iltasyazilim
FD Üye
Ahıskalı Ali Haydar Efendi hakkında data
Ahıskalı Ali Haydar Efendi
Ahıskalı Ali Haydar Efendi İstanbulFâtihÇarşamba'daki Şeyh İsmet Efendi Dergahının son şeyhi İsmi, Ali Haydar olup, babası Şerîf Efendidir Ahıskalı Ali Haydar Efendi diye meşhûr olmuştur 1870 (H1288) senesinde Batum'un Ahıska kazasında doğdu 1960 (H1380) senesinde İstanbul'da vefât etti Kabri Edirnekapı Sakızağacı kabristanındadır
Derin bir bilgisi ve kuvvetli bir hitâbet gücü olan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Mart 1915'te şeyhülislâmlıkta yeni kurulan Te'lifi Mesâil Heyetireisliğine tâyin edildi Bu görevi esnâsında Mecelle'yi ikmâl için kurulan komisyonda vazîfe aldı ve iki senede KitâbülBüyû' (Alışveriş kitabı) ve Kitabülİcâre'yi hazırladı
Birinci Dünyâ Harbi boyunca bu vazîfeyi devâm ettiren Ahıskalı Ali Haydar Efendi 1916 senesinden îtibâren her ramazan ayında rahatlık dersleri (pâdişâh huzûrunda yapılan ilmî ders ve sohbet toplantıları) başmuhâtaplığı vazîfesini yürüttü Bu vazîfesi 1923 senesine kadar sürdü ve pâdişâhlığın kaldırılmasıyla son buldu
Ahıskalı Ali Haydar Efendinin postnişinliğine mâni olunmakla ilgili usulsüz başvuru formu, mürîdândan Hâfız Halil Sâmi Efendi göre yazılan bir uygulama ile saraya intikâl ettirildi Nihâyet 1919 senesinde Ali Haydar Efendinin postnişinliği pâdişâh tarafından tasdik edilerek vazîfesi kendisine iâde edildi Bu vazîfesi tekke ve zâviyeler kapanıncaya kadar devâm etti Şeyhülislâmlığın kaldırılması, tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonradan açıkta kaldı, sâdece dersiâm maaşı ile iktifâ etti Cebecibaşı Mahallesinde bulunan Şeyh İsmet Efendi dergâhında ikâmet etti
Dört pâdişâhın vaktinde bilfiil vazîfe yapmış olan ve bilhassa Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın iltifatlarına kavuşan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Cumhûriyet devri baştan başa dînî tedrisât ile meşgûl oldu Yirmi beş sene boyunca göz hapsinde tutuldu
Oğlu Hâlid Gürbüzler babasıyla ilgili olarak şunları söylemektedir:
Babam kimseyle kötü olmamamızı söylerdi Oturalım, çaylar, kahveler içelim demez, sürekli ilimle meşgûl olurdu Erzurum'dan Alvarlı Mehmed Efendi, Ramazanoğlu Sâmi Efendi çoğu kez ziyaretine gelirlerdi Hasib Efendi ile Mehmed Zahid Kotku Efendi de gelirlerdi Devrin bütün âlimleri ziyâretine kazanç, sohbet ederlerdi
Din ve devlet hizmeti görenlere büyük değer veren Ahıskalı Ali Haydar Efendi talebelerinin ve sevenlerinin ilmî yönden daha ileri olmalarını ister; Sulbümden yok, yolumdan gelen benim evladımdırderdi Kendisi ilmî mütâlaayı hiç bırakmazdı Zevcesi Hanife Hanıma; Hanife, Hanife yeni bir câhilliğimi daha gördüm Yeni bir şey daha öğrendimderdi Kendi tahsilinin kısa olduğundan bahs ederek; Benim tahsil müddetim beş senedirderdi
Sert mizaçlı bir insandı İbâdete çok düşkündü Geniş çaplı düşünür, müslümanların idâresi hakkında ihlâslı ve temiz insanların laf sâhibi olmasını, milletin ve devletin devâmını isterdi
Küçük oğlu Behâeddîn Gürbüzler'in ifâde ettiğine tarafından, ilim öğrenmek, aydınlatmak ve insanlara İslâmiyeti anlatmakla meşgûl olurdu Siyâsetle meşgûl olmazdı Hatta İttihat ve Terakki fırkasına girmesi için Hüseyin Câhit ve Talat Paşa kadar teklifte bulunulmasına rağmen, tekliflerini kabûl etmemişti Talebelerine siyâsetten uzakta durmalarını nasihat ederdi
Tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonra Türkiye'de kurulan yeni idâreye karşısında olduğu öne sürülerek Ankara'ya götürülmüştü Ankara'da İskilipli Âtıf Hoca ile birlikte güç şartlar aşağı hapishânede kaldığı sırada rüyâsında şeyhini gördü Şeyhi ona; Oğlum kırk bir defâ Fetih sûresini okursan kurtulursundedi Ahıskalı Ali Haydar Efendi okumaya başladı Bir yandan da okuduğu sayıyı ranzaya işâretliyordu Onun böyle yaptığını gören İskilipli Âtıf Efendi; Hoca ne yapıyorsun?diye sorunca; Rüyâmda şeyhim böyle böyle söyledi Sen de oku kurtulursundedi Âtıf Efendi; Bu gece rüyâmda Peygamber efendimizi gördüm Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, ben seni çağırıyorum, sen müdâfaanı (savunmanı) hazırlıyorsun! buyurdu Ben de müdâfaanâmemi yırttımdedi Ahıskalı Ali Haydar Efendi okumaya devâm etti sonradan kurtuldu
Dînî ilimlere vâkıf olan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, adaleli hitâbetiyle dinleyenleri etki aşağı bırakırdı Ömrünü İslâm dînini öğrenmeye ve öğretmeye vermişti Kur'ânı kerîmi çok okurdu Nefse güvenmemeyi telkin ederdi Talebelerine ve sevenlerine nasîhatlarda bulunurdu Zamânın şartlarına kadar dînî konuları açıklama yapmak hâricinde sessiz bir yaşam yaşadı
Vefâtından on gün evvel FâtihÇarşamba'daki Şeyh İsmet Efendi dergâhının yakınındaki evinde komaya girdi On gün nebati hayat sürdü Ağustos 1960 (H1380) günü sanki beline dek doğruldu Allahdiyerek rûhunu teslim etti Cenâzesini Mehmed Zâhid Kotku Efendi ile Ramazanoğlu Sami Efendi yıkadılar Hocası olan ReîsülUlema Çarşambalı Ahmed Efendinin de kabrinin bulunduğu Fâtih Câmii kabristanına defn edilmesi istendi Ama buna müsâde edilmedi Yavuz Selîm Câmiinde Ramazanoğlu Sâmi Efendi tarafından kıldırılan cenâze namazından sonradan Sakızağacı kabristanında defn edildi
seçme parça *
Ahıskalı Ali Haydar Efendi
Ahıskalı Ali Haydar Efendi İstanbulFâtihÇarşamba'daki Şeyh İsmet Efendi Dergahının son şeyhi İsmi, Ali Haydar olup, babası Şerîf Efendidir Ahıskalı Ali Haydar Efendi diye meşhûr olmuştur 1870 (H1288) senesinde Batum'un Ahıska kazasında doğdu 1960 (H1380) senesinde İstanbul'da vefât etti Kabri Edirnekapı Sakızağacı kabristanındadır
Derin bir bilgisi ve kuvvetli bir hitâbet gücü olan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Mart 1915'te şeyhülislâmlıkta yeni kurulan Te'lifi Mesâil Heyetireisliğine tâyin edildi Bu görevi esnâsında Mecelle'yi ikmâl için kurulan komisyonda vazîfe aldı ve iki senede KitâbülBüyû' (Alışveriş kitabı) ve Kitabülİcâre'yi hazırladı
Birinci Dünyâ Harbi boyunca bu vazîfeyi devâm ettiren Ahıskalı Ali Haydar Efendi 1916 senesinden îtibâren her ramazan ayında rahatlık dersleri (pâdişâh huzûrunda yapılan ilmî ders ve sohbet toplantıları) başmuhâtaplığı vazîfesini yürüttü Bu vazîfesi 1923 senesine kadar sürdü ve pâdişâhlığın kaldırılmasıyla son buldu
Ahıskalı Ali Haydar Efendinin postnişinliğine mâni olunmakla ilgili usulsüz başvuru formu, mürîdândan Hâfız Halil Sâmi Efendi göre yazılan bir uygulama ile saraya intikâl ettirildi Nihâyet 1919 senesinde Ali Haydar Efendinin postnişinliği pâdişâh tarafından tasdik edilerek vazîfesi kendisine iâde edildi Bu vazîfesi tekke ve zâviyeler kapanıncaya kadar devâm etti Şeyhülislâmlığın kaldırılması, tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonradan açıkta kaldı, sâdece dersiâm maaşı ile iktifâ etti Cebecibaşı Mahallesinde bulunan Şeyh İsmet Efendi dergâhında ikâmet etti
Dört pâdişâhın vaktinde bilfiil vazîfe yapmış olan ve bilhassa Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın iltifatlarına kavuşan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Cumhûriyet devri baştan başa dînî tedrisât ile meşgûl oldu Yirmi beş sene boyunca göz hapsinde tutuldu
Oğlu Hâlid Gürbüzler babasıyla ilgili olarak şunları söylemektedir:
Babam kimseyle kötü olmamamızı söylerdi Oturalım, çaylar, kahveler içelim demez, sürekli ilimle meşgûl olurdu Erzurum'dan Alvarlı Mehmed Efendi, Ramazanoğlu Sâmi Efendi çoğu kez ziyaretine gelirlerdi Hasib Efendi ile Mehmed Zahid Kotku Efendi de gelirlerdi Devrin bütün âlimleri ziyâretine kazanç, sohbet ederlerdi
Din ve devlet hizmeti görenlere büyük değer veren Ahıskalı Ali Haydar Efendi talebelerinin ve sevenlerinin ilmî yönden daha ileri olmalarını ister; Sulbümden yok, yolumdan gelen benim evladımdırderdi Kendisi ilmî mütâlaayı hiç bırakmazdı Zevcesi Hanife Hanıma; Hanife, Hanife yeni bir câhilliğimi daha gördüm Yeni bir şey daha öğrendimderdi Kendi tahsilinin kısa olduğundan bahs ederek; Benim tahsil müddetim beş senedirderdi
Sert mizaçlı bir insandı İbâdete çok düşkündü Geniş çaplı düşünür, müslümanların idâresi hakkında ihlâslı ve temiz insanların laf sâhibi olmasını, milletin ve devletin devâmını isterdi
Küçük oğlu Behâeddîn Gürbüzler'in ifâde ettiğine tarafından, ilim öğrenmek, aydınlatmak ve insanlara İslâmiyeti anlatmakla meşgûl olurdu Siyâsetle meşgûl olmazdı Hatta İttihat ve Terakki fırkasına girmesi için Hüseyin Câhit ve Talat Paşa kadar teklifte bulunulmasına rağmen, tekliflerini kabûl etmemişti Talebelerine siyâsetten uzakta durmalarını nasihat ederdi
Tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonra Türkiye'de kurulan yeni idâreye karşısında olduğu öne sürülerek Ankara'ya götürülmüştü Ankara'da İskilipli Âtıf Hoca ile birlikte güç şartlar aşağı hapishânede kaldığı sırada rüyâsında şeyhini gördü Şeyhi ona; Oğlum kırk bir defâ Fetih sûresini okursan kurtulursundedi Ahıskalı Ali Haydar Efendi okumaya başladı Bir yandan da okuduğu sayıyı ranzaya işâretliyordu Onun böyle yaptığını gören İskilipli Âtıf Efendi; Hoca ne yapıyorsun?diye sorunca; Rüyâmda şeyhim böyle böyle söyledi Sen de oku kurtulursundedi Âtıf Efendi; Bu gece rüyâmda Peygamber efendimizi gördüm Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, ben seni çağırıyorum, sen müdâfaanı (savunmanı) hazırlıyorsun! buyurdu Ben de müdâfaanâmemi yırttımdedi Ahıskalı Ali Haydar Efendi okumaya devâm etti sonradan kurtuldu
Dînî ilimlere vâkıf olan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, adaleli hitâbetiyle dinleyenleri etki aşağı bırakırdı Ömrünü İslâm dînini öğrenmeye ve öğretmeye vermişti Kur'ânı kerîmi çok okurdu Nefse güvenmemeyi telkin ederdi Talebelerine ve sevenlerine nasîhatlarda bulunurdu Zamânın şartlarına kadar dînî konuları açıklama yapmak hâricinde sessiz bir yaşam yaşadı
Vefâtından on gün evvel FâtihÇarşamba'daki Şeyh İsmet Efendi dergâhının yakınındaki evinde komaya girdi On gün nebati hayat sürdü Ağustos 1960 (H1380) günü sanki beline dek doğruldu Allahdiyerek rûhunu teslim etti Cenâzesini Mehmed Zâhid Kotku Efendi ile Ramazanoğlu Sami Efendi yıkadılar Hocası olan ReîsülUlema Çarşambalı Ahmed Efendinin de kabrinin bulunduğu Fâtih Câmii kabristanına defn edilmesi istendi Ama buna müsâde edilmedi Yavuz Selîm Câmiinde Ramazanoğlu Sâmi Efendi tarafından kıldırılan cenâze namazından sonradan Sakızağacı kabristanında defn edildi
seçme parça *