Akşener: 'Türkiye’nin Müstakbel Başbakanı Olarak Söz Veriyorum'

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a reaksiyon göstererek, 'Geceleri manda yoğurdunu kestane balı, Medine hurması ve yulafla karıştırıp yiyecekmişiz. Manda yoğurdunun kilosu 70 lira. 700 gramlık Medine hurması 205 lira, kestane balı 250 lira, yulaf ezmesinin yarım kilosu 15 lira. Neymiş şifaymış. Bu şifa bir taban ücretlinin hanesine nasıl girecek?' tabirlerini kullandı.





Meral Akşener, partisinin TBMM Küme Toplantısı'nda gündeme ait açıklamalarda bulundu.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:


"Millete şifa formülleri anlatmayı bırak"



'Bay Kriz utanmadan çıkıp vatandaşa sağlıklı hayat tavsiyeleri veriyor. Yani inanılmaz. İzlediniz muhtemelen meşhur manda yoğurdunu, inanılmaz. Geçen hafta demiştim 'Pasta yiyin diyecekler' diye.

'Herşeyoloji' profesörü sayın Erdoğan her şeyden bir kibrit kutusu kadar anlar fakat kendini her şeyin uzmanı görür. Gün gelir iktisat literatürüne katkı sağlar, gün gelir tabiplere hekimlik öğretir lakin ben Aylin Yavuz'u tanıyorsam çarpar. Aslan beyefendi de pek üzücü değildir bu konuda. Hakikaten bu arkadaşımız yani bay kriz son olarak hayat koçluğuna soyundu. Memlekette ne kadar diyetisten varsa an itibarıyla panikte.

Geceleri manda yoğurdunu kestane balı, Medine hurması ve yulafla karıştırıp yiyecekmişiz. Hem de yatmadan evvel ha, bütün diyet kuralları alt üst. Zira şifaymış. Manda yoğurdunun kilosu 70 lira. 700 gramlık Medine hurması 205 lira, kestane balı 250 lira, yulaf ezmesinin yarım kilosu 15 lira. Neymiş şifaymış. Bu şifa bir minimum ücretlinin hanesine nasıl girecek? Sayın Erdoğan biliyorum senin fesli meczuptan öğrendiğin son derece tarih birikiminde bulunmaz lakin birileri sana anlatsın. Bilge Kağan der ki 'Türk budunu ben işimi hakikat yaptım. Az budunu çoğalttım, çıplakları giydirdim, fakir budunu bay kıldım' der. Devletin başının asıl işi vatandaşını refah içinde yaşatmaktır bay kriz.

Hadi bizim ikazlarımızı dikkate almıyorsun anladık, bari tarihimize kulak ver. Senin işin gece yatmadan evvel milletimize yemek için tavsiyelerde bulunmak için değil milletimizin istediğini yiyip yatağa da karnı tok girmesini sağlamaktır. Millete şifa formülleri anlatmayı bırak. Ayıptır, günahtır.'

"Bu ucube sistemden kurtulmak için bir ortaya geldik"



'6 parti olarak kurumsal ve fikri farklılıklarımıza karşın bu yolda çok kıymetli adım attık. Görüyoruz ki bu tablo Cumhur İttifakı bileşenlerinin canını çok sıkıyor. Şimdiye kadar yürüttükleri siyaset dağıldı, rahatları bozuldu. Bu rahatsızlıktan olsa gerek bir dumur hali iktidarı esir almış durumda.

Biz 'Asıl sorun sistemdir' dedikçe 'Adayınız kim?' diyorlar. Tekraren söyledim; adayımız Türkiye Cumhuriyeti'nin 13. cumhurbaşkanıdır.

Sorun bu baş yapısının ta kendisi. Biz yeni tek adam belirlemek için bir ortaya gelmedik. Bu ucube sistemden kurtulmak için bir ortaya geldik. Türkiye'nin kuvvetler ayrılığına dayalı hukuk sistemine gereksinimi var. Anlamadıkları gerçek bu. Adalet, demokrasi, kalkınma, zenginleşme en başta sistem sıkıntısıdır. Türkiye bu sistemle daha fazla yönetilemez.

Kim başa gelirse gelsin, işleyen bir sistem kurmaktır. Bu kim aday olacak tartışmasından çok daha ileri görüşlü bir tartışmadır. Onlar masanın formuyla, altıyla, üstüyle, örtüsüyle uğraşıyor biz milletimin muhtaçlıklarını konuşuyoruz. Biz İYİ Parti olarak devletimizin kuruluş kodlarını hatırlatmaya devam edeceğiz. Ortak aklı ve ortak faydayı temel alarak, makulde buluşarak meşakkatleri konuşmaya devam edeceğiz.'

"Türkiye’nin müstakbel başbakanı olarak kelam veriyorum"



'Kamu idaremiz içindeki en esaslı kurumlardan biri hiç elbet İçişleri Bakanlığı'dır. Emniyet teşkilatı mensuplarımız terörle çabadan cinayetlere, uyuşturucuyla gayretten cürüm örgütlerine kadar birçok alanda büyük fedakarlıklar yaparak çalışıyorlar.

Polis kardeşlerimiz gösterdikleri bu fedakarlık karşısında neyle karşılaşıyorlar? Her gün daha da artan çalışma şartlarıyla, siyasi baskılarla ve mobbingle karşılaşıyorlar. Kendilerini daima ezmeye çalışan kirli düzenle karşılaşıyorlar. Canımızı yakan intihar hadiseleri her geçen gün daha da artıyor.

AK Parti'nin nefes alan her canlısına verilen muhafaza polis memurlarının çektiği eziyeti size anlatamam. Ruhsal baskı mı, çocuklarını baktırmak mı, konutlarının işlerini yaptırmak mı, uşak üzere kullanmaya çalışmak mı dersiniz. Bunlara karşı direnç gösterenlerin cebinde paran var mı demeden yolun ortasında bırakılmasını mı dersiniz. Nasıl bir ezme halini hiçbir devirde görmedim. Bunu milletin adamı olup milleti unutmuş olan sayın Erdoğan'ın dikkatine sunuyordum. Etrafınıza, sağınıza, solunuza dikkatle bakınız.

Bu vahim durum karşısında bay kriz ve usta İçişleri Bakanı hiçbir şey yapmıyor. Her mevzuda olduğu üzere bu bahiste da hiçbir sorun yokmuş üzere yaparak intihar eden evlatlarımızın bir pahası yokmuş üzere umursamaz haller takınarak kurdukları kirli tertibi sürdürmeye devam ediyorlar. Bu doğrultuda birinci olarak Emniyet Teşkilatı'mıza saldırıyorlar. Kapatılan Polis Akademisi'nden hala bir ses yok. Bir rütbeli memur 4 yılda yetişirken bugün 6 ayda komiser yardımcısı rütbesi veriliyor.

Türkiye’nin müstakbel başbakanı olarak söz veriyorum: Kahraman Türk Polisi’nin bedelini, yalnızca şehit olduğunda bilen, bu köhnemiş zihniyeti kesinlikle değiştireceğiz. Her seçimde verdikleri 3600 ek gösterge sözünde hâlâ bir gelişme yok. Sizler için 3600 ek göstergeyi çıkartmak da inşallah bize nasip olacak.'