AKLİME KORKMAZ'ın MEKTUBU Bana göndermiş olduğunuz mektupta eşinizin size gönderdiği son mektubu ve resmini gönderin diye yazmışsınız Eşim ve ben hiç ayrılmadığımız için öyle bir mektup değil fakat sizinle eşimin Şehit edildiği geceyi paylaşabilirim *** Ben uykudaydım Kapının fazla sert çalındığını duydum Ben zannettim ancak köylülerden biri hasta diye kapı çalıyorlar Yataktan kalkıp baktığımda eşim kapıyı açmış, iki kişi elleri silahlı ve tam donanmış kişilerdi Ellerinde telsizleri de vardı Ben ve eşim fazla şaşırmıştık ve şaşkındık Kendi kendime sordum; bunlar kim? neden bize geldiler? ŞEHİT ÖĞRETMEN ADI SOYADI : Sait KORKMAZ DOĞUM YERİ TARİHİ : Muş Bulanık Okçular Köyü 1967 BABA ALIŞILAGELMIŞ : Derviş ASIL SIRADAN : Hanife ŞEHİT OLDUĞU YER : Sızı Doğubeyazıt Kazan Köyü 28,09,1994 AKLİME KORKMAZ'ın MEKTUBU Bana göndermiş olduğunuz mektupta eşinizin size gönderdiği son mektubu ve resmini gönderin diye yazmışsınız Eşim ve ben hiç ayrılmadığımız için o kadar bir mektup değil ama sizinle eşimin Şehit edildiği geceyi paylaşabilirim Eşim 1993 'de Mustafa Kemal Üniversitesi'nden mezun oldu 15,02,1994'te eşimin tayin yeri elimize geçti Eşimi Sancı'nın merkezindeki bir ilköğretim okuluna vermişlerdi Eşimin ataması elimize geç geldiği için eşimi Sızı'nın Doğubeyazıt Kazan Köyü'ne atamışlardı Bunun sebebi Ağrı'ya 1 gün geç gittiği içindi Eşim büyük bir heyecanla gitti Hoca olduğu için mutluydu Çünkü, çocukları fazla seviyordu Okurken en büyük gerçek dışı, doğuya gidip ordaki çocuklara ders vermekti Eşim devir yerine gidip iki gün kaldıktan daha sonra geri geldi çünkü evi götürecekti Bana dedi ancak; bak hanım istersen, sen gelme çünkü doğunun şartları fazla güç Yollar bozuk, köyde su değil, mektep yok,mektep ve lojman tamirat ister dedi Fakat siz olmadan da ben yapamamdiye bana söyledi Ben dedim oysa; Sait istersen bir dağın başında olsun, istersen kalacağımız yer kümes olsun, sen nerdeysen ben ve kızım yanındayız Fazla mutlu oldu sözlerime Doğuya gittiğimizde o şiddet koşullar aşağı yine de fazla mutluyduk Ta ama o kara akşam gelinceye değin 29 Eylül 1994 akşamı eşimle yemek yedikten sonra sohbet ettik İkimiz de kızımızı fazla seviyordukKucağımıza alıp sevmeye başladık Ben gebe olduğum için fazla hastaydım Köyde su olmadığı için köydeki pis sular nedeniyle ben tifo kapmıştım Hap kullandığım için ayakta duramıyordum Eşim, ben ve kızımdan yatmamızı istedi O gün Ulusal Takımın maçı olduğu için ben izledikten sonradan yatarım dedi Ben uykudaydım Kapının çok sert çalındığını duydum Ben zannettim ancak köylülerden biri hasta diye kapı çalıyorlar Yataktan kalkıp baktığımda eşim kapıyı açmış, iki birey elleri silahlı ve tam donanmış kişilerdi Ellerinde telsizleri de vardı Ben ve eşim fazla şaşırmıştık ve şakındık Kendi kendime sordum; bunlar kim? niçin bize geldiler?Adamlar içeri girip oturduktan sonra ben kızımı mahsustan uykusundan uyandırıp tuvalete götürdüm Adamlar kızımızı görüp, bize bir şey yapmazlar diye düşündüm Biraz konuştuktan daha sonra eşime bizi kapıya dek geçirir misin?dediler Eşim ve ben balkona çıktık Bize dediler oysa; dışarının lambasını kapatın evinizden çıktığımızı kimse görmesin Kapımızda bir köylünün köpeği duruyordu Adamlar eşim ve bana şu köpeğe ekmek verin bizi ıssırmasındediler Ben ve eşim ekmeği alıp köpeğe verirken eşimi çağırdılar, hoca gel, sana bir şey diyeceğizdediler Eşim bu arada hiç aklıma gelmedi öylesine iyi bir insanı öldürecekleri Adamlar 2 metre ileride duruyorlardı Eşim yanlarına gitti Birden kurşun sesleriyle birlikte eşim Ayten diye bağırdı ve ben balkondan koşup lambayı açtım Zannettim ancak havaya alev ediyorlar Eşimi ayakta beklerken onu yerde can çekişirken gördükten sonra eşime içten koşup ona sarılıp ve bağırdım beni de öldüründiye ama ortalıkta kimse yoktu Eşim o haliyle bana göze çarpan ediyordu korkma yaşıyorum bendiye Başımdaki yazmayı sağ göğsündeki kurşun yarasına bastırdım kan kaybetmesin diye Bağırıyordum, ölme ne olur çocuğunu gördiye Karnına vurup duruyordum ne olur Ölüm Meleği gelmesin diye bağırıp Allah'a yalvarıyordum Sait ölmesin diye O lahza içeri koşup el fenerini alıp köye koşup destek istiyordum Tüm kapıları çaldım Kimse takviye etmiyordu Ben de kapı ve pencereleri kırıp destek istedim Köylüler beni kovuyorlardı git başımıza belamısındiyorlardı Eşimin yanında koşup geldiğim zaman kızım ne oldu anne, neden bağırıyorsun?dedi O lahza ona ne söylediğimi hatırlamıyorum Kızımı sürekli orda bırakıp her zaman köye destek istemeye gittiğim vakit kızım koşup içeri giriyordu Benim geldiğimi duyunca her yerde dışarı çıkıyordu Yine köye koşup bu kere köyün erkekleri ve gençleri korkuyorsa bari kadınlar takviye etsin diye yalvardım Çünkü kadınlara hasar vermezler diye düşündüm ve hepsine yalvarıyor, bana birşey yapmadılar size de yapmazlardiye söyledim Ne olur biriniz bana bir beygir arabası verin eşimi şehre götürüp çare ettireyim Eşim sizin çocuklarınız için buradaydı diyor ve yalvarıyordum En sonunda batım ama kimse bana destek etmeyecek eşimin yanında geldim Başını dizime koydum Baktım ancak eşim can veriyor, dudaklarını suyla ıslattım Eşime kelimei şahadet getirdim Kalkıp eşimin başının altına bir minder koydum Üstünü örttüm En sonunda köy muhtarının kardeşi gelip ölmüş kızım, gel gidelim bizededi Önce gitmedim, eşimin başında kalmak istedim Sonra düşündüm eşim zaten ölüm etmiş, hadi adamlar geri dönüp hem ben ve kızıma kötülük yaparsalar diye düşünüp, kızımı alıp köy muhtarının kardeşinin evine sığındım Şimdi düşünüyorum ama evimizin köye uzakta olmasından başka aramızda bir akarsu vardı Dört buçuk aylık gebe olduğum halde, kim bilir kaç kere göğsüme dek sulara gömüldüm, köylülerden takviye istedim Ben fakat köyün kaba köpeklerinden korkuyordum, o gece köpekler benim feryadımdan benden korkup kaçıyorlardı öyle mücaadele etmeme karşın eşimi kurtaramadım id Ben bir Şehit eşi olmaktan kibir duyuyorum Çünkü Şehit mertebesi en yüca mertebedir ama acımız çok büyük ve ölene dek unutulmaz O gece ben fazla şeyler yaşadım Hepsi bir birinden acıydı Yaşadıklarımı anlatsam sayfalara sığmaz, göz yaşları içinde bunları yazdım İki çocuğum için yaşıyorum Saygılarımla Aklime KORKMAZ