Albayrak: Türkiye'nin güçlü mali tabloları güven veriyor

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Euronews için kaleme aldığı yazıda enflasyonla gayret, mali disiplin, faizler, bankacılık, ihracat, Varlık Fonu üzere iktisat ve finans gündeminin kritik başlıklarına değindi. 

Albayrak'ın yazısı şöyle: 

"Önemli ıslahatların yapıldığı bir yılın akabinde hükümet tezli ekonomik dönüşüm ajandasını hayata geçirme konusunda kararlılığını sürdürüyor. Önümüzdeki seçimlerin olmadığı dört yıl boyunca Türkiye büyük yatırım fırsatları sunuyor.

Misyona geldiğimiz geçen yıldan itibaren daha evvel hiç görülmeyen şiddetteki kur saldırısının öteki finansal kırılganlıklarla birleşerek ayağımıza dolaşmasına karşın yapılanları anlamak son derece değerli. Apaçık bir halde son derece olağan dışı gelişmelerle karşı karşıya kalmıştık. Yeni İktisat Programı açıklandı ve misyonu devralır almaz fiyat istikrarını temin etmek ve ekonomiyi daha sürdürülebilir bir büyüme rotasına koymak için hızla harekete geçtik. Müdahalelerimizin sonuçları cüret verici oldu, enflasyon geçen yıldan daha aşağı düzeylerde; ve tek haneli enflasyona ulaşmayı da eylül ayı içerisinde başaracağız.



Merkez Bankası enflasyonla çaba noktasında bağımsız bir halde tedbirlerini almaya devam ediyor. Koordineli bir formda biz de tedarik zincirlerinin optimizasyonunda takviye olarak besin fiyatlarını denetim altında tutmaya çalışıyoruz ve bu teşebbüslerin meyvelerini sonbahar aylarında görmeyi bekliyoruz. 2010 yılı başlarından beri besin fiyatlarının enflasyondaki temel problemlerden biri olması nedeniyle bu adımlar kritik ehemmiyet arz ediyor.

Nisan ayında açıklanan Yapısal Dönüşüm Adımları'nın akabinde, kısa vadeli ekonomik görünümün geliştirilmesi ile birlikte uzun vadede de üretkenliği ve büyüme potansiyelini artırıcı siyasetler hayata geçirildi. Maksadımız sürdürülebilir büyümeyi sağlarken Türkiye'nin temel kırılganlık kaynağı olan ve kısa-vadeli borçlanma ile finanse edilegelen kronik cari açık problemini da tahlile kavuşturmaktır.

Finans sistemine baktığımızda da Türk bankalarının sermaye yeterlilik oranlarının global sonların çok üzerinde olduğu görülmektedir. Yeniden de temkinli olmayı sürdürüyoruz: kamu bankalarına nisan ayında yeni sermaye enjekte edildi, birtakım özel bankalar da sermayelerini artırdı ve Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu da tüm bankalardan kar hissesi dağıtmayarak bünyelerinde tutmalarını istedi. Ayrıyeten finansal istikrarı etkileyebilecek sistemsel riskleri tespit edilebilmesi için en ileri seviyede nezaret teknolojileri geliştiriyoruz.

Yüzde 15 oranında daralan kredi hacmi değerli bir telaş kaynağı olarak duruyor. Sistemin gerekli nitelikleri taşıyan şirketlere kredi akışını kesintisiz bir halde devam ettirebilmesini garanti etmek istiyoruz. Finansal tekrar yapılandırmalarla ilgili yeni kanun bu mevzudaki kararlılığımızı ortaya koyuyor. Buna ek olarak, bankaların bilhassa güç ve inşaat kesiminde takibe düşen krediler ile ilgili çalışmalarını yakından izliyoruz. Bir çok yerli ve yabancı yatırımcının bu kredileri satın almak için fonlar kurma konusunda gösterdiği ilgiye de ayrıyeten dikkat çekmek gerekir. Yatırım ortamına takviyemizi artırmak için gerekli yeni kurallar ve düzenlemeleri hayata geçirme konusunda da istekliyiz.



Yurt içi tasarrufları artırmak için kıymetli bir siyaset teşebbüsü açıklayacağız. Bu uzun vadeli büyümeyi sağlayarak kısa vadeli sermaye akımlarına bağımlılığı azaltacak. Ek olarak, mahallî bankalardan aldığı kredi ölçüsü 100 milyon liranın üzerindeki şirketlerden kredi almadan evvel bankalarına denetlenmiş mali tablolarını sunmaları kaidesi getirerek bilgi boşluğu olduğu söylenen bir alanı dolduruyoruz. Ulusal kredi derecelendirme ajansı da bilgi ortamını geliştirecek ve sermaye piyasalarının derinleşmesini sağlayacak. Tüm bunlara ilaveten, fon kaynaklarını çeşitlendirme açısından sigortacılık dalı de büyük bir büyüme potansiyeline sahip.

İhracatçılar Türkiye'nin cari istikrarının geliştirilmesinde son derece kıymetli bir rol oynamaktadır. İhracatçıların 200'den fazla ülkeye ulaşarak ihracat pazarlarını çeşitlendirmede, çağdaş lojistik, ulaşım, güç ve irtibat altyapısı imkanlarından faydalanmada gösterdikleri muazzam teşebbüsçü ruh ülke ihracatının artmasındaki ana etken oldu. Haziran ayında başlatılan gayeye yönelik kredi programları bu noktada daha fazla dayanak sağlanması için tasarlandı.

Varlık Yatırım Fonu'muz öteki kamu kuruluşları ile birlikte ilaç, petro-kimya, güç ve teknoloji dallarındaki stratejik ortaklarıyla faal bir formda görüşmeler yaparak direkt yabancı yatırımları çekmek ve cari dengeyi desteklemeyi hedefliyor. İlaveten, Doğu Akdeniz'de ortak arama ve üretim fırsatları yatırımcıları bekliyor. Üç kıtanın kesişiminde konumlanan Türkiye'nin doğal bir güç, lojistik, ticaret ve ihracat üssü olma özelliği tartışılmaz bir halde canlı ve cazibeli bir biçimde devam ediyor.



Türkiye'nin güçlü mali tabloları 2019'un ikinci yarısında tekrar güçlü büyüme yoluna gireceği konusunda itimat veriyor. Vergi idaresini güçlendirmek, vergi tabanını genişletmek, yatırım ve istihdamı artırmak maksadıyla kurumlar vergisini düşürmek için vergi kanununda kapsamlı bir dönüşüme başlamak üzereyiz. Türkiye'nin mali disiplinde gösterdiği muvaffakiyet ortadadır ve hiçbir vakit değişmeyecektir. Adalet sisteminin aktif çalışması üzere öteki ıslahatlar da yıl sonundan evvel ele alınarak daha sağlıklı ve öngörülebilir bir yatırım ortamının sağlanmasına katkıda bulunacak. Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümü olan 2023'e yaklaşırken bu yapısal teşebbüsle merkezde yer alacak.

İktisat idaresinin yanı sıra, Türkiye'nin ulusal güvenlik öncelikleri de ortadadır. NATO üyesi olmaya devam edeceğiz. Bölgesel güç olarak Türkiye geniş yelpazeli dostluklar ve ekonomik bağlar kurmaya ve geliştirmeye devam edecektir. Sağlam bir iktisadın olmazsa olmazları olan açık pazar sistemini korunması, hukukun üstünlüğünün önceliği ve insan haklarının evrenselliğine derin bir halde bağlıyız.

Önümüzdeki fırsatlar konusunda son derece heyecanlıyız ve bunun bir modülü olmak isteyen tüm paydaşları memnunlukla bekliyoruz."