Ahmet Haşim Meren Şiiri İncelemesi
MERDİVEN
Ağır ağır cıkacaksın bu merenlerden,
Eteklerinde guneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Sular sarardı yuzun perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar guller,
Durur alev gibi dallarda kanlı bulbuller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisanı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Ahmet Haşim
1 MUHTEVA VE KONU
Şiir tahlillerinde ilk once, metne bağlı olarak ortaya cıkan, biri gorunen anlam, biri de şiirin icinde gizli olan iki yon olduğunu unutmamak lazım İlk bakışta ceşitli yorumlara acık olan bu şiirde, herkes tarafından gorulen anlam icinde bulunanlar şunlardır: Hayatı simgeleyen bir meren imgesi, bir akşam tablosu, guneş rengi sarı yapraklar, yuzun perde perde soluşu, kızıl bir akşam dekoru icinde yere eğilmiş şekilde surekli olarak kanayan guller, dallardaki kanlı bulbuller, sararan sular, tunc rengini almış mermerler ve butun olarak bunlara ait olan gizli bir lisan
Şairin meren semboluyle anlatmaya calıştığı hayat yoludur Bu sembolun dışında şiirde, etek, guneş rengi bir yığın yaprak, yuzun perde perde soluşu gibi semboller ile suların sararması, kızıl havalar, alev gibi dallarda duran kanlı bulbuller ve tunca benzeyen mermer gibi anlatımlar empresyonist (izlenimci) ozellikleri ortaya koyucu ozelliklerdir Ana konuyu destekleyen bu benzetme ve anlatımlar, gorulen anlamı bir tabloya benzetecek olursak, eksik kalan yonleri tamamlar niteliktedir
Şiirin butunune hakim olan bu akşam tablosu icinde, şairin bize duyurmaya ve hissettirmeye calıştığı psikoloji ise icinde huznun ağır bastığı, biraz karamsar ama dolaylı anlatımın şairene kullanışlarını saklar Bu akşam tablosu icinde, hayatın sona yaklaştığını anlatan sonbahar mevsimi ve sarı yapraklar, zamanın gecişi ve yaşlanmayla beraber duyulan huzunle birlikte bir korkunun ortaya cıkışı neticesinde yuzun perde perde soluşu, guneşin batış anında dallardaki bulbullerin aldığı renk, ve yanmış izlenimi veren sular icinde gizli bir lisan saklı oluşuyla şairin bize anlatmaya calıştığı şey, ne yaparsak yapalım akşamdan (olumden) kacışın olmadığı gerceğidir
2 DİLE VE ANLATIMA DAYALI OZELLİKLER
Aslında onun şiirleri, ozellikle başlangıcta, o gune ait olan, yani Serveti Funun ve Fecri Atinin dil ozelliklerini yansıtan (bugunun diline cok yabancı, kok itibariyle icinde cokca Arapca, Farsca sozcuk ve tamlamalarla dolu) bir dildir İşte bu yuzden onu gunumuz şiir okuyucusu dil olarak anlamaktan uzaktır; fakat daha sonraları Haşim, Bir Gunun Sonunda Arzu ve olumune yakın yıllarda yazdığı Ağac, Suvari gibi şiirlerde, dil anlayışını değiştirir Şiir icinde muttasıl (ara vermeden, durmadan), hafi (gizli) anlamındaki kelimelerin bulunması, bugunun okuyucusu icin bir sorun teşkil etmemekte ve şiirin o guzel anlatımı icinde kaybolup gitmektedir
Ahmet Haşim, Meren şiirinde kendi şiir anlayışına uygun olarak, duygu ve duşuncelerini doğrudan değil , dolaylı yoldan anlatmayı tercih etmiştir Guneş rengi bir yığın yaprak, alev gibi dallarda kanlı bulbuller, kızıl havalar gibi sıfat tamlamalarını cokca kullanarak şiirde daha cok tasvire ait olan oğelerle soylemek istediklerini okuyucuda cağrışım yaratacak şekilde duyurmaya ve sezdirmeye calışmıştır
Bu onun Şiir Hakkında Bazı Mulahazalar başlığıyla Piyale kitabına koyduğu onsozdeki şiir anlayışıyla doğru orantılıdır Bu yazısının bir bolumde Haşim şoyle der: Şair ne bir hakikat habercisi, ne guzel konuşan bir insan, ne de bir yasa koyucudur Şairin dili duzyazı gibi anlaşılmak icin değil, ama duyulmak uzere oluşmuş, musiki ile soz arasında, sozden fazla musikiye yakın, iki arada bir dildir
Haşimin genel olarak şiirlerinde olan anlatım ozelliği, mana noktasında okuyucunun hayalini harekete geciren, imgeye dayalı farklı cağrışımlarla şiirin anlamını kişinin anlayışına gore genişleten bir yapı arzeder Haşim, şiirde manadan cok musikiyi on plana cıkarmış ve aruzunda yardımıyla şiirlerinde muthiş bir ses guzelliğine ulaşarak anlamda kapalılığı hemen hemen her şiirinde kullanmıştır Yaşadığı devirde, ozellikle Bir Gunun Sonunda Arzu şiirindeki anlatımıyla anlaşılamadığını duşunduğu icin Şiir Hakkında Bazı Mulahazalar adlı şiir goruşlerini acıklayan bir yazı yazmak zorunda kalmıştır Haşimin şiirinin tesiri daha sonraları (1950den sonra) II Yeni şairleri uzerinde ortaya cıkmıştır
3 SES OZELLİKLERİ
Ahmet Haşimin şiirlerinde anlamda acıklıktan cok ses oğesine onem verişi, şiiri soz ile musiki arasında duşunmesinden kaynaklanır O, şiirde her şeyden once onemli olanın kelimenin anlamı değil, mısradaki soyleniş değeri olduğu goruşundedir İşte bu yuzden de, şiirlerinde aruz veznini kullanılır Meren şiiri aruz olcusunun Mefailun Feilatun Mefailun Feilun (Falun) kalıbıyla yazılmıştır
Şiirde kullanılan, solmakta olmakta, guller bulbuller, dolmakta olmakta gibi tam uyaklar, veznin dışında bu ses guzelliğinin oluşmasına yardımcı olan oğeler olarak duşunulebilir
Şiir icinde daha cok r sesi kullanılışı aliterasyon sanatına yol acmış ve bu da şiirde ortaya konan ses birlikteliğine katkı sağlamıştır Şiirde icinde r sesi gecen kelimeler şunlardır: Ağır ağır, bir, merenlerden, eteklerinde, rengi, yaprak, ağlayarak, sular, sarardı, perde perde, ruha, seyret, arza, kanar, guller, durur, benziyor, mermer Ayrıca şiir icinde kullanılan harf tekrarı dışındaki mısra tekrarı olan kızıl havaları seyret ki akşam olmakta soyleyişi de okuyucuya verilmek istenen mesajının duyurulması ve şiirde ses olarak bir butunluk oluşması acısından onemlidir
Kafiyelerin secimindeki solmakta olmakta ve dolmakta olmakta kelimelerindeki makta eki, ortaya konan durumun bitmiş bir şey olmadığını ve devam etmekte olduğunu bize duyurması acısından onemli bir ozellik olarak karşımıza cıkar Bu acıklamamızdan hareketle Haşim, mısralarını kurarken şiirinde, sesi, anlatımı, manayı ve şiirde butunluğu oluşturan kurguya dair hemen hemen her şeyi duşunmuştur diyebiliriz Şiiri cazip hale getiren oğelerden biri de, Haşimin mısraları icinde gizli bir şekilde duran, soyleyişte bulunan ictenliktir
4 EDEBÎ SANATLAR
Haşim Meren şiirinde, bircok soz sanatından, anlam olayından ve tamlamadan yararlanmıştır guneş rengi bir yığın yaprak, alev gibi dal, kanlı bulbul, kızıl hava şiirde bulunan tamlamalardan birkacıdır Ozellikle sıfat tamlamaları icine gizlenen anlam, şiirde mana derinliğine yol acmaktadır Ayrıca, alev gibi dallar ve tunca benzeyen mermer bolumlerinde teşbih (benzetme) sanatı kullanılmıştır
Meren kelimesi ile acık istiare sanatı yapılmış Sadece benzetilen (Meren) verilerek, benzeyen (hayat yolu) anlatılmaya calışılmıştır
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? mısraında, guneşin batış anındaki olaydan dolayı, suyun yanıyor gibi gorunmesi ile mermerlerin ustunu tunca benzeyen bir rengin kaplayışı doğal bir olaydır Şairin bu durumdan haberi vardır ama bundan habersizmiş gibi duruş ile bilip de bilmezlikten geliş hali tecahuli arif sanatına yol acmıştır
5 ŞİİRDE BULUNAN İMGELER
Şiirin ismi olan meren kelimesi başlı başına bir imgedir Kanaatimce hayatı anlatan bu kelime, her okuyucuda farklı bir anlam kazanabilir Kimimiz icin hayat kimimiz icin başka bir şey olabilir
Şiirde kızıl havaları seyret ki akşam olmakta sozunun iki defa tekrarı, şiirin akşam ki bu da başlı başına bir imgedir uzerine kurulduğunu gosterir Akşam bir anlamda bize olumu hatırlatır Şiir icinde gizli olan huzun, her gecen saniye olume yaklaşmaktan dolayıdır
Haşim on mısralık bu şiirinde bize oyle bir tablo cizmiştir ki bu resim icinde, eksik bir yon bulunmaz Şiirin ağır ağır diye başlaması ve kızıl havaları seyret ki akşam olmakta diye bitişi aslında cok anlamlıdır Guneş nasıl ağır ağır batarsa insan da hayatı gun gun yaşar ve zaman gectikten sonra her şey bir anda olmuş gibi hatırlar İnsan, bakmakla gormek arasındaki farkı cozerse her şey gozune farklı gorunur Şiirin sonundaki lisanı hafi (gizli dil), aslında tabiatın, kuşların, yaprakların ve bu dunyaya ait her şeyin bize soylediği şey, gecen her saniye akşama (olume, mutlak sona) yaklaştığımız gerceğidir Haşim bunu butun ruhuyla hissetmiştir İşte o yuzden bu gizli lisan ruha dolmaktadır ve ne yaparsak yapalım akşam olmaktadır
Mehmet Nuri Parmaksız (Golbaşı Anadolu Lisesi Turk Dili ve Edebiyatı Oğretmeni ANKARA)
MERDİVEN
Ağır ağır cıkacaksın bu merenlerden,
Eteklerinde guneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Sular sarardı yuzun perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar guller,
Durur alev gibi dallarda kanlı bulbuller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisanı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Ahmet Haşim
1 MUHTEVA VE KONU
Şiir tahlillerinde ilk once, metne bağlı olarak ortaya cıkan, biri gorunen anlam, biri de şiirin icinde gizli olan iki yon olduğunu unutmamak lazım İlk bakışta ceşitli yorumlara acık olan bu şiirde, herkes tarafından gorulen anlam icinde bulunanlar şunlardır: Hayatı simgeleyen bir meren imgesi, bir akşam tablosu, guneş rengi sarı yapraklar, yuzun perde perde soluşu, kızıl bir akşam dekoru icinde yere eğilmiş şekilde surekli olarak kanayan guller, dallardaki kanlı bulbuller, sararan sular, tunc rengini almış mermerler ve butun olarak bunlara ait olan gizli bir lisan
Şairin meren semboluyle anlatmaya calıştığı hayat yoludur Bu sembolun dışında şiirde, etek, guneş rengi bir yığın yaprak, yuzun perde perde soluşu gibi semboller ile suların sararması, kızıl havalar, alev gibi dallarda duran kanlı bulbuller ve tunca benzeyen mermer gibi anlatımlar empresyonist (izlenimci) ozellikleri ortaya koyucu ozelliklerdir Ana konuyu destekleyen bu benzetme ve anlatımlar, gorulen anlamı bir tabloya benzetecek olursak, eksik kalan yonleri tamamlar niteliktedir
Şiirin butunune hakim olan bu akşam tablosu icinde, şairin bize duyurmaya ve hissettirmeye calıştığı psikoloji ise icinde huznun ağır bastığı, biraz karamsar ama dolaylı anlatımın şairene kullanışlarını saklar Bu akşam tablosu icinde, hayatın sona yaklaştığını anlatan sonbahar mevsimi ve sarı yapraklar, zamanın gecişi ve yaşlanmayla beraber duyulan huzunle birlikte bir korkunun ortaya cıkışı neticesinde yuzun perde perde soluşu, guneşin batış anında dallardaki bulbullerin aldığı renk, ve yanmış izlenimi veren sular icinde gizli bir lisan saklı oluşuyla şairin bize anlatmaya calıştığı şey, ne yaparsak yapalım akşamdan (olumden) kacışın olmadığı gerceğidir
2 DİLE VE ANLATIMA DAYALI OZELLİKLER
Aslında onun şiirleri, ozellikle başlangıcta, o gune ait olan, yani Serveti Funun ve Fecri Atinin dil ozelliklerini yansıtan (bugunun diline cok yabancı, kok itibariyle icinde cokca Arapca, Farsca sozcuk ve tamlamalarla dolu) bir dildir İşte bu yuzden onu gunumuz şiir okuyucusu dil olarak anlamaktan uzaktır; fakat daha sonraları Haşim, Bir Gunun Sonunda Arzu ve olumune yakın yıllarda yazdığı Ağac, Suvari gibi şiirlerde, dil anlayışını değiştirir Şiir icinde muttasıl (ara vermeden, durmadan), hafi (gizli) anlamındaki kelimelerin bulunması, bugunun okuyucusu icin bir sorun teşkil etmemekte ve şiirin o guzel anlatımı icinde kaybolup gitmektedir
Ahmet Haşim, Meren şiirinde kendi şiir anlayışına uygun olarak, duygu ve duşuncelerini doğrudan değil , dolaylı yoldan anlatmayı tercih etmiştir Guneş rengi bir yığın yaprak, alev gibi dallarda kanlı bulbuller, kızıl havalar gibi sıfat tamlamalarını cokca kullanarak şiirde daha cok tasvire ait olan oğelerle soylemek istediklerini okuyucuda cağrışım yaratacak şekilde duyurmaya ve sezdirmeye calışmıştır
Bu onun Şiir Hakkında Bazı Mulahazalar başlığıyla Piyale kitabına koyduğu onsozdeki şiir anlayışıyla doğru orantılıdır Bu yazısının bir bolumde Haşim şoyle der: Şair ne bir hakikat habercisi, ne guzel konuşan bir insan, ne de bir yasa koyucudur Şairin dili duzyazı gibi anlaşılmak icin değil, ama duyulmak uzere oluşmuş, musiki ile soz arasında, sozden fazla musikiye yakın, iki arada bir dildir
Haşimin genel olarak şiirlerinde olan anlatım ozelliği, mana noktasında okuyucunun hayalini harekete geciren, imgeye dayalı farklı cağrışımlarla şiirin anlamını kişinin anlayışına gore genişleten bir yapı arzeder Haşim, şiirde manadan cok musikiyi on plana cıkarmış ve aruzunda yardımıyla şiirlerinde muthiş bir ses guzelliğine ulaşarak anlamda kapalılığı hemen hemen her şiirinde kullanmıştır Yaşadığı devirde, ozellikle Bir Gunun Sonunda Arzu şiirindeki anlatımıyla anlaşılamadığını duşunduğu icin Şiir Hakkında Bazı Mulahazalar adlı şiir goruşlerini acıklayan bir yazı yazmak zorunda kalmıştır Haşimin şiirinin tesiri daha sonraları (1950den sonra) II Yeni şairleri uzerinde ortaya cıkmıştır
3 SES OZELLİKLERİ
Ahmet Haşimin şiirlerinde anlamda acıklıktan cok ses oğesine onem verişi, şiiri soz ile musiki arasında duşunmesinden kaynaklanır O, şiirde her şeyden once onemli olanın kelimenin anlamı değil, mısradaki soyleniş değeri olduğu goruşundedir İşte bu yuzden de, şiirlerinde aruz veznini kullanılır Meren şiiri aruz olcusunun Mefailun Feilatun Mefailun Feilun (Falun) kalıbıyla yazılmıştır
Şiirde kullanılan, solmakta olmakta, guller bulbuller, dolmakta olmakta gibi tam uyaklar, veznin dışında bu ses guzelliğinin oluşmasına yardımcı olan oğeler olarak duşunulebilir
Şiir icinde daha cok r sesi kullanılışı aliterasyon sanatına yol acmış ve bu da şiirde ortaya konan ses birlikteliğine katkı sağlamıştır Şiirde icinde r sesi gecen kelimeler şunlardır: Ağır ağır, bir, merenlerden, eteklerinde, rengi, yaprak, ağlayarak, sular, sarardı, perde perde, ruha, seyret, arza, kanar, guller, durur, benziyor, mermer Ayrıca şiir icinde kullanılan harf tekrarı dışındaki mısra tekrarı olan kızıl havaları seyret ki akşam olmakta soyleyişi de okuyucuya verilmek istenen mesajının duyurulması ve şiirde ses olarak bir butunluk oluşması acısından onemlidir
Kafiyelerin secimindeki solmakta olmakta ve dolmakta olmakta kelimelerindeki makta eki, ortaya konan durumun bitmiş bir şey olmadığını ve devam etmekte olduğunu bize duyurması acısından onemli bir ozellik olarak karşımıza cıkar Bu acıklamamızdan hareketle Haşim, mısralarını kurarken şiirinde, sesi, anlatımı, manayı ve şiirde butunluğu oluşturan kurguya dair hemen hemen her şeyi duşunmuştur diyebiliriz Şiiri cazip hale getiren oğelerden biri de, Haşimin mısraları icinde gizli bir şekilde duran, soyleyişte bulunan ictenliktir
4 EDEBÎ SANATLAR
Haşim Meren şiirinde, bircok soz sanatından, anlam olayından ve tamlamadan yararlanmıştır guneş rengi bir yığın yaprak, alev gibi dal, kanlı bulbul, kızıl hava şiirde bulunan tamlamalardan birkacıdır Ozellikle sıfat tamlamaları icine gizlenen anlam, şiirde mana derinliğine yol acmaktadır Ayrıca, alev gibi dallar ve tunca benzeyen mermer bolumlerinde teşbih (benzetme) sanatı kullanılmıştır
Meren kelimesi ile acık istiare sanatı yapılmış Sadece benzetilen (Meren) verilerek, benzeyen (hayat yolu) anlatılmaya calışılmıştır
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? mısraında, guneşin batış anındaki olaydan dolayı, suyun yanıyor gibi gorunmesi ile mermerlerin ustunu tunca benzeyen bir rengin kaplayışı doğal bir olaydır Şairin bu durumdan haberi vardır ama bundan habersizmiş gibi duruş ile bilip de bilmezlikten geliş hali tecahuli arif sanatına yol acmıştır
5 ŞİİRDE BULUNAN İMGELER
Şiirin ismi olan meren kelimesi başlı başına bir imgedir Kanaatimce hayatı anlatan bu kelime, her okuyucuda farklı bir anlam kazanabilir Kimimiz icin hayat kimimiz icin başka bir şey olabilir
Şiirde kızıl havaları seyret ki akşam olmakta sozunun iki defa tekrarı, şiirin akşam ki bu da başlı başına bir imgedir uzerine kurulduğunu gosterir Akşam bir anlamda bize olumu hatırlatır Şiir icinde gizli olan huzun, her gecen saniye olume yaklaşmaktan dolayıdır
Haşim on mısralık bu şiirinde bize oyle bir tablo cizmiştir ki bu resim icinde, eksik bir yon bulunmaz Şiirin ağır ağır diye başlaması ve kızıl havaları seyret ki akşam olmakta diye bitişi aslında cok anlamlıdır Guneş nasıl ağır ağır batarsa insan da hayatı gun gun yaşar ve zaman gectikten sonra her şey bir anda olmuş gibi hatırlar İnsan, bakmakla gormek arasındaki farkı cozerse her şey gozune farklı gorunur Şiirin sonundaki lisanı hafi (gizli dil), aslında tabiatın, kuşların, yaprakların ve bu dunyaya ait her şeyin bize soylediği şey, gecen her saniye akşama (olume, mutlak sona) yaklaştığımız gerceğidir Haşim bunu butun ruhuyla hissetmiştir İşte o yuzden bu gizli lisan ruha dolmaktadır ve ne yaparsak yapalım akşam olmaktadır
Mehmet Nuri Parmaksız (Golbaşı Anadolu Lisesi Turk Dili ve Edebiyatı Oğretmeni ANKARA)