Alanya Kalesi hakkında bilgiler Alanya Kalesi 1548925495 1548925495 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba4073df6alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba4073df6 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba4073df6 Denizden ve karadan kuvvet ulaşabilirliği nedeniyle tarih baştan başa devamlı yerleşime uğramış olan Alanya Kalesi; Anadolu’yu süsleyen yüzlerce kaleden bugün ayakta kalabilmiş, en iyi korunmuş olanlarından birisidir 1548925495 1548925495 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba40786a8alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba40786a8 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba40786a8 Kale 6,5 km yi bulan sur uzunluğu, 140′ı bulan burçları, içindeki 400′e yakın sarnıcı, yazıtlı kapıları ile Selçuklu sanatını en iyi yansıtan, Selçuklunun görkemliliğini gözler önüne seren bir açık hava müzesi görünümündedir Surlar, Kızılkule’den başlayarak, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda Burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcu’na inerek Tophane ve Tersane’yi geçip başladığı yer olan Kızılkule’de son bulur Kalenin birincil iskân tarihi Hellenistik Döneme dek inse de reel anlamda Selçuklular göre bütün görkemliği ile abidevi ülkü getirilmiştir Kalenin, içkale olarak adlandırılan ve yarımadanın batı köşesinin en yüksek yerinde kurulmuş olan bölümünün denizden yüksekliği 250 metreyi bulmaktadır Yönetimsel ve askeri örgütlenmenin merkezi olması sebebiyle dört yönden dayanıklı surlarla çevrilmiştir İçkalenin orta kısmında bulunan tuğladan yapılmış iki adet Selçuklu Devri su sarnıcı bugün de işlevini sürdürmektedir İçkaledeki yapılar batı hariç diğer cephelerde kale duvarlarının içine dayandırılarak yapı edilmiştir 1548925495 1548925495 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba407e5fcalanyakalesihakkindabilgiler5c52ba407e5fc alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba407e5fc Son yıllarda Türk bilim adamlarınca, güneydoğu köşeye doğru uzanan büyük yapı grubunda kazıbilimsel kazılar yapılmaktadır Son bulgular burasının sultan sarayı olabileceğini göstermektedir İçkalede bugün gezerken görebileceğiniz diğer inşa grubunun da, askerî amaçlı kışla, yatakhane ve ambar olabileceği sanılmaktadır İçkalenin yaklaşık ortasına isabet eden yerde minik bir Bizans Kilisesi göze çarpmaktadır oysa, bu da kalenin inşa edildiği tarihten fazla önceleri de kullanılmakta olduğunu kanıtlamaktadır Hem kilisenin günümüze değin kalabilmesi, Selçukluların öbür dinden olanlara ve onların tapınma yerlerine gösterdikleri bir saygının da kanıtı olup bu bağlamda daha pozitif korunması gereken yapılardandır Yonca yaprağı planlıdır Dairesel kemerli pencereler ve sağır nişlerden oluşan geniş kasnak merkezi kubbeyi çevrelemektedir Kilisenin fresklerle süslü olduğu bugün kalan izlerden muhakkak olmaktadır Mimarî özelliklerden nedeniyle XIyüzyıla tarihlenmektedir Alaaddin Keykubat, kaleyle bütünleşen birçok anıtsal yapılar da yaptırmıştır Selçuklu sanatının benzersiz örneklerinden biri olan Kızılkule, kaleyle tamlık karşılayan, plan ve ihtişamı ile Alanya’nın simgesi durumundadır Limanı kesintisiz kontrol altında tutmak amacıyla üretilmiş olup çapı zeminde 29 metre, yüksekliği 33 metreyi bulmaktadır Sekizgen planlıdır 1226 yılında yapıldığı bilinen kulenin mimarî kuzey yönündeki yazıtta Halep’li Ebu Ali olarak geçmektedir Kulenin güneyindeki yedi satırlık yazıtta ise Sultan A Keykubat övücü vasıflarla yüceltilmektedir id Inşa esnasında Antik Çağa ait devşirme malzemeden yararlanılmıştır Her bir yüzdeki mazgallar, gözetleme pencereleri, düşmana zift ve kaynar su dökmeye yarayan önleri peçeli delikler yapıya ayrı bir güzellik verirler Selçukluların Akdeniz’le birincil tanışmalarını simgeleyen Tersane de Alanya Kalesi’nin bütünlüğü içerisinde tüm görkemliği ile sağlam bir şekilde durmaktadır Beş tonozlu bölmeden ibaret olan yapı takriben 57 metre uzunluğunda, 40 metre derinliğindedir Giriş kapısındaki yazıt Sultan’ın armasını taşımakta olup rozetlerle süslüdür Kapının sağ tarafında küçük bir oda yer almakta olup bu oda kimi bilim adamlarına kadar mescit olarak kullanılmış kimilerine kadar depo olarak değerlendirilmiştir Kapının sonundaki odanın ise Tersane’e görevli memurlar için düzenlendiği sanılmaktadır Selçuklular Sinop’tan sonra ikinci deniz üssü niteliğindeki bu Tersane ile Akdeniz’e açılmışlar, hatta bu tersane ile Alaaddin Keykubat “İki Denizin Sultanı ünvanını almıştır Yapım tarihi 1227′dir Tersaneyi güvence altına edinmek nedeniyle yapılmış olduğu farzedilen Tophane 14 x 12 metre ölçülerinde iki katlı dikdörtgen bir plan göstermektedir Bu inşa da Sultan A Keykubat’ın eseridir 1548925495 1548925495 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba4083088alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba4083088 alanyakalesihakkindabilgiler5c52ba4083088