iltasyazilim
FD Üye
Akciğerli balıklar, öteki balık türlerine nazaran oldukça öbür özellikler barındırmaktadır Bu balıklar, solungaç solunumu yapar Lakin yeri geldiği takdirde ise, hava solunumu da yapabilmektedirler
Ayrıca solungaç ayrıca de hava solunumu yapabilme özelliği bulunan bu balıklar, tatlı sularda yaşamaktadırlar Vücutları yuvarlakça ve de uzunca bir yapıya sahiptir Bu balıklarda anal ve de sırt yüzgeçler bulunmamaktadır Bu balık türü, zeminde sürünebilme özelliğine sahiptir böylece, karın yüzgeçleriyle göğüs yüzgeçlerinin yapısı, zeminde sürünmeye yerinde biçimdedir Bir Takım türlerinde, dairesel yapıdaki büyük pullar tüm vücutlarını kaplamaktadır Vücudunun dış kısmında pul olmayan türlerde ise, pullar derilerinin altında bulunur Bu balıkların bir takım türlerinin boyu 2 metreye, ağırlıkları ise 15 kilograma değin ulaşabilmektedir
Bu balıkların burun delikleri, ağız boşluklarına açılmaktadır Bu balıkları bayağı balık türlerinden ayıran en manâlı özellik ise, bu balıkların akciğere sahip olmasıdır İki adet akciğerleri bulunmaktadır Bazı türlerde ise, bir akciğer bulunur Bu akciğerler, hakiki bir akciğer değildir Burada akciğerden hedef, hava keseleridir Bu hava keselerinin civarda oldukça artı miktarda kılcal damar bulunur ve bu damarlar hava keselerini örmüş şekildedir Bu hava keseleri, istenildiği takdirde akciğer görevi yapabilmektedir Normalde tatlı sularda yaşayan bu balıklar, suların kuruduğu ve çekildiği süre akciğer solunumu yaparak susuz bölgede verimsiz mevsimi atlatabilmektedirler Bu balıklara bununla birlikte “Dipnoi ismi de verilmektedir Bu kelimenin anlamı ise, çift solunumludur Hem solungaç hem de akciğer solunumu yaptıkları için balıklara bu ad verilmiştir
Günümüz hayvanlar dünyasında, en büyük sorunlar aralarında yer alan bitkin nesil, bu balıklar için de geçerlidir Birçok akciğerli balık türünün nesli tükenmiştir Lakin nesli tükenmeyen dipnoilerde bulunmaktadır Bu türler, Güney ve Batı Afrika ile Güney Amerikada bulunan tatlı sularda yaşamlarını sürdürmektedirler Bu balıklar, günlerinin büyük bir kısmını dinlenerek geçirirler Bu dinlenme eylemi, su diplerinde karın ve de göğüs yüzgeçlerine dayanarak gerçekleşmektedir Oldukça yavaş bir şekilde sürünerek, yer değiştirmektedirler Bu balık türlerinin besinleri aralarında ise, kurbağa, balık ve de sümüklü böcek yer almaktadır Bazı durumlarda su dibinden su yüzeyine çıkarak, hava solurlar ve böylece Oksijen ikmali yapmış olurlar Bu balıklar, geceleri oldukça uzaktan duyulan horultulu sesler çıkarırlar Eğer kendilerine yaklaşılırsa, tıslayarak ısırırlar
Yaşadıkları bölgeler itibariyle, yaşadıkları tatlı sular kuraklıktan etkilenerek kuruyabilmektedir Bu durumlarda bu balıklar, kendilerine tünel kazıp içine yerleşmektedir Bu tünel, balçık içinde kazılır Kazılan tünelin üstteki kısmında, balığın girişine yarayan gözenekli yapıda bir kapak bulunmaktadır Akciğerli balıklar, çamurdan koza içerisinde mukuslu yapıda bir sıvı ifraz etmektedirler Bunu yapmalarındaki kasıt ise, derilerinin kurumasını önlemektir
Balık, bu koza içerisinde derin bir uykuya dalmaktadır Bu sürede balığın beden fonksiyonları da yavaşlamaktadır baygın gibi uyuma sırasında bu balıklar, yuvanın üst kısmında bulunan delikli kapak sayesinde Oksijen almaya devam etmektedirler Bu uyku, suların çekildiği kurak aylar olan yaz aylarında gerçekleşmektedir Uyku esnasında enerji ihtiyaçlarını, kendilerine ait kas dokularının bir kısmını eriterek karşılamaktadırlar Bu eritme neticesinde ise, balıkların boylarında takriben 3 cmlik bir kısalma meydana gelmektedir Bu balık türleri, suların bitmiş yükseldiği dönemde ise kozalarından çıkarak, tatlı sularda yaşamaya devam eder
Ayrıca solungaç ayrıca de hava solunumu yapabilme özelliği bulunan bu balıklar, tatlı sularda yaşamaktadırlar Vücutları yuvarlakça ve de uzunca bir yapıya sahiptir Bu balıklarda anal ve de sırt yüzgeçler bulunmamaktadır Bu balık türü, zeminde sürünebilme özelliğine sahiptir böylece, karın yüzgeçleriyle göğüs yüzgeçlerinin yapısı, zeminde sürünmeye yerinde biçimdedir Bir Takım türlerinde, dairesel yapıdaki büyük pullar tüm vücutlarını kaplamaktadır Vücudunun dış kısmında pul olmayan türlerde ise, pullar derilerinin altında bulunur Bu balıkların bir takım türlerinin boyu 2 metreye, ağırlıkları ise 15 kilograma değin ulaşabilmektedir
Bu balıkların burun delikleri, ağız boşluklarına açılmaktadır Bu balıkları bayağı balık türlerinden ayıran en manâlı özellik ise, bu balıkların akciğere sahip olmasıdır İki adet akciğerleri bulunmaktadır Bazı türlerde ise, bir akciğer bulunur Bu akciğerler, hakiki bir akciğer değildir Burada akciğerden hedef, hava keseleridir Bu hava keselerinin civarda oldukça artı miktarda kılcal damar bulunur ve bu damarlar hava keselerini örmüş şekildedir Bu hava keseleri, istenildiği takdirde akciğer görevi yapabilmektedir Normalde tatlı sularda yaşayan bu balıklar, suların kuruduğu ve çekildiği süre akciğer solunumu yaparak susuz bölgede verimsiz mevsimi atlatabilmektedirler Bu balıklara bununla birlikte “Dipnoi ismi de verilmektedir Bu kelimenin anlamı ise, çift solunumludur Hem solungaç hem de akciğer solunumu yaptıkları için balıklara bu ad verilmiştir
Günümüz hayvanlar dünyasında, en büyük sorunlar aralarında yer alan bitkin nesil, bu balıklar için de geçerlidir Birçok akciğerli balık türünün nesli tükenmiştir Lakin nesli tükenmeyen dipnoilerde bulunmaktadır Bu türler, Güney ve Batı Afrika ile Güney Amerikada bulunan tatlı sularda yaşamlarını sürdürmektedirler Bu balıklar, günlerinin büyük bir kısmını dinlenerek geçirirler Bu dinlenme eylemi, su diplerinde karın ve de göğüs yüzgeçlerine dayanarak gerçekleşmektedir Oldukça yavaş bir şekilde sürünerek, yer değiştirmektedirler Bu balık türlerinin besinleri aralarında ise, kurbağa, balık ve de sümüklü böcek yer almaktadır Bazı durumlarda su dibinden su yüzeyine çıkarak, hava solurlar ve böylece Oksijen ikmali yapmış olurlar Bu balıklar, geceleri oldukça uzaktan duyulan horultulu sesler çıkarırlar Eğer kendilerine yaklaşılırsa, tıslayarak ısırırlar
Yaşadıkları bölgeler itibariyle, yaşadıkları tatlı sular kuraklıktan etkilenerek kuruyabilmektedir Bu durumlarda bu balıklar, kendilerine tünel kazıp içine yerleşmektedir Bu tünel, balçık içinde kazılır Kazılan tünelin üstteki kısmında, balığın girişine yarayan gözenekli yapıda bir kapak bulunmaktadır Akciğerli balıklar, çamurdan koza içerisinde mukuslu yapıda bir sıvı ifraz etmektedirler Bunu yapmalarındaki kasıt ise, derilerinin kurumasını önlemektir
Balık, bu koza içerisinde derin bir uykuya dalmaktadır Bu sürede balığın beden fonksiyonları da yavaşlamaktadır baygın gibi uyuma sırasında bu balıklar, yuvanın üst kısmında bulunan delikli kapak sayesinde Oksijen almaya devam etmektedirler Bu uyku, suların çekildiği kurak aylar olan yaz aylarında gerçekleşmektedir Uyku esnasında enerji ihtiyaçlarını, kendilerine ait kas dokularının bir kısmını eriterek karşılamaktadırlar Bu eritme neticesinde ise, balıkların boylarında takriben 3 cmlik bir kısalma meydana gelmektedir Bu balık türleri, suların bitmiş yükseldiği dönemde ise kozalarından çıkarak, tatlı sularda yaşamaya devam eder