John McCluskey, ağaç kesme izinlerinin şirkete değil hükümet yetkililerine verildiği ve altını ayrıştırırken kullanılacak siyanürün çevreye sızmasının imkansız olduğunu açıkladı.
Alamos Gold’un Türkiye’deki taşeronu Doğu Biga Madencilik aracılığıyla Kirazlı’da yürüttüğü çalışmalar, bölgede yapılan ağaç katliamıyla gündeme gelmişti. Uzmanlar bölgedeki doğal yaşamın ve bölge halkının sağlığının tehdit altında olduğu yönünde de değerlendirme yapıyor.
Altın madeni projesinin bölgedeki ormanları yok edeceğini ve kullanılacak siyanürün suya ve toprağa karışarak doğal kaynakları kirleteceğini söyleyen binlerce kişi 5 Ağustos’ta protesto gösterisi düzenlemişti. ‘Su ve vicdan nöbeti’kapsamında bir araya gelen bölge sakinleri, milletvekilleri ve STK’lardan oluşan grup Kirazlı’da toplanmıştı.
Ankara’da Reuters’ın sorularını yanıtlayan McCluskey, şirketinin Çanakkale’deki projesine karşı protesto gösterilerinin siyasi olarak ‘yanlış bilgilendirme’ olduğunu söyledi ve şimdi büyük ölçüde ağaçların kesildiği alanın, proje için öngörülen altı yıldan sonra önceki haline dönmeye başlayacağını söyledi.
McCluskey şunları söyledi: “Biz zaten bunun için para ödedik. Sizin takdir etmeniz gereken, orman izinleri kapsamında bu izinler için yaklaşık 5 milyon dolar ödedik. Bu ücretin büyük bir kısmıyla, yeniden ağaçlandırmada kullanılacak. Ağaç kesme izinleri şirkete değil hükümet yetkililerine verildi” dedi.
Alamos Gold’un CEO’su şöyle devam etti: “Altı buçuk yıl içinde, bu bölgede yeniden ağaç dikmeye odaklanılacak. Ve 10 yıl içinde, belki bundan biraz daha fazla, tekrar bir orman gibi görünecek.”
Siyanür tartışması
Projeyi eleştirenler, maden ocağının siyanür kullanımının bölgenin ekolojik yapısına zarar vereceğinden ve bölgedeki Atıkhisar barajı yakınındaki toprak ve suyu kirleteceğinden endişe ediyor.
McCluskey, siyanürün yalnızca maden arama sürecinin son aşamasında altın çıkarmak için kullanılacağını ve şirketin çevreye herhangi bir sızıntının olmamasını sağlayacak önlemler aldığını ve maden faaliyetlerinin su havzasını etkilemeyeceğini söyledi.
McCluskey “Bir geçirgen zarımız var ve bunun altında başka bir geçirgen zar var. İki katman arasında, bir sızıntı tespit sistemine sahibiz. Olması halinde, diğer katmana ulaşmadan önce, tespit edeceğiz” diye konuştu.
McCluskey maden çözeltisinin ayrı bir su havzasına ulaşmak için yokuş yukarı akması gerektiğini söyleyerek maden ocağının barajı etkilemesinin imkansız olduğunu belirtti.
Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar ise açıklamasında ‘eko kıyıma’ son vermek için sonuna kadar mücadele edeceklerini söylerken, “Cevher işlenirken net bir şekilde biliyoruz ki siyanür kullanılacak. Sulama kaynağımız olan baraj kirlenecek kirlenmenin ötesinde hayati tehlikeye neden olacak. Sağlık sorunları ve ölüme kadar giden tehdit söz konusu” demişti.
‘Derin siyasi gündem‘
Alamos’un maden ocağı yakınındaki binlerce protestocunun gösterisine ilişkin soru üzerine McCluskey, gösterilerin huzursuzluk yaratma amaçlı siyasi bir saldırı olduğunu iddia etti.
McCluskey “Söylemesi çok alaycı bir şey, ancak bu saldırının aslında sadece derin bir siyasi gündem olan şeyin üzerine örtülen çevresel bir perde olduğuna inanıyorum” dedi.
McCluskey şöyle devam etti: “Bunu geçmişte hiç yaşamadım, çok hızlı bir şekilde çok duygusal bir sosyal medya tepkisi elde etmek amacıyla yayınlanan bu proje hakkında kasıtlı bir yanlış bilgilendirme yaşandı.”
Aralarında milletvekilleri, sanatçılar ve hukukçuların da bulunduğu Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce kişi 5 Ağustos’ta “Altınsız olur, Kaz Dağları olmadan olmaz”, “Ölüler altın takmaz”, “Uyanışa ortak ol”, “Yaban hayata dokunma”yazan pankartlarla tepkilerini dile getirdi.