iltasyazilim
FD Üye
Bir gün susmayı öğrendim Böylece bir sustum fakat belki sonsuza dek susacaktım çünkü susmak benim minicik dünyamda babamla kurduğum irtibat tarzıydı
Babam akşamları eve halsiz dönerdi Ben tüm gün evde sıkılır onun gelişini iple çekerdim Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim Babam sarılır, öper daha sonra da, hadi odana git, derdi Yemek Yemek hazırlanınca annem çağırır bu kez masada bir araya gelirdik babamla Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım Babam sinirlenir, ?Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı ütüleme!? derdi Annem de ?Tüm gün zaten seninle uğraştım, bir çift söz da mı konuşturtmayacaksın babanla?? diye çıkışır, beni odama gönderirdi
Biçare bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme dürüst yol alırdım Babam arkamdan, ?Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hala ne istiyor anlamadım! diye bağırmaya devam ederdi
?Keşke benim de bir odam olsaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da defalarca birlikte otursaydık? derdim içimden; lakin yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim
Yemekten sonradan babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi Beni yanında çağırır azıcık severdi Onun izleyeceği kayda değer bir şey varsa beni yaklaşık olarak yerimden bile kıpırdatmazdı Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışam oda hapsim her yerde başladı Bir gün anladım ama susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz Bu kere susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım Önce fotoğraf yaparak başladım işe Babam çizdiğim resimleri fazla beğeniyor; ?Bak, böyle uslu uysal oyna işte? diyordu Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu Ama bana kızarak beni bundan böyle odama göndermiyordu
?Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum! diye komşulara anlatıyordu annem halimi
Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı Annem ?Odanı topla!? diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyorum
Ben bunlarla uğraşırken vakit geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum Annem odama gelip ?Bak sana fotoğraf yapmayı yasaklayacağım? dedi bir gün Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?
Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım Babam eve gelince yerinde zamanı kolladım Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim Babam baktı
Hım, dedi ?Çok hoş olmuş Bu adam benim nasıl olursa olsun? dedi
Ben ?Hayır o adam yok, bu çocuk sensin? dedim O ?Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu ufak kız da arkadaşın? dedi
Ben ?Hayır o adam benim, bu minik adam sensin, bu minik kız da annem? dedim
Babam benimle uğramaktan vazgeçip: ?Peki neden bizi minik cizdin?? dedi
Heyecanla başladım anlatmaya
Ben büyüyüp adam olacağım Iş bulup çalışacağım Siz yaşlanıp küçüleceksiniz Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi ufacık kalacaksınız Ben işten geldiğimde halsiz olacağım Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişirilmiş olacağından sizi duymayacağım bile Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde ?Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim! diyeceğim Ve bundan başka bağıracağım ?Her şeylerini alıyorum Rahat odaları da var, daha ne istiyorlar? diye
Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı Duyduklarına inanamıyorlardı Bana sarılıp beni öyle doğru bir okşayışları vardı ancak sonsuza dek konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi
Haberdar olmalı insan Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı
Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti
Yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür,
O da bugündür
Jimmy Basel *
Babam akşamları eve halsiz dönerdi Ben tüm gün evde sıkılır onun gelişini iple çekerdim Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim Babam sarılır, öper daha sonra da, hadi odana git, derdi Yemek Yemek hazırlanınca annem çağırır bu kez masada bir araya gelirdik babamla Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım Babam sinirlenir, ?Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı ütüleme!? derdi Annem de ?Tüm gün zaten seninle uğraştım, bir çift söz da mı konuşturtmayacaksın babanla?? diye çıkışır, beni odama gönderirdi
Biçare bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme dürüst yol alırdım Babam arkamdan, ?Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hala ne istiyor anlamadım! diye bağırmaya devam ederdi
?Keşke benim de bir odam olsaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da defalarca birlikte otursaydık? derdim içimden; lakin yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim
Yemekten sonradan babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi Beni yanında çağırır azıcık severdi Onun izleyeceği kayda değer bir şey varsa beni yaklaşık olarak yerimden bile kıpırdatmazdı Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışam oda hapsim her yerde başladı Bir gün anladım ama susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz Bu kere susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım Önce fotoğraf yaparak başladım işe Babam çizdiğim resimleri fazla beğeniyor; ?Bak, böyle uslu uysal oyna işte? diyordu Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu Ama bana kızarak beni bundan böyle odama göndermiyordu
?Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum! diye komşulara anlatıyordu annem halimi
Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı Annem ?Odanı topla!? diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyorum
Ben bunlarla uğraşırken vakit geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum Annem odama gelip ?Bak sana fotoğraf yapmayı yasaklayacağım? dedi bir gün Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?
Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım Babam eve gelince yerinde zamanı kolladım Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim Babam baktı
Hım, dedi ?Çok hoş olmuş Bu adam benim nasıl olursa olsun? dedi
Ben ?Hayır o adam yok, bu çocuk sensin? dedim O ?Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu ufak kız da arkadaşın? dedi
Ben ?Hayır o adam benim, bu minik adam sensin, bu minik kız da annem? dedim
Babam benimle uğramaktan vazgeçip: ?Peki neden bizi minik cizdin?? dedi
Heyecanla başladım anlatmaya
Ben büyüyüp adam olacağım Iş bulup çalışacağım Siz yaşlanıp küçüleceksiniz Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi ufacık kalacaksınız Ben işten geldiğimde halsiz olacağım Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişirilmiş olacağından sizi duymayacağım bile Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde ?Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim! diyeceğim Ve bundan başka bağıracağım ?Her şeylerini alıyorum Rahat odaları da var, daha ne istiyorlar? diye
Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı Duyduklarına inanamıyorlardı Bana sarılıp beni öyle doğru bir okşayışları vardı ancak sonsuza dek konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi
Haberdar olmalı insan Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı
Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti
Yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür,
O da bugündür
Jimmy Basel *