Akupunkturu biliyorum diyenlerin çoğunun akupunktur hakkında gerçek ve doğru bilgilere sahip olmadığını görmekteyim.Vücudumuz yaklaşık 70-100 trilyon hücreden yaratılmış muhteşem bir organizmadır. Bu mükemmel yaratılmış vücudu muhteşem yapan da içinde yer alan farmakolojidir. Bu farmakolojiye, vücudun eczanesi demek daha doğrudur. Birçok kişi akupunkturun; çoğu hastalık ve patolojilerde, vücudun kendi eczanesinden kullanacağı ilaçlarla tedaviyi mümkün kıldığını bilmemekte, sonuçları görünce de hayretler içinde kalmaktadır.
Akupunktur noktalarını bilgisayarımızın klavyesindeki tuşlara, beynimizi de bilgisayarımızın hard-diskine benzetelim. Bilgisayarımızın tuşlarına doğru zamanda, doğru bir şekilde bastığımızda, hard-diskteki bilgi ve verileri ekrana getirip işlemlerimizi nasıl yapabiliyorsak; aynı metodoloji ile de, akupunktur noktalarını mevcut hastalığa uygun şekilde saptayarak, noktanın elektriksel yüküne göre altın yada gümüş iğneleme yapmak suretiyle beynimiz aracılığı ile birçok nörokimyasal maddeleri (yani içimizdeki eczanenin ilaçlarını) salgılatmış oluruz.
Bir örnek verecek olursak; migren gibi ağrılı bir klinik tablonun akupunktur tedavisinde, vücudumuzun en güçlü ağrı kesici mekanizmalarının uyarılması ve harekete geçirilmesi ile güçlü ağrı kesici (analjezik) etki oluşur, aynı zamanda beynin kaydetmiş olduğu “ağrı” bilgisi de silinir.
Sonuçta da, kalıcı iyileşme meydana gelir.
- Peki bu kalıcı iyileşmenin ardında yatan bilimsel gerçeklik nedir?
Akupunkturun tedavi ettiği migren,trigeminal nevralji,depresyon,panik atak,uyku bozuklukları,allerjik hastalıklar,bel-boyun fıtıkları,başdönmesi (vertigo) gibi daha birçok hastalığın kalıcı bir şekilde iyileşmesinin ardında yatan bilimsel gerçek, hücre çekirdeğinden alınan onaydır.
Bu nedenle yazımızın başlığındaki sorunun cevabı: Akupunkturun tedavi edici etkisi kalıcıdır!…