iltasyazilim
FD Üye
İslâm büyükleri alışverişte ihsan eder; az kârla, çok iş yapar, bunu daha bereketli bulurlardı Çünkü, yalnız adalet yapanlar, dinde sermâyelerini kurtarmış olur Ama kâr, ihsân edenleredir Aklı olan, âhiret kârını hiç kaçırır mı? İhsân, emredilmeyen iyiliği yapmaktır
Halîfe hazreti Ali, Kûfe şehri çarşısında dolaşarak, “Az kârı reddetmeyiniz! Çok kârdan mahrum kalırsınız! buyururdu
Eshâbı kirâmın büyüklerinden Abdürrahmân bin Avf hazretlerine, o büyük serveti nasıl kazandın? dediler Çok az kâra da râzı oldum Hiçbir müşterîyi boş çevirmedim Hattâ bir gün, bin deveyi sermâyesine satmıştım Yalnız dizlerindeki ipleri kâr kalmıştı Her ip, bir dirhem gümüş değerinde idi O gün develerin yem parasını ben vermiştim Kazancım ise, bin dirhem olmuştu, buyurdu
Büyüklerimiz, fakirlerin malını fazla para ile alarak, onları sevindirlerdi Bunun için dul kadınların eğirdiği ipliğe, çocukların sattığı meyvelere daha çok para verirlerdi
Bu sûretle çalışanlara yardım etmek, sadaka vermekten daha sevaptır Böyle yapanlar, Resûlullahın duâsına kavuşur Çünkü, “Alışverişte kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ merhamet eylesin! diye duâ buyurmuştur Fakat, zenginden mal alırken aldanmak sevap değildir ve iyi değildir
Resûlullah buyurdu ki: “Alışverişte kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ, her işinde kolaylık gösterir İhsânın en büyüğü, en kıymetlisi, fakirlere veresiye vermektir Parası, malı olmayanın borcunu uzatmak, zaten vâcibdir Aldanmak, malı zâyi etmektir Araştırıp pazarlık edip, ucuz almak lâzımdır
Hazreti Hasan ve Hüseyin, her aldıklarında pazarlık eder, ucuz almaya uğraşırlardı Kendilerine: Bir günde binlerle dirhem sadaka veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz? dediklerinde, “Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz Ne kadar çok versek yine azdır Fakat, alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasıdır buyururlardı
Halîfe hazreti Ali, Kûfe şehri çarşısında dolaşarak, “Az kârı reddetmeyiniz! Çok kârdan mahrum kalırsınız! buyururdu
Eshâbı kirâmın büyüklerinden Abdürrahmân bin Avf hazretlerine, o büyük serveti nasıl kazandın? dediler Çok az kâra da râzı oldum Hiçbir müşterîyi boş çevirmedim Hattâ bir gün, bin deveyi sermâyesine satmıştım Yalnız dizlerindeki ipleri kâr kalmıştı Her ip, bir dirhem gümüş değerinde idi O gün develerin yem parasını ben vermiştim Kazancım ise, bin dirhem olmuştu, buyurdu
Büyüklerimiz, fakirlerin malını fazla para ile alarak, onları sevindirlerdi Bunun için dul kadınların eğirdiği ipliğe, çocukların sattığı meyvelere daha çok para verirlerdi
Bu sûretle çalışanlara yardım etmek, sadaka vermekten daha sevaptır Böyle yapanlar, Resûlullahın duâsına kavuşur Çünkü, “Alışverişte kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ merhamet eylesin! diye duâ buyurmuştur Fakat, zenginden mal alırken aldanmak sevap değildir ve iyi değildir
Resûlullah buyurdu ki: “Alışverişte kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ, her işinde kolaylık gösterir İhsânın en büyüğü, en kıymetlisi, fakirlere veresiye vermektir Parası, malı olmayanın borcunu uzatmak, zaten vâcibdir Aldanmak, malı zâyi etmektir Araştırıp pazarlık edip, ucuz almak lâzımdır
Hazreti Hasan ve Hüseyin, her aldıklarında pazarlık eder, ucuz almaya uğraşırlardı Kendilerine: Bir günde binlerle dirhem sadaka veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz? dediklerinde, “Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz Ne kadar çok versek yine azdır Fakat, alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasıdır buyururlardı