iltasyazilim
FD Üye
Ahmed Bin Hadraveyh hayatı
Ahmed Bin Hadraveyh hakkında bilgi
Ahmed bin Hadraveyh bin Muhammed bin Ebî Amr elBelhî olan Ahmed Bin Hadraveyh evliyanın büyüklerindendir Künyesi Ebû Hâmid'dir Doğum târihi bilinmemekte olup, 854 (H240) senesinde Belh'te vefât etti
Tasavvuf yolunun en yüksek derecesine ulaşmış, fetvâ sâhibi, tarîkatta kâmil, fütüvvette ve asâlette meşhûr, vilâyette sultan, riyâzette şan sâhibi, tasavvuf ehli arasında makbûldü Kerâmetler sâhibi yüzlerce talebesi vardı Önceleri Hâtemi Es'am'ın talebesiydi Ebû Turâb enNahşebî ve Ebû Hafs elHaddâd ile sohbet etmiş, İbrâhim bin Edhem'i görmüştür Özellikle fütüvvet; büyüklük, ikram, herkese yardımda bulunmak husûsundaki sözleriyle meşhûr olan Ahmed bin Hadraveyh, Belh emîrinin kızı Fâtıma ile evlenmişti Hanımı Fâtıma da tasavvufta misal bir şahsiyetti
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri önce zâhir, sonradan bâtın, tasavvuf ilminde ve hâllerinde yetişip yükseldi Asker kıyafetinde elbise giyerdi Sadâkatı ve doğruluğu en büyük lütfun elde edilmesinde tek çâre olarak görebilen Ahmed bin Hadraveyh; Kim, tüm hâllerinde Allahü teâlânın kendisiyle olmasını istiyorsa, doğruluğa sarılsınderdi Ona tarafından kulun başarıya ulaşmaması, basîretsizliğinin eseridir Yol açık, hak zâhir, belirli, dâvette bulunan bilinip işitilmiştir Tüm bunlardan sonra cevap verememek, yalnız körlükten ileri gelmektedirderdi
Ebû Hafs'a; Bu yolun büyüğü kimdir?diye sorulduğunda; Ahmed bin Hadraveyh'ten yüksek hikmetli ve hâli ondan doğru kimse görmedimbuyurdu
Belh emîrinin kızı olan hanımı Fâtıma, pişmanlık etmiş ve Ahmed bin Hadraveyh'e haber gönderip, babasından kendisini istemesini söylemişti Ebû Hâmid Ahmed kabûl etmeyince, ikinci defâ adam gönderdi ve; Ben, seni Allah yolunu bakmak isteyenlerin yolunu kesici yok, yol gösterici olmakta herkesten ileri sanıyordumdedi Bunun üzerine Ahmed bin Hadraveyh, Fâtıma'yı babasından istedi Babası da Ahmed bin Hadraveyh'in bereketlerinden istifâde için kızını ona verdi Fâtıma dünyâ işlerini terk etti ve Ahmed bin Hadraveyh'le huzûr ve sükûn içinde yaşadı
Menkıbelerinden bâzıları şöyledir:
Bir gün evine hırsız girdi Her tarafı aradı, lakin götürecek bir şey bulamadı Eli boş döneceği vakit Ahmed bin Hadraveyh; Ey genç! Şu kovayı al su doldur Abdest al ve namaz kıl bu arada evime şayet bir şey gelir, sana veririm Bu Nedenle evimden boş dönmemiş olursundedi Genç onun emrettiği gibi hareket etti Sabahtan olunca zengin birisi Ahmed bin Hadraveyh'e yüz elli altın getirdi Ahmed bin Hadraveyh hazretleri bu parayı o gence vererek; Al bu gece kıldığın namazlar nedeniyle sana mükafattırdedi
Genç onun bu acıma ve iltifâtı karşı şaşırdı, hâli de değişti Sonradan; Yolumu kaybetmiş, bozuk işlere dalmıştım Bir gece şanslı bir iş yapıp Allahü teâlâya ibâdet ettim Rabbim de bana böyle ihsânda bulundudiyerek tövbe edip Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine talebe oldu
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri kendi nefsini muhâsebeye çektiği bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
Uzun müddet nefsime muhâlefetle onu kahretmiştim Bir defâsında bir cemâat cihâd için gazâya gidiyordu Bende de gazâ için büyük bir açlık uyanmıştı Nefsim gazânın sevâbı ile ilgili hadîsi şerîfleri bana hatırlatıyordu Şaşma edip, kendi kendime, gâlibâ nefsin bu istekli hâli bir hîledir! Çünkü nefs seve seve ibâdet ve tâatta bulunmaz! Her Hâlükarda devamlı oruç tuttuğum için nefsin tâkatı kesildi de bu sebeple savaşa gitmemi ve orucumu açmamı istiyor dedim
Nefse dedim fakat: Ey nefs gazâ için sefere çıkınca oruca devâm edeceğimNefs; Olur kabuldeyince şaşırdım ve illaki ben nefsi geceleri namaz kılmaya mecbûr tutuyorum da onun için gazâya çıkmamı ve bu nedenle gece namazını bırakacağımı ve rahata kavuşmayı istiyor diye düşündüm Nefse gazâda da seni gece uyutmam dedim Bu da kabul!dedi
Bu cevabına da hayret edip, tamamen düşündüm Sonra her hâlükarda nefs yalnızlıktan usandı da halkın arasına burnunu sokmak istiyor Bu sebeple diye yorumladım ve nefse; Konakladığımız her tarafta insanların aralarında oturmayacağım Tenhâ bir kenara çekileceğimdeyince nefsim; Onu da kabul ediyorum!deyince artık onun maksadını anlamaktan âciz kaldım Allahü teâlâya sığınıp; Yâ Rabbî! Beni nefsin hîlesinden haberdâr et ve onun aldatmasından koru Sana sığındımdiye yalvarıp duâ ettim
Bunun üzerine nefs, şöyle dedi: Benim isteklerime muhâlefet etmekle beni günde yüz defâ öldürüyorsun, bundan kimsenin haberi değil hiç olmazsa gazâda bir defa ölürüm de bunu tüm cihân halkı duyar Derler fakat, âferin Ahmed Hadraveyh'e, onu, nefsini öldürdüler, şehîdlik derecesine erdi
Nefsin bu cevabı üzerine; Sübhanallah, bu nefs o kadar yaratılmış fakat, hayatında da ölümünde de münâfık! Ne bu dünyâda ne de âhirette müslüman elde etmek istemiyor! Ben onu tâatte bulunmak istiyor sanmıştım Ona zünnâr bağlandığının farkına varmamışımdiyerek, daha çok muhâlefet ettim
Bir menkıbesi de şöyledir:
Bir kimse Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine gelip; Yoksul ve halsiz bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?dedi
Onun bu arzusu üstüne; Git tüm mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz Bir torbaya doldur bana getirdedi
Fakir kimse söylenilen şeyi yapıp her tarafta huzuruna geldi Yanına gelince, getirdiği torbaya elini sokup bir kâğıt çıkardı Kâğıdın üzerinde vurgunculukyazıyordu
Kâğıdı adama verip; Senin vurgunculuk yapman gerekiyordedi
Adam önce şaşırdı sonradan da; oysa ki bu zat böyle söyledi, bunu çâresiz yapmam gerekiyordedi Sonradan yolkesen harâmilerin yanına gidip, kendisinin de yol kesip vurgunculuk yapmak istediğini söyledi Kabul! Ama bir şartımız var ne dersek yapacaksın O süre seni aramıza alırızdediler
Peki bu şartınızı kabul ettimdiyerek onlara katıldı
Birkaç gün yolkesicilerin arasında kaldı Bir gün bir kervanın önüne çıkıp, soymak istediler Kervanda çok varlıklı bir tüccar vardı Bu adamı yakalayıp, aralarına yeni katılan kimseye; Bunun başını kes!dediler
Bu teklif aleyhinde şaşırıp durakladı Kendi kendine; Şu eşkiyânın reisi hileli yere kan döküyor Tüccarı öldüreceğime onu öldüreyim daha iyi olurdiye düşündü
Eşkiyâ reisi ise ona ısrarla; Eğer iş yapmak için geldiysen, işin budur bunu yapman lazım Yoksa git kendine diğer bir iş buldedi Bu sözler üstüne kılıcını çekip eşkıyâ reisinin başını kesti Öteki vurguncular reislerinin öldüğünü görür görmez, kaçıp dağıldılar Böylece kervan soyulmaktan kurtuldu Ölümden ve soyulmaktan kurtulan varlıklı tüccar, onun yaptığı işten fazla memnun olup, ona pek çok altın ve gümüş verdi Bu Nedenle varlıklı oldu fakirlikten ve vurguncu olmaktan kurtuldu
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri fakirlere, garîblere acır, onları himâye ederdi Onlara destek yapabilmek için borç alırdı Vefât edeceği sırada bu sebeple yedi yüz dirhem borcu vardı Bu paranın tamamını fakirlere harcamıştı Ölüm döşeğinde iken alacaklıları vefât etmek üzere olduğunu haber alarak, altınlarını dilemek üzere derhal yanında gittiler Bütün alacaklılar başında toplanmıştı Bu durumu görerek; Allah'ım benim canımı alıyorsun, ama şu kimselerin rehini benim canımdır! Ben onların önünde rehin bulunuyorum Derhal güvenilir bir kefil arıyorlar Bu borcu pek birine havâle et ancak, bunların alacakları ödensin Ondan daha sonra canımı al!diye duâ etti
Daha duâsını bitirir bitirmez kapısı çalındı Bir zât gelip; Ahmed bin Hadraveyh'in evi burası mı?dedi
Evet burasıdırdiye yanıt verdiler Bu sefer:
Ebû Hâmid Ahmed bin Hadraveyh'den alacağı olanlar dışarı gelsindiye seslendi
Alacaklılar bu sesi duyup hemen dışarı çıktılar Gelen zât herbirinin alacağını ayrı olarak ödedi Borçlar ödenip tamamlanınca Ahmed bin Hadraveyh hazretleri vefât etti
Birçok eserleri bulunan Ahmed bin Hadraveyh, hayatında düstûr hâline getirdiği Allah doğrularla berâberdirsözünün tecellisine vefat döşeğinde de kavuşmuştur Vefâtı esnasında yanında yer alan Muhammed bin Hâmid şöyle anlatıyor:
Ahmed bin Hadraveyh vefat döşeğinde iken 95 yaşındaydı Kendisine bir mesele sorulunca gözleri yaşardı Ey oğlum 95 senedir çaldığım bir kapı vardı İşte derhal o kapı bana açılıyor Benim için saâdetle mi yoksa bahtsızlıkla mı açılıyor, bilmiyorum Suâle nasıl cevap verebilirim?diye karşılık verdi
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri buyurdu ki:
Mârifetin hakîkati, Allahü teâlâyı kalb ile hoşlanmak, dil ile anmak ve Allahü teâlâdan başka her şeyden ümidini kesmektir
Gaflet uykusundan daha ağır uyku yoktur Şehvetten kuvvetli esaret yoktur Gaflet ağırlığı olmasaydı Şehvet gâlip gelmezdi
Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır Tevâzu, edep güzelliği, cömertlik
İnsanların Allahü teâlâya en yakın olanı, hoş huylara en fazla sâhip olanıdır
Fakirliğindeki izzeti ve dervişliğindeki şerefi kuytu tut Yâni halka ben fakirim diyerek sırrını açığa dövme Çünkü fakirlik Allahü teâlânın iyi bir ihsânı ve ikrâmıdır
Dayanıklılık, fakru zarûrette kalanların azığı, rızâ ise âriflerin mertebesidir
Yürek, bazı kaplardan ibârettir Allahü teâlânın sevgisiyle dolduğu vakit, nûrun fazlası öteki uzuvlara yansır Bâtılla dolduğu vakit da, ondaki karanlık diğer organlara geçer
Amellerin en iyisi hangisidir?sorusuna: Allahü teâlâdan başkasına iltifât etmekten kendini korumaktırdiye yanıt vermişti
Birgün yanında Allahü teâlâya (azâbından rahmetine) sığının(Zâriyât sûresi: 50) meâlindeki âyeti kerîme okunduğunda; Bu âyeti kerîme her konuda kaçıp sığınılacak en hayırlı olanın Allahü teâlâ olduğunu öğretmektedirdedi
HARMANIM SAMAN OLDU
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri gençliğinde bir defâ bir şeyhin dergâhına gitti Üzerinde eski elbiseler vardı Onu gören talebeler kabullenemeyip, hocalarına; Bu gelen misâfir dergâhın ehli yokdediler
O ise dergâhta bir müddet kaldı Bir gün dergâhın kuyusundan su çekerken elindeki kovanın ipi kopup kova kuyuya düştü Bu sebeple dergâhta vazîfeli olan hizmetkâr ona sitem edip üzdü Ahmed bin Hadraveyh hazretleri bu koşul karşısında dergâhın şeyhine gidip; Kova kuyuya düştü, çıkması için bir Fâtihâ okur musunuz?diye ricâ etti
Dergâhın şeyhi; Bu nasıl bir arzudiye duraklayınca; Eğer siz okumazsanız müsade verin ben okuyayımdedi
Şeyh de izin verdi Kuyunun başında Fâtihâ sûresini okudu kova pat diye kuyunun üzerine çıktı
Dergâhın şeyhi onun bu ihlâsını görerek sarığını çıkarıp önüne koydu ve derecesinin onun derecesi yanına fazla az bir derece olduğunu ifâde için; Ey genç! Sen nasıl bir kimsesin ki benim harmanım senin danen yanına saman oldudedi
Ahmed bin Hadraveyh şeyhin bu sözü üzerine; Talebelerinize söyleyiniz, misâfire kem nazarla bakmasınlar Zaten ben gidiyorumdiyerek, ayrıldı
KÖPEKLER DE NASİPLENMELİ
Bir müddet Bistam'da kalan Ahmed bin Hadraveyh hanımı ile oradan ayrılıp, Nişâbur'a gitti Nişâbur'da iken Yahyâ bin Muâzı Râzî oraya geldi Gelen bu misâfiri Ahmed bin Hadraveyh evine dâvet etmek istedi Hanımına bu zâtın dâvetinde neler yapılmasının gerektiğini sorunca, Fâtıma şöyle cevap verdi: Çoğu hayvan kesmeli, hem şunlara da gereklilik vardır; oldukça çok şamdanlar, buhûr ve misk alınmalı, bunlara ilâveten birkaç merkep kesmelideyince, Ahmed bin Hadraveyh; Merkep kesmek de ne oluyor?diye sordu Hanımı; Kerem sâhibi bir kimse, kerem sâhibi bir kişiyi evine dâvet edip misâfir edince, mahallenin köpekleri de bundan nasiblerini almalıdırdiye cevap verdi
1) HilyetülEvliyâ; c10, s42
2) NefehâtülÜns; s119
3) Târihi Bağdâd; c4, s119
4) TezkiretülEvliyâ; s382
5) TabakâtülKübrâ; c1, s95
6) İhyâi Ulûmiddîn; c4, s601
7) TabakâtüsSûfiyye; s103
8) ŞezerâtüzZeheb; c2, s11
9) ÖnadüsSafve; c4, s137
10) Risâlei Kuşeyrî; s93
11) Câmiu KerâmâtilEvliyâ; c1, s287
12) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c3, s80
13) Şehu'tTearrûf; c1, s98
14) TezkiretülEvliyâ; s257 *
Ahmed Bin Hadraveyh hakkında bilgi
Ahmed bin Hadraveyh bin Muhammed bin Ebî Amr elBelhî olan Ahmed Bin Hadraveyh evliyanın büyüklerindendir Künyesi Ebû Hâmid'dir Doğum târihi bilinmemekte olup, 854 (H240) senesinde Belh'te vefât etti
Tasavvuf yolunun en yüksek derecesine ulaşmış, fetvâ sâhibi, tarîkatta kâmil, fütüvvette ve asâlette meşhûr, vilâyette sultan, riyâzette şan sâhibi, tasavvuf ehli arasında makbûldü Kerâmetler sâhibi yüzlerce talebesi vardı Önceleri Hâtemi Es'am'ın talebesiydi Ebû Turâb enNahşebî ve Ebû Hafs elHaddâd ile sohbet etmiş, İbrâhim bin Edhem'i görmüştür Özellikle fütüvvet; büyüklük, ikram, herkese yardımda bulunmak husûsundaki sözleriyle meşhûr olan Ahmed bin Hadraveyh, Belh emîrinin kızı Fâtıma ile evlenmişti Hanımı Fâtıma da tasavvufta misal bir şahsiyetti
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri önce zâhir, sonradan bâtın, tasavvuf ilminde ve hâllerinde yetişip yükseldi Asker kıyafetinde elbise giyerdi Sadâkatı ve doğruluğu en büyük lütfun elde edilmesinde tek çâre olarak görebilen Ahmed bin Hadraveyh; Kim, tüm hâllerinde Allahü teâlânın kendisiyle olmasını istiyorsa, doğruluğa sarılsınderdi Ona tarafından kulun başarıya ulaşmaması, basîretsizliğinin eseridir Yol açık, hak zâhir, belirli, dâvette bulunan bilinip işitilmiştir Tüm bunlardan sonra cevap verememek, yalnız körlükten ileri gelmektedirderdi
Ebû Hafs'a; Bu yolun büyüğü kimdir?diye sorulduğunda; Ahmed bin Hadraveyh'ten yüksek hikmetli ve hâli ondan doğru kimse görmedimbuyurdu
Belh emîrinin kızı olan hanımı Fâtıma, pişmanlık etmiş ve Ahmed bin Hadraveyh'e haber gönderip, babasından kendisini istemesini söylemişti Ebû Hâmid Ahmed kabûl etmeyince, ikinci defâ adam gönderdi ve; Ben, seni Allah yolunu bakmak isteyenlerin yolunu kesici yok, yol gösterici olmakta herkesten ileri sanıyordumdedi Bunun üzerine Ahmed bin Hadraveyh, Fâtıma'yı babasından istedi Babası da Ahmed bin Hadraveyh'in bereketlerinden istifâde için kızını ona verdi Fâtıma dünyâ işlerini terk etti ve Ahmed bin Hadraveyh'le huzûr ve sükûn içinde yaşadı
Menkıbelerinden bâzıları şöyledir:
Bir gün evine hırsız girdi Her tarafı aradı, lakin götürecek bir şey bulamadı Eli boş döneceği vakit Ahmed bin Hadraveyh; Ey genç! Şu kovayı al su doldur Abdest al ve namaz kıl bu arada evime şayet bir şey gelir, sana veririm Bu Nedenle evimden boş dönmemiş olursundedi Genç onun emrettiği gibi hareket etti Sabahtan olunca zengin birisi Ahmed bin Hadraveyh'e yüz elli altın getirdi Ahmed bin Hadraveyh hazretleri bu parayı o gence vererek; Al bu gece kıldığın namazlar nedeniyle sana mükafattırdedi
Genç onun bu acıma ve iltifâtı karşı şaşırdı, hâli de değişti Sonradan; Yolumu kaybetmiş, bozuk işlere dalmıştım Bir gece şanslı bir iş yapıp Allahü teâlâya ibâdet ettim Rabbim de bana böyle ihsânda bulundudiyerek tövbe edip Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine talebe oldu
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri kendi nefsini muhâsebeye çektiği bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
Uzun müddet nefsime muhâlefetle onu kahretmiştim Bir defâsında bir cemâat cihâd için gazâya gidiyordu Bende de gazâ için büyük bir açlık uyanmıştı Nefsim gazânın sevâbı ile ilgili hadîsi şerîfleri bana hatırlatıyordu Şaşma edip, kendi kendime, gâlibâ nefsin bu istekli hâli bir hîledir! Çünkü nefs seve seve ibâdet ve tâatta bulunmaz! Her Hâlükarda devamlı oruç tuttuğum için nefsin tâkatı kesildi de bu sebeple savaşa gitmemi ve orucumu açmamı istiyor dedim
Nefse dedim fakat: Ey nefs gazâ için sefere çıkınca oruca devâm edeceğimNefs; Olur kabuldeyince şaşırdım ve illaki ben nefsi geceleri namaz kılmaya mecbûr tutuyorum da onun için gazâya çıkmamı ve bu nedenle gece namazını bırakacağımı ve rahata kavuşmayı istiyor diye düşündüm Nefse gazâda da seni gece uyutmam dedim Bu da kabul!dedi
Bu cevabına da hayret edip, tamamen düşündüm Sonra her hâlükarda nefs yalnızlıktan usandı da halkın arasına burnunu sokmak istiyor Bu sebeple diye yorumladım ve nefse; Konakladığımız her tarafta insanların aralarında oturmayacağım Tenhâ bir kenara çekileceğimdeyince nefsim; Onu da kabul ediyorum!deyince artık onun maksadını anlamaktan âciz kaldım Allahü teâlâya sığınıp; Yâ Rabbî! Beni nefsin hîlesinden haberdâr et ve onun aldatmasından koru Sana sığındımdiye yalvarıp duâ ettim
Bunun üzerine nefs, şöyle dedi: Benim isteklerime muhâlefet etmekle beni günde yüz defâ öldürüyorsun, bundan kimsenin haberi değil hiç olmazsa gazâda bir defa ölürüm de bunu tüm cihân halkı duyar Derler fakat, âferin Ahmed Hadraveyh'e, onu, nefsini öldürdüler, şehîdlik derecesine erdi
Nefsin bu cevabı üzerine; Sübhanallah, bu nefs o kadar yaratılmış fakat, hayatında da ölümünde de münâfık! Ne bu dünyâda ne de âhirette müslüman elde etmek istemiyor! Ben onu tâatte bulunmak istiyor sanmıştım Ona zünnâr bağlandığının farkına varmamışımdiyerek, daha çok muhâlefet ettim
Bir menkıbesi de şöyledir:
Bir kimse Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine gelip; Yoksul ve halsiz bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?dedi
Onun bu arzusu üstüne; Git tüm mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz Bir torbaya doldur bana getirdedi
Fakir kimse söylenilen şeyi yapıp her tarafta huzuruna geldi Yanına gelince, getirdiği torbaya elini sokup bir kâğıt çıkardı Kâğıdın üzerinde vurgunculukyazıyordu
Kâğıdı adama verip; Senin vurgunculuk yapman gerekiyordedi
Adam önce şaşırdı sonradan da; oysa ki bu zat böyle söyledi, bunu çâresiz yapmam gerekiyordedi Sonradan yolkesen harâmilerin yanına gidip, kendisinin de yol kesip vurgunculuk yapmak istediğini söyledi Kabul! Ama bir şartımız var ne dersek yapacaksın O süre seni aramıza alırızdediler
Peki bu şartınızı kabul ettimdiyerek onlara katıldı
Birkaç gün yolkesicilerin arasında kaldı Bir gün bir kervanın önüne çıkıp, soymak istediler Kervanda çok varlıklı bir tüccar vardı Bu adamı yakalayıp, aralarına yeni katılan kimseye; Bunun başını kes!dediler
Bu teklif aleyhinde şaşırıp durakladı Kendi kendine; Şu eşkiyânın reisi hileli yere kan döküyor Tüccarı öldüreceğime onu öldüreyim daha iyi olurdiye düşündü
Eşkiyâ reisi ise ona ısrarla; Eğer iş yapmak için geldiysen, işin budur bunu yapman lazım Yoksa git kendine diğer bir iş buldedi Bu sözler üstüne kılıcını çekip eşkıyâ reisinin başını kesti Öteki vurguncular reislerinin öldüğünü görür görmez, kaçıp dağıldılar Böylece kervan soyulmaktan kurtuldu Ölümden ve soyulmaktan kurtulan varlıklı tüccar, onun yaptığı işten fazla memnun olup, ona pek çok altın ve gümüş verdi Bu Nedenle varlıklı oldu fakirlikten ve vurguncu olmaktan kurtuldu
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri fakirlere, garîblere acır, onları himâye ederdi Onlara destek yapabilmek için borç alırdı Vefât edeceği sırada bu sebeple yedi yüz dirhem borcu vardı Bu paranın tamamını fakirlere harcamıştı Ölüm döşeğinde iken alacaklıları vefât etmek üzere olduğunu haber alarak, altınlarını dilemek üzere derhal yanında gittiler Bütün alacaklılar başında toplanmıştı Bu durumu görerek; Allah'ım benim canımı alıyorsun, ama şu kimselerin rehini benim canımdır! Ben onların önünde rehin bulunuyorum Derhal güvenilir bir kefil arıyorlar Bu borcu pek birine havâle et ancak, bunların alacakları ödensin Ondan daha sonra canımı al!diye duâ etti
Daha duâsını bitirir bitirmez kapısı çalındı Bir zât gelip; Ahmed bin Hadraveyh'in evi burası mı?dedi
Evet burasıdırdiye yanıt verdiler Bu sefer:
Ebû Hâmid Ahmed bin Hadraveyh'den alacağı olanlar dışarı gelsindiye seslendi
Alacaklılar bu sesi duyup hemen dışarı çıktılar Gelen zât herbirinin alacağını ayrı olarak ödedi Borçlar ödenip tamamlanınca Ahmed bin Hadraveyh hazretleri vefât etti
Birçok eserleri bulunan Ahmed bin Hadraveyh, hayatında düstûr hâline getirdiği Allah doğrularla berâberdirsözünün tecellisine vefat döşeğinde de kavuşmuştur Vefâtı esnasında yanında yer alan Muhammed bin Hâmid şöyle anlatıyor:
Ahmed bin Hadraveyh vefat döşeğinde iken 95 yaşındaydı Kendisine bir mesele sorulunca gözleri yaşardı Ey oğlum 95 senedir çaldığım bir kapı vardı İşte derhal o kapı bana açılıyor Benim için saâdetle mi yoksa bahtsızlıkla mı açılıyor, bilmiyorum Suâle nasıl cevap verebilirim?diye karşılık verdi
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri buyurdu ki:
Mârifetin hakîkati, Allahü teâlâyı kalb ile hoşlanmak, dil ile anmak ve Allahü teâlâdan başka her şeyden ümidini kesmektir
Gaflet uykusundan daha ağır uyku yoktur Şehvetten kuvvetli esaret yoktur Gaflet ağırlığı olmasaydı Şehvet gâlip gelmezdi
Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır Tevâzu, edep güzelliği, cömertlik
İnsanların Allahü teâlâya en yakın olanı, hoş huylara en fazla sâhip olanıdır
Fakirliğindeki izzeti ve dervişliğindeki şerefi kuytu tut Yâni halka ben fakirim diyerek sırrını açığa dövme Çünkü fakirlik Allahü teâlânın iyi bir ihsânı ve ikrâmıdır
Dayanıklılık, fakru zarûrette kalanların azığı, rızâ ise âriflerin mertebesidir
Yürek, bazı kaplardan ibârettir Allahü teâlânın sevgisiyle dolduğu vakit, nûrun fazlası öteki uzuvlara yansır Bâtılla dolduğu vakit da, ondaki karanlık diğer organlara geçer
Amellerin en iyisi hangisidir?sorusuna: Allahü teâlâdan başkasına iltifât etmekten kendini korumaktırdiye yanıt vermişti
Birgün yanında Allahü teâlâya (azâbından rahmetine) sığının(Zâriyât sûresi: 50) meâlindeki âyeti kerîme okunduğunda; Bu âyeti kerîme her konuda kaçıp sığınılacak en hayırlı olanın Allahü teâlâ olduğunu öğretmektedirdedi
HARMANIM SAMAN OLDU
Ahmed bin Hadraveyh hazretleri gençliğinde bir defâ bir şeyhin dergâhına gitti Üzerinde eski elbiseler vardı Onu gören talebeler kabullenemeyip, hocalarına; Bu gelen misâfir dergâhın ehli yokdediler
O ise dergâhta bir müddet kaldı Bir gün dergâhın kuyusundan su çekerken elindeki kovanın ipi kopup kova kuyuya düştü Bu sebeple dergâhta vazîfeli olan hizmetkâr ona sitem edip üzdü Ahmed bin Hadraveyh hazretleri bu koşul karşısında dergâhın şeyhine gidip; Kova kuyuya düştü, çıkması için bir Fâtihâ okur musunuz?diye ricâ etti
Dergâhın şeyhi; Bu nasıl bir arzudiye duraklayınca; Eğer siz okumazsanız müsade verin ben okuyayımdedi
Şeyh de izin verdi Kuyunun başında Fâtihâ sûresini okudu kova pat diye kuyunun üzerine çıktı
Dergâhın şeyhi onun bu ihlâsını görerek sarığını çıkarıp önüne koydu ve derecesinin onun derecesi yanına fazla az bir derece olduğunu ifâde için; Ey genç! Sen nasıl bir kimsesin ki benim harmanım senin danen yanına saman oldudedi
Ahmed bin Hadraveyh şeyhin bu sözü üzerine; Talebelerinize söyleyiniz, misâfire kem nazarla bakmasınlar Zaten ben gidiyorumdiyerek, ayrıldı
KÖPEKLER DE NASİPLENMELİ
Bir müddet Bistam'da kalan Ahmed bin Hadraveyh hanımı ile oradan ayrılıp, Nişâbur'a gitti Nişâbur'da iken Yahyâ bin Muâzı Râzî oraya geldi Gelen bu misâfiri Ahmed bin Hadraveyh evine dâvet etmek istedi Hanımına bu zâtın dâvetinde neler yapılmasının gerektiğini sorunca, Fâtıma şöyle cevap verdi: Çoğu hayvan kesmeli, hem şunlara da gereklilik vardır; oldukça çok şamdanlar, buhûr ve misk alınmalı, bunlara ilâveten birkaç merkep kesmelideyince, Ahmed bin Hadraveyh; Merkep kesmek de ne oluyor?diye sordu Hanımı; Kerem sâhibi bir kimse, kerem sâhibi bir kişiyi evine dâvet edip misâfir edince, mahallenin köpekleri de bundan nasiblerini almalıdırdiye cevap verdi
1) HilyetülEvliyâ; c10, s42
2) NefehâtülÜns; s119
3) Târihi Bağdâd; c4, s119
4) TezkiretülEvliyâ; s382
5) TabakâtülKübrâ; c1, s95
6) İhyâi Ulûmiddîn; c4, s601
7) TabakâtüsSûfiyye; s103
8) ŞezerâtüzZeheb; c2, s11
9) ÖnadüsSafve; c4, s137
10) Risâlei Kuşeyrî; s93
11) Câmiu KerâmâtilEvliyâ; c1, s287
12) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c3, s80
13) Şehu'tTearrûf; c1, s98
14) TezkiretülEvliyâ; s257 *