iltasyazilim
FD Üye
Alaeddin Bin Esad Lahori hayatı
Alaeddin Bin Esad Lahori hakkında data
İsmi, Alâeddîn bin Esad, nisbetielLâhorî ve elBengâlî`dir Doğum târihi bilinmemektedir Hindistan`dayetişen evliyânın büyüklerindendir 1397 (H800)senesinde Pânîpût şehrinde vefât etti Kabri ziyâret edilmektedir
Önceleri, ahâlinin en zenginlerinden veönde gelenlerinden olup, çok sevilen ve öğülen bir zât idi Sonralarıtasavvuf yoluna girip, fakirliği ve insanlardan farklı, uzaktan bir yerdekendi hâlinde yaşayıp ibâdet ve tâat ile meşgûl olmayı tercih etti AhîSirâcüddîn diye tanıdık Sirâcüddîn Osman hazretlerinin talebeleriarasına girdi Kendisi şöyle anlatır:
Sirâcüddîn Osman, Hâce NizâmüddîniEvliyânın huzûrunda, zâhirî ve bâtınî ilimlerde kemâle gelip, mezûnolacağı ve icâzet, diploma alıp memleketine döneceği sırada hocasına;
Gideceğim yerde, Alâeddîn isminde,bilgili, yüksek makamlı çok varlıklı birisi var Onunla nasıl baş edeyim?Ona karşısında nasıl davranmamı emir buyurursunuz? diye arzedince, hocası;
Üzülme, o, senin hizmetçin olacakbuyurmuş Bu cevâba şaşırma eden ve kalbi rahatlayan Sirâcüddîn Osman,hocasının sözlerinde mutlaka bir hikmet olduğunu düşünerek yola çıkıp,memleketine vardı Sirâcüddîn hazretleri memleketine vardığında,Alâeddîn`in zenginliği terkederek tasavvuf yoluna girdiğini öğrenip çoksevindiAlâeddîn de gelip buna hizmet etmeye başladı Huzûrundayetişip, evliyâdan yüksek bir zât oldu Böylece Nizâmüddîni Evliyâ`nındaha önce söylediği sözün hikmeti, mânâsı anlaşıldı ve sözleri meydanaçıktı
Hocası Sirâcüddîn hazretlerinin huzûrundayetişip kemâle gelen Alâeddîn bin Esad, zamânında bulunan evliyânınbüyüklerinden oldu Bir dergâhı vardı Orada talebelerine dersokuturdu İyilik, ihsân sâhibi bir zât idi Talebelerine ve başkainsanlara olan iyilik ve ihsanları o kadar çok idi oysa, zamânın sultânıbu dek ihsanda bulunamazdı Fazla kerâmetleri görülmüştürBir defâsındadergâhına bir kısım halk müziği geldi Yanlarında bir de kedileri vardıKedileri kayboldu Alâeddîn bin Esad`a;
Bizim kedimizi getir dediler O da;Ben sizin kedinizin nerede olduğunu bilmiyorum, nasıl bulayım? diyehayretini bildirdi İçlerinden birisi, dalga geçmek için, orada bulunanbir hayvanın boynuzunu göstererek;
Meselâ şu boynuzdan bulabilirsin dediBaşka birisi de, daha edebsizce bir şey söyledi Alâeddîn bunlaraüzüldü, fakat hiç cevap vermedi O kimseler dergâhdan ayrılıp dışarıçıktıkları süre, boynuz lâfı eden kimseye bir öküz gelerek boynuzuylaöyle vurdu ki, aklı başından gitti Arkadaşları, bunu ölecekzannettiler Daha edebsiz konuşan ikinci kimse ise, şiddetli birhastalığa yakalandı ve o hastalıktan öldü Bunların bu hâllerine şâhidolan arkadaşları ise, büyüklere uygunsuz söz söyleyenlerin cezâlarınınpek ağır ve şiddetli olacağını anladılar
Rivâyet edilir ancak, Alâeddîn hazretleritasavvuf yolunda ilerleyip kemâle geldikten sonradan, Allahü teâlâ, onaönceki hâlinden daha çok mal ve zenginlik ihsân eyledi Ama o,bunlara hiç meyletmedi Hepsini Allah rızâsı için dağıtıp, sadaka verdi
1) AhbârülAhyâr; s149
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c9,s365 *
Alaeddin Bin Esad Lahori hakkında data
İsmi, Alâeddîn bin Esad, nisbetielLâhorî ve elBengâlî`dir Doğum târihi bilinmemektedir Hindistan`dayetişen evliyânın büyüklerindendir 1397 (H800)senesinde Pânîpût şehrinde vefât etti Kabri ziyâret edilmektedir
Önceleri, ahâlinin en zenginlerinden veönde gelenlerinden olup, çok sevilen ve öğülen bir zât idi Sonralarıtasavvuf yoluna girip, fakirliği ve insanlardan farklı, uzaktan bir yerdekendi hâlinde yaşayıp ibâdet ve tâat ile meşgûl olmayı tercih etti AhîSirâcüddîn diye tanıdık Sirâcüddîn Osman hazretlerinin talebeleriarasına girdi Kendisi şöyle anlatır:
Sirâcüddîn Osman, Hâce NizâmüddîniEvliyânın huzûrunda, zâhirî ve bâtınî ilimlerde kemâle gelip, mezûnolacağı ve icâzet, diploma alıp memleketine döneceği sırada hocasına;
Gideceğim yerde, Alâeddîn isminde,bilgili, yüksek makamlı çok varlıklı birisi var Onunla nasıl baş edeyim?Ona karşısında nasıl davranmamı emir buyurursunuz? diye arzedince, hocası;
Üzülme, o, senin hizmetçin olacakbuyurmuş Bu cevâba şaşırma eden ve kalbi rahatlayan Sirâcüddîn Osman,hocasının sözlerinde mutlaka bir hikmet olduğunu düşünerek yola çıkıp,memleketine vardı Sirâcüddîn hazretleri memleketine vardığında,Alâeddîn`in zenginliği terkederek tasavvuf yoluna girdiğini öğrenip çoksevindiAlâeddîn de gelip buna hizmet etmeye başladı Huzûrundayetişip, evliyâdan yüksek bir zât oldu Böylece Nizâmüddîni Evliyâ`nındaha önce söylediği sözün hikmeti, mânâsı anlaşıldı ve sözleri meydanaçıktı
Hocası Sirâcüddîn hazretlerinin huzûrundayetişip kemâle gelen Alâeddîn bin Esad, zamânında bulunan evliyânınbüyüklerinden oldu Bir dergâhı vardı Orada talebelerine dersokuturdu İyilik, ihsân sâhibi bir zât idi Talebelerine ve başkainsanlara olan iyilik ve ihsanları o kadar çok idi oysa, zamânın sultânıbu dek ihsanda bulunamazdı Fazla kerâmetleri görülmüştürBir defâsındadergâhına bir kısım halk müziği geldi Yanlarında bir de kedileri vardıKedileri kayboldu Alâeddîn bin Esad`a;
Bizim kedimizi getir dediler O da;Ben sizin kedinizin nerede olduğunu bilmiyorum, nasıl bulayım? diyehayretini bildirdi İçlerinden birisi, dalga geçmek için, orada bulunanbir hayvanın boynuzunu göstererek;
Meselâ şu boynuzdan bulabilirsin dediBaşka birisi de, daha edebsizce bir şey söyledi Alâeddîn bunlaraüzüldü, fakat hiç cevap vermedi O kimseler dergâhdan ayrılıp dışarıçıktıkları süre, boynuz lâfı eden kimseye bir öküz gelerek boynuzuylaöyle vurdu ki, aklı başından gitti Arkadaşları, bunu ölecekzannettiler Daha edebsiz konuşan ikinci kimse ise, şiddetli birhastalığa yakalandı ve o hastalıktan öldü Bunların bu hâllerine şâhidolan arkadaşları ise, büyüklere uygunsuz söz söyleyenlerin cezâlarınınpek ağır ve şiddetli olacağını anladılar
Rivâyet edilir ancak, Alâeddîn hazretleritasavvuf yolunda ilerleyip kemâle geldikten sonradan, Allahü teâlâ, onaönceki hâlinden daha çok mal ve zenginlik ihsân eyledi Ama o,bunlara hiç meyletmedi Hepsini Allah rızâsı için dağıtıp, sadaka verdi
1) AhbârülAhyâr; s149
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c9,s365 *