Ağrı ile ilgili efsaneler
Ağrı dağı efsanesi
Ağrı hakkında soylenen efsaneler
AĞRI DAĞI EFSANESİ
Ağrı Dağı Efsanesi Yaşar Kemal’in 1970 yılında yazılan romanına ad olmuştur Adı Efsane olmasına rağmen, kitapta anlatılanlar aslında efsane değil,tarihi izler taşıyan bir aşk hikayesidir
Yaşar Kemal Ağrı Dağı Efsanesinde Halk Edebiyatından geniş olcude yararlanmıştır Hikayede at, kutsal meşe ağacı, demirci gibi destansı; sofi, kervan şeyhi, paşanın kızını vermek icin Ahmet ‘in dağın doruğuna cıkıp ateş yakması gibi hikaye ve masal motifleri yer almaktadırHikayenin konusu kısaca şoyledir
18 inci yuzyılda Beyazıt bir sancak Merkezidir Beyazıt Paşası Mahmut Han’dır Mahmut Han’ın atı, şimdi İran sınırları icinde kalan ,Gurbulak Acık Pazar Yeri ve Meteor cukurunun karşısındaki Sorik koyunden Ahmet’in kapısına gelir Toreye gore at onun olmalıdır Mahmut Han,Ahmet’in atı vermemesine kızar ve onu hapsettiirir Ahmet’te Paşanın kızı Gulbahara sevdalanır Gulbahar’ı aynı zamanda zindancıbaşı Memo da sevmektedtirGulbahar Ahmet ile goruşmek icin sacından bir tutam Memo’ya veerirMemo Ahmet’le Gulbahar’ı goruşturdukten sonra canına kıyar olaylar gelişir,araya ceeşitli engeller girer sonunda Paşa, Ahmet’i bir şartla serbest bırakir: Ahmet Ağrı Dağına cıkıp başında ateş yakacaktırBu istek yerine getirilir Ahmet,Gulbahar’ı alarak Ağrı’ya gider Gulbahar’ın zindancıbaşı Memo’yu canı pahasına zindanı nasıl actırdığından şuphelenirGulbahardan bunun nasıl olduğunu oğrenmek ister Ahmet Ağrı dağının zirvesine yakın bir yerde oluşmuş Kup golunun derinliklerinde boğularak kaybolur
TAŞKIN BABA 1VMurad, İran Seferi donuşunde ordusu ile birlikte Patnos yakınlarında konaklamıştır Karşıda tum heybetiyle duran Suphan dağı dikatini cekmektedir;ikidebir gozleri bu dağa takılır Merakını gidermek icin,dağ hakkında ceşitli bilgiler alır Cevresindekiler, Suphanın yabani hayvanlarla dolu olduğunu soylerlerPadişah, canının geyik yoğurdu istediğini bildirir Kim suphan dağındaki geyiklerin sutunden yapılmış yoğurt getirirse her isteğinin karşılanacağı sozu verilir Hemen araştırma yapılır Bu işi cevrede tanınan Taşkın Baba’nın başarabileceği kanaatine varılır Taşkın Baba emri alır almaz, Suphan Dağı’na cıkar; Geyiklerden sut sağıp yoğurt yapar İstenen yoğurdu Sultan Murad’a vermek icin yola koyulur
Sultan Murad yoğurt getirme işinin mumkun olmayacağını duşunerek,orduyu hareket ettirmiş, murat nehrinin batı yakasına gecmiştir Seyyar kopruler sokulmuş yakınlarda başka kopru ve gecit kalmamıştır Murat azgın ve coşkun Fil dahi gecmeye calışsa vurup devirecek Ama Taşkın Baba verdiği sozu yerine getirmek ve Sultan’a ulaşmak arzusunda Taşkın Baba sanki duz bir yolda yuruyormuş gibi murat nehrinin uzerine basarak karşıya gecmek ister Bunu goren lVMurat, heyecanlanıp;
Gelme, gelme ! Su coşkun, seni bir kopuk gibi alır goturur, boğulur gidersin, diye bağırır
Taşkın Baba Suyu yara yara hem yurur,hem karşılık verir:
Hunkarım,meraklanma Su coşkunsa, gelen de Taşkın’dır
Ve Taşkın Baba karşıya gecip yoğurdu Sultan Murad’a sunar O kocaman azgın nehri, kucuk bir dereyi gecer gibi cıkagelen bu adam karşısında, Askerler ve Sultan dona kalmıştır Sultan Murad cok memnun olur Ona :
Dile benden, dileğin nedir? Der
Taşkın Baba, şimdimi taşkın koyunun bulunduğu yerin kendisine verilmesini ister İsteği yerine getirilir Oraya yerleşir Olunceye kadar burada yaşar Bu koye de “Taşkın adı verilir
İKİ BACI
Ağrı Dağı’nın bulunduğu yer bir zamanlar ova imiş Burada yaşayan bir koylunun iki kızı varmış Bir Gun bu iki kardeş odun toplamaya gitmişler Yeterince odun topladıktan sonra , abla odun dengini kucuk kardeşin sırtına yuklemiş ve yola koyulmuşlar Biraz gidince yorulan ve beli ağrıyan kucuk kız ablasına ;
Belim cok ağrıdı abla, ne olur biraz da sen taşı diye seslenmiş
Ablası kulak asmamışBiraz daha gitmişler , kucuk kız yine ablasına seslenmiş, ablası hic oralı olmamışKucuk kız sonunda dayanamamış:
Abla abla , demiş Senin gibi ablam olacağına olmaz olsun Dağ olasın,taş olasın,uzun uzun kış olasın belimdeki ağrı adın, Seller yağmurlar muradın olsun diye beddua etmiş
Ablası durur mu ? O da vermiş veriştirmiş:
Senin gibi kardeşim olacağına taş olsun sacların cayır, eteklerin bayır olsunBaşın dilin gibi sivri, yamacın boynun gibi eğri, adın da benim gibi ağrı olsun
Derken bir gurultu kopmuş, bir toz bulutu kaplamış ortalığıBiraz sonra ovada iki yuce dağ sivrilmiş Biri Kucuk Ağrı, diğeri Buyuk Ağrı Boylece iki gecimsiz kardeşin ikisi di birer dağ olmuş
Ağrı dağı efsanesi
Ağrı hakkında soylenen efsaneler
AĞRI DAĞI EFSANESİ
Ağrı Dağı Efsanesi Yaşar Kemal’in 1970 yılında yazılan romanına ad olmuştur Adı Efsane olmasına rağmen, kitapta anlatılanlar aslında efsane değil,tarihi izler taşıyan bir aşk hikayesidir
Yaşar Kemal Ağrı Dağı Efsanesinde Halk Edebiyatından geniş olcude yararlanmıştır Hikayede at, kutsal meşe ağacı, demirci gibi destansı; sofi, kervan şeyhi, paşanın kızını vermek icin Ahmet ‘in dağın doruğuna cıkıp ateş yakması gibi hikaye ve masal motifleri yer almaktadırHikayenin konusu kısaca şoyledir
18 inci yuzyılda Beyazıt bir sancak Merkezidir Beyazıt Paşası Mahmut Han’dır Mahmut Han’ın atı, şimdi İran sınırları icinde kalan ,Gurbulak Acık Pazar Yeri ve Meteor cukurunun karşısındaki Sorik koyunden Ahmet’in kapısına gelir Toreye gore at onun olmalıdır Mahmut Han,Ahmet’in atı vermemesine kızar ve onu hapsettiirir Ahmet’te Paşanın kızı Gulbahara sevdalanır Gulbahar’ı aynı zamanda zindancıbaşı Memo da sevmektedtirGulbahar Ahmet ile goruşmek icin sacından bir tutam Memo’ya veerirMemo Ahmet’le Gulbahar’ı goruşturdukten sonra canına kıyar olaylar gelişir,araya ceeşitli engeller girer sonunda Paşa, Ahmet’i bir şartla serbest bırakir: Ahmet Ağrı Dağına cıkıp başında ateş yakacaktırBu istek yerine getirilir Ahmet,Gulbahar’ı alarak Ağrı’ya gider Gulbahar’ın zindancıbaşı Memo’yu canı pahasına zindanı nasıl actırdığından şuphelenirGulbahardan bunun nasıl olduğunu oğrenmek ister Ahmet Ağrı dağının zirvesine yakın bir yerde oluşmuş Kup golunun derinliklerinde boğularak kaybolur
TAŞKIN BABA 1VMurad, İran Seferi donuşunde ordusu ile birlikte Patnos yakınlarında konaklamıştır Karşıda tum heybetiyle duran Suphan dağı dikatini cekmektedir;ikidebir gozleri bu dağa takılır Merakını gidermek icin,dağ hakkında ceşitli bilgiler alır Cevresindekiler, Suphanın yabani hayvanlarla dolu olduğunu soylerlerPadişah, canının geyik yoğurdu istediğini bildirir Kim suphan dağındaki geyiklerin sutunden yapılmış yoğurt getirirse her isteğinin karşılanacağı sozu verilir Hemen araştırma yapılır Bu işi cevrede tanınan Taşkın Baba’nın başarabileceği kanaatine varılır Taşkın Baba emri alır almaz, Suphan Dağı’na cıkar; Geyiklerden sut sağıp yoğurt yapar İstenen yoğurdu Sultan Murad’a vermek icin yola koyulur
Sultan Murad yoğurt getirme işinin mumkun olmayacağını duşunerek,orduyu hareket ettirmiş, murat nehrinin batı yakasına gecmiştir Seyyar kopruler sokulmuş yakınlarda başka kopru ve gecit kalmamıştır Murat azgın ve coşkun Fil dahi gecmeye calışsa vurup devirecek Ama Taşkın Baba verdiği sozu yerine getirmek ve Sultan’a ulaşmak arzusunda Taşkın Baba sanki duz bir yolda yuruyormuş gibi murat nehrinin uzerine basarak karşıya gecmek ister Bunu goren lVMurat, heyecanlanıp;
Gelme, gelme ! Su coşkun, seni bir kopuk gibi alır goturur, boğulur gidersin, diye bağırır
Taşkın Baba Suyu yara yara hem yurur,hem karşılık verir:
Hunkarım,meraklanma Su coşkunsa, gelen de Taşkın’dır
Ve Taşkın Baba karşıya gecip yoğurdu Sultan Murad’a sunar O kocaman azgın nehri, kucuk bir dereyi gecer gibi cıkagelen bu adam karşısında, Askerler ve Sultan dona kalmıştır Sultan Murad cok memnun olur Ona :
Dile benden, dileğin nedir? Der
Taşkın Baba, şimdimi taşkın koyunun bulunduğu yerin kendisine verilmesini ister İsteği yerine getirilir Oraya yerleşir Olunceye kadar burada yaşar Bu koye de “Taşkın adı verilir
İKİ BACI
Ağrı Dağı’nın bulunduğu yer bir zamanlar ova imiş Burada yaşayan bir koylunun iki kızı varmış Bir Gun bu iki kardeş odun toplamaya gitmişler Yeterince odun topladıktan sonra , abla odun dengini kucuk kardeşin sırtına yuklemiş ve yola koyulmuşlar Biraz gidince yorulan ve beli ağrıyan kucuk kız ablasına ;
Belim cok ağrıdı abla, ne olur biraz da sen taşı diye seslenmiş
Ablası kulak asmamışBiraz daha gitmişler , kucuk kız yine ablasına seslenmiş, ablası hic oralı olmamışKucuk kız sonunda dayanamamış:
Abla abla , demiş Senin gibi ablam olacağına olmaz olsun Dağ olasın,taş olasın,uzun uzun kış olasın belimdeki ağrı adın, Seller yağmurlar muradın olsun diye beddua etmiş
Ablası durur mu ? O da vermiş veriştirmiş:
Senin gibi kardeşim olacağına taş olsun sacların cayır, eteklerin bayır olsunBaşın dilin gibi sivri, yamacın boynun gibi eğri, adın da benim gibi ağrı olsun
Derken bir gurultu kopmuş, bir toz bulutu kaplamış ortalığıBiraz sonra ovada iki yuce dağ sivrilmiş Biri Kucuk Ağrı, diğeri Buyuk Ağrı Boylece iki gecimsiz kardeşin ikisi di birer dağ olmuş