iltasyazilim
FD Üye
Albert Camus Hayatı
Albert Camus Yaşamı
7 Kasım 1913 doğumlu, Fransız yazan ve filozof Albert Camus, absürdizm akımın öncülerindendir Ama o herhangi bir akıma ait olduğunu kabul etmez 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den daha sonra bu ödülü şampiyon en genç yazan olmuşturÖdülü aldıktan 3 yıl daha sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir
Camus II Dünya Savaşı sırasında Naziler'e aleyhinde oluşmuş Fransız Direnişi'ne katıldı ve bu direnişin bir parçası olarak Combatadında bir gazete yayımlamaya başladı 1943'te gazetenin editörü oldu; fakat 1947'de Combatticari bir gazete olunca buradan ayrıldı JeanPaul Sartre ile tanışması burada gerçekleşmiştir
Savaştan daha sonra, Sartre ve de Beauvoir gibi şahısların buluştuğu Boulevard SaintGermain'deki Café de Flore'u ziyaret etmeye başladı Bu yıllarda, aynı zamanda Amerika'yı turlayarak Fransız varoluşçuluğu hakkında dersler verdi Politik olarak sol görüşlere yatkın olmasına karşın komünizme karşısında çıkması, ona komünist partilerde arkadaş kazandırmadığı gibi Sartre'dan da uzaklaştırdı
Camus, 1949'da vereminin tekrarlaması yüzünden iki sene inzivaya çekildi ve Başkaldıran İnsanı yayımladı Bu kitap, Fransa'daki birçok sol görüşe sahip arkadaşı ve bilhassa de Sartre göre hoş karşılanmadı ve Sartre'la bütün olarak yollarını ayırdı Kitabının nahoş yorumlarla karşılanması Camus'yü kitap yazmaktan tiyatro oyunları çevirmeye itti
Camus, 1950ler'de kendini insan haklarına adadı 1952'de Birleşmiş Milletler, Francisco Franco diktatörlüğündeki İspanya'yı aza olarak kabul edince UNESCO'daki çalışmalarını durdurdu ve kurumdan ayrıldı Ayaklanmalarda insandışı bir sertlik kullanan Sovyet metodlarını eleştirdi Pasifistliğini koruyan Camus, İdam cezasına karşı savaşını sürdürdü
Cezayir Özgür Savaşı 1954'te başladığında, Camus kendini ahlakî bir ikilem içinde buldu Bunun nedeni, Cezayir doğumlu Fransızları tarif ederken kullandığı önad olan siyah ayaktı Fakat, sonunda, savaşta Fransa hükümetini savunuyordu Kuzey Afrika'da başlayan isyanın, sahiden Darı önderliğindeki yeniArap emperyalizminin ve batıya saldırgan Sovyetler Birliği'nin işleri olduğunu düşünüyordu Cezayir'in özerk, hatta bir federasyon olmasını savunuyor; lakin tamamiyle bağımsızlığını desteklemiyordu öte yandan, Araplar'la siyah bacakların beraber yaşayabileceğini düşünüyordu Bu kriz esnasında ölüm cezasına çarptırılan Cezayirlilerin kurtulması için gizlice çalıştı
Camus, 1955 ve 1956 yıllarında Fransız L'Expressdergisinde yazdı Bunların ardından 1957 yılında Camus Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı Nobel ödülünü aldıktan daha sonra tamamen genişleyen ünü, onu XX asır dünya edebiyatının başköşesine yerleştirdi Genel girişim bu ödülün bir önceki sene yayımlanan Düşüşiçin yok, idam cezasına aleyhinde yazdığı Réflexions Sur la Guillotinemakalesi için verildiğidir Stockholm Üniversitesi'nde yaptığı bir tavır sırasında Cezayir konusundaki hareketsizliğini savundu Ama sonra Cezayir'de yaşayan annesinin başına ne geleceği konusunda meraklandığını bildirdi Çelişkili farzedilen bu şart Fransız sol entelektüelleri kadar tepkiyle karşılandı *
Albert Camus Yaşamı
7 Kasım 1913 doğumlu, Fransız yazan ve filozof Albert Camus, absürdizm akımın öncülerindendir Ama o herhangi bir akıma ait olduğunu kabul etmez 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den daha sonra bu ödülü şampiyon en genç yazan olmuşturÖdülü aldıktan 3 yıl daha sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir
Camus II Dünya Savaşı sırasında Naziler'e aleyhinde oluşmuş Fransız Direnişi'ne katıldı ve bu direnişin bir parçası olarak Combatadında bir gazete yayımlamaya başladı 1943'te gazetenin editörü oldu; fakat 1947'de Combatticari bir gazete olunca buradan ayrıldı JeanPaul Sartre ile tanışması burada gerçekleşmiştir
Savaştan daha sonra, Sartre ve de Beauvoir gibi şahısların buluştuğu Boulevard SaintGermain'deki Café de Flore'u ziyaret etmeye başladı Bu yıllarda, aynı zamanda Amerika'yı turlayarak Fransız varoluşçuluğu hakkında dersler verdi Politik olarak sol görüşlere yatkın olmasına karşın komünizme karşısında çıkması, ona komünist partilerde arkadaş kazandırmadığı gibi Sartre'dan da uzaklaştırdı
Camus, 1949'da vereminin tekrarlaması yüzünden iki sene inzivaya çekildi ve Başkaldıran İnsanı yayımladı Bu kitap, Fransa'daki birçok sol görüşe sahip arkadaşı ve bilhassa de Sartre göre hoş karşılanmadı ve Sartre'la bütün olarak yollarını ayırdı Kitabının nahoş yorumlarla karşılanması Camus'yü kitap yazmaktan tiyatro oyunları çevirmeye itti
Camus, 1950ler'de kendini insan haklarına adadı 1952'de Birleşmiş Milletler, Francisco Franco diktatörlüğündeki İspanya'yı aza olarak kabul edince UNESCO'daki çalışmalarını durdurdu ve kurumdan ayrıldı Ayaklanmalarda insandışı bir sertlik kullanan Sovyet metodlarını eleştirdi Pasifistliğini koruyan Camus, İdam cezasına karşı savaşını sürdürdü
Cezayir Özgür Savaşı 1954'te başladığında, Camus kendini ahlakî bir ikilem içinde buldu Bunun nedeni, Cezayir doğumlu Fransızları tarif ederken kullandığı önad olan siyah ayaktı Fakat, sonunda, savaşta Fransa hükümetini savunuyordu Kuzey Afrika'da başlayan isyanın, sahiden Darı önderliğindeki yeniArap emperyalizminin ve batıya saldırgan Sovyetler Birliği'nin işleri olduğunu düşünüyordu Cezayir'in özerk, hatta bir federasyon olmasını savunuyor; lakin tamamiyle bağımsızlığını desteklemiyordu öte yandan, Araplar'la siyah bacakların beraber yaşayabileceğini düşünüyordu Bu kriz esnasında ölüm cezasına çarptırılan Cezayirlilerin kurtulması için gizlice çalıştı
Camus, 1955 ve 1956 yıllarında Fransız L'Expressdergisinde yazdı Bunların ardından 1957 yılında Camus Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı Nobel ödülünü aldıktan daha sonra tamamen genişleyen ünü, onu XX asır dünya edebiyatının başköşesine yerleştirdi Genel girişim bu ödülün bir önceki sene yayımlanan Düşüşiçin yok, idam cezasına aleyhinde yazdığı Réflexions Sur la Guillotinemakalesi için verildiğidir Stockholm Üniversitesi'nde yaptığı bir tavır sırasında Cezayir konusundaki hareketsizliğini savundu Ama sonra Cezayir'de yaşayan annesinin başına ne geleceği konusunda meraklandığını bildirdi Çelişkili farzedilen bu şart Fransız sol entelektüelleri kadar tepkiyle karşılandı *