iltasyazilim
FD Üye
Eşariye göre, Allah’ın vahiy mesajını alamayan, peygamberlerin tebliğlerine muhatap olamayan bir kimsenin sorumluluğu yoktur
“Biz bir peygamber göndermeden kimseye azap etmeyiz (İsra, 1715)
Maturidiye göre ise, Allah’ın varlığına inanmak, peygamber gönderilmeden de gereken bir görevdir Buna göre, bu insanlar da Allah’a iman etmekle imtihan edilmektedir
Ayrıca, bu insanların yaratılması, din, ekonomi ve benzeri yönlerden diğer insanlar için bir imtihan olabilir
Ancak her şeyin en önemli gayesi ve neticesi onu yaratanına bakar
Varlıklar, Allah’ın sonsuz kudretini, ilmini ve diğer sıfatlarını göstermektedir İmtihana katılamamış olanların bu açıdan varlıkları önemlidir
Her eser sahibi kendi eserini önce kendisi temaşa eder ve sanatını kendisi takdir eder Sonra da başkalarına göstererek onların takdir ve tebriklerini alır Misalde hata olmasın, Allah Teala Hazretleri yarattığı her mahlukunu, yazdığı her mektubu önce Kendisi Zatına uygun olarak temaşa etmektedir Ayrıca bu eserini ve sanatını diğer şuurlu varlıklara da göstermektedir
Bu açıdan İslamiyet'ten haberi olmayan ve akli dengesi bulunmayan insanlar da aynı şekilde boşuna yaratılmamıştır
Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrıncaifadeleri de bize her sanatkarın, her ustanın ruh halini yansıtır Demek ki insana bu duyguyu veren Allah da kendi sanatını görmek ve göstermek istiyor
Hüner sahibi her sanatkâr, sanatını teşhir etmekle ve sanatının tasavvur ettiği tarzda işlemesiyle ve istediği neticeleri vermesiyle iftihar eder(Nursi, Otuzuncu Lem'a)
Yine Malumdur ki, her bir cemal sahibi, kendi hünerini teşhir ve ilan etmekle nazarı dikkati celb etmek ister ve sever Ve hüneri gizli kalmış bir güzel hakikat ve güzel bir mana, meydana çıkmak ve müşterileri bulmak ister ve sever
İşte İslamiyetten haberi olmadığı için sorumlu olmayan o insanlar, büyük bir sanat eseridir Bu yönüyle onun Yaratıcısı o sanatını kendine layık mukaddes ve münezzeh olarak temaşa ediyor, seyrediyor Ayrıca melaike gibi şuurlu varlılara da seyrettiriyor
Diğer taraftan her varlığın iki yönü vardır Biri yaratıcıya diğeri ise yaratılana bakar Var olmak yaratılan hakkında tam bir rahmettir Zira varlık mutlak hayırdır Yaratılan her şey, bu varlık nimetini tadıyor Çünkü yoklukla mukayese ettiğimizde var olmanın bir rahmet olduğu muhakkaktır
Allah'ın, sonsuz nimetlerinden bir tanesi de akıldır Bu nimetin verilmemesi, varlık nimetini anlamsız kılmaz Camit olan bir taşın dahi varlığı yokluğuna tercih edildiği için, sadece var olması bile büyük bir nimettir Akli melekesi olmayan bir insana hidayet nimeti tattırılmasa bile, Allah'ın ona varlık mimetini, hayat nimetini, yaşama nimetini tattırmak için onu yaratması hikmet ve rahmetin gereğidir Zira o insanın vücudu, hücreleri yine lisanı halle rablerine ibadet edeceklerdir Nitekim bütün hayvanların ibadetleri de böyle değil midir?
Bir çiçeğin, bir hayvanın varlığını gereksiz görmüyorsak, akli melekesi olmaya bir insanın da yaratılışını anlamsız görmemek gerekir Ayrıca bu insanlar ahirette cennete ehli olmaları hasebi ile bu dünyada yaratılmaları da ayrıca bir rahmettir
“Biz bir peygamber göndermeden kimseye azap etmeyiz (İsra, 1715)
Maturidiye göre ise, Allah’ın varlığına inanmak, peygamber gönderilmeden de gereken bir görevdir Buna göre, bu insanlar da Allah’a iman etmekle imtihan edilmektedir
Ayrıca, bu insanların yaratılması, din, ekonomi ve benzeri yönlerden diğer insanlar için bir imtihan olabilir
Ancak her şeyin en önemli gayesi ve neticesi onu yaratanına bakar
Varlıklar, Allah’ın sonsuz kudretini, ilmini ve diğer sıfatlarını göstermektedir İmtihana katılamamış olanların bu açıdan varlıkları önemlidir
Her eser sahibi kendi eserini önce kendisi temaşa eder ve sanatını kendisi takdir eder Sonra da başkalarına göstererek onların takdir ve tebriklerini alır Misalde hata olmasın, Allah Teala Hazretleri yarattığı her mahlukunu, yazdığı her mektubu önce Kendisi Zatına uygun olarak temaşa etmektedir Ayrıca bu eserini ve sanatını diğer şuurlu varlıklara da göstermektedir
Bu açıdan İslamiyet'ten haberi olmayan ve akli dengesi bulunmayan insanlar da aynı şekilde boşuna yaratılmamıştır
Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrıncaifadeleri de bize her sanatkarın, her ustanın ruh halini yansıtır Demek ki insana bu duyguyu veren Allah da kendi sanatını görmek ve göstermek istiyor
Hüner sahibi her sanatkâr, sanatını teşhir etmekle ve sanatının tasavvur ettiği tarzda işlemesiyle ve istediği neticeleri vermesiyle iftihar eder(Nursi, Otuzuncu Lem'a)
Yine Malumdur ki, her bir cemal sahibi, kendi hünerini teşhir ve ilan etmekle nazarı dikkati celb etmek ister ve sever Ve hüneri gizli kalmış bir güzel hakikat ve güzel bir mana, meydana çıkmak ve müşterileri bulmak ister ve sever
İşte İslamiyetten haberi olmadığı için sorumlu olmayan o insanlar, büyük bir sanat eseridir Bu yönüyle onun Yaratıcısı o sanatını kendine layık mukaddes ve münezzeh olarak temaşa ediyor, seyrediyor Ayrıca melaike gibi şuurlu varlılara da seyrettiriyor
Diğer taraftan her varlığın iki yönü vardır Biri yaratıcıya diğeri ise yaratılana bakar Var olmak yaratılan hakkında tam bir rahmettir Zira varlık mutlak hayırdır Yaratılan her şey, bu varlık nimetini tadıyor Çünkü yoklukla mukayese ettiğimizde var olmanın bir rahmet olduğu muhakkaktır
Allah'ın, sonsuz nimetlerinden bir tanesi de akıldır Bu nimetin verilmemesi, varlık nimetini anlamsız kılmaz Camit olan bir taşın dahi varlığı yokluğuna tercih edildiği için, sadece var olması bile büyük bir nimettir Akli melekesi olmayan bir insana hidayet nimeti tattırılmasa bile, Allah'ın ona varlık mimetini, hayat nimetini, yaşama nimetini tattırmak için onu yaratması hikmet ve rahmetin gereğidir Zira o insanın vücudu, hücreleri yine lisanı halle rablerine ibadet edeceklerdir Nitekim bütün hayvanların ibadetleri de böyle değil midir?
Bir çiçeğin, bir hayvanın varlığını gereksiz görmüyorsak, akli melekesi olmaya bir insanın da yaratılışını anlamsız görmemek gerekir Ayrıca bu insanlar ahirette cennete ehli olmaları hasebi ile bu dünyada yaratılmaları da ayrıca bir rahmettir