, dünyanın her tarafına dağıldılar Mâbed'den arta kalan Batı Duvarı (Ağlama Duvarı) yüzyıllarca onlarda millî ve dinî şuûru ayakta tutmuştur Mesîh inancının verdiği ümit, onlarda bu şuûrun devamlı varlığını sürdürmesini temîn etmiştir (Şamil İslam Ans)
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Hz Süleyman (as)'ın en mühim eseri , Siyon Dağı'na inşa ettirdiği Mâbed'tir Babası Hz Davud (as) zamanında aynı yerde yalnız bir çadır vardı ve bu çadıra TâbutülAhd (Ahid sandığı) konulmuştu Süleyman Mâbedi veya sadece Mâbed denilen yapının bugün temel duvarlarından bir bölümü kalmıştır Ağlama duvarı olarak isimlendirilen kısım da bu temeldir (Osman CİLACI, Şamil Islam Ansiklopedisi)
Tarihteki pek çok kavim gibi İsrail oğulları da kendilerine verilen nimetlerin kıymetini takdir etmeyip Cenâbı Hakk'a isyan ettikleri için cezalandırıldılar Semadan perdesiz olarak gelen bıldırcın eti ve helvaya karşı bile nankörlük eden anlayışın, ağaçtan yaratılan nimetleri takdir etmesi kolay değildir Aslında nankörlük sadece İsrail oğulları için değil, tüm insanlar ya da nefislerimiz için geçerli
Kur’ânı Kerim’de belirtildiği gibi İsrail oğulları Cenâbı Hakk'a isyan ettiler, kendilerine gönderilen ve onlara iyilikten başka bir şey düşünmeyen masum peygamberleri haksız yere öldürdüler Ceza olarak işgaller, katliamlar ve sürgünler başladı Büyük servetler harcanarak inşa edilen saraylar ve mabedler talan edildi ve yakıldı İşgalden sonra da din düşmanlığında işgalcilerle işbirliği yaptılar Son olarak da Hz İsa (as)’a suikast teşebbüsünde bulununca iki bin yıllık sürgün başladı
Rivayet edilir ki, Romalıların yıktığı son mabedin sadece bir duvarını fakirler geri kalanını da zenginler inşa ettirmişlerdi Romalılar neyi yok ettiklerini göstermek için olsa gerek, duvarın birini bırakmışlar; o da fakirlerin yaptırdığı bugünkü ağlama duvarı Yavuz Sultan Selim’e kadar Hristiyanların çöplüğü olarak kalan meşhur duvar (Hasan GÜNEŞ)
Tevrât'a Göre Ağlama Duvarının Tarihçesi:
Musa (as), Firavun ve ordusunun Kızıldeniz'de boğulup onları izleyememesi sonucu Yahûdileri, Sina'ya getirir Burada, Sina Dağı'nda, Hz Mûsâ'ya Tevrât ve On Emir verilir Yahûdiler Sina çölünde kırk yıl dolaşırlar Mûsâ'dan sonra Yeşu onları Filistin'e götürür (ÇıkışHurûc, VIIXL Bâblar; Yeşu, IXXIV Bâb) Filistin'de Hâkimler ve Krallar devrinden sonra Kral David (Hz Dâvûd, MÖ 1013973), Kudüs'ü alır ve Yahûdilerin en parlak devresini başlatır (bk II Samuel, VIX Bâblar) Oğlu Kral Şelomo (Hz Süleymân, MÖ 973933), babası tarafından hazırlatılan yere kutsal Mâbed'i inşa ettirir O zamana kadar bir çadırda korunan ve içinde On Emir tabletleri bulunan mukaddes Ahid Sandığı, Mâbed'in bir odasına konur (bk I Krallar, VIX Bâblar)
Hz Süleymân (as)'ın ölümünden sonra krallık, güneyde Yuda (Yahuda), kuzeyde İsrail olmak üzere ikiye ayrılır (I Krallar, XIXII Bâblar vd) On kabîle, İsrail; ikisi de, Yuda Krallığına bağlanır Önce İsrail Krallığı, Asurlular tarafından MÖ 721'de; sonra da Yuda Krallığı Babilliler tarafından MÖ 586'da yıkılır Mâbed tahrîb edilir ve Yahûdiler, Babil'e sürgün edilir Sürgünde Yahûdi halkı, Ezra'nın çevresinde birleşir ve MÖ 538'de Kudüs'e döner Mâbed, MÖ 520'den sonra yeniden onarılır (bk Daniel, Ezra, Ester)
Yahûdi Mukaddes Kitabı, önceki peygamberler kadar, sonraki peygamberlere de yer verir Bâbil Sürgünü döneminde İşaya, Yermiya (Yeremya) gibi peygamberler gelmiştir İlyaMesih'ten önceki peygamber, Malaki'dir
Yahûdi tarihinde Kudüs, İskender'den sonra Ağidler, Selefkîlerin eline geçti Mâbed (Tapınak), MÖ168'de yağma edildi Makkabîler, yeniden hâkimiyeti sağladılarsa da, MÖ 63'de başlayan Roma esâreti dönemi, MS 70'de Roma'lı komutan Titus'un, Kudüs'ü ve bu arada Mâbed'i de yakıpyıkmasıyla sonuçlandı Yahudiler, dünyanın her tarafına dağıldılar Mâbed'den arta kalan Batı Duvarı (Ağlama Duvarı) yüzyıllarca onlarda millî ve dinî şuûru ayakta tutmuştur Mesîh inancının verdiği ümit, onlarda bu şuûrun devamlı varlığını sürdürmesini temîn etmiştir (Şamil İslam Ans)
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız