Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
AIDS, 80’li yıllardan bu yana insan hayatına maatteessüf tedavisi neredeyse imkansız hastalık olarak girmiştir. Her geçen yıl görülme orantısı katlanarak artmıştır. Yerküre Sıhhat Örgütü (World Health Organisation-WHO) donelerine nazaran günümüzde her 10 dakikada 1 insana AIDS bulaşmaktadır. Yerkürede 40 milyondan çokça kişisi etkilemiş ve 25 milyon kişi bu nedenle hayatını kaybetmiştir. Tedavisi imkansız diyorum zira AIDS illetine sebep olan virüsü çeşitli sistemlerle durdurmak tahminen mümkün, ama vücuttan büsbütün temizlemek mümkün değil. Vücuttan külliyen temizlenemediği için de mütemadi olarak fırsatçı enfeksiyonlarla birlikte faal hale gelerek hayat standardını nispeten düşüren bir hastalıktır.
Her illette olduğu üzere en değerli nokta ise erken teşhistir. AIDS marazı 1 yıldan 11 seneye kadar sessiz devirde kalabiliyor. Bu devirde hiç belirti vermediği kabul edilse de, HIV infeksiyonunda en erken bulgular ağız içinde kendini göstermeye başlıyor. Oral kavitede bir çok lezyon oluşabildiği üzere, en çok karşılaşılan lezyon, halk arasında pamukçuk diye bildiğimiz mantar (oral kandida) infeksiyonudur. Mantar infeksiyonunda kişi birinci olarak bunun manzarasından rahatsız olur. Yutkunma güçlüğü ve tat alma duyusunda güçlükler başlar. İnfeksiyon soluk borusuna kadar ilerler. Sık sık tekrarlayan dişeti kanamaları, dişeti iltihabı ve periodontal illetler üzere belirtiler en değerli bulgulardır. Ağız dışı muayenede ise alt çene altında bulunan ve 3 aydan uzun vadedir geçmeyen 1 ya da 2 servikal lenf nodülü erken teşhiste dikkat edilmesi gereken bulgulardır.
HIV virüsü taşıyan hastaların birden fazla, bu durumun farkına varmayarak ya da önemsemeyerek tedaviye başlama vaktini geciktiriyor, bu da vefat riskininin artmasına neden oluyor. HIV virüsü taşıyan bireylerde, illetin teşhisinde diş tabiplerinin üstüne düşen vazifeleri yanına getirmeleri, gerek ağız diş sıhhatinin korunması gerek umumi sıhhat bağlamında, topluluktaki farkındalığın sağlanması açısından büyük değer taşımaktadır. HIV infeksiyonunun, kan ve kan eserleri yoluyla bulaştığını hatırlatırsak, diş doktorlarının erken teşhiste rolü olduğu kadar, illetin bulaşıcılığında da rolü epey büyüktür. Tabip, tedavi edeceği tüm hastaları potansiyel infeksiyon riskine sahip olarak düşünür ve optimum hijyenik çalışma koşullarına uyar ise, virüsün tabibe yahut başka hastalara bulaşma riski olmayacaktır.
Günümüzde AIDS ölümcül değil kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bütün hayatınız boyunca sizi yönetecek bir hastalık… Rastgele bir şikayetiniz olmasa bile, AIDS üzere daha öbür bir çok illetin kuşkusunda ağız içi belirtilerin değerini hatırlatarak, senede en az 1 sefer diş doktorunuzu ziyaret ederek ağız hijyeninizin devamlılığını koruyabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Uzm. Dt. Sevgen ERALP
Her illette olduğu üzere en değerli nokta ise erken teşhistir. AIDS marazı 1 yıldan 11 seneye kadar sessiz devirde kalabiliyor. Bu devirde hiç belirti vermediği kabul edilse de, HIV infeksiyonunda en erken bulgular ağız içinde kendini göstermeye başlıyor. Oral kavitede bir çok lezyon oluşabildiği üzere, en çok karşılaşılan lezyon, halk arasında pamukçuk diye bildiğimiz mantar (oral kandida) infeksiyonudur. Mantar infeksiyonunda kişi birinci olarak bunun manzarasından rahatsız olur. Yutkunma güçlüğü ve tat alma duyusunda güçlükler başlar. İnfeksiyon soluk borusuna kadar ilerler. Sık sık tekrarlayan dişeti kanamaları, dişeti iltihabı ve periodontal illetler üzere belirtiler en değerli bulgulardır. Ağız dışı muayenede ise alt çene altında bulunan ve 3 aydan uzun vadedir geçmeyen 1 ya da 2 servikal lenf nodülü erken teşhiste dikkat edilmesi gereken bulgulardır.
HIV virüsü taşıyan hastaların birden fazla, bu durumun farkına varmayarak ya da önemsemeyerek tedaviye başlama vaktini geciktiriyor, bu da vefat riskininin artmasına neden oluyor. HIV virüsü taşıyan bireylerde, illetin teşhisinde diş tabiplerinin üstüne düşen vazifeleri yanına getirmeleri, gerek ağız diş sıhhatinin korunması gerek umumi sıhhat bağlamında, topluluktaki farkındalığın sağlanması açısından büyük değer taşımaktadır. HIV infeksiyonunun, kan ve kan eserleri yoluyla bulaştığını hatırlatırsak, diş doktorlarının erken teşhiste rolü olduğu kadar, illetin bulaşıcılığında da rolü epey büyüktür. Tabip, tedavi edeceği tüm hastaları potansiyel infeksiyon riskine sahip olarak düşünür ve optimum hijyenik çalışma koşullarına uyar ise, virüsün tabibe yahut başka hastalara bulaşma riski olmayacaktır.
Günümüzde AIDS ölümcül değil kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bütün hayatınız boyunca sizi yönetecek bir hastalık… Rastgele bir şikayetiniz olmasa bile, AIDS üzere daha öbür bir çok illetin kuşkusunda ağız içi belirtilerin değerini hatırlatarak, senede en az 1 sefer diş doktorunuzu ziyaret ederek ağız hijyeninizin devamlılığını koruyabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Uzm. Dt. Sevgen ERALP
