Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Akşemseddin ( ????)

Akşemseddin ( ????)

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
http:img413**************img4135703akseyhkv8qx1

Şemseddin Muhammed bin Hamza, yani Fatih’in hocası, âlim ve mutasavvıf Akşemseddin, bundan tam 543 yıl önce, 15 Ocak 1459 tarihinde vefat etmiştir “Akşeyh adıyla şöhret kazanmış olan Akşemseddin, Hacı Bayram Veli’ye intisab etmiş ve bir süre Hacıbayram Camii’nin çilehânesinde çile çıkarmıştır

Akşemseddin, halkın teveccüh ve nazarından uzak durması, şöhret ve şan belâsından sürekli kaçınmasıyla, bir sembol şahsiyet olarak bayraklaşmıştır Onun çile hayatı, tevâzu ve mahfiyet iklimine ayak bastığı ilk tecrübesidir Halkın ilgisinden çekinerek, şeyhinden ayrılma pahasına Beypazar’a giden Akşeyh, burada bir mescid ve değirmen inşâ etmiştir Ancak burada da halkın teveccühünden rahatsız olmuş ve Çorum’un İskilip kazasına bağlı Evlek köyüne göç etmiştir Bir süre sonra Bolu’nun Göynük kazasına yerleşen Akşemseddin, burada da bir mescitle bir değirmen yaptırmıştır Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayram Veli’nin vefâtıyla irşad makamına geçmiştir İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmed’in yanında fethin manevî cephesini temsil eden büyük veli, muhasaranın en sıkıntılı zamanında ordunun maneviyatını diri tutmuştur Akşemseddin, fethin en önemli simgesi olan Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi sırasında burada ilk Cuma namazı hutbesini okumuştur O, İstanbul’un asırlar süren fetih rüyasını gören bahtiyarlardandır Akşemseddin, hem fethe katılmış ve hem de fethin gerçekleştiğini görmüş, asırlarca birçok İslâm ordusunun muhasaraya aldığı, ama belki de vakti gelmediği için bir türlü fethetmeye muvaffak olamadığı İstanbul’un, artık bir İslâm beldesi olmasında önemli rol oynamıştır Fetih’ten hemen sonra padişahın isteği ile, İslâm ordularının İstanbul’u fethi sırasında şehit düşen büyük sahâbi Ebû Eyyüb elEnsârî (ra)’nin kabrini de keşfeden bu büyük mürşid, bir süre müderrislik de yapmıştır

Akşemseddin; tevâzu, alçakgönüllülük ve ferâgatin zirve ismidir O, herşeye sahip iken bırakmasını bilen; hükümranlığı ve dünya saltanatını, mahfiyet ve tecrîd makamına tercih etmeyen bir mürşîdi kâmildir Maddî varlık ve dünyevî arzulardan eletek çeken bu büyük zât, bedenî isteklerden büsbütün sıyrılmayı başarmış ve mâsivâdan yüz çevirmiştir O, bu mânâda bir “ehli tecriddir Fuzûlî’nin :

“Mesleki tecrîddir ferâgat evi
Terki mâl ile hânümândan geç

çağrısıyla tarif ettiği bu makam, elbette ki kalp gözü açık bahtiyarların, varlık ve eşyanın mahiyetini keşfederek “asıl olanı bulmasıyla kazanacağı bir mertebedir Yunus’un, “ballar balını bulduğu bu makam, herşeyden feragat etmeyi gerektiren bir “bulma halinin eseridir O’nu bulmak, O’na yönelmek ve O’na ulaşmak, herşeyi bırakmanın da yeri ve zamanıdır Nitekim fetihten sonra Akşemseddin, padişahın tacını ve tahtını bırakarak kendisine bağlanma isteğini engellemeye çalışmış ve bu cihan sultanını durduramayacağını anlayınca da Gelibolu üzerinden Göynük’e dönerek inzivâya çekilmiştir Akşemseddin’in hangi ruh hâliyle padişahı durdurmak istediği ve taht merkezinden ayrılarak iltifat ve ilgiden neden rahatsız olduğu konusunda pek çok şey söylenebilir Ancak Fatih’in Göynük’e gönderdiği hediyeleri almak istememesi ve Göynük’e yaptırmak istediği tekke ve cami için rıza göstermemesi, devletin devamı ve bekâsının teminatı olan hükümdarlık makamının zedelenmemesi icâbıdır Nitekim “sultâna sultânlık ve gedâya da gedâlık yakışır Fatih’in birçok ihsanından sadece Göynük’e bir çeşme yapmasına izin veren Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayramı Veli’nin yolundan gitmiş ve tekkenin devlet üzerindeki tahakkümüne yol açacak bir tavrı şiddetle reddetmiştir Bize göre, Osmanlı Devleti’nin din ve devlet işlerinin sağlıklı gelişmesinde, Akşemseddin’in bu tavrı büyük bir önem taşımaktadır

Cihan padişahı Fatih Sultan Mehmed’in derviş olma talebini geri çeviren Akşemseddin’in, sultanın kırılması karşısında verdiği cevap çok önemlidir: “Dervişlikte bir hâlet vardır ki, eğer lezzet alınırsa, saltanat işlerinden kesin olarak el çekmek lâzım gelir Memleketin işleri ihtilâl bulur O takdirde, hem siz ve hem de biz vebâle gireriz… (Solakzâde Tarihi, c I, s 273) Şeyhin bu sözleri karşısında teselli bulan Fatih, ikibin altın göndererek onu taltif etmek ister Fakat Akşemseddin bu parayı kabul etmez ve geri gönderir

Rivayete göre, padişah bir gün Akşemseddin’in çadırına girmiş, ancak şeyh hiç kımıldamadan öylece yerinde oturmaya devam etmiş Bu hale çok üzülen padişah, Ahmed Paşa’ya: “Şeyh bize kıyâm etmeyip yerinden kımıldamadığı için hâtırım kırılmıştır ve gönlüm mahzundur diye yakınmıştır Akşemseddin’i iyi tanıyan Ahmed Paşa, padişaha şeyhin bu hareketini şöyle izâh etmiştir: “Bu büyük fetih, önceki pâdişâhlara ve mübârek ecdâdınıza müyesser olmayıp size nasip olmakla, sizde bir çeşit gurur müşâhade eylemiş, bu yüzden riâyet ve tâzimde kusur göstermiştir Gerçekten maksatları sizden o gururun izâlesine gayret gösterip ayağa kalkmadı Bu izâh üzerine rahatlayan padişah gece yarısı Akşemseddin’i ziyaret etmiş ve kendisiyle sabaha kadar sohbet edip sabah namazını da Şeyhle birlikte edâ etmiştir

Aynı zamanda şair de olan Akşemseddin, “terki cân, bînişân, bîgümân kâfiyeleriyle kendisini şu şiirinde ne güzel anlatıvermiş :

Cânı cânân isteyenler terki cân olmak gerek
Âlemi devri zamânda bînişân olmak gerek

Lâmüsellim kaydımış gavvâs olan gevher bulur
Gevheri gayb isteyenler bînişân olmak gerek

Rükni a’zam sıdk u himmet i’tikâdı pâk imiş
Bîriyâ ihlâsı mahz bîgümân olmak gerek

Nahv u sarf u mantık u hey’et nücûm u ilm ü tıb
Meclisin terk eyleyüp andan revân olmak gerek

Sen seni altın sanursın altunun oda bırak
Sâfî olup gıll u gışdan pâkcân olmak gerek

Bildügün terk eylegil hestîligün elden bırak
Işkıla pervâne tek bîcism ü cân olmak gerek

Şems istersin ki sultân sohbetine iresin
Kapusında çok zamânlar pâsubân olmak gerek

Büyük mutasavvıf ve mürşidi kâmil Akşemseddin hazretlerini, vefâtlarının yıldönümü münasebetiyle (rahmet niyazıyla yâdedip) bir kez daha örnek bir şahsiyet olarak tanımak ve “Akşemseddin Olabilmek idealini hep diri tutmak ne büyük saadet !…

Dündar OSMANOĞLU

:alıntıdır:
 
858,496Konular
981,879Mesajlar
29,918Kullanıcılar
gorkemnocSon üye
Üst Alt